1336 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Sivas I. İzzeddin Keykavus Şifahanesi ve Niğde Alaeddin Camii'nin Simge Dili

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 59-78
Sivas I. İzzeddin Keykavus Şifahanesi ve Niğde Alaeddin Camii'nin plan kuruluşları ve bezemeleri değerlendirildiğinde, Çin ve Orta Asya kültür çevrelerinden gelen eski inanç ve sembollerin 13. yüzyılın İslâm dinini benimsemiş Türk toplumunda halâ canlılığını koruduğu görülmektedir. Bu çalışma ile sosyolojik, politik ve psikolojik bağlamlarda kullanılan simgeler yoluyla, Anadolu Selçuklu toplumunun eski kültürel değerleriyle İslâmi değerleri sentezleyerek, yaşadıkları çağ için olduğu kadar günümüz dünyasında da özgünlüğünü koruyan baş yapıt niteliğinde mimari eserler inşa ettikleri gösterilmiştir.

İlk ve Orta Öğretimde Tarih Öğretimi Problemler ve Öneriler

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 1-28
Bu araştırmada, "tarih" ve "tarih eğitimi"nin fert ve millet hayatındaki önemine işaret edildikten sonra, Türkiye 'deki ilk ve ortaöğretim kurumlanndaki "tarih öğretimi" mercek altına alınmıştır. Özellikle; tarih öğretim metodlan, tarih öğretiminde bilgi teknolojisi kullanımı, müfredat ve buna bağlı olarak hazırlanan tarih ders kitapları ve buralardaki tarih anlayışları, tarih öğretiminde "kavramlar" meselesi konularında mevcut problemler tespit edilerek modem batı ülkelerindeki uygulamalar da dikkate alınarak bazı öneriler geliştirilmiştir.

Miras Turizmi Açısından Atatürk Evleri

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 119-138
Dünya üzerinde en büyük gösteri olarak tanımlanan turizm olgusu, giderek daha yaygın hale gelmektedir. Bu duruma paralel olarak, turizm sektörünün ekonomik sektörler arasındaki önemi de artmaktadır. Bu önem artışına ilâve olarak, turizm türleri de çeşitlilik kazanmaktadır. Ortaya çıkan turizm türlerinden biri de miras turizmidir. Farklı şekillerde tarif edilen miras turizmi, kısaca, nesilden nesile aktarılan değerler üzerine kurulu turizm türü olarak tarif edilebilir. Miras turizmi kendine has özellikleri ve çekicilikleri olan bir turizm çeşididir. Bu çekiciliklerden birisi de tarihî kişilerin (yazar, sanatçı, besteci, siyaset adamı, askerî lider, popüler kültür lideri) evleri ve çalışma yerleridir. Bu açıdan Türkiye önemli çekiciliklere sahiptir. Bu çekicilikler arasında ulusal devlet oluşumuz açısından "Atatürk Evleri" önem taşımaktadır. Çalışmada yurt sathında yaygın olarak bulunan "Atatürk Evleri" ele alınmakta; "Atatürk Tur Güzergâhı" üzerinde "Sosyal Nitelikli Gençlik Miras Turizmi" yapılması önerilmektedir. Konunun sosyal nitelikli oluşu yurt sathında yaygın, çok sayıda Atatürk Evinin varlığına bağlıdır. Dolayısıyla önerilen miras turizmi devlet tarafından mali yönden desteklenmelidir. "Atatürk Evleri", bazı kısımlar hariç, ülkemiz demiryolu ağı ile örtüşmektedir. Böylece Türkiye demiryolu ağının hemen hemen tamamı "Atatürk Tur Güzergâhı" olarak kabul edilebilir. Ucuz taşımacılık sayesinde, demiryolu, sosyal nitelikli olan bu turizm faaliyetini kolaylaştıracaktır. Bir başka kolaylık ise bu evlerin yer aldığı yerleşmelerde Yüksek Öğrenim Kurumlannın mevcudiyetine, dolayısıyla öğrenci yurtlarının yaygınlığına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Miras turizmi zamanla uluslararası boyut kazanmalıdır. Bu durum için Atatürk'ün dünya ölçüsünde önemli bir şahsiyet oluşu yeterlidir.

