1336 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 11
Anahtar Kelimeler
- Dokuma 37
- Halı 33
- Weaving 25
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Kilim 21
- Osmanlı 20
- Peyami Safa 20
- Motif 17
- roman 16
- novel 15
Türk Halı Sanatında Mitolojik Kaynaklı Bazı Motifler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 38-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.38
Özet
Tam Metin
Mitoloji, bir milletin en eski çağlardan itibaren atalarının hayallerini, tutkularını, yaşadıkları önemli olayları olağanüstü hikâyeler şeklinde anlatan destan, efsane ve masallardır. Bu Destan, efsane ve masallarda geçen önemli öğeler maddi kültür eserlerinde de görülmektedir. Milletlerin tarih sahnesinde sürekli kalabilmesi ancak dilini ve kültürünü koruyabilmesi ile mümkün olmuştur. Bu nedenle de meydana getirdiği sanat eserlerini kendi kültürel damgasını vurmuş; geliştirmiş olduğu estetik kriterleri bu eserlerde ortaya koymuştur. Maddi kültürümüzün önemli bir kısmını oluşturan halı ve kilimlerimizdir. Bu halı ve kilimlerimizin yüzeylerinin süslenmesinde yer alan motifler, milletimizin geçmiş çağlardaki inançlarını ve yaşam felsefesini en iyi şekilde yansıtmaktadır. Halı ve kilimlerimizin her biri ayrı bir sanat eseri değerinde olup, yüzeylerinde yer alan motifler içerdikleri anlam bakımından geçmişten günümüze önemli ipuçları sunmaktadır. Bu çalışmada Türk halı ve kilimlerinde eski inançların ve yaşam felsefesinin izlerini taşıyan motiflerden bazı örnekler sunulacak ve bunlarla ilgili açıklamalar yapılacaktır.
Ahıska Türklerinde Halı Kültürü
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 16-25 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.36
Özet
Tam Metin
Her halkın milli etnik ve tarihi, kültürel kimliği onun dünyaya getirdiği sanatlarla bağlıdır. Bu anlamda Ahıska Türklerinin halı kültürü onların yaşadığı tarihi coğrafyanın, Kafkas doğasının zenginliğini ve Oğuz Türk kültür bağımını ifade etmektedir. Ahıska Türklerinin soykırıma uğraması ve göçe mecbur edilmesi bu kültürü sarsmışsa da onu yok edememiş ve Ahıska Türkleri yaşadıkları Ahıska bölgesinin halı özgünlüğünü başka sanatları gibi ayrı ayrı coğrafyalarda yaşatmaya mecbur kalmışlardır. Ahıskalıların halıları, Ahıska bölgesinde yaşatılan kültür özelliklerini taşımakla beraber, yaşadıkları yeni coğrafyanın halklarına ait (Kazakların, Özbeklerin, Kırgızların ve diğer) yeni halı özelliklerini de benimsemişlerdir. Bu bakımdan Ahıska halısı dikkat çekmekte ve araştırma için merak konusu olmaktadır. Burada özellikle Ahıska halılarının ornament, nakış özgünlüğü, renk seçimi ve halı türlerinin tekniği dikkat çekmektedir.
