133 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • turkey
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

1923-1938 İngiliz Basını’nın Genel Olarak Değerlendirilmesi Ve Basında Çıkan Türkiye Üzerine Yazılar İndeksi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 28 · Sayfa: 157-208
Kamuoyu araştırmalarında başvurulabilecek kaynaklardan biri de hiç şüphesiz basındır. İngiliz kamuoyunda Türkiye ve Türkler üzerine yapılacak bir araştırmayı, İngiliz gazetelerinde ve süreli yayınlarında çıkan yazıları incelemekle yapmak mümkündür. Kabul edilir ki bütün İngiliz gazetelerinin ve süreli yayınlarının araştırılması çok uzun bir süreyi gerektirir. Bunun için İngiliz basınından seçim yapılarak, ülke genelinde çıkan gazetelere ilişkin bilgi vermeye çalışacağız. Mahalli basına yazımızda yer vermeyeceğiz. Bunun tek istinası vardır o da the Manchester Guardian' dır. Bu gazete çok güçlü bir mahalli gazetedir ve ülke genelinde çıkan "National Press" le eşdeğer bir saygınlığa sahiptir. Ayrıca akşam gazetelerine de yer vermeyeceğiz. Araştırmanın temel malzemesini Londra basını oluşturacaktır ve Londra'da çıkan gazetelerden de özellikle "Quality Press" e yer verilecektir. Bunun doğal olduğunu düşünüyoruz şöyle ki; "kaliteli basın, hem gazeteleri hem de süreli yayınlarıyla Türkiye'ye çok yakın ilgi göstermiş ve Türkiye'deki gelişmelerden İngiliz halkını bilgilendirmiştir. Yazımızın ilk bölümünde genel olarak 1923-1938 arası İngiliz basını hakkında bilgi verip, ikinci bölümünde ise indeksi vereceğiz. Sanırız bu konuda çalışacak ve araştırma yapacak olanlar için zaman kazanma açısından faydalı olur. Yine vereceğimiz indeksin incelediğimiz dönemin Türkiye'ye ilişkin çıkan yazıların tamamı olmadığını söylemekte sanırız yarar vardır.

The Attitude of British High Commissioner Sir Horace Rumbold Towards the Turkish National Movement, 1920-1923

Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 185-210
Tam Metin
When Sir Horace Rumbold, the British Minister in Switzerland, succeeded Admiral Sir John de Robeck, on 17 November 1920, as High Commissioner in Istanbul, the Ottoman Empire, a member of the Central Powers, was already defeated by the Entente Powers (the Allies) in the disastrous Great War, and was forced to sign the Armistice of Mondros (Mudros) on 30 October 1918.

Turco-Armenian Relations And British Propaganda During The First World War

Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 222 · Sayfa: 381-450
Tam Metin
In this paper I intend to trace cursorily the background of the incidents that took place in the Ottoman Empire, mainly in 1915, that caused a great tragedy to the people of Anatolia, especially to the Turks, other Muslims, and Armenians. I also intınd to examine that tragedy, its instigators, causes, effects, and how it was exploited by Britain's wartime propagandists, in the light of new documents that have come to my notice during recent studies. I hope that my conclusions may contribute to a better understanding of the Turco-Armenian relations, and of how those amicable relations were disrupted and exploited by external and extremist forces immediately before and during the fateful years of the First World War.

Determinats of Turkish Foreign Policy, 1918-1945 : Historical Perspective

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 249-270
Significant socio-political and economic events in the lives of nations and groups occur within the framework of historical and geographical determinants at work, together with the systemic and subsystemic factors that impinge upon them. Often, the domestic linkage of foreign policy and the impact of foreign policy on domestic politics are too closely intertwined and, therefore, can not be sharply and clearly delineated. The geographic locations and the historical experiences of nations mold into forms, norms, and traditions, producing national cultures. Expansion of a culture or its collaboration with other cultures produce similar or synthetic patterns of life, frame of mind, and a general in the formation of events.

Türk İstiklal Harbinde Terfi veya Takdirname ile Taltif Edilen Subaylar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt IX, Sayı 25 · Sayfa: 127-280
Türk İstiklal Harbinde, Terfi veya Takdirname ile taltif edilen Tümen veya daha üst kademedeki komutanlarının biyografileri adlı eserinden derlenmiştir.