Trabzon Rum Devleti'nin Kuruluşu Hakkındaki Tartışmalar

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 139-146
Doğu Karadeniz bölgesindeki ilk yerleşim merkezlerinden birisi olan Trabzon, M.Ö.VII. yüzyıldan itibaren bir Grek ticaret kolonisi haline gelmiş, zamanla Pers ve Roma hakimiyeti dönemini yaşadıktan sonra XI. yüzyılın sonlarına kadar Bizans'ın elinde kalmıştır. 1075 yılında, şehri ele geçirmiş bulunan Türkleri buradan çıkaran Theodore Gabras, Sinop'a kadar uzanan bölgede kendi hakimiyetini tesis etme yoluna giderken yöredeki Türk beyliklerinden de yardım görecektir. XII. yüzyılın ortalarına doğru tekrar Bizans'ın eline geçen Trabzon, Haçlılar İstanbul'a girdiği sırada Gürcistan'a kaçan Komnenoslar tarafından zaptedilerek XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde yeni bir devletin merkezi haline getirilecektir. Daha sonra Türkler, Bizanshlar ve Gürcüler arasında vuku bulan Karadeniz bölgesine hakim olma mücadelesinde önemli bir yer işgal edecek olan bu siyasi teşekkül, yani Trabzon Rum devleti çok yönlü bir dış politika izlemek suretiyle XV. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürmeyi başaracaktır.

İslam Sanatının İlk Şaheseri Kubbetü's-Sahra: Tarihi Arka Planı, Tasviri, estorasyonlan ve Kitabeler

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 79-98
Mabedler, antik şehirlerden modem şehirlere gelinceye kadar, şehirlerde merkezi bir role sahip olmuşlardır. Öyle ki bazı şehirler adeta mabetlerle özdeşleşmiştir. Bu tür şehirlerin başında Kudüs gelmektedir. Kudüs, üç semavi dinin kutsal merkezi olmasından dolayı, bu üç dinin en güzel mabedlerine sahip olmuştur. Bunlar Yahudilerin Süleyman Mabed'i, Hıristiyanların Kutsal Mezar Kilisesi ve Müslümanların Kubbetü's-Sahra'sidir. Bu çalışmada Kubbetü's-Sahra'nın yeri, inşasının sebebleri, bir caminin fonksiyonlarına sahip olup olmadığı üzerinde duruldu. Kubbetü's-Sahra'nın inşasında, Emevi dönemi iç politikası çerçevesinde, Abdullah b. Zübeyr ile Emeviler arasındaki hilafet mücadelesine vurgu yapılmıştır. Aynca Ortaçağ kaynaklanndaki tasviri ile geçirdiği restorasyonlar ve buna bağlı olarak kitabeleri üzerinde durulmuştur.

II. Bâyezıd Hazîresinde Sandukalı Mezar Taşları

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 147-162
Bu çalışmada, İstanbul II. Bâyezid Camiî hazîresindeki sandukalı mezar taşları ve süslemeleri incelen-miştir. İncelemede sanduka türleri, süslemeleri ve malzemeleri dikkate alınmış, fotoğraflar çekilerek belgelen-miştir. Ayrıca kitabe metinleri çözülmüş, merhumun mesleği ile sandukası arasında bağ kurulmuştur.

Trabzon ve Yöresinde Serenderler

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 99-118
Son zamanlarda bir kültür terimi olarak yaygınlaşan serender, büyük ihtimalle Orta Asya'dan getirilen bir mimarlık biçimdir. Daha çok Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde görülmektedir. Kelime, Türkçe seren direği kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Hemen hemen bütün terimleri Türkçedir.