1321 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 11
Anahtar Kelimeler
- Dokuma 35
- Halı 32
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Weaving 23
- Kilim 20
- Peyami Safa 20
- Osmanlı 19
- Motif 17
- roman 16
- novel 15
Siyasetname Hüviyetinde Bir Esaretname
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 77-142
Özet
Tam Metin
Bu eser; Süleyman adlı bir Osmanlı yeniçerisinin Fransa ile ilgili izlenimlerini ihtiva eder. Süleyman, Uyvar Kalesi'nin elden çıkışı sırasında Macarlara esir düşer. Macar beyzadeleri onu savaşı seyretmek için orada bulunan bir Fransız mimara hediye ederler. Bu vesileyle Fransa'ya götürülen ve bu ülkede esir kalan Süleyman, efendisi mimarla birlikte devamlı dolaşarak, sıradan insanların girip çıkamıyacağı birçok yeri görür. Bu esir yeniçeri, sekiz senelik bir sürenin sonunda kendi isteğiyle ülkesi Mısır'a geri döner. Mısır'da döneminin ileri gelenlerinin bulunduğu bir eğlence meclisinde, ona Fransa hakkında sorular sorulur. Süleyman'ın bu sorulara verdiği cevaplar bu ülkenin idari, askeri ve ekonomik yapılanması hakkında bilgi verir niteliktedir. Ayrıca, bu yolla devrin diğer önemli devletleri hakkında da fikir beyan edilir. O, Osmanlı devleti de dahil, dönemin ileri gelen diğer Avrupa ülkeleriyle Fransa'yı birçok kalemde kıyaslar ve her seferinde üstünlüğü bu ülkeye verir. Süleyman, bu bilgileri aktarırken, Fransa'yı her anlamda idealize eden bir üslup kullanır. O, bu kalem tecrübesi ile o dönem Avrupa'sının gelişmiş bir ülkesini temel özellikleriyle tanıtmış bulunur. Süleyman, bir başka dünyayı resmederken, Osmanlı modernleşmesi adına önümüze bir yol haritası çizmiş, bir kılavuz koymuş olur.
Musa Celil’in “Moabit Defterleri” Üzerine Bir İnceleme
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 143-154
Özet
Musa Celil, 1906'da dünyaya gelmiş ve otuz dokuz yıllık kısa bir yaşamın ardından 1945 yılında hayata veda etmiş, fakat bu kısa zamana çok sayıda ölümsüz eseri sığdırabilmiş önemli bir Tatar şairidir. Bu kısa süre içerisinde verdiği eserlerle Tatar sanatçılarına ilham kaynağı olmuş ve Tatar sanat dünyasında adı konulmamış yeni bir edebî akımın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Musa Celil, birçok önemli eserini İkinci Dünya Savaşı yıllarında tutuklu kaldığı Alman Moabit Toplama Kampı'nda oldukça zor şartlar altında yazmıştır. Burada yazdığı şiirleri, Tatar halkı tarafından dilden dile ulaştırılarak çoğaltılmış, ölümünden sonra da "Moabit Defterleri" adı altında kitaplaştırılarak yayınlanmıştır. Bu şiirlerde vatan sevgisi, vatan özlemi, gurbet, sevgiliye ve dostlara duyulan hasret ile kahramanlık duyguları yoğun olarak işlenmektedir. Musa Celil'in bu şiirlerinde kendisine özgü dil ve üslup özellikleri dikkat çeker.
Bir Şairin Kaleminden ‘Ben’e, Sanata ve Yaşama Dair Notlar: İlhan Berk’in Düz Yazıları
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 51-76
Özet
Tam Metin
Daha çok şair kimliğiyle öne çıkan İlhan Berk, düz yazı tarzındaki eserleriyle de dikkat çeken bir edebiyatçıdır. Berk, Uzun Bir Adam (1982), Şifalı Otlar Kitabı (1982), El Yazılarına Vuruyor Güneş (1983), Şairin Toprağı (1992), İnferno (1994), Kanatlı At (1994), Logos (1996), Poetika (1997), Kült Kitap (1998), Ben İlhan Berk'in Defteriyim (2004) gibi günlük, deneme, anı, söyleşi, anlatı, öz yaşam öyküsü gibi türlerin olanakları dahilinde 'ben'ine, sanata-sanatçıya (özelde şiire-şaire), Türk ve dünya edebiyatına, dünyaya, insanlara, hayvanlara, otlara, nesnelere, şehirlere, mekânlara dair notları, duygularını, düşüncelerini, izlenimlerini okuyucuyla paylaşır. Kısacası kendisini, sanatı, edebiyatı ve yaşamı anlatır. Çalışmada, İlhan Berk'in düz yazı tarzındaki eserleri ele alınmakta; düz yazılarına yansıdığı kadarıyla, Berk'in 'ben'e, sanata, hayata dair görüşleri, hayata bakışı, felsefesi, sanatçı kişiliği vb. ortaya konmaktadır.
