12 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Azmi Süslü
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Güney Doğu’daki Terör Sorunu, Tarihî İnceleme, Tedbirler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 133-144
Güney Doğıı'dakİ terör sorununun tarihî bir perspektifini çizmeye ça-lıştığımız makalemizde önce Kürtlerin menşei ve dili üzerinde durduktan sonra OsmanlI'dan günümüze kadar gelen çalışmalar anlatılmıştır. OsmanlInın son dönemlerinde yapılan bir takım ıslahat hareketlerine değindikten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasında gerçekleştirilen faaliyetlerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin mimarı Mustafa Kemal Atatürk'ün, meseleyi millet bazında alışma değinilmiştir. Gerçekten de, Mustafa Kemal Atatürk, birçok dünya liderinin aksine kendisini değil onları, halkı hâkim kılmış ve "Hâkimiyet-i Mİlliye"yi gerçekleştirmiştir. Makalenin devamında da, ele alınacak tedbirler maddeler hâlinde sıralanmış ve çözüm yollan belirtilmiştir.

Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Azmi Süslü'nün Sempozyum’u Açış Konuşması

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 32 · Sayfa: 311-312
Atatürk araştırma merkezi başkanı prof. Dr. Azmi Süslü'nün sempozyum'u açış konuşmasıdır.

Başbakanlık Atatürk Kültür, Dîl Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezince Kıbrıs’ta Gerçekleştirilen "Üçüncü Uluslararası Atatürk Sempozyumu" Sonuçları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 32 · Sayfa: 335-336
Başbakanlık Atatürk Kültür, Dîl Ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezî'nce Kıbrıs'ta gerçekleştirilen "Üçüncü Uluslararası Atatürk Sempozyumu" sonuçlarıdır.

Cumhuriyet Döneminin Türk Kültürüne Bakışı Ve Kültür Politikaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 31 · Sayfa: 21-41
Millî mücadele yıllarından itibaren ele alacak olursak yetmiş- altı yıllık, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren ele alacak olursak ise yetmişiki yıllık bir dönemin kültür politikasını bir ko¬nuşmada veya makalede ortaya koymanm güçlüğü herkesçe bilinmek¬tedir. Bu bakımdan yapacağımız değerlendirme, sadece, bu, yüzyıla yakın dönemin genel esaslarını ortaya koymaya çalışmak, onlardan Örnekler sunmak, bazı yerlerini "sondaj metodu"yla gözden geçirmek ve bugünle karşılaştırarak faydacı sonuçlar çıkarmaya çalışmaktan ibaret olacaktır. Bu çerçevede, "kültür"ün ve "Türk kültürü"nün kabul görmüş bir¬kaç tarifi üzerinde durduktan sonra, Cumhuriyet döneminin kültür an¬layışı ve bunun temel kaynakları, Türkiye Büyük Millet Meclisi zabıtları ve hükümet programlarındaki kültür politikaları incelene¬cek, bütün bunlarda Atatürk'ün ve dönemin devlet ve fikir adam¬larının görüşleri gözden geçirilmeye çalışılacaktır.

Rum-Ermeni-Hoybun İşbirliği ve Anadolu'daki Toplu Mezarlar

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 241-248
Tam Metin
Tarihte azınlıklara, kendi dininden, ırkından, kültüründen olmayanlara, kendi dilini konuşmayanlara Türkler kadar müsamahalı davranan tek bir millet gösterilemez. Bunun biri, Orta Asya'dan beri çeşitli iklimler ve zaman dilimleri içinde gelen, diğeri de İslâmiyetle kazanılan, mükemmelleşen iki ana kaynağı vardır. İster 1020, ister 1071, isterse 1461 veya 1571 olsun, bu hoşgörüyü Kafkaslar'da, Anadolu'da Kıbrıs'ta görmek, yaklaşık bin yıllık dönem içinde müşahede etmek, tavsik etmek mümkündür. Hatta, yine hiçbir millette görülemeyecek derecede, bu toleransın taştığını ve azınlıkların Türklerden çok daha fazla haklara sahip olduklarını, çoğaldıklarını, zenginleştiklerini, müreffehleştiklerini bile söylemek bir mübalağa olmayacaktır. Osmanlı Devleti'nin son ikiyüz yıl içindeki durumu buna bir örnek teşkil etmektedir.

Çanakkale Savaşları Ve Önem

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VII, Sayı 20 · Sayfa: 303-307
Çanakkale Muharebeleri, dünya tarihînde ender rastlanan deniz ve kara savaşlarından biridir. Siyasî açıdan, birçok emelin, ihtirasın, idealin düğümlendiği; askerî açıdan, insan gücünün, azminin, inancının yanı sıra, âlet, edevat ve teçhizatının yeterince denge kuramadığı; vatanını savunanlarla istilâya gelenlerin birbirlerini boğazlamak, yok etmek üzere yarım milyonun üzerinde insanın hayatlarını kaybettiği veya sakat kaldığı ve sonuçlan itibariyle de, geçmişte olduğu gibi, birçok yanlış hesabın suya düştüğü bir savaştır.

