23 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • culture
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

KIRGIZ KÜLTÜRÜNDE KUT KAVRAMININ ÖZELLİKLERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 47 · Sayfa: 245-257
Türkçenin en eski dönemlerinden itibaren günümüze kadar bütüntarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde varlığını sürdüren kut sözcüğünün,etimolojik sözlüklere dayanarak yapılan araştırmamıza göre dönem velehçeye bağlı olarak değişiklik gösteren pek çok anlamın olduğu ortayaçıkmıştır. Bu anlamları da dikkate alarak Kırgız kültürü bağlamında elealınan kut kavramının soyut - somut, dış - iç dünya gibi pek çok anlamsaldüzleme sahip olduğunu kanıtlarla tespit ettik. Soyut düzlemin tanrı,ikbal, talih gibi insanların dış dünya algısını ve ruh, can, gönül, hayatenerjisi gibi kendi iç dünya algısını ilgilendiren kavramlardan; somut boyutununise tılsım, putçuk gibi dokunabilen nesnelerden oluştuğu tespitedildi. Kırgızcadaki kut sözcüğünün, insanın Tanrı'dan geldiği düşündüğüikbal, uğur, baht, irade, saadet gibi soyut düzleminin, Eski Türk inancınınizlerini taşıyor olmasına rağmen somut düzleminin bir ifadesi olantılsımın, nazardan koruma aracı olarak günümüzde artık kullanımdankalktığını söylemek doğru olacaktır. Geçen yüzyılın altmışlı yıllara kadarKırgızların arasında var olan ancak bugün sadece Sibirya halklarındaörnekleri bulunan tılsımın mavi veya kırmız renkteki bezlerden yapılmışolması eski Türk inancındaki Yağız Yer ve Mavi Gökyüzü'nün simgelediğianlaşılmaktadır. Diğer Türk halklarında olduğu gibi Kırgızcada daolumlu anlamı ifade ettiğinden dolayı kut sözcüğünün hem kız hem erkekisimleri oluşturmak için kullanıldığı görülür.

Hakkâri Etnografik Eserlerinden Yün Eldivenler Üzerine Bir Çalışma

Erdem · 2018, Sayı 75 · Sayfa: 35-66 · DOI: 10.32704/erdem.496718
Tam Metin

Eldiven, ellerimizi farklı dış etkilerden korumak için giydiğimiz bir giysidir. Kullanım amacına göre deri, süet, kumaş, yün, kaşmir, naylon, keten ve pamuk gibi malzemelerden yapıldıkları görülür. Bunlar arasında yün ile örülen eldivenler daha çok kış mevsiminde ellerimizi soğuktan koruma amaçlı giyilir. Yün eldivenler, yün çoraplar gibi malzeme ve bezeme açısından önemli özelliklere sahiptirler. Bu anlamda, kültürel mirasımızın önemli unsurları arasında yer alırlar. Günümüzde, yün yerine farklı malzemeden yapılan eldivenlerin kullanımının yaygınlaşması sonucu olarak diğer birçok etnografik eser gibi ortadan kaybolma riskini taşımaktadırlar. Bütün bunlara karşın bu etnografik eserlerle bağlantılı detaylı bir bilimsel çalışmaya rastlanılmaması bu alanda çalışma yapmamızı gerekli kılmıştır.

Bu çalışmada, Hakkâri ilinin farklı yörelerinde yün eldivenlerle ilgili saha çalışması yapılmıştır. Çok az sayıda yün eldivene rastlanılması bu sanat unsuru ile ilgili kaygılarımızı artırmıştır. Ancak katalog çalışmasında da görüleceği üzere, elde edilen yün eldivenler az sayıda olmakla birlikte malzeme, çeşit ve bezeme bakımından kayda değer oldukları görülür. Yün eldivenler üzerindeki motifler aynı yöreye ait yün çoraplar üzerindeki bezemelerle de karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıklar irdelenmeye çalışılmıştır. Görüldüğü kadarıyla, bu kültür ve sanat unsuru üzerine işlenen motiflerle Hakkâri ve aynı zamanda Anadolu'nun farklı yörelerindeki yün çorap gibi diğer örgü işler üzerine işlenen motiflerle büyük benzerlik gösterirler. Ancak yün eldivenlerin parmak uçlarındaki püsküller açısından daha çok Hakkâri yöresine özgü bir süsleme özelliğini ortaya koymaktadır. Bu çalışma ile Hakkâri yöresi yün eldivenlerinin kültür ve sanatımız açısından önemine dikkat çekerek bunların tekrar canlanmasında ve gelecek kuşaklara aktarılmasında katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Kültür Mirasımız Para Keselerinden Örnekler

