2068 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 2068
Yazarlar
- Zeynep Korkmaz 37
- Nail Tan 29
- Agâh Sırrı Levend 27
- Hasan Eren 23
- Mustafa Öner 21
- Osman Fikri Sertkaya 21
- Mehmet Ölmez 16
- Saadet Çağatay 15
- Sadettin Özçelik 14
- Şinasi Tekin 14
Anahtar Kelimeler
- Türkçe 42
- Abdullah Tukay 26
- Turkish 23
- Dede Korkut 20
- Türkiye Türkçesi 20
- Eski Türkçe 19
- Tatar edebiyatı 19
- TÜRKÇE 19
- dil 16
- Eski Anadolu Türkçesi 15
İSKEÇE İLI AĞIZLARININ TEMEL ÖZELLIKLERI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 223-237
Özet
İskeçe (Xanthi), Yunanistan'da Türk nüfusun yoğun bir şekilde yaşadığı illerden biridir. Rumeli ağızlarının Doğu Rumeli ağızları içerisinde kabul edilen İskeçe ilinin ağız özelliklerinin belirlenmesi doktora tezimizin konusunu oluşturmuştur. "İskeçe İli Ağızları (İnceleme-Metinler-Dizin)" başlıklı tezimiz kapsamında İskeçe'nin merkezinden ve köylerinden derlemeler yapılmıştır. Elde edilen malzemeye dayanılarak İskeçe ili ağızlarının ses, şekil ve cümle bilgisi özellikleri ortaya çıkarılmış; söz dizini oluşturulmuştur. Bu çalışmada; İskeçe ili hakkında bilgi verildikten sonra İskeçe ili ağızlarının temel özellikleri üzerinde durulacaktır. Böylelikle İskeçe ili ağızlarının Anadolu ve Rumeli ağızları içerisindeki yeri belirlenecektir. Ayrıca Kuzey (I. Bölge), Güney (II. Bölge) ve Merkez (III. Bölge) olarak belirlediğimiz üç temel ağız bölgesinin ayırıcı özellikleri, ağız bölgeleri haritasıyla desteklenerek anlatılacaktır.
ALTAY TÜRKLERINDE AVCILIKLA İLGILI PRATIKLER VE EFSANELERDEKI YERI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 255-267
Özet
Avlanma, Altay Türklerinin hayatında en eski dönemlerden beri önemli geçim kaynakları arasında yer almıştır. Altay Türklerinin doğadaki her unsuru canlı birer varlık olarak tasavvur etmeleri ve hayvanların, bulundukları dağa, taygaya, ormana ait olduklarını düşünmeleri, avcılıkla ilgili türlü pratiklerin oluşmasına yol açmıştır. Ava çıkmanın bir ritüel olarak gerçekleştirildiği Altay Türklerinde bu pratikler, ava çıkmadan önce başlamakta, avlanma esnasında ve sonrasında da devam etmektedir. Bunlardan bir kısmı, avcının yerine getirmesi gereken pratiklerken, bir kısmı da sakınması gereken davranışlar, yani yasaklardır. Avcı, ancak tüm bu pratikleri yerine getirdiği takdirde başarılı bir şekilde avlanabilmektedir. Makalemizde avcılıkla ilgili tüm bu pratikler, "Ava Çıkmadan Önce Uygulanan Pratikler", "Avlanma Esnasında Uygulanan Pratikler" ve "Avdan Sonra Uygulanan Pratikler" olarak üç başlık altında incelenecek, ardından avlanmanın efsanelerde nasıl yer aldığı hususuna değinilecektir
RUS ŞARKIYATÇILARININ FAALIYETLERI VE TATAR BASINI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 127-135
Özet
1910'lu yılların Tatar basınında dikkati çeken bir tema vardır. Bu, Rus Şarkiyatçılık ekolünün faaliyetleri, Rus Şarkiyatçıları hakkında enformasyon, tahlil, tenkit ve onlarla polemiktir. Bu temanın devamlı bir şekilde basının sayfalarında kullanılması ise hiç de tesadüfi değildir.
