505 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Son 10 yıl
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE BENZER ATASÖZÜ VE DEYİMLERİN ÖNEMİ VE POLONYALILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE BUNLARIN KULLANIMI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 245-268
Atasözü ve deyimler, milletlerin hafızalarının, yaşantı ve deneyimlerinin,kültürlerinin, olay ve durumlara yaklaşım tarzlarının, bakış açılarının yansıdığı kısa,özlü ifadelerdir. Anlatıma derinlik, kolaylık ve akıcılık kazandıran bu kalıp ifadeler,kültürel bilincin nesilden nesile aktarımı ve devamlılığı noktasında Türkçe eğitimiiçerisinde kendine önemli bir yer edinir. Atasözleri ve deyimlerin sahip olduklarıbu özellikler onları ana dili öğretimin yanı sıra yabancılara Türkçe öğretiminin detemel meselelerinden biri hâline getirmiştir. Yabancılara Türkçe öğretiminde önemisıkça vurgulanan kültürel aktarımın en kolay ve hızlı şekilde yapılabileceği ürünlerolarak atasözleri ve deyimler ön plana çıkmaktadır. Kendiliğinden kültürel aktarımyapabilen ve anlatıma kolaylık sağlayan bu özlü ifadelerin önemi ve öğretimiyle ilgilipek çok görüş ve öneri bulunmaktadır. Öğrenilmesi ve kullanılması zor olarak görülendolayısıyla da öğrenci ilgisinin az olduğu bu ifadelerin öğretiminde izlenebilecekyollardan biri de ana dili ile hedef dil arasındaki benzerlikler üzerinden gitmektir.Bu çalışmada, yabancılara Türkçe öğretiminde atasözü ve deyimlerin öğretimindeana dili ile hedef dil arasındaki benzerliklerden faydalanmanın önemi üzerindedurulmuş, buradan hareketle Türkçe ve Lehçede benzerlik arz eden iki yüz atasözüve deyim tespit edilmiş ve bir liste hazırlanmıştır. Hazırlanan liste, kelime ve anlambenzerliği olanlar ile yalnızca anlam benzerliği olan atasözü ve deyimler olarak ikikısımda ele alınmış ve araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Araştırmada nitelaraştırma desenlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır.

TÜRKÇE – MAKEDONCA, MAKEDONCA – TÜRKÇE SÖZLÜKLERİ İLE İLGİLİ ANALİTİK BİR DEĞERLENDİRME

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 223-243
Türk ve Makedon dillerindeki sözlükler hakkında eleştirel bir bakış ortaya koyanbu çalışmada amaçlanan, söz konusu iki dil arasındaki leksikografi çalışmalarınıngeldiği aşamayı anlayabilmektir. Başka bir ifade ile bu alanda ne yapılması gerektiğive nasıl devam edilmesi gerektiği problematiğine cevap aranmıştır.Karşılaştırmalı bir şekilde yapılan bu çalışmada, öncelikle "Giriş" bölümündekonunun amacı, kapsamı ve yöntemi üzerinde durulurken, bu çalışmanın etiğikonusuna da değinilmiştir. Ardından 'enformatik ve analitik analiz' yapılmayaçalışılmıştır. Enformatik analizde Türkçe-Makedonca ve Makedonca-Türkçesözlüklerin fiziksel özellikleri hakkında nesnel bilgi verilirken, her sözlüğün 'analitikdüzeydeki tespitlerde' de örnekli açıklamalardan sonra, 'sözlüğün iyi ve kötü yanları'değerlendirilmiştir. En sonunda da 'sosyal paylaşım ortamındaki genel kullanıcılarınbeklentileri' araştırılmış, "Sözlüğe Dair" bölümünde ise sözlük kavramı hakkındaaraştırmacının deneyimleri doğrultusundaki yorumlarına yer verilmiştir. "Kaynaklar"bölümünden sonraki "Ekler" bölümünde ise incelenen bir sözlüğün "Önsöz"ü belgeolarak sunulmuştur.

