1135 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- İsmet Giritli 21
- Nuri Köstüklü 17
- Cemal Enginsoy 12
- Utkan Kocatürk 12
- Suat İlhan 11
- Yücel Özkaya 11
- Bekir Tünay 10
- Mustafa Eski 10
- Hamza Eroğlu 9
- Mevlüt Çelebi 9
Anahtar Kelimeler
- Atatürk 329
- Türkiye 113
- Turkey 88
- Milli Mücadele 75
- National Struggle 57
- Osmanlı Devleti 52
- Cumhuriyet 48
- Türkiye Cumhuriyeti 45
- Eğitim 36
- Mustafa Kemal 36
“Tehcir Olayı”nın Propaganda Sürecindeki Doruk Noktası: “Talat Paşa Davası”
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 58 · Sayfa: 1-46 · DOI: 10.33419/aamd.703420
Özet
Tarihe "Talat Paşa Duruşması" olarak geçen ve 2-3 Haziran 1921'de Berlin Üçüncü Eyalet Mahkemesi'nde görülen dava, bir cinayet duruşmasından çok, "Ermeni meselesi"ni ele alan ve cinayete kurban gitmiş Talat Paşayı yargılayan bir dava olmuştur. Dolayısıyla duruşma uluslar arası bir boyut kazanmış ve Talat Paşa şahsında Osmanlı Devleti'nin "Tehcir Olayı"dan dolayı yargılandığı ve dünya kamuoyunun ilgisinin yoğunlaştığı bir duruşma olmuştur. Duruşma sadece bir buçuk gün sürmüş, katil serbest bırakılıp maktul suçlu bulunmuş ve karar önce temyize götürülüp ardından hemen geri çekilmiştir. Ayrıca tanık seçimi ve sınırlı sayıda tanığın dinlenmesi, bu mahkemenin vermiş olduğu kararının adil olup olmadığı tartışmalarım da beraberinde getirmiştir. Mahkeme süreci boyunca, gerek dünya basınında gerekse duruşmalar esnasında, Talat Paşanın şahsını ve devlet adamlığını hedef alan birçok iddia ortaya atılmış ve çok sayıda belge ve bilgi mahkeme heyetine sunulmuştu. Bu bağlamda "Talat Paşa Duruşması" aynı zamanda "Ermeni meselesi" ile ilgili çok sayıda doğru ve tahrif edilmiş belge ve bilginin toplandığı bir dava olmuştur. Bu çalışmamn amacı, başta bu duruşmanın tutanakları olmak üzere, Alman arşiv belgeleri ve dönemin gazetelerine dayanarak, konuyla ilgili Türkçe yazılmış telif eserler de incelenerek bilimsel bir araştırma ortaya koymaktır.
Ermenilerin Maraş’tan Ayrılmaları, 1920-1922
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 58 · Sayfa: 65-82
Özet
Ateşkesten sonra işgalcilere karşı Türklerle birlik olmayan ve Türklerle dostça yaşamak arzusunu göstermeyen Ermeniler, uzun zamandır arzuladıkları bağımsız bir devlet düşüncesine devam ettiler. Bunun için onlar işgalcilerle, özellikle Fransızlarla, işbirliği yaptılar. Maraş'ta, Fransızların desteğini aldılar ve artan ölçüde Türk değerlerine ve hayatlarına saldırmaya başladılar. Türkler, onurlan ve bağımsızlıkları için Fransızlarla savaşmak zorunda kaldıklarında, Ermenilerle de savaşmak zorunda kaldılar. Kanlı bir karşılaşmanın sonunda Türkler muzaffer oldu. Beraberinde binlerce Ermeni'yi de götüren Fransız işgal gücü şehirden ayrılmak zorunda bırakıldı. Savaştan sonra Maraş'ta kalan Ermeniler ise şehirden ayrılmak için uygun yollar aradılar. Ekim 1921'de Ankara'da Fransızlar ile Türkler anlaşma imzalayınca ki bu Fransız işgalinin bölgeden ayrılması hakkında uzlaşma sağlıyordu. Türk otoritelerinin ve Ankara Anlaşma¬sının verdiği garantilere rağmen, Ermeniler ciddi olarak Fransızlar ile birlikte bölgeden ayrılmayı istediler. Sonuçta, Maraş'ta kalan son Ermeni gurupları da Ocak 1922'de şehirden ayrıldılar.
