1135 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- İsmet Giritli 21
- Nuri Köstüklü 17
- Cemal Enginsoy 12
- Utkan Kocatürk 12
- Suat İlhan 11
- Yücel Özkaya 11
- Bekir Tünay 10
- Mustafa Eski 10
- Hamza Eroğlu 9
- Mevlüt Çelebi 9
Anahtar Kelimeler
- Atatürk 329
- Türkiye 113
- Turkey 88
- Milli Mücadele 75
- National Struggle 57
- Osmanlı Devleti 52
- Cumhuriyet 48
- Türkiye Cumhuriyeti 45
- Eğitim 36
- Mustafa Kemal 36
Lozan Antlaşmasının 70. Yıldönümü Ardından
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 473-478
Özet
Geride bıraktığımız 1993 yılı boyunca Lozan Andlaşması'nm 70. yıldönümü bir takım etkinliklerle kutlanmıştır. 24 Temmuz 1923'de imzalanan Andlaşmanın imzalanışına yol açan tarihi olay ve aşamaları şöyle özetlemek mümkündür. Milli Mücadeleyi kazanmamız üzerine Mütareke Andlaşması Mudanya'da imzalanmış idi. TBMM Hükümeti barış konferansının İzmir'de yapılmasını önerirken, Müttefikler 27 Ekim tarihli notaları ile konferansın Lozan'da yapılmasını isteyerek, Ankara Hükümeti ile İstanbul Hükümetini de davet edince TBMM 1 Kasım 1922'de Saltanata son vererek konferansta sadece Ankara Hükümetinin temsil edilmesini sağlamıştır. Konferansın açılış oturumu 20 Kasım 1922'de Lozan'da yapılmış, görüşmeler 4 Şubat 1923'de kesintiye uğrayarak, 23 Nisan 1923'de tekrar başlamış ve Lozan Adlaşması ile Ek 17 adet diğer vesika ve mektuplar, 24 Temmuz 1923'de imzalanmıştır. Lozan Hotel du Chateau'da yapılan toplantılarda Türkiye'yi Yusuf Kemal Bey yerine Dışişleri Bakanı olan İsmet Paşa'mn başkanlığında bir heyet temsil etmiş, Sağlık Bakam Rıza Nur Bey ile eski Maliye Bakanı Haşan Saka Bey'in bulunduğu heyette askeri, mali, ekonomik, hukuki danışmanlar ve katipler bulunmuştur.
Bir Yunan Diplomatına Göre Yunanistan'ın Batı Anadolu Macerası
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 493-512
Özet
Yunan diploman AA. Pellis 1937'de İngilizce yayınladığı, Yunanistan'ın Anadolu Macerası ve Sonsan (Greece's Anatolian Venture and Aftermath) adlı ve Yunanistan'ın Anadolu Seferinin Diplomatik ve Siyasi Görünüşleri (1915-1922) alt başlıklı eserinde, Yunanistan'ın Anadolu'ya saldırmasını ve bilhassa bu kararı veren Venizelos'un, kararını nasıl verdiğini şöyle anlatmaktadır: "Muazzam bir siyasî ve coğrafî hata" (A. sterghiades -İzmir'de 1919- 1922 arası Yunan Yüksek komiseri- 6 Ocak 1930 tarihli Patris gazetesinde yayınlanan mülâkat) "Küçük Asya Seferi 1920 Kasımında Yunanistan'da rejim değişikliği sonucu bazı başansızlığa mahkûm olmuştu", (Yukarıdaki yorum hakkında 7 Ocak 1930 tarihli Patris gazetesinde başyazarın notu). "Bugüne dek hâlâ Paris'teki mümtaz devlet adamları Wilson, Clemenceau, Lloyd George ve Venizelos'un böyle düşüncesiz ve öldürücü bir adım atmak hususunda nasıl baştan çıkarıldıklarını anlamıyorum" . Bu bölümün başına konulan ilk iki iktibas, Asya macerasının haklılığı ve başarısızlığının sebepleri hakkında Yunanistan'da birbirlerine muhalif partiler tarafından savunulan değişik görüşleri tasvir etmektedir.
