2076 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Dil Kurumu 2076
Yazarlar
- Zeynep Korkmaz 37
- Nail Tan 29
- Agâh Sırrı Levend 27
- Hasan Eren 23
- Mustafa Öner 21
- Osman Fikri Sertkaya 21
- Mehmet Ölmez 16
- Saadet Çağatay 15
- Sadettin Özçelik 14
- Şinasi Tekin 14
Anahtar Kelimeler
- Türkçe 42
- Abdullah Tukay 26
- Turkish 23
- Dede Korkut 20
- Eski Türkçe 20
- Türkiye Türkçesi 20
- Tatar edebiyatı 19
- TÜRKÇE 19
- dil 16
- Eski Anadolu Türkçesi 16
GÖSTER- VE GÖRSET-/ ĠÓRSETFİİLLERİNİN YAPISI ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 124-139
Özet
Bugün Türkiye Türkçesi yazı dili ve ağızları ile bazı çağdaş Türk lehçelerinde aynıanlamda kullanılan biri göster-, diğeri görset- ~ körset- şeklinde olan iki fiil şekliylekarşılaşılmaktadır. Bunlardan görset- / körset- şekli, bazı dilcilerce göster- / kösterbiçiminingöçüşmeli şekli sayılmış; bu da genel bir kanaat oluşturmuştur.Ancak, bu çalışmada bunun böyle olmadığı, yani ortada bir fiilin biri asıl, diğerionun göçüşmeli şeklinden oluşan iki fiil varyantının değil, tam tersine aynı anlamdaiki fiilin bulunduğu Türk dilinin tarihî ve çağdaş verileriyle ortaya konulmuştur.Buna göre, göster- (< köster- < kö-z-ter-) ve görset- / körse- / körsöt- ( < kö-r-üz+e-t-) fiilleri, Türk dilinde 13. yüzyıldan beri var olan iki ayrı yapıdaki fiildir. Bugün de çağdaş Türk lehçelerinde kullanım sıklıkları farklılaşmış olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞUNU ANLATAN ROMANLARDA DESTANÎ UNSURLAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 107-123
Özet
Türkçe Edebî türlerin hemen hepsinden faydalanarak kendine özgü bir edebî türşeklinde Batı'da ortaya çıkan ve Tanzimattan sonra Türk edebiyatına giren roman,ülkemizde sadece Batı edebiyatının etkisinde oluşmamıştır. Türk romancılar, sadeceAvrupalı meslektaşlarını örnek almakla kalmamış halk hikâyelerimiz ve destanlarımızgibi geleneksel anlatılarımızdan da yararlanmışlardır.Bir milletin özelliklerinin parlak bir şekilde yansıtılmasına en elverişli tür olarakgörülen destan türünün etkisi, özellikle Türklerin Anadolu'ya gelişini ve orada devletkurma çabalarını konu edinen tarihî romanlarımızda açıkça görülür. İşte OsmanlıDevleti'nin kuruluş aşamasını konu alan tarihî romanlara imza atan Kemal Tahir, TarıkBuğra ve Mustafa Necati Sepetçioğlu gibi romancılarımız da, bu konuyu işleyenromanlarında destan türünden faydalanmışlardır.Biz bu çalışmada, adı geçen romancılarımızın 'kuruluş'u ele alan romanlarıyla-Kemal Tahir'in Devlet Ana'sı (1967), Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun Konak (1973)ve Çatı'sı (1974) ile Tarık Buğra'nın Osmancık'ı (1983)- Türk destanları arasındaki benzerlikleri/ilişkiyi ortaya koymaya çalışacağız.