Arış · 2018, Sayı 13 · Sayfa: 46-52 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.78
Tam Metin
Türk kültürü ve sanatı içinde kendine özgü bir yeri ve anlamı olan keseler, uzun yıllar altın, gümüş gibi değerli madenleri, tütün, baharat, saat, ok ve cüz gibi nesneleri hem taşımak hem de giysilerini süslemek amacıyla kullandıkları önemli bir eşya olmuştur. Günümüzde ise kese, örneklerine müze, arşiv, özel koleksiyoncu ya da antika dükkânlarında rastlanılmakta pazarı olmadığı için üretilmemektedir. Zengin kültür mirasımız olan keselerimizin yaşatılması,gelecek kuşaklara aktarılmasıvebelgelenmesioldukçaönemlidir.Buçalışmanınamacı, Geleneksel Türk Sanatlarımız içinde yer alan ve maddi kültür değerlerimizden olan keselerimizi tanıtmak ve belgelemektir. Çalışmada Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi'nde bulunan tığ örgüsü para keseleri incelenmiştir. Seçilen konunun,Türk kültür tarihi açısından ilgili literatüre ve kültür değerlerimizden olan keselerin korunmasınakatkı sağlaması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

Theoretical Approach for The So-Called Mycenaean Migration in Turkey

Belleten · 2017, Cilt 81, Sayı 292 · Sayfa: 677-702 · DOI: 10.37879/belleten.2017.677
Tam Metin
On the basis of archaeological data, it is suggested in this study that Mycenaean migration fl ows to Anatolia, of the kind proposed in ancient sources and by some researchers, did not actually occur. As an example, when the material culture of the Lycians under the Persian rule was examined and the results were analysed, it could be seen that although the two civilisations are of diff erent periods and had diff erent interactions, the infl uencing and the infl uenced cultures exhibit similar political, sociological and economic behaviors and characteristics. Therefore, it is proposed that this cultural infl uence is correlated to a process and degree of acculturation.

 Arnavut Destancılığında Türkizmin Etkisi (The Effect of Turkism in Albanian Epics)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 38
Arnavut dilinde Türkizmin (Türklük, Türkçe) sözcük bilimsel etkilerinin araştırılması elle tutulur sonuçlar vermektedir. Kahramanlık destancılığı gibi yüksek folklor türlerinin araştırılması bir yandan halk şiirinin temel karakterini izah etmeye yararken diğer yandan masallar, muhtelif türdeki bilmece ve hikâyeler bir dereceye kadar halkın konuşma dilinin özelliklerini açıklamaya imkân tanımaktadır. Arnavutluk destanları "Muyo ve Halil" kardeşler ve onların otuz bahadırdan oluşan arkadaşlarının (çetesinin) kahramanlıklarını anlatır

Peyami Safa ve Türk Düşüncesi Dergisi

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 237-250
Tam Metin
Türk Düşüncesi, Peyami Safa'nın 1953-1960 yılları arasında yayımladığı bir fikir ve sanat dergisidir. Aylık olup, aralıklarla 63 sayı yayımlanmıştır. Düşünce yönü ağır basan dergide yazanlar, Peyami Safa dışında, Hilmi Ziya Ülken, Mustafa Şekip Tunç, İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, Reşat Ekrem Koçu gibi isimlerdir. Türk düşüncesini Batı düşüncesinin temel unsurlarıyla temasa geçirmeyi, bir sentez fikrini ilke edinen dergideki yazıların çoğu bu düşünceye hizmet etmektedir. Sanat cephesinden ise, şiir ve hikâyeler yanında diğer sanat dallarıyla ilgili haberler ve eleştiri yazılarına yer verilmiştir.

