- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 11
- Dokuma 35
- Halı 32
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Weaving 23
- Kilim 20
- Peyami Safa 20
- Osmanlı 19
- Motif 17
- roman 16
- novel 15
Tarihe Sığmayan Destanın Romanı... Ve Çanakkale (1 Geldiler, 2 Gördüler, 3 Döndüler) Mustafa Necati Sepetçioğlu
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 197-210Millî Romantik Tarih Dönüştürümü: Kilit
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 97-106Malazgirt Zaferi'nin 900. yıldönümü münasebetiyle kaleme alınan M. Necati Sepetçioğlu'nun Kilit adlı romanı, milli romantik bir duyarlılıkla tarihi geçmişi hal'e taşır ve şimdi'de yeniden yorumlar. Anadolu'nun vatanlaşmasında bir dönüm noktası olan Malazgirt Zaferi, Türk varlığının Anadolu'da tutunmasında kilit bir konum üstlenir. Yazar, bu önemli kuruluş ve toprağa kök salma dönemine ait mitik enerjiyi günümüze taşıyarak bir misyon aşılaması yapmak ister. Alparslan, kolektif bilincin geleceğe yönelik yüce ideallerini taşıyan bir arketip olarak karşımıza çıkar.
Kilit adlı romanda yazar, tarihsel olanı edebi metne dönüştürürken, sloganik söyleme düşmeden yüksek bir anlatı düzeyi yakalar. Tebliğde, "Kilit"teki milli romantik tarih dönüştürümünün, roman kuramı açısından çözümlemesi yapılacaktır.
Konak ve Çatı’da Manevî ve Kahramanlık Ögelerinin İşlenişi
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 135-144Türk tarihinin edebî kaydını düşmek gibi bir sorumluluğu üstlenerek bunu hakkıyla yerine getiren Mustafa Necati Sepetçioğlu, romancılığımızda millî romantizmin sembol isimlerinden biri olmuştur. Sepetçioğlu, Konak ve Çatı adlı romanlarında, Türk milletinin tarih içindeki macerasından çarpıcı ve önemli bir kesiti konu edinir. Bu iki eserde; bir Yesi dervişi olan Kumral Dede adlı başkahramanın merkezinde, Ertuğrul Beyin son dönemlerinden Osman Beyin ölümüne kadar olan bir dönemin manzarası resmedilmiş, Osmanlı yapılanmasının bir tür zemin etüdü yapılmıştır. Osmanlı devletini kuran iki önemli olgu olarak karşımıza çıkarılan "manevi ögeler ve kahramanlık", Türk milletinin inanç ve cesaret yönlerinin kendini ifade etme biçimleri olarak öne çıkar.
Çalışma, romanlardaki manevî ögelerin ve kahramanlık ögelerinin, Türk dinî ve sosyal hayatının özellikleri de göz önünde bulundurularak, romanlarda hangi yönleriyle, nasıl bir üslup içerisinde işlendiğini tespit etme amacı taşımaktadır.
Anahtar Romanının Yapı ve Tema Bakımından İncelenmesi
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 77-96Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun Anahtar adlı romanında, Malazgirt Zaferi sonrası Anadolu'daki Türk varlığının toprağı vatanlaştırma serüveni anlatılır. Bu süreç içerisinde toprağa kök salma, değer oluşturma ve geçmişteki yaşatıcı ülküdeğerlerin hal'e taşınması gibi problematik varoluş unsurları, romanın dramatik aksiyonunu kuran temel epizotlar olarak karşımıza çıkar.
Romanda ayrıca Türk milletinin tarihsel tinini oluşturan değerlerin alperen arketipi ile kişileştiğini görürüz. Yazar, karakterdeki bu temel dönüşüme ağırlık verdiğinden tarihsel bir roman olmasına rağmen Anahtar, kuru bir epik söylem tuzağına düşmez. Bu bakımdan Alparslan ve oğlu Melikşah, birbirini tamamlayan biçimde içsel bir gelişme ve olgunlaşma süreci yaşarlar.
