1336 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Malatya Yastık Halıları

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 4-11 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.46
Tam Metin
Araştırmanın konusunu "Malatya Yastık Halılarında Teknik Özellikler" başlığı tanımlamaktadır. Anadolu'nun her yöresinde halı; farklı kullanım amaçları ile dokunmuştur. Bu kullanım amaçları bölgenin yaşam şekli ve iklim yapısı gibi hayatla bütünlük gösteren şartlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Malatya yastık halıları geçmişte karasal iklimin getirdiği zorlu kış mevsiminde dokunan ve kullanılan dokumalar olmakla birlikte günümüzde sergilik olarak tanımlanan ev döşemelerinde yoğun talep üzerine üretilmektedir. Yörede, yastık halılar için genellikle ayrı çözgüler hazırlanmakta bazen de büyük dokumalar bittikten sonra artan çözgü ipleri üzerine eklenerek dokunmaktadır. Kullanılan malzeme, dokunan motif ve oluşturulan desenler, yörenin geleneksel kültürünü yansıtan özellikler taşıması nedeniyle araştırma konusunu önemli hale getirmektedir. Malatya yastık halılarının teknik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla araştırma konusu seçilmiştir. Malatya il merkezindeki müze ve evlerde bulunan yastık halı örnekleri araştırma konusunun evrenini oluşturmakta, benzer özellikler gösterenler arasından seçilen dokuz adet halı yastık da alınmaktadır. Araştırma metni; kaynak taramalarından elde edilen bilgilerden alıntılar, alan araştırması ile elde edilen görsel kayıtların analizleri, dokuyucularla yapılan mülakatlardan elde edilen, değerlendirmeler ve sonuçlardan oluşmaktadır.

Elazığ Müzesindeki Osmanlı Dönemi Eşik ve Seccade Halıları

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 12-33 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.47
Tam Metin
Bu bildiride ele alınacak eşik ve seccade halıları, Elazığ Müzesinde bulunmaktadır. Halıların incelenmesinde, envanter numarası, müzeye geliş tarihi ve kimden satın alındığı, ebatları, hav yükseklikleri, düğüm sayıları, motif ve kompozisyon özellikleri belirtilmiştir. Halıların motifleri çizilmiş ve fotoğrafları çekilmiştir. Müzede incelenen sedir halıların atkı, çözgü ve düğüm ipliklerinde genellikle yün malzeme kullanılmıştır. İncelenen halılarda, ipliklerin boyanmasında çoğunlukla doğal, az olarak suni boyalar kullanılmıştır. Atkı ve çözgüler genellikle boyanmamıştır. İncelenen 5 adet halıda Türk (Gördes) düğüm tekniği kullanılmıştır. Halıların bir kısmı Elazığ ve yöresinde dokunmuş, diğer kısmı da bölgeye satılarak getirilmiştir. Şavak halıları olarak bilinen örnekler, yöreye has renk ve motif özellikleri taşımaktadır. İncelenen halılar 18. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında dokunmuştur.

Maya Dokumaları İle Türk Dokumaları Arasındaki Benzerlikler

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 34-41 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.48
Tam Metin
Maya dokuma tezgâhlarının Anadolu ve Türk dünyasındaki benzerlikleri tekniği, kullanımı ile üretimin bezerlikleri ele alınacaktır. Bunlar arasında 'pedallı tezgâh','dastar', 'çözgü yüzlü dokuma', 'cicim', 'sumak', 'iliksiz kilim', 'kanaviçe' ve 'sarma' tekniği adı verilen usuller karşılılaştırılacaktır. Maya ip eğirme aletleri ile Türk dünyasında kullanılan aletler mukayese edilecek, benzerlikler gösterilecektir. Maya kilim ve halıları ile diğer dokuma teknikleri ile ortaya konulan ürünlerdeki motifler ile Türk motifleri mukayese edilerek benzerlikler sunulacaktır. Kültür taşıyıcı öğelerden en önemlisi olan sosyal hayatta iç içe bulunduğumuz, hayatın içinde kullandığımız halı, kilim ve diğer dokuma ürünleri ile içlerinde kullanılan motiflerin bezerliği bir tesadüf eseri midir yoksa bu kültürün sahiplerince mi öğretilmiştir, bu kültürün asıl sahipleri kimdir gibi sorulara cevap aranmaya çalışılacaktır.

Ardahan İli Damal İlçesi Düz Dokumalarından Örnekler

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 42-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.49
Tam Metin
Doğu Anadolu bölgesinin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan iline bağlı bir ilçe olan Damal, Orta Asya'dan Avrupa'ya göç eden Türk boylarının göç güzergahı olmuştur. Türkmen olan yöre halkı, Orta Asya Oğuz Türklerinden bu yana gelen zengin bir kültüre sahiptir.Bu zenginliğin başında, yöre halkının günlük ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yaptıkları düz dokuma örnekleri gelmektedir. Damal'da bundan yaklaşık on beş yıl kadar önce evlerde dokuma tezgahı bulunup ,dokuma yapılırken hayvancılığın azalması, hatta yok olmasıyla birlikte dokumacılıkta unutulmaya yüz tutmuştur. Bu bildiride düz dokuma kültürünün unutulmaya başladığı yörelerimizden biri olan, Ardahan ili Damal ilçe merkezi ve köylerinde yapılan araştırma sonucunda tespit edilen düz dokuma örnekleri tanıtılacaktır.Tespit edilen dokuma örneklerinin, düz dokumacılık literatürüne kazandırılması desen, kompozisyon ve teknik özelliklerinin verilmesi ile bu konuda yapılacak bilimsel çalışmalara katkıda bulunulması sağlanmış olacaktır.