XVIII. YÜZYILDA İSTANBUL’DA POLONYALILARA TÜRKÇE ÖĞRETİM PROJESİ (1766-1793)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 215-222
Osmanlı Devleti'nin de diğer devletler gibi askerî yönden başarıları, siyasalgücünün artmasına ve topraklarının genişlemesine imkân vermiştir. Devletin, askerîve siyasi alanlardaki başarıları kültürel alanda da nüfuzunun güçlenmesine yol açar.Bu etkilerden biri, Avrupa'da başta saraylarda olmak üzere, çeşitli tarikatlarda veeğitim kurumlarında Türkçe bilen tercümanlar yetiştirilmesi hususudur. Türkçe bilensaray tercümanlarının daha iyi yetişmesi için İstanbul'da Avusturya, Fransa, İngiltere,Rusya gibi devletler genellikle elçiliklerine bağlı olarak Şark okulları kurmuşlardır.Bunlardan biri de Polonya'nın son kralı Stanislaw August Poniatowski'nin (1732-1798)İstanbul'da 1766'da Hollanda Elçisi Karol Boscamp'ın girişimleriyle "Polska szkolaorientalna w Stambule / İstanbul'da Polonya Şark Okulu"nu açtırmasıdır. 1793'ekadar faaliyetlerini sürdüren okulda, 12'den fazla Türkçe bilen tercüman yetişmiştir.İncelemede, bu okulun kuruluş hazırlıkları ve açılışı, faaliyetlerini sürdürmesi vekapanış aşamaları Polonya kaynaklarından hareketle ortaya konulacaktır.

ÖMER DAVUT: UYĞUR TILI KÜLTÜRÜ TETQIQATI. ŞINCIANG ÜNIVERSITESI NEŞRIYATI. ÜRÜMÇI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 273-275
Mirsultan Osmanof'un sunuş sözü "Béğişlima" ile başlayan Uygur Dili Kültürü Araştırması adlı bu kitab aslında yazarın 10 yılı aşkın süredir "Milli Til-Yéziq//Milli Dil ve Yazı", "Ğerbiy Diyar Tetqiqati//Batı Yurt Araştırması", "Şinciang Ünivérsitéti İlmiy Jurnili// Şinciang Üniversitesi İlmi Dergisi", "Til ve Tecime//Dil ve Tercüme" gibi dergilerde yayınlanan 20'den fazla makalesinden seçilerek derlenmiş bir çalışmadır. Eser konu bakımından (yazarın belirttiğine göre) Çağdaş Uygurca, Kültür dil bilimi, Cemiyet dil bilimi ve Yakın zaman Eski Uygur dili (Çağatayca) gibi alanlarla ilgilidir

Tehdit Altında Bulunan Diller, Kırım Tatarcası ve Ukrayna’da Diğer Türk Dilleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 277-279
Bu bildiri kitabı 26-27 Eylül 2014 tarihlerinde Kiev'de düzenlenmiş olan "Tehdit Altında Bulunan Diller, Kırım Tatarcası ve Ukrayna'da Diğer Türk Dilleri Uluslararası Konferansı"nda sunulan bildirilerden oluşmaktadır. Bu yayın, tehdit altında bulunan diller ve ayrıca Ukrayna'da ve tüm dünyada tehdit altında bulunan dillerin araştırılmasıyla ilgili genel meseleleri ele almakla birlikte "çok dilli" şartlarda varlığını sürdüren ve tehdit altında bulunan dillerin işleyişine daha geniş bağlamda değinmiştir.

QIRIM YURTI (СТРАНА КРЫМ)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 269-272
Oleksa GAYVORONSKIY tarafından yazılmış olan Qırım Yurtı adlı kitap, 2016 yılında Simferopol'deki Master Knig yayınevinden çıktı. Kitap; Altın Orda ve Kırım Hanlığı (XIII-XVIII. yy.) dönemine ait olan mimari anıtları, ilgili tarihi, olayları ve efsaneleri okuyucuya sunmaktadır. Eserde Kırım yarımadasının dünya tarihindeki en parlak dönemine ışık tutulmaktadır. Kırım'da yaşayan çeşitli uygarlıklarla beraber şehrin dinamiklerinin ve yapısının da yüzyıllar boyunca değiştiği görülür. Kırım yarımadası oldukça kozmopolit bir görüntü oluşturmaktaydı. Yarımadadayönetici olarak varlık gösteren imparatorlukların yansımalarını görmemiz mümkündür.

