1321 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Bahtiyar Vahapzade Poeziyasında İnsan Konsepsiyası

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 75-85
Tam Metin
Çağdaş insan, Türk dünyasının büyük şairi B. Vahabzade'nin şiirinde insan konsepti, zaman, dünya, milli ve beşeri değerler ideolojiler ve özgürlük bağlamında ele alınmıştır. Şairin "Ölüm", "Hayat", "İtiraf", "Şeb-i Hicran", "Makam" poemlerinde ve yüzlerce şiirinde hayat ve ölüm, özgürlük uğruna, vatan namına şehitlik insanın manevi-psikoloji dünyasında yaşanan duygu ve düşünce zenginliği tezatlarla dolu çağdaş dünya insanının beşeri borçları, sorumlulukları dile getirilmiştir. Eski Sovyet ideolojisini insanın dünyasını hudutlayan ezen zincirleri şairin tenkit adeti olmuştur. Şair, insan hakkının herşeyden yüce olduğunu beyan etmiştir. B. Vahabzade'nin şiirleri, yalnız Türk İslam Dünyası için değil tüm insanlık için yüksek değer taşıyan ehemmiyetli sanat örnekleridir.

Şiirde Duygu-Düşünce Diyalektiği ve Bahtiyar Vahapzade’nin Şiiri

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 87-100
Tam Metin
Tek başına duygu şiirin varlık kazanmasına yetmez. Bunun gibi tek başına düşünce de şiir sanatı için yeterli değildir. Yalnızca duyguya dayanan şiir sığ kalmaya mahkûmdur. Duygunun gereğince yer tutmadığı, düşünceye bağlı metinler ise poetik fonksiyondan uzaktır. Gerçekte şiir, birbirine zıt duygu ile düşüncenin karşılaşmasından ortaya çıkar. Bu bakımdan şiir sanatına duygu-düşünce diyalektiğindeki denge yön verir. Birçok şairin kalem ürününde olduğu gibi Bahtiyar Vahapzade'nin şiir sanatında da duygu düşünce diyalektiğinin kurulmaya çalışıldığı görülür. Bazı şiirlerinde bunu başaran şair, bir kısım metinlerde duygu-düşünce diyalektiğini ve buna bağlı olarak sentezini gereğince sağlayamamış, düşünce planında kalmış görünür. Bu tür metinler şiir sanatı bakımından zayıf kalır.

Bahtiyar Vahapzade’nin Şiirlerinde Varoluş Kaygısı

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 27-34
Tam Metin
Azerbaycan sahası Türk edebiyatının önemli ismi Bahtiyar Vahapzade'nin şiirlerinde varoluş kaygısı ana tema durumunda değildir. Ancak çeşitli dönemlerinde varoluş kaygısını işleyen bazı şiirler kaleme almıştır. Onun şiirlerinde, varoluş kaygısı zaman zaman beliren bir tema durumundadır. İlk şiirlerinde varoluş kaygısını bütün boyutlarıyla hisseden Vahapzade'nin, 1980 sonrası yazdıklarında bilge bir insan kimliğine bürünerek teslimiyete yaklaştığını görürüz. Son şiirlerinde de varlık ve kâinatın gizemleri karşısında pes ederek teslim olmuş şairle karşılaşırız. Yazımızda varoluş kaygısını bir problem olarak ele alıp Bahtiyar Vahapzade'nin şiirlerinde bu problemin yansımalarını irdelemeye çalıştık.

Bahtiyar Vahapzade’de Dil ve Kimlik Bilinci

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 115-121
Tam Metin

Dil ve kimlik insanın bireysel anlamda benliğini tamamlayan en önemli unsurlardır. Varlığını bağımsız anlamda devam ettirmek isteyen insan bu unsurlara sahip çıkmak zorundadır. Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade bu durumun bilincindedir. Bu nedenle de şiirlerinde sıklıkla bireyin dil ve kimliğine göndermelerde bulunmuştur.

Bu çalışmada Vahapzade'nin şiirlerindeki dil ve kimlik bilinci ile ilgili dizeleri kendilik değerleri dizgesi göz önünde bulundurularak ele alınmıştır.

