1321 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 11
Anahtar Kelimeler
- Dokuma 35
- Halı 32
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Weaving 23
- Kilim 20
- Peyami Safa 20
- Osmanlı 19
- Motif 17
- roman 16
- novel 15
Bir Sembol Olarak “Kilim”
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 116-121 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.42
Özet
Tam Metin
Göçebe hayatının olmazsa olmazı olan kilimler, dokuyucunun duygu ve düşüncelerini yansıtan yanışları, boy ya da aşireti temsil eden damgaları ile okunması gereken renkli bir mektup gibi okuyucusunu beklemekte, içinde anlatacak çok şeyler barındırmaktadır. Kompozisyonlarındaki renk ve yanışlarıyla dokuyucusunun yüreğini yansıtırken aynı zamanda Türklerin asırlardır sürdürdüğü varoluş mücadelesinin en canlı örneği olma özelliğini de sürdürmektedir. Türk düz dokuma yaygıları'ndan kilim hakkında pek çok bilim adamının bulgu, bilgi ve eser üzerinde yapmış olduğu araştırmalardan farklı olarak, bu bildiride, kilimin sadece kendisini oluşturan parçalardan ibaret olmadığı, aksine genel formu (diktörtgen-kare) itibariyle başlı başına bir "sembol" olduğu düşüncesi yorumlanacaktır. Kilim, sadece, genel kompozisyonu oluşturan üst üste bindirilmiş tertiplerin kaynaşmasından ve dokuma özelliğinden meydana gelmez. Elbette bu özellikleri ve yanışları bakımından da derin sembolik anlamlar içerir. Hatta kilimlerin, başlangıçta, dokunmadan evvel ve dokunduktan sonra da bir takım ritüellerle kutsandığı da bilinmektedir.
Geçmişten Günümüze Trakya El Dokumaları Yaygılar, Tasarımda Sorunlar ve Çözümler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 132-147 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.44
Özet
Tam Metin
El dokuma yaygılar, kilim ve halı insanların gereksinimi giderme amaçlı yapıldığından, genellikle yapan kişilerce kaygı duyulmaksızın içten gelen duyguların yansıtılması sonucu kimi zaman sade, kimi zaman da oldukça ağır motiflerin kullanılması suretiyle estetik ve sanatsal değerler yüklenerek dokunmuştur. Üretim sonucu olan her ürün aslında bir yaratımdır. Yaşamın gerçek belgeleridir. Dokuma, insanlığın çok eskiden beri yapmış olduğu bir uğraşıdır. Halı ve Kilim dokumacılığının araştırılıp incelenmesi bir anlamda yaşanılan sorunların çözümlenmesi için yeni varsayımların ortaya atılması açısından son derece önem taşımaktadır. Bugün elde bulunan eski el dokuma yaygılar, kilim ve halı örneklerinin birçoğu müzelerde sergilenmesine rağmen yüzyıllar öncesinden kalan örneklerin sayısı oldukça az ve Trakya bölgesine ait örneklere rastlamak ne yazık ki mümkün değildir.
Teke Yöresinde Barak Kilimleri
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 148-159 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.45
Özet
Tam Metin
Baraklar Anadolu'ya yerleşen Türkmen Oymaklarının en etkin ve üretken kollarından biridir. Barak aşiretleri Gaziantep, Nizip, Kargamış üçgeninde yoğun olarak yaşamıştır. Bu aşiret, sebebini bilemediğimiz bir göç hareketi ile Teke yöresi -Antalya- Kaş çevresine yerleşmiştir. İlk defa Boğazcık Köyü'ne gelen Baraklar, birkaç yüz yıldan beri Kaş bölgesinde yaşamaktadır. Sonradan çoğalarak üç köy teşkil edecek hale gelmişlerdir. Baraklar iyi bir sürü besleyicisidir. Besledikleri hayvanların yün ve kılından üretilen dokumalar günümüzde devam etmektedir. Çoğunlukla iki yüzü de kullanılabilen özel bir tarz üreterek, "Barak Kilimi" adını vermişlerdir. Baraklar, kilim dokumaları yanında, ekmek torbası, Barak çarığı, semer yapımı gibi geleneksel el sanatlarını günümüzde de sürdürmektedir.
