- Aydın Sayılı 16
- Erdem Dergi̇si̇ 14
- Müjgan Cunbur 12
- Ömer ÇAKIR 12
- Mübahat Türker Küyel 11
- Dokuma 37
- Halı 33
- Weaving 25
- Mustafa Necati Sepetçioğlu 24
- Kilim 21
- Osmanlı 20
- Peyami Safa 20
- Motif 17
- roman 16
- novel 15
Denizli’de Bilinmeyen Bir Yapı: Tavas Hırka Köyü Camisi
Erdem · 2007, Sayı 45-46-47 · Sayfa: 213-233Sâfî’nin Hasbıhâl’inde Rüşvet
Erdem · 2007, Sayı 45-46-47 · Sayfa: 183-194Klasikten Moderne Tiyatro Yazarının Etik Duyarlığı
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 73-82Etik, Bilimlerdeki “Derin” Etik ve Felsefenin Etik' i
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 1-26Ahlaki Değerler Felsefesi olarak felsefe etkinliğinin bir dalı olan Etik'te, değişik felsefe okulları / yaklaşımları arasında belki bu etkinliğin öteki dallarında olduğundan daha büyük ayrılıklar bulunmaktadır. Bilimsel felsefe okuluna bağlı bir felsefeci olarak yazarınıza göre bu felsefe dalının temel kavramı 'ahlaki değerlerimiz'dir; biz bunlan, "bireyler ve bireyle toplum, birey-devlet, toplum-devlet vb. (giderek insan öteki varlıklar ve tüm doğal çevre) arasındaki her türlü ilişkide tutum ve davranışlarımızın / eylemlerimizin ne ya da nasıl olması konusundaki istek ve dileklerimiz" olarak tanımlayabiliriz. Yüksek öğrenime dayanan uğraş alanlarının ahlaki değer sorunlarının incelendiği dallan ise, felsefedeki etik'in bu uğraşlar içindeki "farklılaşmış uzantıları" olarak görebiliriz.
Temel bilimleri de içine alacak biçimde, tüm akademik alanlar anlamındaki "bilim"in ahlaki değer sorunlarının felsefe açısından incelendiği "bilim etik"inin sahtecilik, uydurmacılık, aşırmacılık gibi olağan sorunlarının yanında, genelde onun kapsamına alınmayan, ancak genelde kişiler arası ilişkileri daha doğrudan ilgilendiren "derin" ahlaki sorunlar da vardır. Tek başına bir akademik alan kümesi oluşturan felsefenin ahlaki değerlerimiz yönünden sorgulanması ise, onun evrimi boyunca belki tümüyle boşlanmış bir konu olarak burada ele alınacaktır. Kuşkusuz bu sorgulamanın yapılmamış olmasının da bir sonucu olarak felsefe etkinliğinde şarlatanlık konusu da, neredeyse hiç gündeme getirilmemiştir. Bu sonuncusu burada incelenirken, yerine göre onun bir örneğini oluşturabilen "etik danışmanlık" konusuna da yer verilecektir.
Etik, Tıp Etiği, Tep Etiği İlkeleri Ve Hasta Hekim İlişkilerinde Etiğin Yeri
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 27-72Etik ahlak felsefesi anlamına gelir ve tıp etiği ise hekim-hasta ilişkilerinin etik yönlerini inceler. Bilindiği gibi etiğin uygulamalı etik, tıp etiği, biyoetik, sosyal etik vs.gibi çeşitleri vardır. Bunlardan tıp etiği hekim-hasta ilişkilerinde bazı kurallar ve ilkelere sahiptir. Bugünün en önemli tıp etiği ilkeleri, adalet, aydınlatılmış onam, yararlılık, zarar vermeme, gizliliğe saygı gibi ilkelerdir.Bu ilkeleri uygulayan bir hekim, hastasına saygılı bir kişidir.