Bahtiyar Vahapzade’nin Şiirlerinde Öteki Algısı

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 51-61
Tam Metin
"Azatlığın Sesi Bahtiyar Vahapzade"nin şiirsel bir sese dönüşmesini sağlayan temel etmenlerden birisi sosyal ve siyasi yaşanmışlıklardır. Vahapzade'nin şiirsel gücü, olumsuzlanan yaşanmışlıklar sebebiyle daima beslenir olmuştur. Bu olumsuz yaşanmışlıklardan birisi de şairin "öteki" olarak konumlandırılmış olmasıdır. Makalemizde Bahtiyar Vahapzade'nin şiirlerinde "öteki" olgusunun nasıl geliştiğine ve şairin öteki sözcüğüne nasıl bir anlam yüklediğine işaret edilecek, şairin yetiştiği kültürel daire ile "öteki" ilişkisinin nasıl kurulduğuna değinilecektir.

Bahtiyar Vahabzade’nin Ruh ve Fikir Dünyası

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 135-156

üreğinden aşıp taşan, çaprazlaşan duygularını, beynini kemiren fikirlerini anlatmakta seçtiği şiir sanatıyla, vatanının ve halkının ağrı-acılarını, şahsi ağrı-acıları gibi kendi kalp ateşinde pişirerek söz incilerini dizen Bahtiyar Vahabzade, işlediği konular ve o konulara yaklaşım tarzıyla, tam bir millet şairi ve gönül adamı portresi çizer. Kendisinin de gönül çiçekleri ismini verdiği şiirlerini esas alarak yapılan bu incelemede, şairin ruh ve fikir dünyasının yapı taşları tespit edilmek suretiyle sanatkârın mizacı hakkında bir değerlendirme yapılmak istenmiştir.

Halk şairi Vahabzade, insanoğlunun gelip geçici olduğunu bu yüzden, bu topraklardan aldığını, bu topraklara vermesi gerektiğine inanan bir kişi olarak şiirinin her bir hecesini de vatan toprağından yarattığını söyler. Ona şiirlerini yazdıran kuvvet "öz tanrısı gibi daima yüreğinde fikrinde taşıdığı" vatan ve millet sevgisidir. Buna bağlı olarak Vahabzade, akideye uyanık olan şair ister. "Yazmak hatırına yazmak hiç ne yazmak demektir. Çünkü yazmak, yaratmak, yalnız büyük gayeye çatmanın yoludur." Bu sözlerin şairini, tabiatıyla gaye adamı olarak da değerlendirmek gerekmektedir. Onun gayesi mukaddes bir sevgiden doğmaktadır: Vatan sevgisi. Duygu ve düşünceleri de bu sevgi etrafında şekillenir, bu şekiller bazen mısralara dönüşür şiirleri oluşturur; bazen de bir drama metnine, bir fikir yazısına dönüşür.

Bahtiyar Vahapzade Yaratıcılığında Tarih

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 157-164
Tam Metin

20. yüzyıl Azerbaycan poeziyasının en seçkin temsilcilerinden sayılan Bahtiyar Vahapzade'nin çok yönlü yaratıcılığında tarih konusu da önemli yer bulmaktadır. İlk önce Azerbaycan halkının soykökü, menşeyi ile bağlı ayrıntılı düşünceleri ile ilgi çeken şair kendi yaratıcılığında halkın formalaşması ve teşekkül tarihi ile ilgili ilginç bilgiler ileri sürmüştür.

Azerbaycan halkının kahramanlık tarihi, özgürlük, bağımsızlık uğruna mücadelesi, Ermenilerin Azerbaycan ve Türk dünyasına karşı yaptıkları vahşetlerle bağlı bir çok eserler yazan Bahtiyar Vahapzade Sovyet döneminde bile, geçmiş Sovyet kuruluşunun iç yüzünü açığa çıkarıp ifşa olunması, bu kuruluşun sahtekârlıklarını, düzmeciliklerini yansıtılması ile bağlı eserler yazmıştır.

Bu makalede Bahtiyar Vahapzade'nin Azerbaycan tarihinin tüm aşamalarını kapsayan eserleri araştırılıyor

Yalancı Eşdeğerlerin Azizliği: Bahtiyar Vahapzade’nin Eserlerinin Türkiye Türkçesine Aktarımı Üzerine

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 165-172
Tam Metin
Büyük Azerbaycan şairi Bahtiyar Vahapzade'nin eserlerinin Türkiye Türkçesine çevirisinde yapılan hataların başında "çevirmenin sahte dostları" olarak bilinen yalancı eşdeğerlerin yanlış aktarılması gelmektedir. Bu yazıda Yasin Aslan ve Yusuf Gedikli tarafından aktarılan iki kitap incelemeye tabi tutulmaktadır. Söz konusu kitaplardaki aktarımların genel özellikleri, sorunları ve kalitesine değinilmeden, sadece yalancı eşdeğerlerden kaynaklanan hatalar çözümlenmektedir.

