288 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Son 10 yıl
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Mersin-Mut İlçesi Yörükleri Kadın ve Erkek İç Giyimleri

Arış · 2015, Sayı 11 · Sayfa: 36-52 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.66
Tam Metin
Yörükler, Orta Asya'dan Anadolu'ya yerleşen ve günümüzde kısmen de olsa göçebe kültürünü devam ettiren oymaklardır. Günlük uğraşıları özellikle küçükbaş hayvancılık olan Yörüklerin, yaşam alanları dağlık bölgelerdir. Yörüklerin kültürel özelliklerinin şekillenmesinde bu uğraşıların ve yaşam şartlarının etkisi oldukça fazladır. Istar ve çulfalık dokuma yöntemleriyle, hayvanlardan elde edilen yün ve ürettikleri pamuktan giysilik-kefenlik kumaş, halı, kilim gibi çeşitli tekstil ürünleri oluşturmuşlardır. Yörüklerin giysi kültürleri incelendiğinde, giysi ve giyinme biçimlerinin yerleşik hayata geçişten etkilendiği fakat özellikle kadın giysilerinin belli bölgeler ya da oymaklarda gelenekler ve kültür değerleri açısından korunduğu görülmüştür. Mut yöresinde Yörük kadın ve erkekler, tene giyilen göynek ile iç donu, üzerine üçetek, cepken, altta şalvar veya çakşırdan oluşan giysiler kullanmışlardır. Bu giysilerin altın, gümüş veya bakır süslerden oluşan aksesuarlar ve belde ibrişim trablus kuşak ile birlikte kullanıldıkları görülmektedir. Bu çalışmada;Mersin Mut ilçesi Yörüklerine ait, ten üzerine giyilen iç giyim unsurlarından don ve göynekler ile donlara ait uçkurların tespit edilmesi, yöresel özelliklerinin belirlenmesi ve ulaşılabilen örneklerin tür, biçim, form, terzilik, kullanım şekli ve estetik özellikleri açılarından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amacı gerçekleştirebilmek için elde edilen don ve göyneklerin, yapım ve kullanım özellikleri ile teknik çizimleri de içeren belgelendirilmesi, kaynak kişiler tarafından aktarılan bilgiler doğrultusunda, bazı karşılaştırmalar ile yapılmaya çalışılmıştır. Seçilen konunun, Türk ve Dünya kültür tarihi açısından ilgili literatüre katkıda bulunması ve söz konusu kültür değerlerinin korunmasına katkı sağlaması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.

Isparta Müzesindeki Osmanlı Dönemine Ait Bakır Eşyalar

Arış · 2015, Sayı 11 · Sayfa: 53-72 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.67
Tam Metin
1800'lü yılların sonlarında Isparta'da çok çeşitli el sanatları ve sanat erbabı ustalar bulunmaktaydı. Çok sayıda ustası olan bu el sanatlarından biri de bakırcılıktır. 1850'li yıllarda Isparta'da evlerde kullanılan yemek takımlarının hemen hepsinin bakırdan olduğu bilinmektedir. 1900'lü yılların ortalarına kadar yaşayan bakır cezvecilik de işçilik yönünden oldukça önemli bir yere sahipti. Ispartalı bakır ustaları tarafından geliştirilen 20 çeşit cezve bulunmakta, ünlü Isparta bakır cezveleri yurtdışına bile gönderilmekteydi. Günümüzde 1985 yılında ziyarete açılan Isparta Müzesi envanterine kayıtlı olan 66 adet bakır eşya bulunmaktadır. Müze arşivinde muhafaza edilen bakır eşyaların genel ve bezeme özelliklerine, işleme tekniklerine yönelik herhangi bir araştırma bulunmamaktadır. Bu çalışmada Isparta Müzesindeki bakır eşyalar kullanım alanlarına göre; mutfak, savaş, süs ve banyo eşyaları olmak üzere 4 grupta incelenmiştir. Isparta Müzesi envanterine kayıtlı olan bakır eserler genel özellikleri, bezemeleri ve işleme teknikleri ele alınarak tanıtılmıştır.

