5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Son 10 yıl
  • loanwords
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Türkçede Hibrit (Melez) Sözcükler

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 72 · Sayfa: 253-290
Hibrit; Türk dilinde iki farklı yapı, tür ve kökenin bir araya gelmesiyle oluşan sözcük olup Arapça melez sözcüğüyle de karşılanabilmektedir. Bu kavram hem fen bilimlerinde hem sosyal bilimlerde kullanılmaktadır. Çıkış yeri biyoloji ve bitki bilimleri olan terim; sosyoloji, müzik, teknoloji, otomotiv ve son zamanlarda eğitim gibi alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada hibritleşme Türk dili alanına uyarlanmış, bu minvalde Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük'teki iki farklı kökene ait sözcüklerin oluşturduğu birleşik yapıların durumu değerlendirilmiştir. Araştırmada genel tarama modeli kullanılarak sözlüğün tamamı taranmıştır. Araştırmanın evrenini Türkçedeki tüm hibrit yapılar; örneklemini ise Türkçe Sözlük'te farklı iki dile ait sözcük ve(ya) eklerden oluşmuş bitişik yazılan sözcükler oluşturmaktadır. Bitişik yazılan en az iki sözcükten müteşekkil yapılar ile Türkçe dışındaki eklerle oluşturulmuş türemiş sözcükler fişlenmiştir. Bu yapılar ait oldukları dile ve dizilimlerine göre sınıflandırılmıştır. Türkçe Sözlük'te toplam 1.839 hibrit yapı tespit edilmiştir. Bu yapılar Türkçe + Arapça, Fransızca + Türkçe, Türkçe + İbranice, Yunanca + Soğdca, Rumca + Türkçe, Türkçe + Farsça + Türkçe, Arapça + Arapça + Türkçe biçiminde birbirinden farklı dizilişler göstermektedir. Bazı gruplardaki hibrit yapıların sayısı fazlayken (Türkçe + Arapça = 755) bazıları sınırlıdır (Türkçe + Latince = 1). Bu çalışma; Türkçenin söz varlığında yer alan hibrit yapıları tespit ve tasnif etmek, hibrit sözcüklerin kökenlerini ve kullanım alanlarını belirlemek üzere yapılmıştır.

İbni Mühennâ Lugati’nde Arapça ve Farsçadan Alıntı Sözcükler

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 71 · Sayfa: 111-127 · DOI: 10.32925/tday.2021.55
Birbiri ile ilişki içinde olan topluluklarda kültür, dil, edebiyat, gelenek vb. konularda alışveriş olması tabiidir. Asırlar boyunca çeşitli coğrafyalarda yaşayan Türklerin de muhtelif topluluklarla komşuluk, dinî, siyasi, ticari, sosyal vb. ilişkilerinin olduğu bilinen bir gerçektir. Türkçede yabancı sözcüklerin ve başka dillerde Türkçe sözcüklerin yer almasının bu tür ilişkiler aracılığıyla meydana geldiği söylenebilir. Türklerin İslam dinini kabul etmeleriyle birlikte Türkçede Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerin gitgide artış göstermesi bu milletlerle aynı coğrafyada yaşamalarının sonuçlarındandır. Bu çalışmada, on üçüncü asrın ikinci yarısında kaleme alınan Hilyetü'l-İnsan ve Halbetü'l-Lisân (İbni Mühennâ Lügati) adlı eserin Türkçe bölümünde yer alan Arapça ve Farsça alıntı sözcükler incelenecektir.

DİL İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TEYİPCAN ELİYEV’İN ŞİİRLERİNDEKİ ÇİNCE ALINTILAR

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 68 · Sayfa: 181-204 · DOI: 10.32925/tday.2019.34
Uygur Türkçesi ile Çincenin teması, uzun bir tarihî süreci geride bırakmıştır. Çağımızda Doğu Türkistan sahasında kullanılan Çağdaş Uygur Türkçesi, Çince ile tarihte hiç olmadığı kadar yakın ilişkide bulunmaktadır. Bu iki dil arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanan etki söz konusu olduğunda etkilenen konumda olan dilin Çağdaş Uygur Türkçesi olduğu söylenebilir. Ancak etki oranı, Çağdaş Uygur Türkçesinin yazı dili ile konuşma dilinde kendini farklı boyutta gösterir. Çalışmada bu iki dilin ilişkisi, 1930-1989 yılları arasında Doğu Türkistan'da yaşayan ve eser veren ünlü Uygur şairi Teyipcan Eliyev'in şiirlerinde geçen Çince alıntılar örneğinde incelenerek Çağdaş Uygur Türkçesinin yazı dili ile Çincenin ilişkisine ışık tutmak amaçlanmıştır. Yöntem olarak Lars Johanson'un geliştirdiği Dillerin İlişkisi ve Etkinin Açıklanması Modeli yani Kod Kopyalama Modeli uygulanmıştır. Bu modele göre sosyal açıdan baskın olan dil (B) Çincedir, sosyal açıdan zayıf olan dil (A) Çağdaş Uygur Türkçesidir. Çalışmada; B'nin A'ya verdiği alıntıların türü, yapısal etkenler ve dil dışı etkenler, Eliyev'in şiirlerinde geçen Çince alıntılar temelinde incelenmeye çalışılmıştır.