Azerbaycan Cecimlerinin Sanatsal ve Teknik Özellikleri ile Günümüzdeki Durumu
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 102-115 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.41
Özet
Tam Metin
Azerbaycan dokumacılık sanatında cecim önemli bir yere sahiptir. Al-elvan boyuna şeritli kompozisyonu ile dikkat çeken cecimler özellikle Şamakhı, Berde, Ağcabedi, Nakhçıvan, Cebrayıl, Zengilan, Lemberan ve Şuşa Bölgelerinde daha çok dokunmuştur. Azerbaycan cecimi, genelde yün, saf ipek, bazen de yün ve pamuk veya ipek ve pamuk ipliklerle yapılan çözgü yüzlü düz dokumadır. Yaklaşık 15-33 cm genişlikte ve 15 m uzunluklu parçalar halinde dokunur. Cecimin kompozisyonu, düz renkli şeritlerin sıralanmasından oluştuğu gibi, düz ve desenli şeritlerin ya da sadece desenli şeritlerin sıralanmasından da oluşabilir. Kullanılan süslemelerin büyük kısmı geometrik olmakla birlikte, bitkisel süslemelere de rastlamak mümkündür. Azerbaycan'da dokunan cecimlerde kırk civarında farklı kompozisyon çeşidi tespit edilmiştir. Azerbaycan cecimlerinde kırmızı, yeşil, lacivert, kahve, sarı, siyah, beyaz gibi renkler daha fazla görülmektedir. Cecim çoğunlukla yatay tezgâhlarda dokunur. Çözgü ipliklerinin dokumadaki sıklığı, atkı ipliklerinin sıklığından 4-5 kat fazladır. Desenli şeritlerde desen genelde iki renk çözgü ile oluşturulmaktadır. Bunlardan birisi yüzeye çıktığı zaman diğeri dokumanın alt tarafında kalıyor ve sırası geldiğinde çözgüler yer değiştiriyorlar. Azerbaycan'da cecimin dokunma tarihinin yeterince eski olduğu düşünülmektedir. Daha XIV. yüzyıldan kalan Tebriz minyatürlerinde cecim örneklerinin tasvirlerine rastlanmaktadır.Cecim, Azerbaycan'ın zengin dokumacılık geleneklerini yansıtan, bu gelenekleri çok eski zamanlardan günümüze taşıyan; hem halkın, hem de soyluların yaygın şekilde kullandığı dokuma çeşidi olarak tekstil tarihimiz açısından büyük önem arz etmektedir. Ne yazık ki, günümüzde cecim dokumacılığı yok denecek duruma gelmiştir..
Çankırı (Merkez) Yüzey Araştırmalarında Tespit Edilen Düz Dokuma Yaygılar
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 52-91 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.39
Özet
Tam Metin
Geleneksel el dokuma yaygıları ev ve cami gibi mekânlarda yer sergisi ya da çeyiz sandığı ve yüklüklerde yoğun bir kullanım malzemesi idi. Geçtiğimiz yüzyıla kadar Çankırı, bölge için önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Tarihi ev, konak, cami ve bunların içerisindeki etnografik malzemeler derin bir kültürün izi üzerinde olunduğunu doğrulamaktadır. Bugün Çankırı Belediyesi Prof. Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırmaları Merkezi'nde bu bölge ile ilgili belgeler, el yazmaları, çeşitli hat levhalarının yanı sıra, çok sayıda el dokuma yaygıları da bünyesinde barındırmaktadır. Çankırı merkezinde yapılan alan araştırması sırasında tespit edilen düz dokuma yaygıların 200-250 yıl öncesine ait oldukları tahmin edilmektedir. Bu ürünlerde kullanılan malzeme tamamen yündür. Ancak, yakın tarihli örneklerde kısmi olarak sentetik ip ve boyalar kullanılmıştır. Çankırı merkezindeki kilimler, çevre ilçelerdeki dokuma merkezleri ile aynı kompozisyon sağlamlığına ve karakteristik özelliğe sahiptir. Bu tip dokumalarda Sivas ve Kırşehir yörelerinin ağırlıklı olarak etkisi görülmektedir. Eski konaklarda kullanılan göbekli kilimler, karışık teknikli motifleri yatay ve dikey eksende gelişen kompozisyonlu dokumalar, karakteristik özellikleri, dokuma tekniği ve işçilik olarak dikkat çekmektedir. Bu dokuma örneklerine Anadolu'nun farklı bölgelerinde özellikle, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Kırşehir ve Sivas gibi merkezlerde sıkça rastlanılmaktadır.
