1336 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Konya’da Halk Mimarisi

Erdem · 2001, Sayı 38 (Türk Halk Kültürü Özel Sayısı - II) · Sayfa: 223-236
Bu araştırmanın konusu, Konya köylerinde, yaşanan geleneksel köy evlerinin mekân tasanmı, yapı malzemesi, yapım tekniği gibi mimarî özelliklerini belirlemektir. Araştırma, Konya köylerinde yapılan bir inceleme gezisi sırasında farklı mimarî özelliklere sahip iki köydeki örnek ev incelemelerine dayanmaktadır. Köy evleri kerpiç, taş ve ahşap malzemeyle yapılmış, düz toprak damlı, genellikle tek katlı konutlardır. Geniş bir avlu etrafında oturulan ev, mutfak, ahır, kiler, samanlık, gibi mekânlardan meydana gelmiştir. Esas ev bir mabeyn (salon) etrafındaki odalardan oluşur. Bir mabeyn iki oda tipik plân şemasını açıklar. Bazı örneklerde oda sayısı artar. Odalarda sedir, yüklük, gusulhane gibi sabit unsurlar bulunmaktadır. Bazı zengin evleri iki katlı, iç sofalı olarak tasarlanmıştır ve bezemeli unsurlara sahiptir. Örnek alman iki yapı; Sarayönü Gözlü'den Kazım Süslü evi ile Çumra Tahtalı'dan Abdullah Çolak evi olarak belirlenmiştir. Konya halk mimarisinin çok özgün bir yapı türü olan köy odalarından iki örnek de Gözlü'den seçilmiştir. Yine aynı köyden artık kullanılmayan bir su değirmeni incelenmiştir. Son yıllarda yaşanan sosyal ve ekonomik değişim, köyden kente göçler Konya köylerindeki geleneksel konutların boş kalıp yıkılmasına sebep olmuştur. Çok zengin birikime sahip olan halk mimarisi örneklerinin ayrıntılı bir şekilde araştırılıp tespiti gerekmektedir.

Türkistan’da Anlatılan Kemine Fıkraları.

Erdem · 2001, Sayı 37 (Türk Halk Kültürü Özel Sayısı - I) · Sayfa: 163-204
Türkistan sahasında özellikle Türkmen, daha az bir oranda da Kırgız, Kazak ve Özbek sözlü edebiyatlarında bilinen Kemine'nin asıl adı Memmetveli[Mehmet Veli]'dir. Kemine hakkındaki bilgiler, tarihsel bakımdan gerçek olmaktan çok, sözlü rivayetler şeklindedir. Tahminen 1770'li yıllarda doğan Kemine, 1840'lı yıllarda 70 yaşlarındayken ölmüştür. İlk tahsili sonrasında, bir molladan 6-7 sene kadar dinî ilimler tahsil ettiği söylenmektedir, şair olarak "Molla Veli" ve "Kemine" mahlaslarını kullanmıştır. Kemine mahlasını onun "kemlik, aşağılık" ve "aşın tevazu" sebebiyle tercih ettiği rivayet edilmektedir. Fakirliği, nüktedanlığı ve sanatkârlığı sebebiyle Türkistan sahasında yaşayan Türkler tarafından benimsenip sevilmiştir. Şair ve özellikle "ortak fıkra-tipi" olarak Türkistan sözlü kültür ortamında, daha sağlığından başlayarak bu güne kadar yaşatılmıştır. Makalede, önce Kemine'nin sözlü gelenekten derlenmiş olan şiirleri genel olarak kısaca değerlendirilmiş, daha sonra da onun özellikle halk nezdinde bir "ortak fıkratipi" mertebesine nasıl yükseldiği/yükseltildiği hususu tartışılmıştır. Fıkra-tipi Kemine hakkında Türk ilim adamlarının kanaatleri, ona atfedilen fıkraların belli başlı özellikleri, makale ekindeki fıkra metinlerinden hareketle değerlendirilmiştir. Makalenin sonuna ise Türkmenistan'a ait Kemineyle ilgili literatürde pek kullanılmayan bir çalışmadan (Ahundov 1940) seçilen 62 fıkra Türkmen Türkçesi'nden Türkiye Türkçesi'ne aktarılıp ilâve edilmiştir.