Türklerde Kadın ve Hüseyin Nihal Atsız’ın Tarihî Romanlarında Kadın Motifi
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 155-186
Özet
Tam Metin
Gerek Türk destan ve efsanelerinde gerekse tarihin bütün devirlerinde kadının yeri her zaman üst seviyelerde olagelmiştir. Çalışmamız boyunca farklı kaynaklardan aldığımız örneklerle bunu ispatlamaya çalıştık. Bunun yanında büyük yazar Hüseyin Nihal Atsız'ın tarihî romanlarındaki kadın profilleriyle bu düşüncemizi desteklemeye çalıştık. Ve son söz olarak da büyük Atatürk'ün vurguladığı gibi, sahip olduğumuz bugünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti Türk kadının eseridir ve yine bu Cumhuriyet asil Türk kadınının omuzları üzerinde sonsuzluğa doğru yol almaya devam edecektir diyoruz. Zira bir milletin, "devlet-i ebed müddet" ülküsüyle yol alması için en büyük vazife o milletin kadınlarına düşmektedir. Umuyoruz ve arzu ediyoruz ki, Türk kadını, tarihteki şanlı yerini yeniden alacak ve Türk milletinin mukadderatında yeniden belirleyici olacaktır.
Saray-ı Hümâyûn Dişçileri İle İlgili Bazı Notlar
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 187-204
Özet
Tam Metin
Topkapı Sarayı'nda bugünkü anlamda ilk eczahâne 1870 yıllarında kurulan mâbeyn-i hümâyûn eczahânesidir. Eczahânede üç tabib yanında üç de diş hekimi görev yapmıştır. Dişçilerden birisi dişçibaşı olarak görev yapmıştır. Sarayda üç tabible aynı sayıda, üç diş hekiminin de görev alması diş sağlığına verilen önemi göstermesi açısından önemlidir. Devlet gerek yurtdışından gelen dişçilere çalışma imkanları sunarak, gerekse dişçileri yapmış olduğu çalışmalar çerçevesinde zaman zaman taltif ederek, diş hekimliğini geliştirmeye çalışmıştır. Yalnız diş hekimlerinin 1907 yılında diğer tabiblerden daha az maaş almaları dikkat çekicidir. Maaşın düşüklüğü, 19. yüzyıla kadar diş hekimliğinin tıbbın bir yan alanı olarak görülmesi anlayışının uzantısı ile ilintili gözükmektedir.
Sevdican Oyununda Kadın Tipleri
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 227-236
Özet
Tam Metin
Nezihe Meriç, Sevdican oyununda 1930'lardan 1990'lara Türk toplumundaki kadının değişimini irdeler. Bu süreç içinde ekonomik temelli toplumsal değişim, farklı kadın tiplerini ortaya çıkarır. Geleneğin ürünü olarak, aldatılan olarak, yabancılaşan olarak, yozlaşan olarak, savaşçı olarak ve birey olarak kadın bu oyunun ilgi alanı içinde kalır. Geleneğin ürünü olan kadın, bütün kadınların prototipiyken, birey olan kadın hepsinin ardılı durumundadır. Bir anlamda yazar, bu oyun aracılığıyla Türk kadınının bireyleşme serüvenini anlatır. Bu serüven içinde kadın eş, anne, çalışan ve birey olarak ortaya çıkar. Modern yaşamın bir ürünü olan eğitimli kadın, sonunda birey olarak kendisini fark eder.
Edebiyat Tarihi Bağlamında Türk Çocuk Edebiyatı Tarihi Yazımında Karşılaşılan Sorunlar
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 205-226
Özet
Tam Metin
Bu çalışmada, edebiyat biliminin en kapsayıcı ve geniş alanını oluşturan edebiyat tarihi ve edebiyat tarihi yazımının Türk edebiyatındaki biçimlenişi, sorunları; görece yeni bir alan olarak tanımlanan çocuk edebiyatı yazımı çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu değerlendirme ekseninde Türk çocuk edebiyatı tarihi yazımında karşılaşılan sorunlar betimlenmeye çalışılacaktır.