Türk Kızılayı’nın (Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti) Savaş Esirlerine Kitap ve Kütüphane Hizmetleri (1912-1922)

Erdem · 2010, Sayı 58 · Sayfa: 19-44
Tam Metin
Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Mecrûhîn ve Marzâ-yi Askeriyeye İmdad ve Muâvenet Cemiyeti1 adıyla Dr. Abdullah Bey ve Ömer Paşa öncülüğünde 11 Haziran 1868'de kurulmuş, sonradan bilinen adını almıştır. Ancak, Sırbistan-Karadağ (Hersek İsyanı, 1875-1877), 93 Harbi (Osmanlı-Rus Savaşı, 1877-1878) ve Teselya (Osmanlı-Yunan Savaşı, 1897) Savaşlarında kuruluş amacına hizmet edecek kadar etkinlik gösterememiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti (HAC), nizamnamesinde belirtilen yardım faaliyetlerine tam anlamıyla Trablusgarp (1911-1912) ve I. ve II. Balkan savaşları (1912-1913) ile birlikte başlamıştır. Bu dönemde hem askerlere hem de sivil halka, başta temel sağlık hizmetleri olmak üzere, barınma ve beslenme gibi gereksinimlerinin karşılanmasında önemli görevler üstlenmiştir. OHAC, 1863'te kurulan Kızılhaç ile birlikte, savaş, doğal afet ve hastalık gibi durumlarda asker ve sivillere insani yardım faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda, dünyanın en eski sosyal yardım kuruluşlarından biri olma özelliği de taşımaktadır. Sosyal yardım kapsamında asker ve felaketlerden etkilenmiş sivil halkın yanı sıra özellikle savaşlarda esir düşen askerler de ele alınmıştır. Savaş esirleri de tutuldukları yerlerde bu tür yardımlardan faydalanma hakkına sahip olmuşlardır. Bu bağlamda çalışmada Balkan savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında OHAC'ın hem yaralı ve hasta hem de esir askerlerin yapmış oldukları kitap taleplerinin karşılanması, savaş sırasında halk eğitiminin ve temel eğitimin sürdürülmesi için yapmış olduğu kitap kampanyaları ve eğitici yayın taleplerinin karşılanması konusundaki faaliyetleri Türkiye Kızılay Derneği Arşivi'nden (TKDA) alınan belgeler ile birlikte ele alınarak örneklerle incelenecektir.

Topkapı Sarayı’ndaki Mushafın Gizi

Erdem · 2010, Sayı 58 · Sayfa: 1-18
Tam Metin
Özellikle celî (büyük) yazılarda ketebesiz (imza) bir hattın hangi hattata ait olduğunu tanımak ve belirlemek çok zordur. Çünkü her hattat yazarken tüm dikkatini, yazısının, hocasından öğrendiği ve yürekten inanıp belleğine kazıdığı en iyi kalıba uymasına verir ve hattının bu en ideal güzelliğe yaklaşmasına çalışır. Ancak -sayıları çok az da olsa- imzasız bir yazının hangi hattata, dahası o hattatın hangi dönemine ait olduğunu tanıma ve belirlemede şaşılacak derecede hüner sahibi olan üstatlar görülmüştür. Bu hususa hatta ilişkin makale ve kitaplarda hiç değinilmediği gibi, hüner sahibi bu üstatların bu belirlemeyi nasıl yapabildikleri konusunda -bugüne değin- üniversitelerin ilgili bölümlerinde herhangi bir tez çalışması da yapılmış değildir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde -Kanûnî'ye ithaf edilmişeşsiz güzellikte bir Kurân bulunmaktadır. Hat otoriteleri bu mushafın hattatı konusunda anlaşmazlık içindedirler. Makalede bu mushaf ele alınarak imzasız yazıların nasıl tanınabileceğine ilişkin kimi ipuçları sunulmaktadır.