Milli Mücadele Yıllarında Ankara
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 485-492
Özet
Milli Mücadele yıllarında Ankara'yı anlatmak bir büyük milli destanın kaynağını canlandırmak demektir. Bunu da belki bir kitaba sığdırabilmek ancak mümkün olabilir. Bir bakıma Atatürk'ün büyük NUTUK'u işte bu Milli Mücadele ve Ankarasının bir öyküsüdür. Çünkü, Milli Mücadele bir Kurtuluş Savaşı mucizesidir. Türk milleti bunu bir idealin ve bir Önderin izlerinden gerçekleştirmiştir. Ve çünkü o dönemde Ankara Türkiye'nin kalbidir. Benim bu konuşmamla anlatabileceğim, bu destanın oraya ait küçük bir bölümünün bazı Özellikleri olan ayrıntılarından bir anılar demetidir.
Batı Anadolu'da Kurulan Kısa Ömürlü Bir Devlet:İonya
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 569-580
Özet
30 Temmuz 1922 günü İzmir'de törenle Batı Anadolu'da "İonya Devleti" kurulduğu ilan edilmişi. Başkenti İzmir olan bu devlet yaklaşık on sekiz bin kilometre karelik bir alanı kapsayacak ve bir buçuk milyonluk bir nüfusa sahip olacaktı. Devlet henüz kuruluş aşamasını tamamlamadan, Mustafa Kemal Paşa 26 Ağustos 1922 günü büyük taarruzu başlatacak, 30 Ağustos günü Yunan ordusu büyük hezimete uğrayacak ve İzmir'e doğru kaçmaya başlayacaktır. İzmir ve çevresinden gemilere binerek Anadolu'yu terk eden Yunan ordusu artıklarıyla birlikte yeni kurulan İonya Devleti'nin yöneticileri de gemilere doluşup kaçacaklardır. 9 Eylül 1922 günü Türk ordusunun İzmir'e girmesiyle, İonya Devleti tarihe karışmış olacaktır. Ömrü yalnızca beş hafta süren İonya Devleti'nin kuruluşunun uzun sayılabilecek bir geçmişi vardı. Başlangıç noktası, İstanbul'daki padişah hükümetinin imzaladığı Sevr Andlaşması idi. Yabancı işgallerden arta kalan topraklarda yaşayan Anadolu Türkleri ise, bu antlaşmanın uygulanmasını önlemek için Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde iki yıldır kan döküyordu. Sevr Antlaşması ile İzmir Bölgesi Yunanistan'a verilmişti. Yani, İzmir ve çevresi ile Manisa, Akhisar ve Ayvalık'a dek uzanan 16 bin kilometre karelik ve 1 milyon nüfuslu bir kesim Yunanistan'ın olacaktı. Anadolu Türkleri buna razı olmamış, silahlı direnişe kalkışmış, sonunda zararlı çıkmıştı. Yunan ordusu ilerleyerek zamanla Afyon, Kütahya, Eskişehir ve Bursa'yı içeren yüzbin kilometre karelik 3 milyon nüfuslu geniş bir alanı ele geçirmişti.