Van – Hakkâri Yörelerinde Sine Olarak Bilinen Kilimler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 122-131 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.43
Özet
Tam Metin
İnsanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak ve kendilerini soğuktan korumak gibi nedenlerden dolayı dokumalar üretmişlerdir. Bilindiği gibi dokumalar, düz ve havlı dokumalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadırlar. Düz dokumalar da dokunuş tekniklerinden dolayı kilim, cicim, zili, sumak olmak üzere dört gruba ayrılmaktadırlar. Bu düz dokumalar içerisinde de kilimler önemli bir grubu oluşturmaktadır. Kilimler isimlerini bölge, aşiret ve üzerinde kullanılan motiflerden almaktadır. Sine kilimleri de adını İran'ın Senah bölgesinden alan kilimlerdir ve bu kilimler, Van - Hakkâri yörelerinde de dokunmaktadırlar. Bu makalede Sine Kilimleri kullanılan teknik, malzeme, renk, motif ve kullanılan kompozisyon özelliklerine göre tanıtılmaktadır.
Tanzimat’tan Mütareke Dönemine Kadar Kütüphanelere Yönelik Çalışmalar (1839-1922)
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 1-46
Özet
Tam Metin
Tanzimat Fermanı (1839) ile birlikte Osmanlı devletinde devleti oluşturan temel kurumlarda bilgi üretim ve aktarım sistemini oluşturan kurumlarda da önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bunlar içinde de en önem verilenleri hem askeri hem de sivil eğitim-öğretim kurumlarıdır. Bu dönemde "devlet" olma özelliği ve devleti meydana getiren unsurların / kurumların yönetilmesi ön plana çıkarılmaktadır. Burada çalışmanın konusu gereği eğitim-öğretim kurumları ve bu kurumların ayrılmaz birer parçası olan kütüphaneler ve bunların toplumun bilgilenmesindeki rolleri üzerinde durulacaktır. Bilgi merkezlerinin üretilen bilginin toplumsallaşmasında kullanılmasının Osmanlı devletinin siyasi ve toplumsal yönden önemli dönüşümler geçirdiği dönemler ışığında ele alınması, kütüphane kurumu ve onun hizmetlerine olan bakış açısını ortaya koymakta daha verimli olacaktır. Çalışmada, 1839-1922 yılları arasında kütüphaneler ile ilgili yapılmış siyasi, hukuki ve kültürel gelişmeler örnekleriyle ele alınacaktır.
Kassandra Damgası’nda Kronotop Kavramı
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 47-62
Özet
Tam Metin
Cengiz Aytmatov'un Kassandra Damgası adlı eseri, ele aldığı konu ve kurgusu bakımından yazarın diğer romanlarından farklı bir yer tutmaktadır. Bu romanda yazar mitolojik kahraman Kassandra'ya gönderme yaparak insanlığın sonuna dair öngörülerde bulunmaktadır. Edebiyat araştırmalarının temel amacı literatüre kaynak oluşturmak, yazarı ve eseri tanıtmak ve okurda estetik zevk oluşmasını sağlamaktır. Edebiyat araştırmalarının bir yönünü de yazar ile eser arasındaki ilgi oluşturmaktadır. 20. yüzyılın önde gelen edebiyat eleştirmeni ve kuramcısı Mihail Bahtin, kitaplarında ve makalelerinde yazar ile eser arasındaki ilişkiyi türlü yönlerden sorgular. Metnin yazarından ne ölçüde etkilendiği meselesini tartışır. Bahtin, yazarın yazdığı metnin kimi zaman diyaloglarına kimi zaman da kronotopuna sızdığını söyler. Bu çalışmada da yazar eser ilişkisi bağlamında Kassandra Damgası, kronotop kavramı çerçevesinde ele alınarak, romanın zaman ve mekân ilişkisi irdelenecektir.
