276 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkler 26
- Mustafa Kemal Atatürk 19
- Osmanlı İmparatorluğu 18
- Avrupa 16
- Anadolu 15
İlhanlı Hükümdarlarından Abaka, Argun Hanlar ve Ahmed-i Celayir
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 175-198 · DOI: 10.37879/belleten.1989.175
Özet
Tam Metin
İlhanlı devletinin Türkiye tarihinde önemli bir yeri olduğu iyice bilinen bir gerçektir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Orta Anadolu'nun büyük bir kısmı Moğol valiler tarafından idare edildiği gibi, kalabalık sayı da Moğol oymakları da adı geçen bölgelerde yurt tuttular. Van Gölü'nün incisi Ahlat şehrindeki güzel kümbetlerin çoğu, Erzurum'daki Yakutiye ve Hatuniye medreseleri Moğollar'dan kalma hatıralardır. Yine Doğu Anadolu'da onların devrinden kalmış birçok yer adları vardır: Ala Dağ (Van Gölü'nün kuzeyinde), Bin Göl ( < Min Köl) ve Bulanık (ilçe merkezi). Bunlar sadece örnek olarak verilmiştir. Bir yandan vergi tahrir defterleri, öbür yandan büyük ölçekli haritalar üzerinde yapılacak incelemeler sonucunda Moğol devrine ait anılanlar gibi, epeyce yer adları hatıralarının bulunacağı şüphesizdir.
Türkiye'de Kaza Yönetimi (1840-1876)
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 237-258 · DOI: 10.37879/belleten.1989.237
Özet
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839'dan hemen sonra ülke yönetiminde önemli yenilikler yapılmaya başlandı. 1840-1842 tarihleri arasında uygulamaya konulan yönetim biçimi beklenileni vermekten uzak kaldı. Bunun üzerine 1842 Martı'ndan itibaren yeni düzenlemeye gidildi. Tanzimat'la birlikte getirilen muhassıllık kurumu kaldırıldı. Muhassıllara yardımcı olmak üzere oluşturulan Muhassıllık Meclisleri ise ad değiştirerek varlıklarını sürdürdü. Bu arada çok önemli bir değişiklik daha yapılarak "Kaza" idare birimi oluşturuldu.
Millî Mücadele’de İngiliz Basını
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 603-636
Özet
İngiliz basınının bu üç büyük gazetesi, Türkiye'nin paylaşılması için çalışan Paris Barış Konseyi'ne âdeta yol gösterici bir yayın faaliyeti içindedirler. Başlangıçta (1919 yılı başı) Pan İslamcı baskıların Londra'yı meşgul ettiği, fakat bir süre sonra, tıpkı Birinci Dünya Savaşı'nın başında olduğu gibi etkisini ve önemini yitirdiğini görüyoruz. Gazeteler Yunan ve Ermeni yanlısı ve Millî Mücadele aleyhtarı yazılarıyla oldukça etkili olabilmişlerdir. M. Kemal Paşa'yı maceraperest, âsi bir general ve Millî Mücadele'yi de sömürgelerde sık sık rastlanan isyan hareketleri gibi göstermeyi başarabildiler.
Atatürk ve Millî Birlik
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 671-676
Özet
Bir ülkede millî birliğin sağlanabilmesi için çeşitli yollar denenebilir ve bu hususta değişik fikirler ortaya atılabilinir. Hele siyasî maksatla birlik ve beraberlikten değişik üslûplarda sözler de söylenebilir. Ancak ben burada millî birlik hususunda ne yeni bir yol arayacağım, ne de başka milletlerin bu işi nasıl gerçekleştirdiklerini irdeleyeceğim. Benim burada amacım, hepimizin bildiği, kendisine çok şeyler borçlu olduğumuz Atatürk'ün millî mücadele döneminden sonra şekil verdiği yeni devletinin devamlı olabilmesi için nelere İhtiyaç duyduğumuzu anlatan cümlelerini bir daha tekrarlamak ve hafızalarımızı tazelemektir.
Millî Mücadele Dönemi Bütçeleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 763-782
Özet
Kurtuluş Savaşı boyunca bütçelerin ait olduğu yılın başında Meclis'in onayından geçirilemediği, avans ve ek ödemelerle devlet işlerinin yürütüldüğü, her yıl açıkla kapandığı, çoğu kez de Meclis'in gizli oturumlarında ayrıntılı olarak tartışıldığı temel yaklaşımın denk bir bütçe anlayışı olduğu görülmektedir. Millî Mücadelenin finansmanı yerli kaynaklardan sağlanmıştır.
Türk Hukuk Devrimi ve Lâiklik
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 665-670
Özet
Türk hukuk devrimi birçok bakımdan övülebilir. Ancak, onu muhteşem kılan nitelik, özünü, çekirdeğini teşkil eden lâiklik düşüncesidir. Lâiklik, esas itibariyle, toplumlardaki iktidar olgusu üzerine verilen bir değer hükmüdür. Gerçekten, din ve bilim, toplumsal yaşamın iki yönüdür, evreni farklı iki algılama biçimidir.
Atatürkçü Çağdaşlaşma Yönünden Türkiye’nin Avrupa Topluluklarına Tam Üyeliği
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 741-762
Özet
Atatürkçü çağdaşlık ve Avrupa Topluluklarıyla bütünleşme, bir yandan birbirinin nedeni, diğer yandan birbirinin sonucu olan iki önemli oluşumdur. Türk toplumu Atatürkçü çağdaşçılık gereği olarak ve onun sayesinde Avrupa Topluluklarının kapısına gelmiştir.
Türkiye'de Laiklik
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 297-310
Özet
Laiklik (Devlet ve dinin ayrılığı), Atatürk'ün esas olarak 1922-1935 yıllarında gerçekleştirdiği reformların sonucu ve nedenidir. Batı ülkelerinden farklı olarak bu ilke, yüzyıllar boyunca insanların büyük bölümleri arasında yayılan filozofların evrimsel akımları ve fikirleri tarafından değil, daha ziyade doğrudan ve kararlı eylem ve bürokratlardan oluşan oldukça küçük bir elitin devrimci coşkusu ile gerçekleştirilmişti. ve genç ordu subayları.
İnkılâpların En Zoru
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 285-288
Özet
Atatürk'e dair bir anı.
Türkiye Seyahati
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 257-290
Özet
Ratnakosindra döneminin 110. (m. 1891) yılında kral hazretleri kendi mektup, nişan ve madalyalarını Avrupa'nın bazı başkentlerindeki saraylara götürmem için beni özel elçisi olarak görevlendirmişti. Bu görev Türkiye'yi kapsamıyordu. Ancak, Avrupa'daki birtakım küçük ve büyük ülkelere olan mesafeleri haritayı incelemek suretiyle hesapladığım zaman Yunanistan'a Türkiye üzerinden gitmenin diğer yollardan daha kısa ve uygun olduğunu gördüm. Ayrıca Türkiye, Taylandlıların hiç görmediği büyük bir Avrupa ülkesi olarak kabul edilmekle idi. Dolayısıyla seyahat programını, Rus imparatorunu ziyaret ettikten sonra bir posta vapuru ile Karadenize geçip Türkiye'nin başkenti İstanbul'a giderek üç yada dört gün orada kalıp vapurla Yunanistan'a geçecek şekilde yaptım.