HAREMÜ’Ş-ŞERIFÜ’N-NEBEVI HATTATI ABDULLAH ZÜHDI’NIN KAHIRE’DE ÜMMÜ ABBAS PAŞA SEBILI VE MEKTEBINDEKI HAT SERGISI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 269-290
Özet
Bir Kuzey Afrika ülkesi olan Mısır, tarih boyunca birçok medeniyete yurtluk etmiştir. Bölgede yapılan Arkeolojik kazılardan çıkan sonuçlara göre, bilinen tarihi MÖ 5000 yıllarında kurulmuş Aşağı ve Yukarı Mısır Krallıkları ile başlamaktadır. Bunu Menes Hanedanlığı ve Pers hâkimiyeti takip etmektedir. Daha sonra Roma ve Bizanslıların eline geçen ülke 641 senesinde Amr b. As komutasındaki ordu tarafından fethedilerek İslam topraklarına dâhil edilmiştir. Sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Tolunoğulları, İhşidoğulları, Fatımiler, Eyyubiler ve Memluklerin ardından 1517'de yöreyi fetheden Osmanlılar zamanında, dört yüz yılı aşkın bir zaman İstanbul'dan gönderilen valiler eliyle yönetilen Mısır'ın çeşitli yerleşim alanlarında, özellikle Kahire'de, Osmanlıların farklı yapı gruplarında çok sayıda örnekler verdiği ortadadır. Zaten bu tarih kapsamı içerisinde dikkatle incelemeler yapıldığı takdirde burada edebiyattan mimariye birçok eser tespit etmek mümkün olacaktır. Bu durumu açıkça ortaya koyan mimari anıtlardan birisi de Kahire'deki Saliba Caddesi'nde yer alan Ümmü Abbas Paşa Sebili ve Mektebi'dir. Bu yapıların üzerinde devrin ünlü hattatı Abdullah Zühdi tarafından yazılan ve istiflenen kitabeler ile bunların muhteviyatı bağlamında Mısır'daki Arap harfli yazıtların gelişimi, 'Mısır Hattatı' olarak anılan Abdullah Zühdi'nin bu süreçteki katkısı üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Değerlendirme sonucunda Ümmü Abbas Paşa Sebili ve Mektebi'nin Mısır'daki Arap harfli yazıtların genel özelliklerini yansıtan âdeta bir sergi binası gibi algılandığı görülebilecektir.
ÜNYE ÇAMLIK FENERALTI MEZARLIĞI MEZAR TAŞLARI VE KITABELERI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 371-408
Özet
Gelenekler ve dönemin üslup özellikleri ile birlikte şekillenen mezar taşları, toplumun kendi öz değerlerini geleceğe taşıyan en önemli yazılı belgelerdir. Toplumlara ve kültürlere göre bu gelenek malzeme, bezeme ve biçim olarak değişiklik gösterse de ölen kişiyi kalıcı kılabilmek ve onun adına bir işaret koyabilmek hep en önemli amaç olmuştur. Mezar taşı kitabeleri, kültürel ve sanatsal özelliklerinin yanı sıra kabirde yatan kişinin mesleği, unvanı ve onun inanışıyla ilgili önemli verilerin elde edildiği edebi birer eser niteliğindedir. Taş ve mermer üzerine Osmanlıca yazılan mezar taşı kitabelerinin giriş cümleleri genellikle Arapça olarak yazılmıştır. Sülüs, talik gibi hatlarla farklı istiflerle, özel bir işçilikle özenle oluşturulan çerçeveler içerisine yazı kuşakları diyagonal veya düz satırlar hâlinde kazınmıştır. Kitabeler amacına uygun olarak Allaha yakarışla başlayarak, mezarda yatan kişinin kimlik bilgilerinin verildiği bunun yanı sıra ölüm sebepleri, hastalık, ayrılık, sevgi, hüzün gibi detayların da işlendiği önemli belgelerdir. Kısa ve yalın tutulan kitabeler ise ölünün kimlik bilgileri, ruhuna istenen dualar ve tarih ibaresi ile tamamlanmaktadır. Ayrıca kalıp şeklinde yazılan duaların yer aldığı kitabeler de bulunmaktadır. Bu çalışmada Ünye Çamlık Feneraltı Mezarlığında bulunan XVIII.-XX. yy. Osmanlı Dönemine ait mezar taşları detaylı bir şekilde incelenerek, birer belge olan kitabeler değerlendirilmiştir.
RIZE’DE BULUNAN OSMANLI DÖNEMI MEZAR TAŞLARINA GENEL BIR BAKIŞ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 291-344
Özet
Mezar taşları, maddi kültür varlıklarımız içerisinde önemli bir yere sahiptir. Orta Asya'dan bu yana yaşatılmaya devam eden mezar taşı yapma geleneği, Anadolu'da yaygın bir şekilde yer bulmuştur. Dönemsel ve bölgesel özellikler gösteren mezar taşlarının asıl kimliği Osmanlı Dönemi Mezar Taşları ile oluşmuştur. İstanbul başta olmak üzere, Anadolu'nun hemen hemen her ilinde oldukça zengin özellikler sergileyen Osmanlı Mezar Taşları bulunmaktadır. Rize ili de bunlardan birisidir ve burada Osmanlı Dönemi'ne ait çok sayıda mezar taşı bulunmaktadır. Şahsım tarafından gerçekleştirilen ve doktora tez konusu kapsamında belgelenen 1177 adet mezar taşından seçilen önemli örneklerden oluşan bu çalışmada, Rize il merkezi ve ilçelerinde bulunan Osmanlı Dönemi kadın ve erkek mezar taşlarından örnekler sunulmuştur. 18. yy.dan 20. yy.a uzanan bir zaman dilimini kapsayan örneklerde kitabe metinleri ve süsleme öğeleri farklı olan mezar taşları tercih edilmiş ve bu örnekler, özellikle sanat tarihi açısından incelenerek değerlendirilmiştir. Çalışmaya konu olan tüm mezar taşları; mezar tipi, mezar taşı formu, malzemesi, kitabesi, başlık türü, işleniş tekniği ve süsleme özellikleri bakımından detaylı bir şekilde incelenmiştir. Sonuç olarak, Anadolu'daki mezar taşı geleneğinin bir devamı olan, oldukça zengin ve farklı örneklerin tespit edildiği Rize'deki mezar taşlarının Türk-İslam mezar taşı geleneği içerisindeki yeri ve önemi belirlenmeye çalışılmıştır.