Bilindiği gibi, hasta haklan, bugün dünyada ve Türkiye'de yasalar ve bildirgelerle düzenlenmiştir. 1994'de Avrupa'da Hasta Haklannın Geliştirilmesi Projesi hazırlandı ve Türkiye'de Hasta Haklan Yönetmeliği 1998'de yayınlandı. Bu yönetmelikte hastalann çeşitli haklan belirtilmekte ve böylece tıp etiği ilkelerinin uygulanması sağlanmaktadır. Bugün Türkiye'de hastahanelerde kurulan hasta haklan bürolan, hastane etik kurullan da hastalann haklannın korunması için çalışmaktadırlar. Bütün bu kurallann ve ilkelerin arasında en önemli olanı da aydınlatılmış onam ilkesidir ve bunda hasta özerkliğinin korunması önemlidir. Hastanın uygulama ve tedavilerde özgür bir kişi olarak karar vermesi bugünün tıp etiği açısından çok önemlidir. Bu bakımdan tıp etiği ilkeleri önem kazanmakta ve hasta - hekim ilişkilerinde önemli bir yere sahip bulunmaktadır.
Bu çalışmada, etiğin anlamı, önemi ve tıp etiği ilkelerinin hasta-hekim ilşkilerindeki yeri belirtilmekte ve bazı sonuçlara vanlmaktadır.
Bilim Etiğine Kısa Bir Bakış
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 119-134Bilim etiğinin prensiplerine hukuk yasaları ve dini doğmalar karıştırılmamalıdır. Bilimlerin her birinin alanları farklıdır. Dolayısıyla, hepsinin de kendi alanlarıyla ilgili etik prensipleri vardır. İlk defa etik prensiplerinden söz eden Hippokrates'tir. Diğer bilim dallarında ise, bilimlerin yoğun gelişme gösterdiği on dokozuncu yüzyıldan itibaren söz edilmeğe başlanmıştır.
Bilim adamı siyasi, dini ve bazı diğer görüşlerinin bilimsel çalışmalarını etkilemesine izin vermez. Bilimsel etik prensipleri arasında açıklık ilkesi zikredilebilir. Bir bilim adamı kendi menfaati için çalışmalannı gizleyemez.
Bilimsel yayınlar da bilimsel etik prensiplerine uygun olması gerekir. Bu prensiplerden birisi yansız yayın yapmaktır; dini, siyasi veya milli açıdan yanlı olmaması gerekir. Ancak onlar toplumun menfaatlerine aykırı olmamalıdır. Toplumu yanlış yönlendirmemelidir. Tersine, bilim adamı öğretici ve aydınlatıcı olmalıdır. Bilim adamı öğrencilerine karşı sorumludur; öğrencilerini bilgilendirmesi yetmez, ancak onlara bilim etiğinin prensiplerini de öğretmesi gerekir.
Bilim adamı dini, milliyeti ve siyasi görüşünden dolayı zarar görmemelidir. O, maddi olarak desteklenmelidir.
Devrimizde bilim ve sanayii arasında sıkı bir ilişki vardır. Sanayii bilimsel bilgiyi yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Bunun yarattığı prblemler, hala çözülmüş değildir, ve toplumda sorunlar yaratmaktadır. Örneğin nükleer güç ve onun elde edilmesi ve onun insan sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkiler zikredilebilir.
Etik ve Yaşamın Anlamı
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 147-160Tıp ve Etik
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 103-118Bilimsel Faaliyet ve Etik
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 173-180Tarihsel ve Güncel Yönden Tıp Etiği
Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 83-102Tıp etiği tıp biliminin tarihi kadar eskiye gider. Tıp bir toplumda yaşayan tüm insanları ilgilendirdiği için bu bilimin yöntem ve kuralları diğer bilimlere göre daha erken geliştirilmiştir.
Tarihsel süreç içerisinde baktığımız zaman günümüzde dahi kabul edilen hasta-hekim ilişkisinin etik yönünün temel ilkeleri eski Yunanlı hekim Hipokrat'a; özellikle de hekimlerin içmelerinin öngörüldüğü onun andına (yeminine) atfedilir.
Kesin bilgiler olmamasına karşılık Hipokrat Andı, Yunan kültür ve bilimine ait diğer unsurlarla birlikte bütün Orta Çağ boyunca unutulmuştur.
Ancak Avrupa'da başlayan Rönesans düşüncesi ile eski Yunan kültürünü arama çabaları sonucu Hipokrat Andını tıp etiğinin temel taşı durumuna getirmiştir.
Son 30 yıl içinde değişen ve gelişen toplumsal değerler, insan haklan vd. gibi kavramlar ile Hipokratik geleneğe içerik ve kapsamı zengin yeni ilke ve kurallar eklenmiştir.