- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 11
- Dokuma 35
- Halı 32
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Weaving 23
- Kilim 20
- Peyami Safa 20
- Osmanlı 19
- Motif 17
- roman 16
- novel 15
Osmanlı Sarayı için Dokunmuş Yer Yaygıları
Arış · 2011, Sayı 5 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 1) · Sayfa: 120-127 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.11Anamur Müzesi'nde Bulunan Çuvallar
Arış · 2011, Sayı 5 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 1) · Sayfa: 128-135 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.12Tapestry (Goblen) Dokumaları
Arış · 2011, Sayı 5 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 1) · Sayfa: 144-151 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.14Bahtiyar Vahapzadenin “Gülüstan” Manzum Hikâyesinde Milli Bağımsızlık Teması
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 1-8Bu çalışma, Bahtiyar Vahapzade'nin ikiye bölünmüş Azerbaycan'ın kaderinden bahs eden ''Gülüstan'' şiirinin mazmun ve şiirsel yapısının tahlilini ele almaktadır. Çalışmada, Bahtiyar Vahabzade'nin şiirsel dehası ve şiirlerinin yapısı muhteşem sanat ve yaratıcılık olayı gibi gösterilmektedir. Eserin ''Gülüstan'' adı, vaktiyle Ruslarla Farslar (Rusya ile İran) arasında Gülüstan mıntıkasında yapılmış anlaşmaya işaret eder. Burada Azerbaycan'ın tarihî kaderine balta vuranlar kendi adı ve adresi ile gösterilmiştir.
Sovyetler döneminde, Kuzey Azerbaycan'ın 1813 yılında Rusya ile İran arasında yapılmış anlaşma ile eski Rus İmparatorluğu'nun içinde kalması resmî kurumlar tarafından Azerbaycan halkının mutluluğu gibi gösterilmiştir. Ancak Bahtiyar Vahapzade bu yalan siyasete itiraz ederek şiirde bu siyasetin iç yüzünü açmış, onu aşkar ifşa etmiş, ''gözlüklü'' Rusla ''topsakal'' Fars arasında bölünen Azerbaycan'ın feci durumunu olduğu gibi göstermiştir.
Çalışmanın bir sonucu olarak, Sovyet İmparatorluğu'nun halklar hapishanesi olması, Stalinizmin kaç milyonlarca insanı sorusuz, sebepsiz olarak duvarlara sıkarak kurşunlaması eserin alt yapısı olarak yansıtılmaktadır.
Bahtiyar Vahapzade’nin Yaratıcılığında “Molla Nasreddin” Edebî Ekolun Gelenekleri
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 21-26Bahtiyar Vahapzade'nin edebî irsi ile mollanasrettinci sanat arasında ciddi edebi ilişkilerden söz açmak mümkündür. Bahtiyar Vahapzade kalben "Molla Nasrettin" edebisel ekoluna bağlı olmuş, ayrı ayrı dönemlerde bu bağlılığı ciddi biçimde onaylamıştır. Şair "Sabir, yine Sabir" makalesinde kaydediyor. "Ben bir çok yorumlarımda "En buyuk oğretmenin kimdir?" sorusuna "Sabir" yanıtını veriyorum. Bu gerçekten de böyledir. Ben bununla söylemek istiyorum ki, bugunkü edebiyatımızın ve sosyal düşüncemizin en büyük ve en doğru yolu Sabir yoludur.
Bahtiyar Vahapzade'nin edebiyatta "Sabir yolu" adlandırdığı yol - esas yönleri büyük Mirze Celil Memmetkuluzade tarafından belirlenen "Molla Nasrettin" yolu idi ve bu yol Azerbaycan halkının, öylece de bütün Türk-Müslüman halklarının özgürlüğüne, bağımsızlığına, gelişimine yönlendirilmiştir.
Azerbaycan edebiyatında "Molla Nasrettin" edebî ekolu tarafından Vatan derdinin vatandaş derdine dönüşmesini yüksek değerlendiren Bahtiyar Vahapzade kendi sanat platformunu ve hayat amacını da ünlü Mirze Celil'in "Kalemin kutsal görevi halkın mutluluğunu hizmet etmektir" düşüncesinә uygunlaştırmıştır.
Bir Anti-Homosovyetikus: Bahtiyar Vahapzade
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 9-19Millî İstiklal Şairi Bahtiyar Vahapzade
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 101-114Seçkin Azerbaycan halk şairi Bahtiyar Vahapzade, yaratıcılığının tüm aşamalarında zengin geleneklerine sahip Azerbaycan lirikasını orijinal lirik şiirleriyle zenginleştirmiştir. Sosyal - felsefî lirikanın tercih edildiği yıllarda da Bahtiyar Vahapzade ince ruhlu şiirler yazmak geleneğine sadık kalmıştır. XX. yüzyılın 60. yıllarında yazılmış «Dudakta gez», «Biri sensin, biri ben», «Behanem» şiirleri, 70-80.yıllarda kaleme alınmış
«Kelebek», «İnsan gökte ay gibidir», «Küsende» gibi poetik örnekler yalnız meydana geldiği dönemin değil, genellikle, Azerbaycan lirik poeziyasının örneğidir. Veya geçen yüzyılın sonu, yeni yüzyılın başlarında Bahtiyar Vahapzade'nin meydanlarda yürüyüşlerde önde gittiği dönemlerde, bağımsızlığın kuvvetlendirilmesi yıllarında mucadele yaptığı zaman yazdığı «Ömür treni», «Ben aldanmak istemiyorum», «Sensizliğin içinde», «Borcludur» vs lirik şiirleri halk şairinin kalbinin derinliklerindeki lirikanın sonsuzluğunu, bitmemezliğini yansıtıyor. Bu şiirlerin bir çoğuna Azerbaycan'ın ünlü bestecilerinin şarkılar bestelemesi bu bedii örneklerdeki beklenmez lirizmin, ahenktarlığın, samimiyetin kolaylıkla müziğe dönüşmesi ile ilgilidir.
