2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 2 yıl
  • tiyatro
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Metropolis Tiyatrosu’nun Doğu Analemma Dolgusunda Tespit Edilen A Mekânı: Roma Yapı Mühendisliğiyle Planlanan İşlevsel Bir Uygulama

Höyük · 2025, Sayı 15 · Sayfa: 73-96 · DOI: 10.37879/hoyuk.2025.1.073
Tam Metin
Metropolis Antik Kenti’nde bugüne kadar yürütülen kazı ve araştırmalarda, Helenistik Dönem kent ölçeğinde tespit edilen en büyük yapı, kentin kurulu olduğu tepenin güney yamaçlarında planlanan tiyatrodur. MÖ 2. yüzyılın ortalarında inşa edilen tiyatro, koilon, orkestra ve skene gibi birimleriyle Helenistik tiyatro mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biridir. Roma İmparatorluk Dönemi’nin farklı süreçlerinde tiyatroda gerçekleştirilen ekleme ve düzenlemelerle, yapının birimlerinde değişiklikler meydana gelmiştir. Bunlardan biri, koilonun doğu analemma dolgusunda gerçekleşmiştir. 2018 yılında dolgu alanında yapılan arkeolojik kazılar sonucunda “A Mekânı” olarak tanımlanan yapıyla karşılaşılmıştır. Çalışmanın konusu, bu mekânın fonksiyonu ve bulunduğu alanla ilişkisi üzerinde temellendirilmiştir. Ayrıca malzeme, teknik ve işçilik özellikleriyle, A Mekânı’nın tiyatrodaki inşa süreci araştırılmış, arkeolojik kontekst buluntularının da yardımıyla yapının MS 1. yüzyılın ilk yarısında inşa edildiği değerlendirilmiştir.

Güncel Veriler Işığında Tlos Antik Kenti Tiyatrosu ve Meclis Binası Yapı Kompleksi

Höyük · 2023, Sayı 12 · Sayfa: 115-133 · DOI: 10.37879/hoyuk.2023.2.115
Tam Metin
Lykia Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Tlos Antik Kenti Akdağlar’ın batı yamacında, Eşen Vadisi’ne hâkim bir noktada konumlanmıştır. Kentin kuzeyinde Araxa, kuzeydoğusunda Oinoanda, güneyinde Xanthos, güneybatısında Pınara ve batısında Telmessos antik yerleşimleri bulunmaktadır. 19. yüzyıl seyyahları tarafından ilk kez keşfedilen kentte 20. yüzyıl sonlarında başlayan yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları, bölgenin yerleşim tarihçesinin Yunan mitolojisine dayandırılan kuruluş hikayesinden daha erkene uzandığını ortaya koymuştur. Kent merkezinde Neolitik Dönem’den Osmanlı Dönemi’ne kadar kesintisiz süren bir yerleşim kronolojisi izlenmektedir. Uzun soluklu yerleşim sürecinde engebeli topografyanın da etkisiyle devşirme malzeme kullanımı artmış ve girift bir mimari plan uygulanmıştır. Bu çalışmada, kentin önemli kamu yapılarından biri olan tiyatroda gerçekleştirilen güncel araştırmalardan elde edilen sonuçlar yapının mimari evreleri ve kentin şehircilik anlayışı çerçevesinde yorumlanmıştır. Kuzey ve güney analemmadaki kazı çalışmaları sonrasında tiyatronun planı yenilenmiş ve Erken Roma İmparatorluk Dönemi kullanım evresine ait bir çeşme yapısı açığa çıkartılmıştır. Makale kapsamında değerlendirilen bir diğer yapı ise kentte şimdiye kadar lokasyonu yapılamayan bouleuterion ve prytaneion işlevli olarak kullanıldığı düşünülen mekânlardır. Akropolün doğu yamacında konumlanan yapı iki büyük mekândan oluşur ve Bizans Dönemi’nde sur duvarı içerisine entegre edilmiştir. Kazı çalışmaları sonrasında Helenistik Dönem’de inşa edilen ve MS 4. yüzyıla kadar kullanılan, nişli cephe düzenlemesiyle özgün mimari plana sahip görkemli bir yapı kompleksi açığa çıkartılmıştır.