Meşrutiyet Döneminde Kadın Hakları Savunuculuğunda Gelenekçi Bir Yazar: Avanzade Mehmet Süleyman
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 127-152
Özet
Tam Metin
Tanzimat'ın getirdiği yeniliklerden birisi de Osmanlı devletinde kadın hakları konusunun gündeme gelmesidir. Bu dönemde kadınlarla ilgili pek çok gazete ve dergi yayınlanması ve kadın yazarların basın dünyasında etkin bir yer edinmeleri, kadın konusunun sıklıkla tartışılmasına yol açmıştır. Özellikle II. Meşrutiyet dönemi yazarları kadınlarla ilgili her türlü konuyu ele almışlardır. Meşrutiyet dönemi yazarlarından Avanzade Mehmet Süleyman, kadınların eğitilmesi ve sosyal yaşam içinde görünürlük kazanmalarının önemini vurgulayan yazılar yazar. Ahlaklı İslam kadınlarının yetişmesinin toplumu kurtaracağı düşüncesinde olan Avanzade Mehmet Süleyman, kadınlarla ilgili her türlü konuda eser vermiştir. Bu makalede, Avanzade Mehmet Süleyman'ın ideal kadın anlayışı irdelenecektir.
Bursalı Rahmî ve Yenişehir Şehrengizi
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 89-126
Özet
Tam Metin
Bu yazıda öncelikle XVI. yüzyılın değerli şairlerinden olan Bursalı Rahmî'nin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında derli toplu bilgi verilecek, ardından Rahmî'nin Yenişehir Şehrengizi isimli eseri tanıtılıp incelenecek, en son da ilgili şehrengizin çevriyazılı metni sunulacaktır. Devrin ünlü şairlerinden biri olan Rahmî, daha çok Hayâlî tarzında âşıkâne ve zarif gazeller söyleyen biridir. Eserleri arasında Divan, Gül-i Sad-berg, Şâh u Gedâ ve Yenişehir Şehrengizi bulunmaktadır. Şehrengiz 279 beyitten oluşan bir mesnevîdir. Girişinde kâinatın yaratılışından ve aşktan bahsedilmektedir. Asıl konunun işlendiği bölümde ise Rumeli'de bulunan Yenişehir'in güzelliklerinden ve buradaki önde gelen yirmi dört kişiden söz edilmektedir.
Mısır Prensesi, Osmanlı Edîbesi Kadriye Hüseyin Hanım
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 63-88
Özet
Tam Metin
1888-1955 yılları arasında yaşamış, Mısır Hidivi Hüseyin Kâmil Paşa'nın kızı Prenses Kadriye Hüseyin, tarihî kimliği kadar edebî kimliği ile de dikkate değer bir isimdir. Edebiyatın her türünde eser veren Kadriye Hüseyin'in İstanbul'da Osmanlıca yayımlanan pek çok dergide yazısı yayımlanmış; yazı ve şiirleri devrin Recaizâde Mahmut Ekrem gibi meşhur isimlerinin dikkatini çekmiştir. Zengin bir kültürel birikimi olan Kadriye Hüseyin, çok geniş bir yelpazede, antropoloji, kadın, tarih, folklor, psikoloji gibi çeşitli konularda yazmıştır.
İbrahim Cehdi (Süleyman Nazif)’nin "Eugene Delacroix” Şiiri
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 153-168
Özet
Tam Metin
Servet-i Fünun topluluğu ve Meşrutiyet dönemi edebiyatında eser veren, özellikle coşku dolu millî nesirleriyle şöhret bulan Süleyman Nazif, Fransız romantik ressam Eugene Delacroix hakkında da bir şiir kaleme alır. Bu şiirde Fransız ressamın sanatına duyduğu hayranlığı dile getirir. O'nun, Eugene Delacroix'a hitaben bir şiir kaleme almasında, ressamın romantik olması, meşhur "Liberty Leading the People" (Halka Önderlik Eden Özgürlük) tablosu ile ressamın eserlerinde Türklere de yer vermiş olması etkilidir.