Kurtuluş Savaşı Yıllarında Çukurova “Sosvo-Ekonomik Bir Değerlendirme”
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 58 · Sayfa: 47-64
Özet
Mondros Mütarekesi'nden hemen sonra İtilâf Devletleri tarafından iş¬gal edilen Çukurova, 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması'nın sonucu olarak yeniden Türk yönetimine geçmiştir. İtilâf Devletleri'nin bölgeyi işgal sebeplerinden biri de, bölgenin ekonomik gücünü ellerine geçirmek ve bu gücü kullanmaktı. Bu makalede, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Çukurova'da ekonomik faaliyetler, yer altı yerüstü kaynaklan, üretim-tüketim ilişkileri, fiyatlar, Tekâlif-i Milliye'nin (Ulusal Yükümlülükler) bölgede uygulanması, işgalle mücadeleye ekonomik destek sağlama faaliyetleri, çalışma hayatı ve sosyal gruplar gibi sosyo-ekonomik oluşumlar değerlendirilmiştir. Makalede, başta Genelkurmay ATAŞE Arşivi olmak üzere, Başbakanlık Osmanlı Arşivi Belgeleri, Dönemin basım, Kurtuluş savaşı hatıraları ve araştırmalar kaynak olarak kullanılmıştır.
Amasya Genelgesi İhtilâl Bildirisi Mi? (Analitik Değerlendirme)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 961-975
Özet
Bu makale, Amasya Genelgesi'nin bir ihtilâl bildirisi olup olmadığını analiz etmeye çalışmaktadır. İlk önce söz konusu yazıda, Amasya Genelgesi'nin I.Dünya Savaşı'ndan sonra hangi iç ve dış siyasî şartlarda yayınlandığı üzerinde durulduktan sonra genelgenin Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilâf Devletleri'ne karşı başlatılan Türk Millî Mücadele hareketi içinde, sanılanın aksine bir başlangıç değil vatan savunması için merkezî örgütlenme konusunda önemli bir dönüm noktası olduğu savunulmuştur. Makalenin ikinci kısmı ise Amasya genelgesinin niteliği hakkındadır. Bu bağlamda ihtilâl, inkılâp ve devrim kat ramlarının analizinden sonra Amasya Genelgesi'nin tanımlanması konusunda Atatürk ile genelgeye ihtilâl tanımlaması yapan yazarların görüşleri değerlendirilmiştir. Kanaatimce, Amasya genelgesi, ne kavram, ne de Atatürk'ün sözleri açısından bir ihtilâl bildirisidir. Çünkü Atatürk, Amasya Genelgesi'ne "ihtilal bildirisi'' adını vermediği gibi kendi eylemleri için de hiçbir zaman ihtilâl nitelemesinde bulunmamıştır.
Dramalı Rıza Bey ve Kuzey Batı Anadolu Kuva-yı Milliye Mücadelesindeki Hizmetleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 977-1008
Özet
Dramalı Rıza Bey, Sadrazam Damat Ferit Paşaya suikast teşebbüsünde bulunmak suçuyla yargılanmış ve 12 Haziran 1920'de asılarak idam edilmiştir. Kendisi bir komitacı ve "Teşkilât-ı Mahsusa" elemanıdır. Millî Mücadele'nin başlarında ise bir Kuva-yı Milliyeci olarak ülkesi ve milleti için mücadele eden değerli bir şahsiyettir. Millî direniş ve teşkilâtlanmanın ilk öncülerinden olmuştur. Onu cephelerde bir müfreze kumandanı olarak görmekteyiz. Birinci Anzavur İsyanı'nda ise isyanın bastırılmasında önemli rol oynayan bir "Takip Müfrezesi" kumandanıdır. Millî kuvvetlerin ihtiyacı olan silâh ve cephanenin temini için Akbaş Cephaneliği'nin basılmasında başrol oynamıştır. Oldukça kısa sayılabilecek ömrü hep fırtınalı ve dağdağalı olarak geçmiş, ülkesi ve milleti için mücadele etmiş ve bu uğurda ölmüştür.
İtilâf Devletlerinin İstanbul’daki Faaliyetleri, Osmanlı Hükûmetleri Üzerindeki Baskıları ve Hükûmetlerin Tutumu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1133-1156
Özet
İtilâf Devletleri, "Hasta Adam" olarak isimlendirdikleri bir ülkenin I. Dünya Savaşı'nda kendilerine rakip olmasını ve hatta Çanakkale'de kendilerini bozguna uğratmasını bir türlü hazmedememişlerdi. Özellikle İngiltere, savaşın sonunda, sarsılan itibarını tekrar kazanabilmek için Osmanlı Devleti'ni en şiddetli bir şekilde cezalandırmak istemiş ve bunun ilk adımım Mondros Mütarekesi ile atmıştı. Mütarekeden hemen sonra harekete geçen İtilâf Devletleri kuvvetleri Boğazları ve İstanbul'u kontrol altına aldıktan sonra, mütareke şartlarını göz ardı ederek yada kendilerince yorumlayarak gelişigüzel hareket etmeye başlamışlardı. Bir çok Türk vatandaşının haksız yere tevkif edilerek hapse atılması, büyük ve güzel konaklara el konulması, silâh arama bahanesiyle Türk hanelerine tecavüz edilmesi ve bazı menkul ve gayr-i menkullerin Türklerden alınarak azınlıklara verilmesi bu hareketlerin yalnızca birkaçını oluşturmaktaydı. İtilâf kuvvetlerinin şehirdeki bu tür uygulamaları devam ederken, Yüksek Komiserler de hükümetlerinin taleplerini kabul ettirmek için Osmanlı Devleti'nin yöneticileriyle özellikle Padişahla sıkı temasta bulunuyorlardı.
