39 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Mahmut H. Şakiroğlu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

MUZAFFER GÖKMAN, Tarihi Sevdiren Adam. Ahmed Refik Altınay. Hayatı ve Eserleri, Istanbul 1978 (Satışa verilmesi 1979 başları) 436 Sayfa. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. Genel No: 186. Ünlü Kişiler Dizisi: 8. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 171 · Sayfa: 649-654
Tam Metin
Türk tarihçiliğinin seçkin kişilerinden Ahmed Refik Altınay hakkında bir kitabın yayınlanmasına sevinmeyecek hiçbir düşün ve ekin araştırıcısı düşünemiyoruz. Türk tarihini birinci el kaynaklardan inceledikten sonra geniş bir okur kitlesine başarıyla aktarma hususunda tek örnek sayılan Altınay'ın Türkçeyi çok güzel kullanması ve okuyanı yormayan akıcı üslübu, aradan yıllar geçmesine karşın unutulmamış ve günümüze kadar ilgiyle izlenmiştir. Hemen hemen hiçbir Osmanlı tarihi araştırması yoktur ki, Ahmed Refik Altınay'dan kısa da olsa bir alıntı yapmamış olsun. Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarından çöküş yıllarına dek süregelen evreler, bu kişinin araştırma konusu olmuştur. Yaşamında yarattığı bu yapıtlar yurt içinde ve dışında ilgiyle izlenmiş, ölümünden sonra unutulmayan adlar arasına karışırken kitapları her yıl artan bir merakla okunmuştur. Şimdi elimiz altında bulunan "Tarihi Sevdiren Adam" kitabı bizim nazarımızda "Ahmed Refik Altınay'ı sevdiren kitap" niteliğine bürünmüştür. Türk kütüphaneciliğinin çalışkan kişilerinden Muzaffer Gökman, böyle bir araştırmayı yapabilecek birkaç araştırıcıdan birisidir'. Şimdiye dek Atatürk ve Devrimlerine ait kitapların kaynakça derleyicisi olarak üne kavuşan Gökman, Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi bir yazın adamını günümüze tanıttıktan sonra seçkin tarihçilerden A. R. Altınay'ı günümüz için çeşitli yüzleriyle tanıtmıştır.

Prof. Dr. Cemal İzzet Tukin (1907 - 1977)

Belleten · 1977, Cilt 41, Sayı 164 · Sayfa: 745-748
Tam Metin
Türk tarihçileri arasından bir kişi daha 6 Ağustos 1977 günü aramızdan ayrıldı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi emekli profesörlerinden olan Tukin, uzun süren bir rahatsızlıktan sonra, hak ettiği emekliliğin tadına varamadan rahmete kavuştu. Daha gençlik yıllarında tutulduğu hastalıktan bir türlü şifa bulamayan, Sonçağ Tarihi Kürsüsü'nün eski başkanı Tukin, tarihçilik sahasında Boğazlar Meselesi'ne aşırı düşkünlüğü ile tanınmıştı. Bir belge derlemesi yanında, Türkiye'de sayısı pek sınırlı, terkip yapıt hüviyetine de sahip bulunan bu kitabında, ilk göreve başladığı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ndeki çalışma yıllarının izleri bulunmaktadır. Bu fakültede sayısı çok olan Alman profesörlerinin takrirlerini Türkçeye çeviren Tukin, ayrıca Reform devrine de ilgi duyardı. 1941 senesinde İstanbul'a, Prof. Enver Ziya Karal ile becayiş yaparak gelince, o devrin öğrencileri imtihanlarına şöhretini duydukları yeni hocalarının konularına göre hazırlamışlardı. İstanbul'daki çalışmalarına daha önceleri başlayan merhum, Hariciye Vekaleti Arşivi'nde Girit sorununa ait belgelere ayrı bir ilgi duymuş, bu adanın eski devirlerinden günümüze kadar hangi güçlerin etkisi altında bulunduğunu incelemiş, Türk egemenliği devrine ait çok sayıda belgeyi deneme olanağını bulmuştu. Bu mesainin sonuçları Belleten'de bir makale ve İslam Ansiklopedisi'ndeki madde ile sınırlı kalmakla beraber, seminerlerinde yayınlama olanağını bulamadığı notların' öğrencilerine ders olarak vermişdi.

