6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Ahmet Karaman
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Dağlık Altay Yazıtlarında İleri Ögeler

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 72 · Sayfa: 33-51
Dağlık Altay yazıtları, Eski Türk yazısının kullanıldığı diğer yazıt ve el yazmalarından kimi farklılıklar içermektedir. Bu yazıtlarda kullanılan kimi yazı karakterleri, dil bilgisel yapılar, anlamsal çağrışımlar ve bağlam içerisinde geçen sözcükler söz konusu farklılıkları oluşturan kimi unsurlardır. Farklılıklarının yanında Eski Türk yazıt ve el yazmaları ortak unsurlar barındırmaktadır. Bu ortaklıklar bağlamında Dağlık Altay yazıtlarının söz varlığı açısından incelenmesi, bu yazıtların anlaşılmasında katkılar sunmaktadır. Kimi türemiş sözcüklerin kök biçimlerinin tespiti bu noktada önemli bir konudur. Yazıtların yazarları, türemiş biçimlerini kullandıkları sözcüklerin kök biçimlerinden haberdardılar. Bu tip kök biçimleri bağlam içerisinde yer almayıp türemiş biçimleri bulunan yapılara ileri öge denilmektedir. Bu yazıda, Dağlık Altay yazıtlarında görülen ileri ögeler tespit edilecektir. Bu tespit, Dağlık Altay yazıtlarının diğer yazıt ve el yazmaları ile söz varlığı açısından ortaklık ve bağlantılarının saptanmasına katkılar sunacaktır. Kök biçimlerin saptanması, Dağlık Altay yazıtlarının söz varlığı açısından zenginliğini anlamakta önemli bir yere sahiptir. Çalışmada, gövde biçim olarak belirlenen yapılar kök biçime ulaşıncaya kadar yapısal ve anlamsal açıdan çözümlenecektir. Bu çalışma, yazıt ve el yazmalarında sözcük türetiminin, sözcüklerin anlamsal boyutlarının, ses değişim ve gelişimlerinin ve o dönemde Türk dilinin lehçe farklılıklarının anlaşılmasına da katkılar sunacaktır. Ayrıca üzerinde durulan sözcüklerin derin etimolojik açıklamaları yapılmış olacaktır.

Yenisey Yazıtlarında İleri Ögeler

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2021, Sayı 52 · Sayfa: 33-70
Yenisey (Tuva ve Hakasya) bölgesi yazıtları, eski Türk yazısıyla taşlara işlenmiş mezar taşı yazıtlarıdır. Eldeki veriler ışığında hangi tarihlerde dikildiği bilinmeyen bu yazıtlar, eski Türk yazısının kullanıldığı diğer yazıt ve el yazmalarından kimi farklılıklar içermektedir. Bu yazıtlarda kullanılan kimi yazı karakterleri, dil bilgisel yapılar, anlamsal çağrışımlar ve bağlam içerisinde geçen sözcükler söz konusu farklılıkları oluşturan kimi unsurlardır. Farklılıklarının yanında eski Türk yazıt ve el yazmaları ortak unsurlar barındırmaktadır. Bu ortaklıklar bağlamında Yenisey bölgesi yazıtlarının söz varlığı açısından incelenmesi, bu yazıtların anlaşılmasında katkılar sunmaktadır. Kimi türemiş sözcüklerin kök biçimlerinin tespiti bu noktada önemli bir konudur. Yazıtların yazarları, türemiş biçimlerini kullandıkları sözcüklerin kök biçimlerinden haberdardılar. Bu tip kök biçimleri bağlam içerisinde yer almayıp türemiş biçimleri bulunan yapılara ileri öge denilmektedir. Bu yazıda Yenisey Yazıtları'nda görülen ileri ögeler tespit edilecektir. Bu tespit, Yenisey Yazıtları'nın diğer yazıt ve el yazmaları ile söz varlığı açısından ortaklık ve bağlantılarının saptanmasına katkılar sunacaktır. Kök biçimlerin saptanması, Yenisey Yazıtları'nın söz varlığı açısından zenginliğini anlamakta önemli bir yere sahiptir. Çalışmada, gövde biçim olarak belirlenen yapılar kök biçime ulaşıncaya kadar yapısal ve anlamsal açıdan çözümlenecektir. Bu çalışma, yazıt ve el yazmalarında sözcük türetiminin, sözcüklerin anlamsal boyutlarının, ses değişim ve gelişimlerinin ve o dönemde Türk dilinin lehçe farklılıklarının anlaşılmasına da katkılar sunacaktır. Ayrıca üzerinde durulan sözcüklerin derin etimolojik açıklamaları yapılmış olacaktır.