Niğde Halı Pazarında Farklı Bir Melendiz Halısı

Arış · 2015, Sayı 11 · Sayfa: 73-80 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.68
Tam Metin
Niğde ili Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesinde önemli el dokuma halıcılık merkezlerinden biridir. Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş halı pazarlarından olan Niğde Halı Pazarı varlığını devam ettirmektedir. Her Salı pazar kurulmakta üreticiler tarafından halı ve diğer düz dokumalar tüccar ve diğer alıcıya burada satılmaktadır. Bu makalede 2012 yılında yörede yaptığımız araştırma sırasında, Niğde halı pazarında rastlanan, Melendiz (çiftlik ilçesi) yöresine ait, 20.yy. ortalarında dokunmuş bir halı ele alınmıştır. Özgün bir kompozisyona sahip olan ve kayda değer olduğunu düşündüğümüz bu halı teknik ve desen bakımından ele alınmıştır. Halı zemini farklı tasarlanmış bölümlerden meydana gelmekte ve bu bölümlerde; cami mimarisi ile yöreye ait özgün bitkisel ve geometrik bezemeler yer almaktadır.

Bitlis Etnoğrafya Müzesinde Bulunan Düz Dokumalar

Arış · 2015, Sayı 11 · Sayfa: 81-95 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.69
Tam Metin
Geleneksel Türk El Sanatlarının zengin örneklerine sahip olan illerimizden birisi de Bitlis'tir. Dokumacılık tarihi eski bir geçmişe sahip olan Bitlis'te el tezgâhlarında yapılan dokumalar genellikle köylerde olmak üzere bazı evlerde ve müzede yerini korumaktadır. Bu çalışmayla, ilgili makamlardan gerekli izinler alınarak Bitlis Etnografya Müzesinde bulunan 15 adet düz dokuma örneği teknik, renk, desen ve kompozisyon özelliklerine göre incelenmiş, 10 örnek çalışmaya eklenmiştir. Bu çalışmada verilen düz dokumalardan dördü kilim, ikisi cicim, dördü de palazdır. İncelenen kilimlerin hepsinin ilikli kilim olduğu ve yün ile dokunduğu, cicim ve palazların yün ve kıl ile dokundukları görülmüştür. İncelenen düz dokumaların hepsinde siyah rengin, bunun haricinde kırmızı, beyaz, yeşil, pembe ve turuncu renklerin kullanıldığı görülmüştür. Araştırmada müzede bulunan düz dokumaların envanter kaydının tutulmadığı görülmüştür. Araştırma sonucunda, müzede sergileme ve depolama, restorasyon ve konservasyon konularında daha yoğun ve ayrıntılı çalışmaların yapılması gerektiği, müze yetkililerinin bir an önce yöresel düz dokumaların envanter kayıtlarını oluşturmaları, yöresel düz dokumalardan daha fazlasının müzeye kazandırılması, müzede bir etnolog ve tekstil uzmanının istihdam edilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.

Kutadgu Bilig’deki “Tuşı” Çekim Edatı Üzerine

Erdem · 2015, Sayı 69 · Sayfa: 87-100 · DOI: 10.32704/erdem.537384
Tam Metin
Türk-İslam medeniyetinin en önemli eserlerinden biri Kutadgu Bilig'dir. Eser bugüne kadar birçok incelemeye konu olsa da metinde hâlen gözden kaçmış, kesin bir sonuca bağlanmamış veya yeniden yorumlanması gereken dil malzemelerinin bulunduğu aşikârdır. Bu yazıda, Kutadgu Bilig'de çekim edatı olarak işletilen "tuşı" (

Turgut Uyar’ın “Bir Barbar Kendin Tartar Bir Barbar Aşağlarda,” Şiirine Felsefi Bir Yaklaşım