KITABELI ERZURUM ÇEŞMELERI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 345-370
Özet
Çeşmeler su mimarisinin en yaygın örnekleri olmalarının ötesinde, her dönemde Türk şehirlerinin en önemli öğeleri arasındadırlar. Osmanlı medeniyeti, mimarlık tarihinde su yapılarına önem veren toplumların başında gelir. Temizlik ve içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan çeşmeler, bir Osmanlı şehri olan Erzurum'un mimari dokusunda derin izler bırakmıştır. Erzurum'da otuz yedi tane kitabeli çeşme bulunmaktadır. Kitabeli çeşmelerin tümü Osmanlı dönemine ait olup, genellikle XVIIXIX. yüzyıl yapılarıdır. Erzurum Çeşme kitabelerinde genellikle "Sahib-ül hayrat vel-hasenat" hayır sahibi ibaresi ile başlanılmıştır. Çeşmeyi yaptıranların isimleri yazılarak dua ile anılmışlardır. Kitabeler Osmanlıca ve Arapça yazılmış, bazı kitabelerde Farsça ibareler de kullanılmıştır. Bazı çeşme kitabelerinde tarih "Ebced hesabı" ile yazılmıştır. Kitabeler genellikle mermer üzerine "Sülüs" ve "Talik" hatla yazılmışlardır. Çeşmeler de birer vakıf eseri olarak yapılmışlardır. Erzurum'un ve hatta Anadolu'nun en önemli çeşmelerinden biri Hacı Mehmed Ağa çeşmesidir. Üzerinde Vakfiye özeti bulunan tek çeşme örneğidir. Çeşmeler, kendileri küçük ancak hizmetleri son derece büyük yapılardır.
AZERBAYCAN ÂŞIK EDEBIYATI TARIHINI ÖNEMLI ÖLÇÜDE DEĞIŞTIREN BIR KITAP: DOĞRU YANLIŞ SEÇILIR HAKK’IN DIVANINDA
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 413-417
Özet
2017 yılında Bakü'de Azerbaycan âşık edebiyatını (Azerbaycan'da âşık sanatı/aşıq seneti deniliyor) önemli ölçüde değiştiren, altı değerli âşığın hayatıyla ilgili bilgileri yeniden gündeme getiren bir inceleme yayımlandı: Nazir Ehmedli, Haqq Nahaqq Seçiler Haqq Divanında/Doğru Yanlış Seçilir Hakk'ın Divanında, Bakü 2017, 288 s. Bilimsel sorumlusu/ilmî redaktörü Akademik Nizami Caferov, inceleyip olumlu rapor yazan bilim adamı ise Azerbaycan Millî İlimler Akademisi (AMEA) Folklor Enstitüsü Şube Müdürü Halk Bilimci Ali Şamil'dir.
ÖZBEKISTAN’DA İKI KUTLAMA VE ULUSLARARASI BIR SEMPOZYUM
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 419-423
Özet
Ortaçağda Özbekistan medreselerinde Orta Asya ve dünya bilim tarihini önemli ölçüde etkileyen bilim adamları yetişmiş, bu bilim adamları yetiştikleri medreselerde ders vermişlerdir. Ne yazık ki, bu gelişme yeni ve yakın çağda sürdürülememiş, Avrupa bilim ve tekniğinin gölgesinde kalmıştır. O hâlde, medreselerin yerini alan üniversitelerin üzerlerine düşen görevi yerlerine getirip tekrar İslam dünyasının bilim ve uygarlığın merkezi olmasını sağlamaları gerekir.
KIRGIZCA-TÜRKÇE SÖZLÜK
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 409-412
Özet
Kırgız Türklerinde sözlük çalışmaları ise yazıya oldukça geç bir dönemde geçmiş olmalarından dolayı, yakın dönemde başlamıştır. İlk sözlük çalışması Sovyetler Birliği döneminde, Türkolog Konstantin Kuzmiç Yudahin tarafından yapılmıştır. Yudahin'in standart Kırgız Türkçesinin oluşturulmasında önemli bir yere sahip olan "Kirgizsko-Russkiy Slovar"dan (Kırgızca-Rusça Sözlük) sonra Kırgız araştırmacılar tarafından pek çok sözlük çalışması yapılmıştır.