LEHÇEYE TÜRKLER TARAFINDAN TAŞINAN TÜRKÇE ARAPÇA FARSÇA KELİMELER VE KULLANIM BOYUTLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 69-92
Özet
Osmanlı-Lehistan ilişkilerinin tarihi boyutu tarihçiler başta olmak üzere pek çok araştırmacı tarafından kitap, makale, bildiri ve değişik yazılara konu edilmiştir. Ancak dil alanındaki etki, birkaç kelime üzerine yazılan makale ve sunulan bildiri dışında, bütün yönleriyle şimdiye kadar gerektiği gibi ele alınmamıştır. Yapılan çalışmalar da daha çok Kıpçak sahasına yöneliktir. Bu çalışma böyle bir eksiği gidermek amacıyla hazırlanmıştır.Eski adıyla Lehçe günümüzdeki kullanımıyla Polonya diline Türkçeden geçmiş kelimelerin taşınış ve anlam boyutları ile Osmanlı ve diğer Türk devlet-topluluklarının dilinden Lehçeye geçen kelimelerin eski ve yeni Lehçedeki işlevleri çalışmamızın çerçevesini oluşturmaktadır. Türk diline Arapça ve Farsçadan gelen kelimeler, Türkçe olmadıkları halde, Osmanlılar tarafından Leh diline taşındıkları için incelemeye dahil edilmiştir. Konuyu bütün yönleriyle ortaya koyabilmek amacıyla; I. Batı Türkçesi: Osmanlı Sahasından Lehçeye Geçen Kelimeler II. Kuzey ve Doğu Türkçesi: Osmanlı Sahası Dışındaki Türk Devlet ve Topluluklarının Dilinden Lehçeye Geçen Kelime- ler şeklinde iki ana başlık altında toplanmıştır. Kelimeler, ilgili oldukları alanlar göz rak sınıflandırılmış, alfabetik sıraya göre tarih ve sosyolingüis-tik açıdan değerlendirilmiştir.
ÇAĞDAŞ TÜRKÇEDE İKİNCİL SESLETİM SORUNLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 56-68
Özet
Çağdaş, ölçünlü (standart) Türkçede ikincil sesletim (secondary articulation) konusunda büyük bir karmaşa yaşandığı hâlde, bu konu yeterince incelenmemiştir. Birincil sesletimler (primary articulations) üzerine de birçok sorun çözüm beklemektedir. Türklerin 7. yüzyıldan başlıyarak islâmiyeti benimsemesi, Arapça ve Farsça sözcüklerin Türkçeye doluşması ile, Türkçe'nin sesçil (phonetic) bir dil olma özelliği gittikçe zarara uğramıştır. Daha sonraları Fransızca, Yunanca, İtalyanca, Almanca ve İngilizce sözcüklerin akını ile bir ara yabancı sözcüklerin sayısı yerli sözcüklerin sayısını geçmiş, yabancı sözcüklerin yerli sözcüklerle ve yabancı sözcüklerin yabancı sözcüklerle birleşime girmesiyle, Türkçe'nin sessel yapısı ikincil sesletimler açısından daha da karmaşık duruma girmiştir. Bu makalede çağdaş, ölçünlü Türkçe'nin alıntılanmış sözcükler nedeniyle içinde bulunduğu ikincil sesletimler karmaşası ele alınacaktır.
ISMARLA- FİİLİ ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 140-145
Özet
Türkçe tarih boyunca dinî, siyasî, ticârî ve coğrafî sebeplerle başka dillerden ödünçlemeyapmış, aynı zamanda başka dillere de ödünç kelime vermiştir. Türkçe ister batıdillerinden isterse doğu dillerinden yaptığı ödünçlemeleri olduğu gibi alıp kullanımasokmamış, onları mümkün olduğu kadar kendi ses yapısına uydurmuştur. Türkçeninkendi ses yapısına uydurup, kullanmağa başladığı kelimelerden biri de ısmarlamak fiilidir. Bu makalede ısmarlamak fiilinin Türkçeleşme süreci ve Türkçenin tarihsel dönemleri dikkate alınarak geçirdiği aşamalar dikkate sunulmuştur.