Türk Destanlarında Geçen Halı Anlatımları, Halılardaki Hayvan Motifleri ve Renklerinin Dili
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 92-101 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.40
Özet
Tam Metin
Türk mitolojisinin toplumsal yaşam içerisindeki özgünlüğü edebi alanda ne kadar geçerli ise sanat alanında da o kadar geçerliliğe sahiptir. Mitolojik anlatımlar geçmişten günümüze kadar gelmiş olan toplumsal yaşantı döngüsü içerisindeki her türlü sosyal ve yaşamsal olayları içinde barındırarak toplumun savaşlarını, barışlarını, inançlarını, karakterini ve sanatındaki ince nüanslar ile duygusal yapısını ortaya koyar. Sanat eserlerindeki görüntüler ise, yeri gelir halısındaki bir motifte, yeri gelir çanak ve çömleklerinde veya mimari eserleriyle kendini ortaya çıkartır. Türk mitolojisi ve destanlarında da bu toplumsal olaylar ve sanatsal ibareler her zaman mevcuttur. Bu araştırmada, Türk destanlarında geçen halı anlatımları, halılardaki hayvan motifleri ve halı sanatında kullanılan renklerin Türk toplumu üzerindeki etkileri ele alınmaya ve analiz edilmeye çalışılmıştır.
Bir Sembol Olarak “Kilim”
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 116-121 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.42
Özet
Tam Metin
Göçebe hayatının olmazsa olmazı olan kilimler, dokuyucunun duygu ve düşüncelerini yansıtan yanışları, boy ya da aşireti temsil eden damgaları ile okunması gereken renkli bir mektup gibi okuyucusunu beklemekte, içinde anlatacak çok şeyler barındırmaktadır. Kompozisyonlarındaki renk ve yanışlarıyla dokuyucusunun yüreğini yansıtırken aynı zamanda Türklerin asırlardır sürdürdüğü varoluş mücadelesinin en canlı örneği olma özelliğini de sürdürmektedir. Türk düz dokuma yaygıları'ndan kilim hakkında pek çok bilim adamının bulgu, bilgi ve eser üzerinde yapmış olduğu araştırmalardan farklı olarak, bu bildiride, kilimin sadece kendisini oluşturan parçalardan ibaret olmadığı, aksine genel formu (diktörtgen-kare) itibariyle başlı başına bir "sembol" olduğu düşüncesi yorumlanacaktır. Kilim, sadece, genel kompozisyonu oluşturan üst üste bindirilmiş tertiplerin kaynaşmasından ve dokuma özelliğinden meydana gelmez. Elbette bu özellikleri ve yanışları bakımından da derin sembolik anlamlar içerir. Hatta kilimlerin, başlangıçta, dokunmadan evvel ve dokunduktan sonra da bir takım ritüellerle kutsandığı da bilinmektedir.
Geçmişten Günümüze Trakya El Dokumaları Yaygılar, Tasarımda Sorunlar ve Çözümler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 132-147 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.44
Özet
Tam Metin
El dokuma yaygılar, kilim ve halı insanların gereksinimi giderme amaçlı yapıldığından, genellikle yapan kişilerce kaygı duyulmaksızın içten gelen duyguların yansıtılması sonucu kimi zaman sade, kimi zaman da oldukça ağır motiflerin kullanılması suretiyle estetik ve sanatsal değerler yüklenerek dokunmuştur. Üretim sonucu olan her ürün aslında bir yaratımdır. Yaşamın gerçek belgeleridir. Dokuma, insanlığın çok eskiden beri yapmış olduğu bir uğraşıdır. Halı ve Kilim dokumacılığının araştırılıp incelenmesi bir anlamda yaşanılan sorunların çözümlenmesi için yeni varsayımların ortaya atılması açısından son derece önem taşımaktadır. Bugün elde bulunan eski el dokuma yaygılar, kilim ve halı örneklerinin birçoğu müzelerde sergilenmesine rağmen yüzyıllar öncesinden kalan örneklerin sayısı oldukça az ve Trakya bölgesine ait örneklere rastlamak ne yazık ki mümkün değildir.