YENİSEY YAZITLARINDA GEÇEN adrıl- seçlin- İKİLEMESİ ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 7-26
Mecazlı anlatımlar ve ikilemeler, bir dilin işlenmişliğini ve gelişmişliğinigösteren önemli unsurlardandır. Kelimelerin mecazi anlamlarkazanmaları uzun bir süreci işaret etmektedir. Bu duruma benzer birsüreç ikilemeler konusunda da yaşanmaktadır. Bazen de kimi kelimelerhem mecazlı bir anlatıma bürünmüş hem de ikileme teşkilinde kullanılmıştır.İşte bu tip kelimelerden ikisi de adrıl- ve seçlin- kelimeleridir.Bu kelimeler hem gerçek anlamları dışında "kişinin bu dünyadan vesevdiklerinden ayrılması; ölmesi" anlamında mecazi bir hüviyete bürünmüşhem de adrıl- seçlin- ikilemesinin unsuru olmuştur. İkilemeninkazandığı anlam ise kelimelerin kazandığı mecazlı "ölüm" anlamınıkorumuştur. Bu yazıda hem adrıl- hem de seçlin- kelimesi etimolojikolarak incelenmiştir. Daha sonrasında ise runik eski Türk yazıt ve yazmalarıincelenerek söz konusu kelimelerin anlamsal boyutları değerlendirilmiştir.

FERHAT İLYAS ve GUÑGA ŞİİR

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 257-268
Uzun bir geçmişe sahip olan çağdaş Uygur edebiyatı 20. yüzyılınbaşlarında çok hareketli bir dönem geçirir. Yenileşme hareketleri ve döneminsiyasi olayları edebiyatın şekillenmesinde önemli rol oynar. Budeğişiklikler, yüzyılın başlarına kadar klasik edebiyatın etkisinde varlığınısürdüren şiirde de kendini gösterir. 1980'li yıllarda çağdaş Uygurşiirinde "Yéñiçe Şiir" veya "Guñga Şiir" adıyla yeni bir şiir tarzı görülmeyebaşlanır. Genç şairler arasından yayılan "Yéñiçe şiir" akımı çeşitlitartışmalara yol açmıştır. Başlangıçta bu tür şiirler "Tutuq Şiir", "TépişmaqliqŞéir", "Guñga Şéir", "Simvolluq Şéir" adlarıyla anılmıştır. Ancak"guñga şéir" daha yaygın olarak kullanılmıştır. Anlam kapalılığınadayanan bu şiir anlayışı şiirlerin kelime kadrosunu da farklılaştırmıştır.Guñga şiirlerde gramatikal değişiklikler de görülmektedir. "Guñga şiir"yazan şairlere göre şiir bir dil sanatıdır. Bu nedenle özgürce değişiklikleryapmak şiirin gereklerindendir. Genel olarak bakıldığında guñgaşiir, sembolik ve sürrealist şiirlerle benzerlik göstermektedir. AhmetcanOsman ile başlayan bu şiir akımı Ferhat İlyas ve Vahitcan Osman ilesürdürülmektedir.

Kaşgar Gecesi Destanı

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 187-206
Kaşgar Gecesi, Abduréhim Ötkür tarafından 1948-1949 yıllarında yazılmış ve 1979 yılında yayımlanmıştır. Kaşgar Gecesi, Leyla ve Kerim'in aşkını dile getiren bir destandır. Ötkür, Kerim ve Leyla (Leyligül)'nın gördüğü zulmü, feodal güçlerin zalim yöneticilerle birlikte halka uyguladıkları baskıları ve adaletsizlikleri trajik biçimde anlatarak destana sosyal boyut kazandırmıştır. Destanda zalimler hicvedilirken zulme boyun eğmeyen kişiler kahraman olarak alkışlanır. Destanda lirik ve epik özellikler iyi harmanlanmıştır. Destan yazıldığı dönemin sosyal hayatını, Uygurların örf ve âdetlerini yansıtmaktadır. Destan kahramanlarından Kerim, kahramanlığının yanında bilgece ve zekice davranışlarıyla da dikkat çekmektedir. Kerim, destanda ümit ve metanetin sembolüdür. Leyla ise vefalı, vicdanlı ve zeki bir kızdır. Ötkür, Leyla'nın hayâ, fazilet ve cesaretine sık sık vurgu yapmaktadır.