Sarız (Kayseri) Yöresi Düz Dokumaları ve Günümüzdeki Durumu

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 52-59 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.50
Tam Metin
Sarız ilçesinin eski adı köyyeri iken daha sonra Sarız şeklinde değiştirilmiştir. Sarız adının nerden geldiği konusunda yöre halkı: Sarı kız'dan geldiği, Sarız'ın içinden geçen ırmaktan aldığı, yörede yetişen Sarı Çiçek'ten aldığı şeklinde bilgiler vermiştir. Dokumacılık sanatı, Sarız Merkez'de,Yeşilkent kasabasında ve bazı köylerde hâlâ yapılmaktadır. Sarız merkez ve köylerinde dokunan düz dokumaları üç sınıfa ayırabiliriz: 1-Geleneksel Sarız Dokumaları 2-Değişik illerden gelerek Sarız'a yerleşen kişilerin, geldikleri yerlerdeki dokuma bilgilerini Sarız'a getirerek, uzun yıllar Sarız'da dokudukları dokumalar. 3-Son yıllarda düz dokumalara artan talepten dolayı Ticari amaçla dokunan dokumalar. Dokumalarda kullanılan ipler önceki yıllarda elde eğirilip, doğal boyalarla boyanmaktayken günümüzde ipler neredeyse boyalı şekilde ve hazır alınmaktadır. Sarma tip tezgahlar, her geçen gün yerini germe tip tezgahlara bırakmaktadır. Fabrikasyon ürünlere kolaylıkla ulaşılabildiğinden, geleneksel el dokumalarına ihtiyaç azalmış ve dokumacılık neredeyse yapılmamaktadır. Halı esnafının istediği renklerde, desenlerde dokumalar ücret karşılığı dokunmaktadır.

Carpet in the Aq Qoyunlu Turkmen Period

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 60-67 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.51
Tam Metin
15.Yüzyıl ortalarında Teymuriler doğuda, Osmalılar batıda Ak Koyunlular ise ikisinin arasındaki bölgede hüküm sürmüşlerdir. Osmanlılar ve Ak Koyunlular arasındaki ilişkiler sayesinde Batı ile kurulan ilişkiler sonucunda Türkmenlerin sanatına dair çok değerli bilgiler, batılı büyükelçiler ve araştırmacılar vasıtasıyla, günümüze kadar gelmiştir. Örneğin Josafa Barbaro, Tebriz Heşt Behişt Sarayı'nın güzelliklerini anlatırken, anlatımında büyük bir ipek halıya işaret etmiştir. Kendisi, sanatsal ayrıntı vermemekle birlikte, elimizdeki örnekler incelendiği zaman, bu halıların genel özelliklerini ortaya koyan tipolojisi tarifleyebiliriz.Türkmen halılarının çoğu, haşye (bordür) leri Küfi süsleme deseni ile vurgulanmıştır; Ayrıca Selcuklu haşyesi olarak bilinen bu desenler, Selcuklu, İlhanlı ve Celayiriler zamanından kalmıştır. Küfi desenler sadece haşyede değil, zemin ve göbeklerde de kullanılmıştır. Türkmen halılarının genel tasarımı incelendiğinde; "halı yüzeyi" el yazmalarıyla doldurulmuştur. Haveran name ve hamse i nizami bu sözü edilen el yazmalarıyla süslenen halılar arasında sayılabilir. Halı yüzeyini kaplayan bu yazı çeşitleri, Filologlar için de ayrı bir paleografik araştırma konusudur. Safevi ve Osmanlı halıları belirgin bir şekilde Ak Koyunlu geleneğinden çıkarılarak kendi tipolojileri doğrultusunda sınıflandırılabilir. Zira çeşitli uygarlıklar Tebriz'i kendilerine başkent olarak seçmişlerdir. Zira Şah İsmail, İlhanlı, Al-ı Celayir, Kara Koyunlu ve Ak Koyunlu başkenti olan Tebriz'i aynı zamanda kendilerine başkent olarak seçmişlerdir. Bilindiği üzere, Sultan Selim Han, Çaldıran muharebesi sonrasında, çok sayıda Tebrizli sanatçıyı İstanbul'a davet etmiştir.

