32 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • osmanlı
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

75 Yılda Neler Yapıldı, Neler Yapılmadı?

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 295-332
Dünya siyasi tarihihİn en hareketli bu yüzyılında, aynı ölçüde hareket kazanan model-sistem arayışları, bunların felsefi ve düşünsel arka planlarının kıyasıya rekabet ettiği bir dönemde bulunmaktayız. Bu yüzyılda yıkılan monarşiler, mutlakiyetçi rejimler, İmparatorluklar, hanedanlar; önceki yüzyıllardan intikal eden kolonizasyon -sömürgeleştirme hareketleri, milletlerin varolma mücadeleleri, devletler arası denge arayışları, insanların hürriyet, milletlerin istiklâl arayışlarının neredeyse insanlık tarihinin bugüne kadar katetmiş olduğu yol ve yaşadığı tarihsel birikimin özeti durumunda yüzlerce yeni devlet ve devletçik, onlarca aday devletler...

Cumhuriyetin Oluşumunda Atatürk Ve Sonrası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 333-360
Her toplum, yapısı gereği, belirgin ya da belirsiz bir değişime uğrar. Yani toplum zamanla farklılaşır. Toplumsal hareketlilik adı verilen, sosyolojik olay, bazen ilerlemeyi, bazen de gerileyişi ifade eder. Bir toplumda, sosyal, kültürel ve ekonomik olmak üzere çeşitli alanlarda hareketlilik yaşanabilir. Toplumsal hareketlilik, kendiliğinden oluşabildiği gibi, çoğu zaman da grupları yöneten bir önder tarafından gerçekleşir.

Yeniden Alevlendirilmek İstenen Ermeni "Jenoside - Soykırım" İddiaları Ve Osmanlı Resmi Kayıtları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 702-715
Ermenilerle ilgili bugüne kadar yabancı ve yerli tarihçilerce çok şey söylendi ve yazıldı. Periyodik aralıklarla tekrardan ısıtılarak gündeme getirilen Ermenilerle ilgili iddiaların yoğunluğuna bakılırsa, bu konudaki tartışmaların daha da devam edeceği ve dünyanın, Türkiye'nin suçluluğuna inandığı müddetçe, bu meselenin gündemi sürekli işgal edeceği aşikârdır. Bu işin çözümü ancak gerçeklerin ortaya çıkartılmasıyla mümkün olacaktır.

Atatürkçü Düşünce Işığında: Çağdaş Eğitim

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 780-830
Eğitim nedir? sorusuna karşı yeterli ve kuşkulardan uzak bir yanıt aramak boşunadır. Eğitim üzerinde düşünürken, onun canlı bir organizma gibi büyüyüp gelişme niteliği taşıdığını unutmamalıyız. Eğitimin değişmez verileri bulunmakla birlikte, sürekli gelişmekte ve yeni isteklerle yeni koşullara uymaktadır*1. Bu nedenle pekçok düşünür ve eğitimci, eğitim nedir sorusu üzerinde düşündüğü halde, hiçbirisi kendisini de tatmin eden bir tanıma ulaşamamıştır

1922-1923 Yıllarında Samsun'da Fiyat Hareketleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1046-1079
Osmanlı Devleti'nde belediye ve belediye meclislerinin kuruluşu Tanzimat Dönemi'nde başlamıştır. ilk örgüt başkent İstanbul'da 1854 tarihinde kurulmuştur. Taşralarda ise örgütlenme 1871'den itibaren başlamıştır. Bu konudaki ilk kanunî girişim 1864 Vilâyet Nizâmnâmesi ile atılmıştır. 25 Temmuz 1867'de çıkarılan " Vilâyâtta Devâir-i Belediye Meclislerinin Vezâif-i Umûmiyesi Hakkında " başlıklı talimatnâme ile, büyük kentlerde uygulamanın nasıl olacağı belirlenmiştir. 1871 tarihli Vilâyet Nizamnâmesi'nde ise her vilâyet, sancak ve kazalarda birer belediye meclisi kurulması konusu kanuna bağlanmıştır.

Milli Mücadele'de Denizli ve Önemi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1022-1043
Avrupa'da Yeniçağ ile birlikte coğrafî keşifler başlamış ve bu keşiflere bağlı olarak birtakım köklü değişiklikler meydana gelmiştir. İşte Osmanlı Devleti'nin dışında meydana gelen bu köklü ve önemli değişiklikler, döneminde her bakımdan zirveye ulaşmış olan Osmanlı Devleti'nin duraklama, gerileme ve sonunda da yıkılmasına sebep olmuştur. Coğrafî keşiflerden sonra AvrupalIlar önemli derecede sermayeye sahip olmuşlardır.

Mustafa Kemal ve Cumhuriyet

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1122-1134
Kağnıdan otomotive; telgraftan Türsatlara; kol gücünden elektroniğe; biz cumhuriyetle daha büyük atılımları gerçekleştirdik; Cumhuriyetimiz 75'nci yılında 1 yaşındaki kadar genç ve dinamik; 1000 yaşında imiş gibi köklü ve güçlü.