Lozan Barış Antlaşmasına Göre Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ve Konunun T.B.M.M'de Görüşülmesi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 581-608
Özet
11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, "Misak-ı Milli" sınırlarına, Musul ve Hatay hariç, ulaşmış bulunmaktaydı. Türkiye'nin diğer Batılı devletler gibi tam bağımsızlık ve eşitlik statüsünü kazandığı yer ise Lozan olmuştur. Lozan Barış Konferansı (20 Kasım 1922-24 Temmuz 1923) sonucu Türkiye, eşitliğini ve egemenliğini bütün dünyaya kabul ettirmiş oluyordu. Müttefik devletlerle imzalanan Lozan Barış Andlaşmasıyla, Musul, Hatay ve diğer bazı sorunlar dışındaki bütün sorunlar çözümlenmiş ve Türkiye, bağımsız devletler arasındaki yerini almıştır. Lozan Barış Konferansı'nın ortaya çıkardığı siyasi metinlerden biri de "Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol'dür. Bu sözleşme ile gerçekleştirilen mübadele sırasında yaklaşık olarak 350.000 Müslüman Türk ile 200.000 Hıristiyan Rum yaşadıkları yerleri terk etmek durumunda kalmışlardır. Mübadele, sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra başlamış ve her iki ülke için de yıllarca sorun oluşturmuştur. Bu çalışmada, mübadele konusunun Lozan'da ele alınışı, konuyla ilgili Lozan görüşmelerinin ve imzalanan Mübadele Sözleşmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) ortaya çıkardığı tartışmalar İncelenmektedir. Ayrıca, mübadele sırasında ortaya çıkan "établi" ve Patrikhane sorununa da değinilmektedir.
Kadro Hareketine Genel Bir Bakış
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 549-558
Özet
Kadro Dergisi, 1932 yılının Ocak ayında yayın hayatına atılan ve üç yıl boyunca, 36 sayı Türk Devriminin ideolojisini sistemleştirme işini üstlenen bir yayın organıdır. Şevket Süreyya (Aydemir), Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Vedat Nedim (Tör), İsmail Hüsrev (Tökin), Burhan Asaf (Belge) tarafından çıkarılan bu dergi, ortaya koyduğu ekonomik, politik ve toplumsal görüşlerle ve sunduğu özgün çözümlerle, bir basım-yayın faaliyeti olmaktan öteye geçerek, bir entellektüel hareketin ve fikrin sözcüsü olmuştur. Kadro Akımı ve Kadrocular, 1930'lu yıllarda ve daha sonraki dönemlerde, akademik ve politik çevrelerin ilgisini çekmiş, tartışılmaya ve araştırılmaya değer bir konu olma özelliğini devamlı korumuştur. Öyle ki, farklı nitelikteki ve değişik alandaki birçok araştırmada Kadro Akımı ve Kadrocularla ilgili görüşlere yer verilmiştir. Basım-yayın tarihi , Türkiye'deki entellektüel hareketleri Türk Solu ve komünist hareketleri, Türk Devrimi ve Kemalizm'i, Türk ekonomisini ve devletçilik anlayışının gelişimi ve Türk edebiyatını inceleyen bir çok eser ve araştırmada Kadroculara rastlamak mümkündür. Kadrocular, iç politikada önerdikleri devletçilik ve dış politika ile ilgili olarak önerdikleri merkez-çevre kuramı ile özgür bir akımın temsilcileri olmuşlardır. Bununla birlikte Kadrocu düşünce ve Kadrocu olarak bilinen yazarlar değişik çevrelerden, farklı gerekçelerle olumsuz tepkiler almışlar ve sert eleştirilere uğramışlardır.
İtilaf Devletleri Son Birliklerinin 2 Ekim 1923 Tarihinde Türk Bayrağını Selamlayarak İstanbul'dan Ayrılışları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 627-652
Özet
Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı son bulunca dünyada mağlup ve galip devletler olmak üzere iki ayn devletlerin oluşturduğu iki yeni grup oluşmuştu. Daha sonra galip devletlerin üstünlüğünde ve yeni toprak düzenlemeleri şeklinde yeni bir dünya dengesi için barış antlaşmaları yapılmıştı. Bu barış antlaşmalarının temelleri Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı Woodrow Wilson'un barışın temel ilkeleri şeklinde yayınladığı 14 notaya dayanıyordu. Bu barış antlaşmalarından bir tanesi de Birinci Dünya Savaşı'nda yer alan ve bu savaşta en son yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu ile yapılmıştı. Mondros Ateşkes Antlaşması adını alan bu barışı Osmanlı İmparatorluğu temsilcilerinin imzalamasında 8 Ocak 1918 tarihli Wilson İlkelerinin Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili 12. maddesinin de tesiri olmuştur. Daha sonralan Galip Devletler bu ilkelere pek aldırmayarak ve çeşitli bahaneler ileri sürerek Türk ülkesini yer yer işgallere başlamışlardı. Bu işgallerden bir tanesi de İstanbul ve bölgesini kapsıyordu. Nihayet Anadolu'daki işgallerin bir devamı olarak 13 Kasım 1918 tarihinde İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinin oluşturduğu bir filo Boğaziçi'ne gelerek İstanbul'a tam 35 bin kadar kuvvet çıkardı. İstanbul'un işgali böylece başlamış oldu.