Kültür - Dil - Gramer Leh ve Türk Atasözlerinin Türkçe Öğretiminde Rolü

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 1 · Sayfa: 103-123
Bilindiği gibi bir ülkenin kültürel hayatı ve düşünce yapısı özel bir şekildeatasözlerine yansır. Her dilde atasözleri vardır. Atasözleri, hem konuşma yeteneğinihem dünyaya ait görüşleri hem de yaşanılan kültürü gösterir. Bu çalışmada Türk diliöğretiminde atasözlerinin rolü incelenecektir. Bir yandan Türkiye'nin kültür ve değersistemlerini öbür yandan Türk dilinin yapısını öğretirken atasözlerinin rolü ortayakonulacaktır.Dil, tüm kültürel faaliyet ürünlerini içerir. İçinde basit günlük konuşmaları,bilimsel terimleri, nesir ve mensur eserleri, nezaket ifade eden kelimeleri, atasözlerini,duaları, ritüelleri, şarkıları bulmak mümkündür. Bu yüzden bir dil, o dili kullananmilletin kültür arşivi olarak algılanabilir. Atasözlerinin bu bağlamda çok önemli birrolü vardır. O da, yorum ve değerlendirme yapması, bir kültürün değer sistemini, dilmantığını ve kurallarını, bir dilin kelime hazinesini geleceğe aktarması gibi yönleridir.Bu yüzden yabancı bir dil öğretirken atasözlerinin kullanılması vazgeçilmez birhusustur.Dilin en eski şekli ve kültürün en önemli unsurları atasözlerinde bulunur.Atasözleri sayesinde yaşanan kültürü tanımak, ataların yaşam tarzını, düşüncesinive değer yargılarını öğrenmek mümkündür. Her toplum kendi dilini kullanaraktarihine, geleneklerine ve kültürüne bakar ve en güzel şekilde onu ifade eder. Amaatasözleri başka bilgiler de içerir. O da dilin yapısını ve edebî üsluplarını içermesidir.Türkçede çoğu atasözleri ya geniş zamanlı, ya emir kipi, ya da fiilimsi şeklindekullanılır. Atasözleri basit görünseler de edebî stilistik özellikleri, vurgu, olumsuz veolumlu cümleleri yan yana kullanır ve kafiye, ritim gibi girift anlamlar yahut yapılarbarındırır. Dil öğrenenlere tüm bu özellikleri göstererek onlara kültürün bütüngörünümünü, hem de dilin güzelliğini ve gücünü gösterip aktarmak öğretimin temelparçasıdır.