İstiklal Savaşı'nda Trakya Bölgesi ve Başarısızlık Nedenleri (Ekim1918-Temmuz 1920)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1017-1042
Özet
Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra diğer bölgelerde olduğu gibi Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki son toprakları olan Doğu Trakya'nın Yunanistan'a verilmesine karşı siyasî ve askerî alanda önemli mücadeleler verilmiştir. Neticede 20 Temmuz 1920 günü başlayan Yunan taarruzu karşısında Tekirdağ'daki birlikler direnememiş, Ordu dağılmış ve Doğu Trakya savunması birkaç gün içinde çökmüş , 25 Temmuz 1920 günü kalan birlikler de Bulgaristan'a geçmiş ve Edirne İstiklâl Savaşı sonuçlanana kadar Yunanistan'ın işgalinde kalmıştır. Bu çalışmada mücadelenin 1920 Temmuz'u sonunda gerçekleşen Yunanistan'ın işgaline kadar olan dönemi değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Birinci TBMM’de Hilâfet ve Saltanat Meselesi Üzerine Bazı Notlar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1172-1190
Özet
Mondros Mütarekesi'nden sonraki koşullar, Türk Kurtuluş Savaşı'nı zorunlu kılmış ve bir siyasal oluşumu beraberinde getirmiştir, Bu oluşum, TBMM'nin kurulması ile İstanbul'a karşıt bir hükümet şeklini almıştır. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde TBMM'nin Osmanlı yönetimine bakış açısı, esas olarak Hilâfet ve Saltanat kavram ve kurumlarına yaklaşımında kendini göstermiştir. Bu konular üzerindeki Meclis görüşmeleri, savaş sonrası gidişatı da açıklayıcı bir niteliktedir. Bütün bu gelişmeler, Osmanlı iktidarının tasfiyesi sürecine ve demokratik bir yönetimin kurulması çalışmalarına da açıklık kazandırmaktadır.
Üniversite Gençliğinin Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Dersine Bakışı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1043-1088
Özet
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi, üniversitelerde ve kamuoyunda tartışma konusu edilmektedir. Bu anket, üniversite öğrencilerinin bu tartışmalardaki yerini belirlemeyi ve bu derse öğrencilerin bakışını öğrenmeyi amaçlamaktadır. Veriler gösteriyor ki, üniversite öğrencilerinin büyük bir çoğunluğu bu dersi gerekli görmektedir. Fakat dersin işlenişini beğenmemekte ve derse devam zorunluluğu olmamasını istemektedirler. Bu sorunların çözülmesini, düzeltilmesini talep etmektedirler. Sadece bilgi birikimlerinin yetersizliğini ve kitap okumaktan uzak olduklarını itiraf etmektedirler. Anket, üniversitelerde derse giren Öğretim kadrosunun yardımcı doçent, doçent ve profesörlerden oluştuğunu göstermektedir. Anketin sonuçları ile ilgili alınacak önlemlerle bu ders, verimli ve İstenilen düzeye getirilebilir.
Atatürk ve Sömürgecilik (Emperyalizm)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1157-1169
Özet
Atatürk askerî mücadele hayatı boyunca Türk Milletinin ve insanlığın sömürgeci emperyalist Avrupa yüzünden çektiği acıları yakından görmüş ve önderi olduğu Türk Milletinin geleceğin medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğacağını, bunun da bütün insanlığın hizmetinde olacağını savunmuştur. Ayrıca bu medeniyetin Batı'nın sömürgeci medeniyetinin yerini alacağım, bunun sonucunda da mazlum milletlerin, Batı'nın sömürgeci medeniyetine bağımlı olmaktan kurtulacağı ve dünya nimetlerinin bütün toplumların hizmetine sunulacağı öngörüsünde bulunmuştur. Onun Emperyalizm karşısındaki mücadelesi mazlum milletlere örnek teşkil etmiştir.