Bahtiyar Vahapzade’ye Göre Türk Birliğinin Kültürel Zemini

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 35-50
Tam Metin
Türklük dünyasının büyük şairi Bahtiyar Vahapzade, şiir ve yazılarında bütün dünya Türklerinin birleşmesi gereği üzerinde durur. Bunun için öncelikle dil, kültür, sanat, edebiyat, din, milliyet ve ülkü birliğinin olması gereğine inanır. Bunun için şiiri önemli bir mücadele vasıtası olarak değerlendirmiştir. Şiirlerinde bu bağlamda millî, toplumsal sorunlara bol bol yer vermiştir. Ayrıca millî heyecanı diri tutan bir söylem üretmiştir. Türk birliğinin sağlanmasında Türkiye-Azerbaycan kardeşliği üzerinde yoğun olarak duran şair, bunun yanında diğer bütün Türk boylarının da birlik içinde yer almasının önemine vurgu yapmıştır. Büyük Türk birliğinin gerçekleşme alanı olarak da Türkiye merkezli bir Türk birliğini önermiştir. Ona göre büyük Türk birliği önce kültürel zeminle başlayacak, sonra bilimsel, siyasi ve ekonomik birliktelikler halinde devam edecektir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Romanlarında Türk Tarihinin Yorumu

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 1-6
Tam Metin
Mustafa Necati Sepetçioğlu; sanatkâr, romancı, tarihî romancı olmazdan önce Türkolojiyi bitirmiş bir Türkolog idi. Bunun için de Türk tarihini, özellikle Anadolu'daki Türk tarihini derinlemesine inceleyen M. Fuad Köprülü, Ömer Lütfi Barkan, Osman Turan gibi bilginlerin etkisi ile yetişti. Bu bilginler, Anadolu'daki Türk kültür ve medeniyetinin, Orta Asya Türk kültür ve medeniyetinin devamı olduğunu gösterdiler. Sepetçioğlu, bu bilim gerçeklerini roman yoluyla, tarihî romanlarıyla işledi. Özellikle Konak romanında Kumral Dede bu devamı gösteren bir kahramandır.

Atatürkçülük Kültür Unsurlarımızdan Birisidir

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 459-472
Kültürün anlam ve alanının araştırıldığı, uygarlıkla arasındaki ilişkilerin ve sınırların belirlenmeye çalışıldığı ve henüz bir kavram olarak belirsizliğini koruduğu tarihlerde, Atatürk, kültürü bugün de kabul edilen en geniş anlamıyla benimsemiş ve kültürle ilgili değerlendirmelerini bu anlayışa göre yapmıştır. "Kültürü uygarlıktan ayırmak güçtür ve gereksizdir" diyen Atatürk, kültürü "a. devlet hayatında, b. fikir hayatında, c. ekonomik hayatta yapılabilen şeylerin toplamı" olarak görür. Günümüzde üzerinde büyük ölçüde birleşilen anlayışa göre kültür, biyolojik faaliyetlerimizin ve içgüdülerimizin dışında bulunup kuşaktan kuşağa intikal eden gelişme ve birikimlerin tümü olarak değerlendirilmektedir. Şüphesiz biyolojik faaliyetlerimizin ve içgüdülerimizin hayata yansıması ve uygulama şekilleri de farklı kültürlerde değişik şekillerde görülür. Kültürle ilgili bu değerlendirmede söz konusu olan biyolojik faaliyetin ve içgüdünün kendisidir.

Atatürk, Kültür ve Sanat

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt IV, Sayı 10 · Sayfa: 19-26
En büyük Türk Milliyetçisi Atatürk'e göre "Millet, aynı kültürden insanların oluşturduğu toplumdur". Kısaca "ortak kültür" millet olmanın temel unsurudur. Atatürk'ün tarih, dil ve güzel sanatlar konularına eğilmesinin nedeni de budur.