Erdem · 2015, Sayı 69 · Sayfa: 73-86 · DOI: 10.32704/erdem.537376
Tam Metin
Bu makalede, İkinci Yeni'nin önde gelen isimlerinden Turgut Uyar'ın "Bir Barbar Kendin Tartar Bir Barbar Aşağlarda," adlı şiiri felsefi kavramlar ışığında incelenecektir. Uyar'ın şiiri genellikle "umutsuz" ya da "mutsuz" olarak değerlendirilmiş olsa da, çok daha geniş bir çerçeveye ve çağını farklı açılardan kavrayan bir zenginliğe sahiptir. Bunu kavramak içinse felsefenin söz dağarına başvurmak gerekir. Bu bağlamda söz konusu şiirdeki iki temel tema ele alınmıştır. Bunlardan birincisi, felsefenin sanatın en temel özelliklerinden biri saydığı "arınma" kavramıyla ilişkilidir. İkincisiyse, filozofların sık sık eleştiri oklarına maruz kalan "kahramanlık ideolojisi"dir. Uyar, bu şiirinde öncelikle çağının değerleriyle çatışma yaşayan bir bireyin arınma çabasını anlatır. Bu arınma, bireyin -felsefenin ilk buyruğu olan- kendisini bilme sürecinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bilindiği üzere, toplumsal ve etik değerler arasındaki çatışmalar genellikle trajik kahramanların doğuşuna neden olur. Uyar'ın söz konusu şiirde ele aldığı ikinci öge de doğrudan bununla ilişkilidir. Şair, bu çatışmadan bir kahraman yaratma eğilimini eleştirerek, genel olarak "kahraman" figürünün altını oyar. Sonuç olarak, bu makalede Uyar'ın insanlık tarihinin en eski meselelerinden ikisini nasıl ele aldığı felsefi bir yaklaşımla gösterilmeye çalışılacaktır.

Şirvanlı Hatiboğlu Habîbullâh’ın Kırk Hadis Tercümesi

Erdem · 2015, Sayı 69 · Sayfa: 53-72 · DOI: 10.32704/erdem.537374
Bilindiği gibi kırk hadis tercümeleri, Türk edebiyatı tarihinde çok rağbet gören dinî türlerden biridir. 16. asırda bu konuda manzum bir eser meydana getiren şairlerden biri de Şirvanlı Hatiboğlu Habîbullâh'tır. Hayatı hakkında eski ve yeni biyografik, bibliyografik kaynaklarda bilgiye rastlanamayan Şirvanlı Habîbullâh, bu tercümesini de -diğer iki eseriyle birlikte- Memlük sultanı Kansu Gavri'ye sunmak üzere, H.918 (M.1512) yılında Mısır'da tamamlamıştır. Maksadı, hükümdarın dikkatini çekmek ve iltifatına erişmektir. Söz konusu tercüme, mütercimin Sultân Hitâbı Hac Kitâbı adını koyduğu çalışmasının ikinci eseridir. Şair, kırk hadis derleme hakkındaki rivayette bildirilen mükâfata erişmek ümidiyle Erbaîn Söz'ü birer beyitle Türkçeye tercüme etmiştir. Onun tercüme ettiği hadisler, Abdurrahmân-ı Câmî'nin (1414-1492) Hadîs-i Erbaîn (Çihl Hadîs) isimli Farsça eserinde yer alan hadislerdir. Karşılaştırma sonucunda, şairin tercümeleri sırasında Câmî'nin anılan eserinden bir hayli faydalandığı da anlaşılmaktadır. Bu makalede, Şirvanlı Habîbullâh'ın kitabında yer alan diğer eserlerle birlikte Erbaîn Söz tercümesi de tanıtılmış; daha sonra adı geçen metnin aslıyla günümüz Türkçesine çevirisi sunulmuştur.