Belenbaşı Köyü (İzmir-Buca) Düz Dokuma Örneklerinden Yastıklar

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 92-103 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.55
Tam Metin
Belenbaşı Köyü İzmir Buca'ya bağlı bir Yörük köyüdür. Yetiştirmiş oldukları hayvanların etinden, sütünden, yününden ve kılından faydalanmayı kendilerine meslek haline getiren köy halkı günlük kullanım eşyalarını da kendi besledikleri hayvanlardan elde ettikleri hammaddeler ile dokumuşlardır. Konar-göçer yaşam biçiminden yerleşik düzene geçiş ile birlikte değerini yitirmeyen ve günümüzde halen kullanılan yastıklar yöre dokumacılığında önemli bir yere sahip olduğundan bu konuda bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı Belenbaşı Köyü geleneksel yaşam biçiminin bir parçası olan, günlük kullanım eşyası olarak üretilen, kültürümüzün özgün ürünleri arasında yer alan ve günümüzde kullanımına halen devam edilen yastıkların belgelenerek gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamaktır.

Litvanya’da Kilim Yapım Özellikleri ve Türk Motiflerinin Etkisi

Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 68-73 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.52
Tam Metin
Litvanya'da dokuma ürünlerinden en yaygın olanı havlu ve yatak örtüleridir. Önceleri nadir olarak rastlanan kilim dokuması XIV. yüzyılda önemli bir yer kazanmaya başlamıştır. Litvan dilinde "kilim" yabancı dillerden alınma kelimelerden birisidir. Litvanya'ya kilimler ilk olarak Avrupa'dan (İtalya, Flandra, Fransa) ve Yakın Doğu'dan gelmeye başlamıştır. XV. yüzyılda yerli ustalar dokuma sanatını öğrenmiştir. XVI- XVII. yüzyıllarda ise kilim dokuması çok yaygın bir hale gelmiştir. 1578 yılında ilk önce Vilnius'ta daha sonra ise Kaunas şehrinde dokuma atölyeleri kurulmuştur. Litvanya'da kilim dokuması belli bir sürede Türk motiflerinin etkisi altında bulunmaktadır.

Sözel Metinlerde Yer Alan Görsel Malzemelerin Halı Tarihindeki Önemi

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 4-15 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.35
Tam Metin
Türk halısı ile ilgili yapılan araştırmalarda kaynak olarak kullanılan belgelerin çoğu doğrudan halının kendisidir. Bunların başında kazılarda elde edilen halı parçaları, müzelere intikal eden halılar gelmektedir. Buna mukabil halı tarihi araştırmalarında Holbein, Lotto halısı gibi Avrupalı ressamlar tarafından yapılmış resimlerdeki görüntüler de dolaylı belge olarak kullanılmıştır. Klasik devir anlatı metinleri sözel malzeme olarak daha fazla dikkat çekmiştir. Türk klasik edebiyati aratı metinleri bundan dolayı dünyanın pek çok yazma kütüphanesine intikal etmiştir. Anlatı metinlerinin bazı nüshaları çeşitli vesilelerle nakışhanelerde minyatürlenmiştir. Filologlar ve edebiyatçılar kendi branşlarına uygun metinler üzerine çalışırken bu tür görüntü malzemelerini pek dikkate almamıştır. Diğer yandan sanat tarihçileri için anlatılar da pek önemsenmemiştir. Halbuki her iki alanın verileri bir birini destekler mahiyettedir ve bu tür görüntü malzemeleri disiplinler arası yeni dikkatlerle incelendiğinde, tebliğimizde göstermeye çalıştığımız gibi, bilhassa halı araştırmaları konusuna yeni veriler sunmaya imkan vermektedir. Bu tebliğimizde minyatürlerdeki halı resimlerinin dolaylı belge olarak kullanılabilecegi konusu işlenmektedir.

Osmanlı Döneminde Devlet Tarafından Dokuma Ustalarının Başarılarının Taltif Edildiğine Dair Bazı Arşiv Belgeleri

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 26-37 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.37
Tam Metin
El dokumaları günümüze kadar genellikle desen, kalite, malzeme, teknik özellikleri veya bir şehirbölge dokuması esas alınarak makro düzeyde değerlendirilmiştir. Tarihi ve kültürel özellikleri ile sosyal bilimcilerce yeterli düzeyde araştırılması halen tamamlanmamıştır. Madalya, nişan gibi taltif araçları ise batıya özgü olmakla beraber Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde I. Mahmud zamanında (1730) çıkarılan Ferahi ile başlar. Padişah emri ile kimlere ne hallerde verileceği nizamnamelerle belirlenmiştir. Osmanlı Devleti gerek ordu için, gerekse tekstil mamulü olarak önemli olan geleneksel dokuma imalatında başarı gösterenleri de taltif etmiştir. Devlet için dokuma yapan fabrikalarda kimi zaman yararlılık gösteren çalışanlara ya da sektörün ilerlemesi için katkı sağlayanlara ve teşvik etmek amacıyla zaman zaman nişanlar vermiştir. Tüm bunlar ise Osmanlı Arşivlerinde matbuata dökülerek belgelenmiştir. Bildiride Osmanlı Devleti tarafından, dokumacılık sahasında başarı gösterenlere verilen nişan ve madalyalarla alakalı Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bulunan kimi belgelere değinilecektir.