Genellikle, Bahtiyar Vahapzade Azerbaycan edebiyatının milli poetik istiklâlnamesinin kudretli kurucularından biridir. Halk şairinin Azerbaycan'ın en yüksek devlet taltiflerinden olan «İstiklâl» nişanına layik bilinmesi hem de onun milli istiklâla saygı ile hizmet etmesine verilen yüksek değeri gerçek biçimde yansıtıyor. Milli istiklâlın büyük habercisi Bahtiyar Vahapzade'nin ismi ve sanatı Azerbaycan'ın ve genellikle Türk dünyasının edebi milli servetidir
Edebiyatta Meslek ve Sanat Birliği: Bahtiyar Vahapzade ve Halil Rıza
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 123-133Meslek ve amel (ilke) birliği bulunmadan işbirliği yapılamaz. Meslek ve ilke her bir kesin kendi iç dünyasından, soykökünden yaranır. Bu doğada da böyledir, toplumda da.
Edebiyatın en önemli amacı insanlarda kültür, maneviyat, ahlak terbiye etmektir. O edebiyat ahlak ve maneviyat terbiye ediyor ki, onun meslek ve ameli milli-ulusal meslek ve ameldir.
İkinci Dünya Savaşı döneminde yaratıcılığa başlayan Bahtiyar Vahapzade edebiyata büyük meslek, ilkeler şairi gibi geldi. İlk şiirlerinden Vatan, Dil ve milli düşünce konularını kendi için daimi ilke bilen şair "ben kimim, soyköküm kimdir" ilkesi ile edebiyat ve ebediyat yolunu çizdi, yaşam sonuna kadar bu ilke ve mesleğine ihanet etmedi, sadık kaldı. "Ana dili" şiirinde şair bu ilkeye sadık kaldığını bir kez daha onayladı.
Ey kendi öz dilinde konuşmağı ar bilen,
Bunu iftihar bilen
modalı edebazlar.
Kalbinizi okşamır koşmalar,
telli sazlar.
Bırak onlar benim olsun,
Ancak Vatan ekmeyi,
bir de anne yüregi
sizlere qanim olsun.
Azerbaycan edebiyatında Bahtiyar Vahapzade ile Halil Rıza meslek ve ilke birliği her zaman birbirini takip etmiş ve onaylanmıştır. 1960'lı yıllarda yaratıcılığının geniş bir aşamasına başlayan Halil Rıza "Apardı seller Saranı" şiirini yazdı. Bu şiir Bahtiyar Vahapzade'nin ünlu "Gülüstan" poyeminin mantıkî ve ilke bakımından devamı idi...
Çağdaş Azerbaycan şiiri meslek ve sanat birliği bakımından bu iki şaire daha çok minnettardır.
Bahtiyar Vahapzade’ye Göre Türk Birliğinin Kültürel Zemini
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 35-50Bahtiyar Vahapzade’de Vatan Temi ve Anne İlişkisi
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 63-73Bahtiyar Vahapzade, yaşamdaki uzam boyutuna, bireyin tarihselliğini sağlayan mekanlar aracılığıyla kuramsal bir yorum kazandıran bir sanatkardır. Onun metinlerinde mekân bireyi, birey ise mekânı kendi'leştirir ve kendilik dönüşümünün gerçekleşmesine olanak tanır. Bu mekan, kendilik bilincini kazandıran yaratıcı ve diriltici göndergeleri ile bireyi kuran, tamamlayan, yansıtan bir norm karakter işlevindedir.
Vahapzade metinlerinde vatan, hem simge değer hem de olgusal mekan niteliğindedir; herhangi bir toprak değildir, anlam aktarıcı öğe işlevindedir. Bireyin şey'ler dünyasından sıyrılıp kendilik bilincine kavuşabilmesi için bu tinsel varoluş mekanına yönelmesi kaçınılmazdır. Anne ve toprak kavramları ile içsel bağdaşım ve etkileşim içerisinde olan vatan, bireysel çözülmeyi engelleyerek milli bütünleşmeyi sağlar; milletin varlık güvencesi olur. Bu mekânın her ayrıntısı, mekânsal bir çağrı halinde bireyin öze dönüş olanaklarını barındırır.
Bu tebliğde, en bireyselin en milliye dönüştüğü vatan ile arketipsel bağıntı içerisindeki anne kavramı, içsel dönüşüm dinamikleri bağlamında işlevsel boyutuyla değerlendirilerek tahlil edilecektir.