7 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • FEVZİYE A. TANSEL
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Atatürk Hakkında Şiirler (1915-1938) Bunların Tarih ve Edebiyat Bakımından Değerlendirilmesi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 1169-1194
Türk edebiyatının yeni devirleri üzerinde çalışanlar için, henüz ciddi olarak işlenmemiş, ele alınması gerekli konulardan biri de Atatürk hakkında yazılmış olan eserlerdir. Hatıra, Roman, Hikâye ve başkaca nevi'lerdekilerden daha çok şiirlerde ondan bahsedildiği gibi, yine muhtelif nev'ilerde ona ayrılmış eserlerimiz de vardır. Elimizde, Atatürk hakkında yazılanları içine alan başlıca altı bibliyografya bulunmaktadır; 1941 - 74 yılları arasında yayımlanan bu eserlerden ba'zılarında yer-yer, ba'zılarında ayrı bir bölüm halinde onun için yazılmış şiirlerin künyeleri verilmiştir.

Halk Şâirlerimizin Küçümsenmesi ve Tahkiri Mes'elesi

Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 194 · Sayfa: 313-334 · DOI: 10.37879/belleten.1985.313
Tam Metin
Türkler'in İslam medeniyetini kabulünden önce, Oğuzlar'ca ozan denilen halk şairleri, bu medeniyeti benimsemelerinden sonra da pek tabiî olarak devam etmiştir. İslam medeniyetinin dil, vezin, nazım şekli, fikir, v.b. bakımından te'sirinde kalan Divân edebiyatı mensublarının, mahallilik nüfuzunun ve millî fikirlerin muhtelif asırlarda azalıp çoğalmasıyla ölçülü olarak, halk şairlerini ve eserlerini çoğu küçümsedikleri, hakaretle karşıladıkları, ba'zan da onları taklid yolunda örnekler verdikleri görülür.

Divan Şairlerinden Fennî'nin Boğaziçi Kıyılarını Canlandıran Mesnevisi: "Sahil-Nâme"

Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 158 · Sayfa: 331-346 · DOI: 10.37879/belleten.1976.331
Divân ve Halk edebiyatı'mızda Fennî isimli, veyâ bunu takmaad olarak kullanan üç-beş şairimiz bulunmakta, bunlar arasında en çok ün kazananı, Mevlevi sâirlerinden Mehmed Fennî Dede olduğu anlaşılmaktadır. Sevâhil-Nâme adlı mesnevinin Fenni tarafından yazıldığı kesinlikle biliniyorsa da, aynı devirde yaşayan ve isimleri de aynı olan iki şâirden hangisinin olduğu mes'elesi ihtilaflıdır. Sevâhil-Nâme adlı mesnevi basılırken, bunun, Mahmud I. devrinin başta gelen şâirlerinden El-Hac Fenni Efendi'nin eseri olduğu, Hâcı Fennî hacc idüb geldi ve gitti Cennet' e mısrasından anlaşıldığı gibi, 1158'de öldüğü yazılmış, Râmiz Tezkiresenden alındığı bildirilerek hâl tercemesi nakledilmiştir; bu hayat çizgisine göre İstanbul'da doğmuş, "ilim ve ma'rifete himmet" etmiş, devrinin ileri gelenleriyle tanışmaya rağbet ederek, bu sâyade "Tarik-ı Hâceganî'ye duhûl etmiş", "nice menâsıb-ı celîleye nâil", bir aralık hacca gitmeye de muvaffak olmuş, fakat dönüşünde, 1158'de vefat etmiştir

Günümüze Kadar Bilinmeyen Beş Saz şairimiz

Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 143 · Sayfa: 293-312 · DOI: 10.37879/belleten.1972.143-293
Mercan İdâdisi'nin üçüncü sınıfında ve henüz onbeş yaşında bulunduğu sırada, 1905'de basılan bir şiiriyle san'at hayatına ilk adımını atmış bulunan Fuad Köprülü'nün, 1908'de günün siyasi mes'elelerini ele alarak musâhabeler de yayınlamaya başladığını görüyoruz. 1913 yılına kadar muhtelif gazete ve mecmualarda siyasi, iktisadi, hukuki, v.b. hemen her sâhada telif ve tercemeleri, bilhassa edebiyat ve san'at, edebiyat tarihi, tahlil ve tenkidlerini içine alan bibliyografya sahasında musâhabe ve araştırmaları yayınlanmıştır; fakat onun, ilmi bakımdan mühim çalışmaları, bu hazırlık devresinden sonra, 1913'de İstanbul Darü'l-Fünûnu Türk Edebiyatı Tarihi profesörlüğüne getirilmesinden sonradır. Bu sebeple, 1913 yılı, Fuad Köprülü'nün ilim hayatında daha esaslı mes'elelere yöneldiği dönüm noktası sayılabilir. Halk edebiyatı üzerindeki ciddi çalışmaları da bu sırada başlamıştır.