Sefaretnâme de Seyyid Mehmed Emin Vahîd Efendi

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 127-168 · DOI: 10.37879/belleten.1986.127
Tam Metin
A Dieu eternel, Seigneur des seigneurs, sans rival, la louange et la reconnaissance, Qui a annonce le bien et le mal par l'envoi de ses messagers. A son excellence, le sceau des prophetes, a sa famille, a ses compagnons et assistants, la benediction innombrable, qui a enseigne a ses disciples fideles la lutte et la guerre saintes afin de confirmer la religion musulmane et en vue d'eclairer et convaincre les infideles et les hypocrites.

Osmanlı İmparatorluğunu Paylaşma Projeleri, 1807-1812

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 745-774 · DOI: 10.37879/belleten.1983.745
Tam Metin
Bir tarihçinin dediği gibi, Türkler Avrupa'ya ayak bastıkları andan itibaren Doğu meselesi ortaya çıkmıştır. Doğu meselesiyle de Türk İmparatorluğunu paylaşmak üzere 100'ün üzerinde proje yapılmıştır. Bunlar genel olarak iki amaçla ele alınmışlardır: Haçlı savaşlarından sonra Türkler'in ellerinde bulunan Hıristiyanlığın mukaddes yerlerini geri almak; Avrupa'nın bir kısmını zapteden Türkler'i Avrupa'dan söküp atmak. Papalar, papa hükümdarlar, komutanlar, bakanlar, mütefekkirler veya devletler tarafından geliştirilen bu projeler, plânlardan tesbit edebildiğimiz kadarıyla 6 tanesi doğrudan doğruya Fransızlar tarafından ortaya atılmış ve diğer bir çoğunda da Fransızlar ortak plân yapımcısı ve hisse sahibi olarak yer almışlardır. Fransızların ortaya attıkları önemli altı proje sırasıyla, 1 - Fransa Kralı VIII. Charles'ın 1495 tarihli projesi, 2 - Fransa Kralı I. François'nın 1515-1517 tarihli projesi, 3 - Fransız Savary de Breves'in 1620 tarihli projesi, 4 - 1660 tarihli Fransız projesi, 5 - Fransız Dışişleri Bakanı Talleyrand'ın 1805 tarihli projesi ve 6 - İmparator I. Napolyon'un 1807-1809 tarihli projesidir. Burada, Napolyon Bonaparte'ın direktifleri doğrultusunda ele alınan son iki, özellikle sonuncu projeyi gözden geçireceğiz.

Projets de partage de l'Empire Ottoman 1807-1812

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 775-804 · DOI: 10.37879/belleten.1983.775
Tam Metin
Des que les Turques eurent mis les pieds sur la terre d'Europe, même sur celle d'Anatolie, comme disait un historien, naquit la question d'Orient, d'ou furent elabores plus de cent projets de partage de l'Empire ottoman. Ceux-ci furent en general mis a jour pour deux raisons: Restituer les lieux saints du Christianisme qu'avaient conquis les Turcs a la suite des croisades; repousser les Turcs de l'Europe dont ils occupent une partie. Parmi ces projets, plans, elabores par les papes, papes-rois, commandants, ministres, penseurs ou Etats, six seulement, d'apres ce que nous avons pu fixer, ont ete mis a jour directement par les Français et plusieurs autres en collaboration avec eux qui ont pris part. Les projets importants qu'avaient elabores les Français sont les suivants: 1 - celui du roi de France, Charles VIII, date de 1495, 2 - celui du roi de France, François Ier, date dans des annees 1515-1517, 3 - celui de Savary de Breves, date de 1620, 4 - un projet français de 1660, 5 - celui du Ministre des Affaires Etrangeres Français, Talleyrand, date de 1805 et enfin, 6 - celui de l'Empereur Napoleon Ier des annees 1807-1809. Nous allons passer en revue ici que les deux derniers, specialement le sixieme projet dont le metteur en scene n'est autre que Napoleon Bonaparte.

Osmanlı-Fransız Diplomatik İlişkileri, 1798-1807.

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 259-280 · DOI: 10.37879/belleten.1983.259
Tam Metin
Araştırmamızda, 1798'e kadar olan Osmanlı-Fransız ilişkilerini, Mısır sorunu ve sonuçlarını, I. Napolyon'un Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki politikasını, O'nun "İmparator" olarak tanınmasını, Osmanlı İmparatorluğunu Fransız siyaseti doğrultusuna çekmek ve O'ndan Rusya'ya karşı bir müttefik yapmak amacıyla girişilen Fransız diplomatik manevralarını , Osmanlı İmparatorluğunun bu iki devlet için yaptığı faaliyet ve karşı faaliyetleri ve nihayet Napolyon'un gerçek yüzü ve söz ve davranışları arasındaki çelişkileri inceleyeceğiz.