Selim İleri’nin “Kapalı İktisat”ını Açmak: Melankoli, Politika ve Mecralar Arasılık

Erdem · 2015, Sayı 69 · Sayfa: 5-21 · DOI: 10.32704/erdem.536813
Tam Metin
Bu makalede, Selim İleri'nin "Kapalı İktisat" öyküsünü çözümleyerek öyküyü biçimsel ve tematik olarak tarihsel bağlamı ve Türk edebiyatı içerisinde konumlandırmak amaçlanmaktadır. Öykü kişisinin öznelliğini anlamaya çalışırken melankoli kavramından yararlanılacak ve bunun öyküdeki kişisel, toplumsal ve metinsel tezahürleri birbirleriyle ilişkileri içerisinde incelenecektir. Metnin kapalı ve muğlak anlatısındaki birçok düğüm noktası, melankoli kavramıyla önemli oranda açıklığa kavuşmaktadır. Öykünün metinler ve mecralar arası veçhesi ön plana çıkarılacak ve metin dışı kaynakları tespit edilecektir. Öyküde, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Teslim" öyküsünün, on sekizinci yüzyıl anatomistlerinden Frederik Ruysch'un illüstrasyonlarının, 1977 yılında Milliyet gazetesinde çıkmış bir haberin ve Kadro dergisindeki makalelerin ne şekilde dönüştürülüp temellük edildiği gösterilecektir. "Kapalı İktisat", tematik ve biçimsel yapısıyla hem İleri edebiyatında bir dönüm noktası oluşturmakta hem de 1980'lerde Türk edebiyatının geçireceği dönüşüme öncülük etmektedir.

Cesare Pavese, Italo Svevo ve Tezer Özlü’de İntihar Kavramı

Erdem · 2015, Sayı 69 · Sayfa: 22-40 · DOI: 10.32704/erdem.536824
Tam Metin
20. yüzyıl dünya ve İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden olan Italo Svevo ve Cesare Pavese'de intihar kavramı önemli bir yer tutmaktadır. İntihar, hem Svevo'nun hem Pavese'nin yaratmış olduğu karakterlerin belirleyici ve önde gelen özelliklerinden biri olmuştur. Sadece psikolojik bir durum değil, aynı zamanda sosyolojik bir olgu olarak ele alınan intihar, birey ve toplum ilişkisinde ortaya çıkan çatlakların tanımlayıcı öğesi olmuştur. Svevo ve Pavese'nin ailevi ve toplumsal düzeyde yaşadıkları travmalar, eserlerinde yer verdikleri intihar kavramı ile koşutluklar gösterir. Bu iki yazara benzer bir şekilde, 20. yüzyıl Türk edebiyatının ikinci yarısında eser vermiş olan Tezer Özlü'de de intihar ile ilgili benzer öğeler göze çarpmaktadır. Bu makalenin amacı, Svevo, Pavese ve Özlü'nün eserleri arasında var olan koşutlukları, özellikle intihar öğesinden yola çıkarak incelemek ve bu üç yazar arasındaki benzerlikleri ortaya çıkarmaktır.

Kullanıcı ve Sözlük İlişkisi

Erdem · 2015, Sayı 69 · Sayfa: 41-52 · DOI: 10.32704/erdem.536837
Tam Metin
İnsanların sözlüğe ihtiyaç duyup sözlük hazırladıkları ve kullandıkları çağlardan bugüne sözlükler, dört temel evre geçirmiştir. Bunlar şöyle sıralanabilir: "Tablet sözlükler" (tablet=stone dictionary: İlk Çağ sözlükleri), "basılı olmayan sözlükler" (non-print dictionary: sözlü sözlükler), "basılı (geleneksel) sözlükler" (in book=print dictionary: yazılı sözlükler), "elektronik sözlükler" (electronic dictionary: elektronik=dijitalbilgi/İnternet çağı sözlükler). Bu evrelere bağlı olarak sözlüklere ilişkin bütün ögeler zaman içinde değişmiştir. Basılı sözlüklerden e-sözlüklere geçilen bu zaman diliminde, birçok değişim arasında, özellikle sözlük kullanıcısı edilgen durumdan etken duruma geçmiştir. Söz konusu değişim sonucu yeniden şekillenen kullanıcı-sözlük ilişkisinin temel kavramlardan yola çıkılarak tek dilli genel sözlükler üzerinden irdelenmesi ve kimi sorunlara dikkat çekilmesi gerekmektedir.