Gerçekçi Atatürk
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 513-522
Özet
Çağımızın başarı ile sonuçlanmış ilk ulusal bağımsızlık hareketi olan Türk Bağımsızlık Savaşı'nın Ulu Önderi Gazi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), hiç kuşkusuz, ulusal ve evrensel nitelikli büyük bir liderdir. Bu değerlendirmede yalnız olmadığım için mutluyum. Çünkü; birçok otorite bu görüşü paylaşır. Örneğin; tanınmış İngiliz tarihçi Lord Kinross, Atatürk ile ilgili kanısını şu kesin ifade ile belirtir: "... Kemal Atatürk'ün çağımızın en büyük adamlarından biri olduğu hakkında en ufak bir kuşkum yoktur..?" . Türkiye ve Atatürk ile ilgili incelemeleri ile tanınan Amerikalı bilim adamı Prof. Dr. Dankwart Rustow ise, Atatürk'ün büyüklüğünü şöyle tanımlar: "... Osmanlı İmparatorluğu'nun Türkiye Cumhuriyeti'ne dönüşümünde Kemal'in oynadığı rol, Weber'ce (Max Weber) bir terimle, çok kez karizma tik olarak anılan türdendir. Bir karizmatik lider, izleyicilerinin gözünde normal insan değer ölçülerini aşan ve onların yararına mucizeler yaratma yeteneğinde olan bir kişidir... Kemal'in büyüklüğü ülkesinin savunucusu, Cumhuriyet'in kurucusu ve köklü reformcu olarak, üçlü başarısında yatar.
Hakimiyet-i Milliye Gazetesinde Devletçilik: Ekonomi Politikası ve Basın İlişkisi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 609-626
Özet
1920 yılında Atatürk'ün isteği üzerine yayın hayatına başlayan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 1934 yılında "Ulus" adım alarak uzun süre Türk basınında önemli bir yere sahip olmuştur. Özellikle ilk yıllarında başyazılardan çoğunu Atatürk'ün dikte ettirdiği gazete, yayın politikası açısından da her dönemde yine hükümetin destekçisi olmuş, Milli Mücadele yıllarında devletin en önemli propaganda aracı olarak hizmet vermiştir Barış döneminde de, yeni Türkiye'nin yapılanmasında ve yeniliklerin tutundurulmasında bu yayın organının faal olarak kullanıldığını görmekteyiz. Biz bu yazımızda gazetenin yalnızca ekonomi alanındaki yayın politikasını inceleyeceğiz.
İzmir'in İşgali Olayının Trakyada'ki Tepkileri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 559-568
Özet
Milli Mücadelemizin başlaması ve teşkilatlanmasında İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali olayının son derece önemli bir yeri vardır. Bu makalemizde, İzmir işgalinin nasıl hazırlandığım kısaca anlattıktan sonra, işgal olayının Trakya'da ve Trakya'nın tek savunucusu konumunda bulunan Trakya-Paşaeli Müdâfa-i Cemiyet-i Osmaniyesi'nin işgal karşısında gösterdiği tepkiler üzerinde durmaya çalışacağız.İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi, Anadolu'da olduğu kadar Trakya'da da tepki ile karşılanmıştır. İşgal haberinin duyulmasıyla birlikte Trakya-Paşaeli Müdâfaa-i Heyet-i Osmaniyesi, işgali tefin etmek üzere resmi makamlara protesto telgrafları çekmek, mitingler düzenlemek gibi faaliyetlerle kamuoyunu uyandırmaya ve harekete geçirmeye çalışmıştır.