Tebliğde, Türk milletinin varoluş serüvenine ışık tutan Anahtar romanı, bütün bu içerik düzlemi yanında yapı bakımından da tahlil edilecektir.
Tarihsel Olaylar Dizgesinin, Kurgusal Metinde Yansıtılması Duyarlılığı ve Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Kilit İsimli Romanı
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 115-122Türk Milletinin Çanakkale Savaşı Günlerinde Yüz Yüze Kaldığı Yokluk ve Yoksullukların... Ve Çanakkale Romanına Yansımaları
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 183-196Bu Atlı Geçide Gider Romanında Osmanlı Değerlendirmesi
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 145-150Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Yaratılış ve Türeyiş Destanı’nda Yeniden Yazma ve Edebî Dönüştürüm (Metinlerarası İlişkiler)
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 267-288Mustafa Necati Sepetçioğlu, Türk tarihini bütüncü bir yaklaşımla destan ve tarihî roman türleri ile okuyucuya ulaştıran bir yazar ve fikir adamımızdır. Tarihin kayıt altına aldığı Türk tarihini romanlar hâlinde, öncesini de destanlar şeklinde kaleme almıştır. Farklı dönemleri işaret eden Yaradılış, Türeyiş, Göç, Bozkurt, Oğuz Kağan, Şu ve Ergenekon adlı yedi ayrı Türk destanını ana metin olarak kullanıp bunları yeniden yazma ve edebî dönüştürüm yöntemiyle, kronolojiyi dikkate almaksızın Yaratılış ve Türeyiş adı altında yeni bir eser hâline getirmiştir.
Bir edebî metindeki estetik değer, parodik ve varoluşsal kavramlarıyla ifade edilebilir. Ana metni hiç değiştirmeden günümüzde yeniden yazmak, ortaya konulan eseri parodik düzeyde bırakır. Ana metinden hareketle yeni metne içinde yaşadığı çağın bakış açısıyla bir takım değer ve anlamlar yüklenmesi hâli de eseri varoluşsal seviyeye yükseltir. Dolayısıyla varoluşsal seviyesi yüksek olan eserin, parodik seviyeyi de ihtiva ettiği için estetik ve sanatsal değeri de yüksek demektir. Bu bildiride Yaratılış ve Türeyiş adlı eserdeki metinlerarası ilişkiler; alıntı, gönderme (atıf), telmih (anıştırma), yansılama (parodi), öykünme (taklit, pastiş), kolaj, montaj, klişe gibi yöntemlerle incelenecektir.
Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Bir Ömür Boyu Kıbrıs / Boyun Eğiş Romanında Tasvirler ve Tahliller
Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 289-296Sepetçioğlu kültür adamlığı sanat adamlığının önünde yer alan bir yazardır. Hayatını Türk kültürünü ve Türk tarihinin gerçeklerini genç kuşaklara aktarmaya adamıştır. Onun için önemli olan mesajın alıcısına ulaşmasıdır. Bunun hangi yolla olduğu yazarı pek ilgilendirmez. Bir Ömür Boyu Kıbrıs / Boyun Eğiş romanının girişinde sanata bakış açısını açıkça ortaya koyar.
Siyah-beyaz karşıtlığı üzerine oturtulan olay örgüsü, büyük ölçüde yazarın taraftarlığını yaptığı güçler lehinde sonuçlanır. İyiler ve kötüler kesin çizgilerle birbirinden ayrılır, gri tonlara yer verilmez. Bu da romanlarına masalsı bir hava verir.
Tasvirler ve tahliller edebî eserin zenginliğine ve derinliğine büyük katkı sağlarlar. Sepetçioğlu, dil konusunda nasıl özensizse, tasvirler ve tahliller konusunda öylesine özensizdir. Tahliller ve tasvirlerle yeni bir şey söylemiş olmaz. Hatta zaman zaman metnin okunmasını ağırlaştırır.