Paris Konferansı'ndan Sevr'e Türkiye'nin Paylaşılma Meselesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 23 · Sayfa: 381-396
I. Dünya Savaşı boyunca Müttefik ülkeler, birçok vesile ile Türkiye'ye veya merkezî güçlere ait bölgenin ilhakı yönünde herhangi bir istekleri bulunmadığını, amaçlarının bir yayılmadan çok Türk ve Almanların kötü yönetimindeki (!) halkların özgürlüğü olduğunu bildirdiler. A.B.D' lerinin savaşa girmesi bu düşünceye daha da önem kazandırdı . A.B.D.'leri Başkanı W. Wilson 8 Ocak 1918 yılında "Ondört Madde"sini ortaya attığında, savaş sonrası oluşacak dünyada nüfuz bölgeleri elde ederek Önemli bir güç haline gelmek istiyordu. Dünya savaşı sonuçlandığında üç önemli olayı da beraberinde getirdi. Bunlardan birincisi Amerika'daki gelişmiş endüstri ile aynı ayardaki îngilizler'in kurduğu petrol endüstrisinin geniş hesaplar içinde olmaları. İkincisi Amerika'nın kendi kaynaklarını kullanmayıp dış kaynaklara yönelmesi ve bunun sonucunda da Avrupa'daki güçleri uyandırması. Üçüncü olarak; savaş sonrasında Ortadoğu'da yeni politikalar oluştu. Böylece Güdümlü Sistemler ve Batılı güçlerin bu bölgede kullandıkları çeşitli oyunların gelişmesine ve çoğalmasına sebep oldu.

The United States Of America's Policies Towards Turkish Straits

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 167-200 · DOI: 10.37879/belleten.1992.167
Tam Metin
One of the oldest, most persistent and important problems in European History and İnternational Law is the "Question of the Straits". More than twenty treaties in modern times mention the Turkish Straits. Five of these treaties were made exclusively to regulate passage through these waters: The London Agreement, 1841; Paris Straits Convention, 1856; London Convention, 1871; Lausanne Straits Convention, 1923; and the Treaty of Montreux, 1936. Phillipson and Buxton affirm that one of the causes of the First World War was the Straits problem.

9 Eylül 1922-24 Temmuz 1923 Tarihleri Arasında Türkiye'nin Uluslararası Alanda Hukuksal Yönden Kabulü ve İzlenen Dış Politikanın Genel Özellikleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VIII, Sayı 22 · Sayfa: 105-116
9 Eylül 1922 ve 24 Temmuz 1923 tarihleri, yakın dönem Türkiye Tarihi açısından, büyük bir Önem taşır. Bu tarihlerin birincisi, yok olmanın eşiğine gelmiş olan Türk milletinin ve batılı devletlerce parçalanıp yutulmak istenen Türkiye'nin, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlattığı özgürlük ve bağımsızlık savaşı sonunda, fiilen kurtulduğu tarihtir, ikinci tarih ise, bilek gücüyle, fiilen kazanılan bu zaferin sonunda Türkiye'nin; Lozan'da imzalanan uluslararası bir antlaşma ile, hukukî alanda meşrû varlığını, dünya devletlerine tanıttığı tarihtir. Bir anlamda bu bir yıllık dönem, Türkiye'nin hukukî varlığının tescîl ettirilme uğraşılarının verildiği dönemdir, denilebilir. Bu dönem üzerinde durarak, barışa ulaşma ve Türk milletini bağımsızlığa kavuşturma çabalarını ele alan, hayli çalışma yapılmıştır . Türkiye'nin uluslararası alanda kabulüne kadar geçen süre içinde, Türk tarafının izlediği dış politikanın genel olarak özellikleri nelerdir? Daha başka bir deyişle; barışa giden önemli siyasal evrelerde, Türkiye'nin beklentileri, tutumu ve elde edilen sonuçlar yönünden; yaklaşık bir yıllık bu dönem nasıl değerlendirilebilir?

The Protégé System in the Ottoman Empire and its Abuses

Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 214 · Sayfa: 675-686
Following the establishment of regular diplomatic relations between the Ottoman Empire and foreign states in the sixteenth century, the Ottomans began to face what came to be known as the protégé system, which later proved to be the most dangerous threat to the very existence of their empire. This was the notion of foreign protection for the non-Muslim subjects of the Ottoman Empire.

Türk Çağdaşlaşması

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 7-20
Türk kurtuluş hareketi 1919 yılında başlatılmış, 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı, 1922 yılında İstiklâl Harbinin sonuçlanması, 1924 yılında Lozan Anlaşmasının imzalanması ve inkılâplar gibi çeşitli aşamalardan geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı ile birlikte başlatılan Türk kurtuluş hareketinin birinci amacının bağımsız ulusal Türk devletinin kurulması, bundan sonra gelen en önemli amacının ise çağdaşlaşma olduğu değerlendirilebilir. Bu hareketin ikinci amacı olan çağdaşlaşma, devamlı gelişmeyi her çağda çağdaş olmayı gerektirmektedir.