Uygur Atasözlerinde Kadın (Woman in Uyghur Proverbs)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 41 · Sayfa: 93-111
Uygur sözlü edebiyatının önemli bir ürünü olan atasözleri Uygur Türkçesinde"maqal-temsil" olarak adlandırılır. Uzun bir medeniyet devrinin ürünü olan atasözlerihalkın tecrübesini ve hafızasını yansıtan ayna gibidir. Atasözlerinin dili sanatlıve derli topludur. Geçmişin tecrübesini az sözle ama geniş olarak anlatma imkânınasahiptir. Atasözlerinin dili ahenklidir. Ahenk, atasözlerine şiir ritmi kazandırırkenatasözlerinin insan hafızasında kalıcı yer etmesini sağlayan bir faktördür. MaqaltemsillerUygur halkının hayat süzgecinden geçirip damıttığı bir öz gibidir.Atasözleri Uygur edebiyatında "maqal-temsil" olarak adlandırılmakla birliktebu çalışmada "maqal-temsil" yerine "atasözü" ifadesi kullanılmıştır. Değerlendirilenatasözleri, Eziz Atavulla Sarıtékin tarafından hazırlanan"Uyġur Xelq Maqal-Temsilliri" adlı eserden taranmıştır. İçinde "ayal, xotun, qiz, ana" gibi kadınla ilgilikelimeler bulunduran ya da kadının dolaylı olarak geçtiği ve sosyal hayattaki konumuylailgili olan atasözleri seçilmiştir.Milletlerin kültüründe kadın çok farklı obje olarak karşımıza çıkmaktadır. Kimikültürde "tanrıça" olarak görülen kadın başka bir kültürde utanç duyulan bir varlıkolarak görülebilmektedir. İncelenen Uygur atasözlerinde kadın olgusu geneldeerkek egemen bakış açısıyla ele alınmıştır. Uygur atasözlerine bakıldığında kadın;yaşam biçimi açısından sürekli denetim altında tutulması gereken bir varlık olarakgörülmektedir. Yalnız yaşamamalı mutlaka bir erkekle hayatını birleştirmelidir. Ancakannelik ve yuva kurma söz konusu olduğunda kadın kutsal bir varlık hüviyetine bürünmektedir.Uygur atasözlerinde kadınla ilgili olumsuz yargılar çok olsa da kadınsızbir dünyanın varlığı da mümkün görünmemektedir.Bu çalışmada Uygur medeniyetinde kadına bakış açısını tespit ederken konutarihî belgelere dayandırılmamış, kadının yalnızca atasözlerindeki duruşları esas alınmıştır. Bu nedenle bazı atasözlerindeki kadına bakış açısı tarihî gerçeklerle örtüşmeyebilirhatta tarihî gerçeklere ters düşebilir. Kadınla ilgili olumsuz yargılar taşıyanatasözlerinin münferit bazı hadiselerin zamanla genelleşmesiyle ortaya çıktığınıbelirtmek gerekir.An important product of the Uyghur oral literature, proverbs are named "maqal-temsil" (proverb). Proverbs, which are the products of long lasting civilizationperiods, are like mirrors reflecting people's experiences and memories. The languageof proverbs are neat and artistic. They have the capability to comprehensively conveythe experience of the past, yet through few words. The language of proverbs areharmonious. This harmony enables proverbs to be permanently retained in people'smemory, while adding poetic rhythm to proverbs. Maqal-temsil (proverbs) are likean essence which Uyghur people have filtered and distilled through the filter of life.While proverbs are named "maqal-temsil" (proverb) in Uyghur literature, thisparticular study addresses them as "proverbs". The proverbs discussed in this studywere surveyed from the book entitled "Uyġur Xelq Maqal-Temsilliri" (Uyghur XelqProverbs) prepared by Eziz Atavulla Sarıtékin. Proverbs which include words relatedto women such as "ayal, xotun, qiz, ana", or proverbs which mention women indirectlyand relate to the role and place of women in social life were chosen.Women are addressed as different entities in various people's cultures. While womenare considered "goddess" in some cultures, they are seen as shameful entities inothers. The proverbs studied in this research address women through a masculine lens.In Uyghur proverbs women are seen as creatures which should be kept in permanentcontrol in terms of lifestyle. They should not live alone, but join lives together with aman. However, they are ascribed as a sacred creature when motherhood or setting upa home is in question. Despite the many negative judgements about women in Uyghurproverbs, a world without women doesn't seem possible. While establishing how Uyghur civilization views women, this study does not dependon historical documents but focuses solely on how women are addressed inproverbs. For this reason, the view on women in some proverbs might not go hand inhand, and even contradict, with historical truths. It is considered vital to note herethat proverbs which bear some negative judgements on women exist due to the generalizationof some individual events.