TEMPUSFORMEN IM TÜRKISCHEN
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 146-161
Özet
Tempus ist eine grammatische Verbkategorie, die in verschiedenen Ausprägungenauftritt. Im Türkischen werden die Tempusformen durch minimale (-yor, -ir, -di usw.)und zusammengesetzte (-yordu, -mişti, -ecekti usw.) Einheiten gebildet. Bei der Bestimmungder Tempusformen sind sowohl formale als auch inhaltliche Besonderheitenzu berücksichtigen. So haben wir insgesamt aus verschiedenen Einheiten für dasTürkische zehn Tempora herauskristallisiert. Nominale (-yordur, -miştir usw.) undperiphrastische (-miş ol-, miş bulun- usw.) Einheiten zählen nicht zu den Tempusformen.
ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNİN DEĞERLİ BİR KAYNAK ESERİ VE YAYINI ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 201-212
Özet
Bu Aşağıda künyesi verilen Ferec ba'd eş-şidde "Freud nach Leid" adlı iki ciltlik eser, Prof. Dr. György Hazai ve Prof. Dr. Andreas Tietze'nin ortaklaşa çalışmaları ileortaya konmuş bir Eski Anadolu Türkçesi metnidir. Bu eser birbirinden bağımsız 42 hikâyeyi içine alan bir koleksiyon niteliğindedir. Eserin yazar veya mütercimi bellideğildir. Muhtemelen XIV. yüzyıl ortalarında Farsçadan tercüme edilmiştir. Elde XV.ve daha sonraki yüzyıllara ait kopyaları vardır. En eski güvenilir bir nüshası Budapeşte Akademi Kitaplığındadır.Yazarlar bu nüshayı esas alarak ve İstanbul H (Hamidiye) ve L (Lâleli) nüshalarıile de karşılaştırarak transkripsiyonlu metin cildini (1. cilt) hazırlamışlardır. 2. cilt de yazma fotokopilerine ayrılmıştır.Eserin Almanca Ön Söz'ünde G. Hazai Giriş bölümünde de A. Tietze tarafından FBŞ hakkında araştırma sonuçlarına dayanan kapsamlı bilgi verilmiştir.Bu yayın Eski Anadolu Türkçesinin dil yapısını ortaya koyan değerli bir çalışmanın ürünüdür. Tarafımdan tanıtma ve değerlendirmesi yapılmıştır.
DİVANÜ LÜGAT-İT-TÜRK'TE GEÇEN ŞİİRLERDE EDEBÎ SANATLAR
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 162-184
Özet
Bu çalışmada Divanü Lügat-it-Türk'te geçen şiirlerdeki edebî sanatlar incelenmiştir.Bunun için önce adı geçen şiirler taranmış ve edebî sanatlara örnek olabilecekler tesbit edilmiştir. Daha sonra bu sanatlar, metinlerde bulabildiğimiz bütün örnekleriyle birlikte alfabetik sıraya göre dizilmiştir. Sanatlar belirtilirken, sanatın anlaşılması için, gerekli görülen açıklamalar da yapılmıştır.
SÜHEYL Ü NEV-BAHÂR’IN TÜRKÇE SÖZ VARLIĞI VE ANADOLU AĞIZLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 189-200
Özet
Eski Anadolu Türkçesi, Batı Türkçesinin yabancı unsurlar bakımından en temiz devridir denilebilir. Bu noktadan hareketle Eski Anadolu Türkçesi devrinde çağdaşlarına göre daha sade bir dil ile kaleme alınmış Süheyl ü Nev-bahâr adlı eserin söz varlığı bu çalışmanın konusu olarak belirlenmiştir.
SURİYE'DEKİ EL YAZMA ESERLER KATALOĞUNA DÜZELTİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 213-216
Özet
Bu kısa yazımızda Suriye'nin başkenti Şam'daki Esed Kütüphanesi Türkçe el yazmalarının künyelerini vermeyi amaçladık. Sözkonusu kütüphanedeki el yazma eserlerin ilk kataloğunu 1996'da yayımlamıştık.