Teke Yöresinde Barak Kilimleri
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 148-159 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.45
Özet
Tam Metin
Baraklar Anadolu'ya yerleşen Türkmen Oymaklarının en etkin ve üretken kollarından biridir. Barak aşiretleri Gaziantep, Nizip, Kargamış üçgeninde yoğun olarak yaşamıştır. Bu aşiret, sebebini bilemediğimiz bir göç hareketi ile Teke yöresi -Antalya- Kaş çevresine yerleşmiştir. İlk defa Boğazcık Köyü'ne gelen Baraklar, birkaç yüz yıldan beri Kaş bölgesinde yaşamaktadır. Sonradan çoğalarak üç köy teşkil edecek hale gelmişlerdir. Baraklar iyi bir sürü besleyicisidir. Besledikleri hayvanların yün ve kılından üretilen dokumalar günümüzde devam etmektedir. Çoğunlukla iki yüzü de kullanılabilen özel bir tarz üreterek, "Barak Kilimi" adını vermişlerdir. Baraklar, kilim dokumaları yanında, ekmek torbası, Barak çarığı, semer yapımı gibi geleneksel el sanatlarını günümüzde de sürdürmektedir.
Van – Hakkâri Yörelerinde Sine Olarak Bilinen Kilimler
Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 122-131 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.43
Özet
Tam Metin
İnsanoğlu ihtiyaçlarını karşılamak ve kendilerini soğuktan korumak gibi nedenlerden dolayı dokumalar üretmişlerdir. Bilindiği gibi dokumalar, düz ve havlı dokumalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadırlar. Düz dokumalar da dokunuş tekniklerinden dolayı kilim, cicim, zili, sumak olmak üzere dört gruba ayrılmaktadırlar. Bu düz dokumalar içerisinde de kilimler önemli bir grubu oluşturmaktadır. Kilimler isimlerini bölge, aşiret ve üzerinde kullanılan motiflerden almaktadır. Sine kilimleri de adını İran'ın Senah bölgesinden alan kilimlerdir ve bu kilimler, Van - Hakkâri yörelerinde de dokunmaktadırlar. Bu makalede Sine Kilimleri kullanılan teknik, malzeme, renk, motif ve kullanılan kompozisyon özelliklerine göre tanıtılmaktadır.
Tanzimat’tan Mütareke Dönemine Kadar Kütüphanelere Yönelik Çalışmalar (1839-1922)
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 1-46
Özet
Tam Metin
Tanzimat Fermanı (1839) ile birlikte Osmanlı devletinde devleti oluşturan temel kurumlarda bilgi üretim ve aktarım sistemini oluşturan kurumlarda da önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bunlar içinde de en önem verilenleri hem askeri hem de sivil eğitim-öğretim kurumlarıdır. Bu dönemde "devlet" olma özelliği ve devleti meydana getiren unsurların / kurumların yönetilmesi ön plana çıkarılmaktadır. Burada çalışmanın konusu gereği eğitim-öğretim kurumları ve bu kurumların ayrılmaz birer parçası olan kütüphaneler ve bunların toplumun bilgilenmesindeki rolleri üzerinde durulacaktır. Bilgi merkezlerinin üretilen bilginin toplumsallaşmasında kullanılmasının Osmanlı devletinin siyasi ve toplumsal yönden önemli dönüşümler geçirdiği dönemler ışığında ele alınması, kütüphane kurumu ve onun hizmetlerine olan bakış açısını ortaya koymakta daha verimli olacaktır. Çalışmada, 1839-1922 yılları arasında kütüphaneler ile ilgili yapılmış siyasi, hukuki ve kültürel gelişmeler örnekleriyle ele alınacaktır.