Sabahattin Ali’nin “Ses” Hikâyesinde Mekân-İnsan İlişkisi
Erdem · 2011, Sayı 59 · Sayfa: 121-128
Özet
Tam Metin
"Memleketçi Edebiyat"ın en güçlü hikâyecilerinden biri olan Sabahattin Ali, özellikle güçlü gözlem ve tasvirleri ile dikkatleri üzerinde toplamayı başarmış ve bu bağlamda kaleme aldığı realist çizgideki eserleri ile Türk toplumunun genel dokusuna temas etmeye çalışmıştır. Türk dilinin anlatım zenginliğine son derece hakim olan Sabahattin Ali, hikâyelerinde ince detaylara gösterdiği hassasiyetle tanınmış ve estetik yönü güçlü hikâyeler kaleme almıştır. Hikâye tekniğinde oldukça deneyimli ve bilgili olan sanatçı, bu türün temel yapısını oluşturan mekâna ve karakter oluşumuna gösterdiği özenle de ön plana çıkmaktadır. Nitekim sanatçının "Ses" hikâyesi, mekânın insan karakterine yön veren dokusu ile dikkatleri toplamakta, kendisinin bu unsurun önemine gösterdiği hassasiyet; onun ne kadar önemli bir sosyal bilimci olduğunu da ortaya koymaktadır. Hikâyede olay örgüsündeki devinimin farklı mekânlarda hız kazanması, karakter gelişimine destek veren unsurların, özellikle de dar ve geniş çerçeveli mekânlardaki eşya, araç ve gereçlerin ön plana çıkması; yazarın tekniğinin, seçiciliğinin ve dikkatli değerlendirmelerinin birer göstergesi sayılır. Bu perspektiften değerlendirecek olursak "Ses" hikâyesi, sadece içerdiği tematik zenginlik ve duygu yoğunlaşmasındaki niteliklerle değil, "mekân-insan" birlikteliğindeki realist çizgilerle ayrıcalıklı bir değer taşımakta, ayrıntılardaki gizemli oluşumlar da insan psikolojisinin travmatik yapısını ortaya çıkartmakta ve böylelikle, hikâyedeki edebi ve estetik zenginlik üst noktalara taşınmaktadır.
Yahudilerin Filistin’e Göçü Üzerine Bazı Düşünceler
Erdem · 2011, Sayı 59 · Sayfa: 37-83
Özet
Tam Metin
Osmanlı devletinin 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yaşadığı en önemli sosyal olaylardan biri dış göçlerdir. Bu göçleri siyasî ve ekonomik göçler olarak tavsif edebiliriz. Osmanlı devletine yapılan göçlerin mühim bir bölümü siyasî göçlerdir. Özellikle Balkanlarda başlayan ayaklanmalar ve ardından karşılaşılan baskılar sebebiyle, Balkanlardan Anadolu'ya birçok göç yapılmıştır. Aynı şekilde Kafkaslarda ki Rus yayılmacılığı, bu bölgeden çok sayıda insanın Anadolu'ya göç etmesine yol açmıştır. Rusya'da ve Avrupa'nın muhtelif devletlerinde Yahudilere karşı başlatılan siyasî baskılar da Yahudileri göçe zorlamıştır. Yahudi göçü amacı ve işlevselliği açısından diğer göçlerden farklılıklar arz eder. Osmanlı devleti, Yahudilerin Filistin dışındaki yerlere iskân edilmesinde bir mahzur görmemiştir. Ancak Yahudiler Osmanlı devletinin iskân siyasetine uymayıp, farklı bir politik amaç güderek Filistin topraklarına yerleşme gayreti içinde olmuşlardır. Avrupa'dan Filistin'e başlatılan Yahudi göçü organizeli ve planlı bir göç hareketidir. Kendiliğinden gelişen bir hareket değildir. Bu göçün arkasında Yahudileri Filistin'de buluşturmayı hedefleyen siyonizm siyasî düşüncesi yatmaktadır. Bu faaliyet neticesinde Filistin'den arazi satın alarak birçok Yahudi buraya yerleştirilmiştir. Osmanlı devlet idarecileri göçü engellemek için bir dizi yasal önlemler almışlarsa da bölge idarecilerinin yanlış tutumları yüzünden göç önlenememiştir. Bu çalışmada, Yahudilerin Filistin'e göçü ve bu göçü engellemek için alınan tedbirler ele alınmıştır