Hilâfetin Dış Cephesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 348-358
Atatürk'ün hilâfetin kaldırılmasındaki kararlılığında rol oynayan en önemli faktör, O'nun "millî bağımsızlık" konusundaki hassasiyetidir. Daha aşağıda değineceğimiz gibi, 1923 Aralık ayında Ağa Han ile Emir Ali'nin Başbakan İsmet Paşa'ya gönderdikleri mektupta iki önemli nokta vardır. Birincisi, hilâfete milletlerarası bir nitelik kazandırmak, İkincisi de hilâfeti, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasal yapısının bir parçası haline getirmektir. Yani hilâfet dolayısile başka devletlerin Türkiye'nin iç işlerine burnunu sokması sağlanırken, bir yandan da yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin teokratik bir yapıya götürülmesi sağlanmış olacaktı ki, her ikisi de Atatürk'ün bağımsızlık veya laiklik ilkelerine ters düşmekteydi.

Millî Mücadele'de İlk Kurşun ve Dörtyol'un Düşman İşgalinden Kurtuluşu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 478-486
I. Dünya Savaşı Öncesinde, Osmanlı Devleti'ne karşı tertiplenen en önemli Ermeni İsyanlarından biri de Adana ve havalisinde cereyan eden 1909 yılı Adana Ermeni Olayları (1909 Adana Ermeni îğtişaşı)'dır. Dörtyol, bu isyan olaylarının merkezi durumuna getirilmiştir. O sıralar, Osmaniye (Cebel-i Bereket Mutasarrıflığı) ve Dörtyol'da Ermeni delegesi (murahhası) olan Episkopos Mrg. Muşeg (Moucheg), isyan hareketlerini başlatmak üzere, maiyyetine aldığı 15-20 kadar Ermeni komitecisi ile Osmaniye ve Dörtyol'dan başlayarak, Adana Vilâyeti'nin bütün sancaklarını dolaşmış, o dönemde, Ermeniler'in en kalabalık olduğu ve en tehlikeli isyancı Ermenilerle meskûn hale getirilmiş olan Dörtyol'da, Osmanlı Hükûmeti'ne bağlı kalmaya çalışan bir kısım Ermeniler'e de nutuklar çekerek, onları da kışkırtmış ve ayaklanmaya teşvik etmiştir. Epikopos Muşeg, Avrupa devletleriyle de işbirliği yaparak, Kıbrıs Adası'nın kuzeyinde ve tam karşı kıyısında yer alan Dörtyol'un iskelesine binlerce silâh ile çok miktarda cephane çıkarmış, Müslümanlar'm kendilerini kesceğine inandırdığı Ermeniler'i, silâh satın almaları konusunda zorlamıştı. At üzerinde, ellerinde Ermenistan bayrağı taşıyan maiyyeti ile dolaşan Muşeg, Kafkas Ermenileri'nin sembolüne benzer şekilde, üç köşeli belirgin işaret taşıyan, kalpaklı, ayakları dizlikli, tek tip elbise giyinmiş "postallı" adı verilen 300'den fazla milis askerini, Amerika ve Rusya'da eğitim almış Ermeni fedâisi subaylar eliyle, dağlarda talimler verdirerek yetiştirmişti.

Mondros Mütarekesi Sonrası Bursa Bölgesindeki Milli Mücadele Hazırlıkları Ve Kuva-Yı Millîyenin Teşkili

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 450-476
Anadolu'daki paylaşma bölgelerine daha çok yaklaşmak için diğer müttefik ülkelerle daha önce ateşkes imzalayan İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nin ateşkes isteğini sürekli ertelemişler, ancak hedeflerine yaklaştıktan sonra, ateşkes anlaşmasını imzalamaya yanaşmışlar. Bu yüzden Osmanlı Devleti ile imzalanan ateşkes andlaşması, ekim ayının sonuna doğru gerçekleşmiştir. Bu sırada Osmanlı Devleti, Rusya ile imzalanan Brest-Litovsk andlaşması ile Doğu Anadolu'da kendi lehine bir durum meydana getirdikten sonra, İtilâf kuvvetlerinin Trakya'dan İstanbul'a doğru ilerlemesi üzerine, artık ateşkesten başka bir yol olmadığını gördü.İstanbul'da bulunan ve Kütü'l-Amare'de Türklere esir düşmüş olan General Townshend'in aracılığı ile İtilâf Devletleri ile temas kuran Osmanlı Devleti, nihayet başta İngiltere olmak üzere, düşmanlarını Limni Adası'nın Mondros Limam'nda ateşkes anlaşması imzalamaya razı etti. Türk heyeti Bahriye Nazırı Rauf Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet ve Kurmay yarbay Selahattin Beylerden oluşmakta idi. Heyet katipliğine ise Âli Bey getirilmişti.