1944 SÜRGÜNÜ SONRASI ÖZBEK TÜRKÇESİNDEN KIRIM TATAR TÜRKÇESİNE GEÇEN KELİMELER ÜZERİNE BİR İNCELEME

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 47 · Sayfa: 195-227
18 Mayıs 1944'te vatanlarından topyekûn sürgün edilen Kırım TatarTürklerinin büyük bir kısmı 1990'lı yıllara kadar Özbekistan topraklarındayaşamaya mecbur tutulmuştur. 1979 yılında Sovyet yönetimi, vatanlarınagruplar hâlinde dönmeye çalışan Kırım Tatarlarını durdurmak amacıylaÖzbekistan'ın Kaşkaderya bölgesindeki iki kasabaya Kırım Tatarlarınıyerleştirerek bu bölgeye özerklik statüsünün verilmesini bile tasarlamıştı.Fakat Kırım'a dönmek için mücadele eden Kırım Tatarları tarafındanbu teklif kabul görmemiştir. Özbekistan'da yaşayan Kırım Tatarlarınınbüyük çoğunluğu Taşkent, Semerkant, Kattakurgan, Bekabbat, Çırçık,Fergana, Namangan, Andican gibi şehirlerde ve çevrelerinde bulunmaktaydı.Günümüzde Kırım'da yaşayan Kırım Tatarlarının ekseriyeti yurtlarınaancak 1987'den sonra dönebilmiştir. Bu uzun süre zarfında kendilerigibi Türk ve Müslüman olan Özbeklerle bir arada yaşayan Kırım TatarlarınınÖzbek ve genel olarak Orta Asya kültürünün etkisi altında kalmalarıkaçınılmazdı. Bunun örneklerini günümüzde Kırım'da yaşayan KırımTatar halkının hayatında görmekteyiz. Bu çalışmamızda sürgünden yurtlarınadönebilen Kırım Tatarlarının yazılı kaynaklarına ve günlük konuşmalarınaÖzbekçe ve Özbekçe yolu ile girmiş alıntı kelimeler tespit edile-rek, onların etimolojik özellikleri üzerinde durulmuştur. Böylece, 1944-1990 yılları arasında Özbek Türkçesinin hâkim olduğu topraklarda, sürgündönemi sonrasındaysa yeniden öz yurdunda, fakat artık Rus dilininkonuşulduğu bir ortamda yaşatılan Kırım Tatar Türkçesinin günümüz sözvarlığı sorununa dikkat çekilmektedir. Araştırmada toplam 29 tane kelimeörnek gösterilmiştir. Bu kelimelerden mantı, samsa, lağman, parvarda,nişalda, sumalâk, şırçay, çakki, zağara (nan), mastava gibi kelimeler yemekadları; cugara tahıl bitkilerinin adı; lağlı, çavgun, dastarhan, çorpaya(çarpaya), söri, ketmen (ketman), körpaça, çapan gibi kelimeler eşyaadları; paxta, ğuzapaya, kurak kelimeleri pamukçuluk terimleri; haşar,çataq, tayyar, çarçamaq, hop, hay, mayli gibi kelimler de değişik kavramlarile ilgilidir.

balavurt, bücür, çeçil, garamsa (lames), lenza, marsık ve suhra KELİMELERİNİN ETİMOLOJİSİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 341-349
Bu yazıda, günümüze değin yapılan etimoloji çalışmalarına konu olmamış veya olmuşsa da etimolojisine yeni katkılar sunabileceği düşünülen bazı kelimeler incelenmiştir. Anadolu ağızlarından veya standart Türkçeden seçilen söz konusu kelimeler şunlardır: balavurt, bücür, çeçil, garamsa (lames), lenza, marsık ve suhra.Türkiye ağızlarındaki Gürcüce ödünçlemeler üzerine çalışırken, Türkçenin Doğu Karadeniz ağızlarıyla Gürcücenin yerel ağızları arasında bazı ortak kelimeler dikkatimi çekti. Bunlardan daha önce etimolojik analizleri yapılmadı. ğını tahmin ettiğim ve kullanım alanları da nispeten geniş olan bazılarını, bu yazıda ele almaya çalışacağım. Bunu yaparken, öncelikle kelimelerin Türkçedeki anlamsal çerçevelerini çizmeyi ve yayılma alanlarını belirlemeyi deneyeceğim. Sonraki aşamada kaynak dildeki şeklini ve anlamını tanımlayıp, kelimeyi tartışarak, en sonunda çevre dillerde tespit ettiğim biçimlerini de vererek önerimi sunmuş olacağım.