4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • E. Semih YALÇIN
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Cumhuriyetin İlânında Emeği Geçenler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 567-602
Cumhuriyet, dilimize Arapça "Cumhur" kelimesiyle girmiştir. Cumhur, halk, ahali, büyük kalabalık anlamlarını ihtiva eder. Toplu bir halde bulunan kavim yahut millet demektir. Bu tanımdan hareketle Cumhuriyet* 1 veya Cumhuri Devlet ifadesi ise, iktidarın millete, umûma ait olduğunu öngören devlet şekli anlamına gelmektedir. Cumhuriyeti bir devlet şekli olarak ilk defa ortaya çıkaran ve uygulayan Romalılardır. Romalılar devlet idaresini ağırlıklı olarak hukukî esaslara bağlamaya çalışmışlardır. Daha sonraki dönemlerde batıda Platon'dan itibaren birçok düşünür, devlet şekilleri ve özellikle de Cumhuriyet idaresi üzerinde durmuşlar ve bu konuda kıymetli eserler vermişlerdir. Bu isimler arasında Cicero, Bodin, Mac- hiavelli, Lapradelle, Rousseau, Volter, Kant, Jellinek sayılabilir.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’ e Geçiş ve 19 Mayıs Ruhu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 835-860
Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya geçmeden önce İstanbul'da kaldığı altı aylık süre, Millî Mücadele hareketinin başlangıcını oluşturan hazırlık dönemidir. Bu dönem yakın tarihimizde, yeni Türk devletinin yapılanmasında siyasi ve fikri temellerin oluştuğu fevkalade öneme haiz tarihi hadiseler silsilesi ile doludur. Mustafa Kemal Paşa, Mütareke Döneminde İstanbul'da iktidara gel¬menin bütün yollarını denedikten sonra, Anadolu'ya geçmek ve "Millî Mücadeleyi başlatmak gibi ağır ve kat'î bir kararı her yönüyle incelemiş ve bundan başka bir şey yapmak ihtimali kalmadığına inanmış; bu inanç ve karar, 19 Mayıs Ruhunun oluşmasında temel faktör olmuştur.

Dahiliye Vekili Nazım Bey'in İstifası Meselesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 32 · Sayfa: 405-416
Nazım (Resmor-Öztelli) Bey, ilk mecliste 3 Mayıs 1920 tarihinde kurulanı I.İcra Vekilleri Heyeti'nde Cami ve Hakkı Behiç Beylerden sonra Dahiliye Vekilliği görevine seçilen Millî Mücadele tarihimizin ilgi çekici şahsiyetlerinden birisidir. 1867 yılında Erzurum'da doğan Nazım Bey Mülkiyeyi bitirdikten sonra Bâb-ı Seraskerî Muhasebe Kalemi Mülâzımlığma atanarak devlet hizmetine girmiş, önce Adana, îşkodra ve Yanya Vilayetleri Mektupçuluk görevlerinde bulunmuş, daha sonra ise Gevgili ve Hama Sancakları Mutasarrıflıkları görevini yürütmüştür. 1911 yılında Van Vali Vekilliği, 1912 yılında ise Harput Valililiğine yükseltilmiştir. Yanya'da bulunduğu sırada İttihat ve Terakki Cemiyetine giren Nazım Bey, II.Meşrutiyetin ilânında rol oynayan şahsiyetlerden birisidir. Bu sebeple de 1919 yılında Damat Ferit Hükümeti tarafından azledilen 19 vali arasında yer almıştır. Daha sonra ilk Büyük Millet Meclisi'ne Tokat Milletvekili olarak girmiştir. An-kara'da ilk hükümetin kuruluşu ile birlikte Dahiliye Vekaleti Müsteşarlığına seçilmiş ve bu görevi bir ay süreyle yürütmüştür.

Mustafa Kemal Paşa’nın Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine Tayininde Osmanlı Genel Kurmayının Rolü

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 401-416
Mustafa Kemal Paşa'nın 9. Ordu Müfettişliğine tayini, Ali Fuad (Cebesoy) Paşa'dan başlayıp, zamanın Dahiliye Nazırı Mehmed Ali Bey, Sadrazam Damad Ferid Paşa ve Sultan Vahideddin'e kadar uzanan bir tavsiye zinciri sonucunda gerçekleşmiştir . Mustafa Kemal Paşa'yı uygun bir göreve tayin için, o zaman Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın ileri gelen şahsiyetlerinden Mehmet Ali Bey'e tavsiye eden Ali Fuad Paşa'dır. Mehmed Ali Bey'in Ali Fuad Paşa'nın ailesi ile dünür olması ve bu arada Ali Fuat Paşa'nın rahatsızlığı dolayısıyla Ankara'dan İstanbul'a gelmesi, ona bu tavsiyede bulunma fırsatını vermiştir. Ali Fuad Paşa, Mustafa Kemal Paşa'nın uygun bir göreve tayini için sadece tavsiyede bulunmakla kalmamış, aynı zamanda onun İttihatçı olmadığına Mehmet Ali Bey'i ikna etmiştir. Öte yandan, Samsun ve havalisinde asayişsizlik durumu ortaya çıkınca, Mehmed Ali Bey, Sadrazam Damad Ferit Paşa'ya meselenin halli için bölgeye Mustafa Kemal Paşa'nın gönderilmesini teklif etmiş ve ayrıca onu bu hususta ikna etmeyi de başarmıştır. Damad Ferid Paşa meseleyi Padişah'a arzederken, göreve Mustafa Kemal Paşa'nın tayini için ayrıca Vahideddin'i ikna etmesi gerekmemiştir. Zira, Sultan Vahideddin Mustafa Kemal Paşa'yı çok iyi tanımakta olup şahsî kabiliyetini takdir etmekte ve değerini bilmektedir. Ayrıca ona güveni de tamdır.