Seul Devlet Üniversitesi Kütüphanesinde Bir Huá-Yí-Yì-Yǔ Nüshasında Bulunan Uygurca Malzeme (II)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 1 · Sayfa: 7-30
Huá-yí-yì-yǔ (華夷譯語), Ming (明) Hanedanı'nın (1368~1644) başlagıcından beri telif edilegelen Çince ve komşu dilleri arasındaki türlü lügatçelerin genel bir adıdır. Genel olarak 4 farklı gruba ayrılır: 1. Huo Yuan-Jie (火源潔), Ma-sha-yi-hei (馬沙亦黑) vs. tarafından telif edilmiş olan Çince-Moğolca lügatçe: Bu lügatçede Moğolca kelimeler Moğolların Gizli Tarihi'ndeki harf çevirisi kurallarına göre yazılmıştır. 2. Si-yi-guan'da telif edilmiş, sürekli redaksiyonu yapılmış ve ekleme yapılmış / kısaltılmış olan lügatçeler: Bu gruptaki lügatçelerde her yabancı dilin kelimeleri hem Çin yazısı ile hem de söz konusu dilin asıl yazısı ile yazılmıştır. 3. Herhâlde Hui-tong-guan'da telif edilmiş olan lügatçeler: Bu gruptaki lügatçelerde her yabancı dilin kelimeleri sadece Çin yazısı ile yazılmıştır ve söz konusu dilin asıl yazısı ise kullanılmamıştır. 4. Hui-tong-si-yi-guan'da telif edilmiş olan lügatçeler: Hui-tong-si-yi-guan, Qing (淸) Hanedanı'nın imparatoru Qian-long'un (乾隆) (1735~1795'te tahtta) 13. yılında (1748) Hui-tong-guan ile Si-yi-guan'ın birleştirilmesiyle meydana gelmiştir. Seul Devlet Üniversitesi Kütüphanesinin koleksiyonundaki nüsha da 3. gruba aittir. Bu nüsha şu 8 ciltten oluşuyor: (1) Kore, (2) Ryukyu, (3) Japonya, (4) Annam (Kuzey Vietnam), (5) Siam (Tayland), (6) Tatar (= Doğu Moğollar), (7) Uygur, (8) Malakka. Uygur cildi 19 bölümü içeriyor. Bunların üçüncüsü 28 maddeli 'Yer adları Bölümü' olup bu yazıda işlenmiştir. Bu malzemenin redaktörünün/müstensihinin Çinceyi veya Uygurcayı iyi bilmediği gözlemlenebildi. Çünkü çok sayıda istinsah ve gramer hatası vardır. Bu da şimdiye kadar bu gruptaki Uygurca malzemenin iyi işlenmemesinin başlıca sebebi olabilir

SIRPÇADAKİ TÜRKÇE SÖZCÜKLERİN TÜRKÇE ÖĞRENEN SIRPÇA KONUŞURLARA KATKISI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 1 · Sayfa: 139-146
Tarihin karanlık çağlarından beri insanoğlunun en önemli iletişim aracı olan dilhem insanların birbirleriyle anlaşmasını hem de insanların yüzyıllar boyu edindikleribirikimlerini, gelenek ve göreneklerini, inançlarını, ilerlemelerini nesilden nesileaktarımlarını sağlamıştır.Türk toplumunun millet olma yolundaki temel taşı olan Türkçe, yüzyıllar boyuçok geniş coğrafyalarda konuşulmuş, diğer milletlerle sürekli bir iletişim hâlindeolmuştur. Tarihî derinliği ve coğrafik genişliği sayesinde birçok kadim dil ile sözcükalışverişi yapmıştır. Başka dillere ödünçleme yoluyla Türkçe sözcük vermenin yanısıra bir köprü vazifesi görerek başka dillerden ödünçlediği sözcükleri çoğunluklaTürkçe sesletimiyle başka dillere yine ödünçleme yoluyla vermiştir.19. yüzyılda başlayıp 20. yüzyılda ivme kazanan filoloji çalışmaları sonucundaSırpçada yaklaşık 9000 Türkçe ya da Türkçe kanalıyla diğer dillerden geçen sözcüktespit edilmiştir. Yapılan çalışmaların dönemine ve kapsamına göre farklı istatistikselverilere ulaşılsa da bu veriler Türkçeden en fazla ödünçleme sözcük alan dilin Sırpçaolduğunu göstermektedir.Bu çalışmada Slav dillerinden Türkçenin en fazla ödünçleme sözcük verdiğiSırpça incelenmiş ve Sırpçadaki Türkçe sözcüklerden "yabancılara Türkçe öğretimi"kapsamında nasıl faydalanılacağı açıklanmıştır.Yabancı dil öğretiminin temel ilkelerinden olan bilinenden bilinmeyene, kolaydanzora ve basitten karmaşığa ilkesi kapsamınca Sırpçadaki Türkçe sözcüklerdenfaydalanılarak söz varlığı öğretiminde nasıl başarı sağlanabileceği örnek listelerlegösterilmeye çalışılmıştır. Bir anlamda sözlük işlevi gören bu listelerle sözcüklerin vebazı yapıların çok daha kolay ve kalıcı öğrenildiğini göstermek hedeflenmiştir.