Cengiz Orhonlu 1927 - 1976

Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 160 · Sayfa: 669-686
Gökyüzündeki yıldızların sayısını henüz erbabı bile öğrenememiş, insanoğlu bunların arasından çok azının ismini saptayabilmişken, her zaman saydıklarımızın da bir elin parmaklarını geçmediğini yakından biliriz. Çevremize baktığımız zaman da ilgilendiğimiz alanda aklımıza gelen isimlerin sayısının ne kadar az olduğunu anlayınca endişe ederiz. Bunu da kusur olarak ya hafızamızda ararız veya toplumun çabuk unutma alışkanlığına bağlarız. Aslında hayatında meydana getirdiği ile gerçekten çevresine yararlı olan acaba kaç kişi geldiğini merak edebilir miyiz? Siyaset alanında, spor alanında ve hatta ilim alanında işgal ettiği mevkiin tam değerini veren kaç kişi ortaya çıkar? Rastlantıların, hatır ve iltimasların hak etmediği yere getirdiği insanların zaman çarkının sona ermesinden sonra unutulmanın korkunç girdabına, bazan yaşarken bile kapıldığım görünce kusur aranılması gereken hususlar çok daha başkadır. Sağladıkları olanakları cömertçe harcayanların, bulundukları zemini iyi seçememelerinde hem kendileri hem çevreleri ne kadar kusurlu sayılırsa sayılsınlar veya rastlantı desinler kendi bilecekleri husustur. Fakat kişi kendisine tevdi edilen rütbe ve seviyenin tam hakkını verirse, hem hayatta hem de kendisinden sonra anılan bir ad bırakması doğaldır. İşte Haziran ayının ortalarında kaybedip ebedi istirahatgâhına yolcu ettiğimiz Cengiz Orhonlu, sahip olduğu mevkilere emin adımlarla ilerleyip, her zaman daha iyisini vermeğe ve yaratmağa çalışan bir isim olarak Türk tarihçiliği alanında imzasını ebedileştiren bir kişi idi.

HASAN ALİ YÜCEL, Kültür Üzerine Düşünceler, Ankara 1974, 238 S. Türkiye iş Bankası Kültür Yayınları : 142. Edebiyat Dizisi 35. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 351-356
Tam Metin
Türk Milli Eğitiminin temel taşlarından biri olan merhum Hasan-Ali Yücel'in yukarda adı yazılı kitabı, kuruluşu sırasında başında bulunduğu İş Bankası Kültür Yayınları arasında Türk kütüphanelerine kazandırıldı. Eser yazanın ölümünden sonra düzenlendiği halde kimin tarafından basıma hazırlandığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Halbuki bir yazarın ölümünden sonra geride bıraktığı basılmamış bir eserinin düzenlenmesi, matbaaya gitmesi ve kitap haline gelmesi zarfındaki geçen bütün süreye kimin emek verdiğine dair kayıt müellif ismi ile beraber verilmelidir. Böyle bir alışkanlığın bizde henüz bulunmadığı anlaşılıyor. Kitap, HAY'in "Cumhuriyet" gazetesi sütunlarında kalan makalelerinin derlemesidir. Gazete isminin saklanmasına çalışıldığına dair bir kanaat uyanıyor. Bu gazete Türk fikir hayatında mündericatı ile okuyanları tatmin etmiş ve kendisine alışanların asla vazgeçemiyeceği bir gazete ünvanını senelerdir kaptırmamıştır. Fikir ve kültür yazılarına da sık sık yer veren Cumhuriyet gazetesinin 50. yayın yılını kutlarken fikir olgunluğuna yakışmayan bir seçmeyi yayınladığını üzüntü ile gördük. Çoğu bu gazete sütunlarında kalmağa mahkûm olan yazıların hiç değilse bir bibliografya düzeni içersinde ister yazar adına ister konu adına göre bir düzenleme yapılmasını beklerdik.

Tahsin Öz Bibliyografyası

Belleten · 1974, Cilt 38, Sayı 152 · Sayfa: 733-750
Tam Metin
Türk medeniyet tarihine dair çalışmalara muhtelif kitap ve makaleleri ile katkıda bulunmuş olan T. Öz beyin ardından kısa bir deneme yapmak arzusuna vefat haberini gazetede okuduktan sonra karar verdim. Yazılarını seneler evvel henüz bir ortaokul öğrencisi iken "Resimli Tarih Mecmuası", "Aylık Ansiklopedi" ve "Yeni İstanbul" gazetesi sütunlarında okuduğum ve sonra da İstanbul Câmileri hakkındaki araştırmalarını edindiğim rahmetlinin saptadığım kitaplarından sonra makalelerini de kısa bir zaman zarfında derleyeceğimi ümit etmiştim. Elimdeki dağınık notları bir araya getirip çalışmalarımı ilerlettikçe fişlerim bir hayli çoğaldı. Türkiye Bibliyografyası ile Türkiye Makaleler Bibliyografyası bu çalışmamda bana pek yararlı olmadı. Hazırladığım ilk listede 173 adet künye saptadıktan sonra derlemeyi bitirdiğimi zannedip beni bu çalışmaya başından beri teşvik eden sayın Uluğ İğdemir beye teslim ettim. Ancak bu sırada T. Öz'ün faaliyetine dair daha yetkiyle çalışmasını sürdüren Prof. Semavi Eyice vaktiyle kendisinden aldığı listeyi çalışmalarımı tamamlamak üzere bana verdi ve bu liste dışında saptadığı daha başka yayınlardan da beni haberdar etti. Böylece daha başka süreli yayınların da kontrol edilmesi gerektiğine şahit oldum. Çalışmanın uzamasından yılmadım ve yapılması muhtemel atlamalardan ve yanlışlardan azami derecede sakınmağa dikkat ettim. Sonunda da Prof. S. Eyice listesi ile benimkinin bir araya getirilmesi ile tamama yakın bir liste elde edilmiş oldu. Beni böyle bir araştırmaya yönelten ve her türlü teşviki esirgemeyen sayın İğdemir ile sayın Eyice'ye teşekkürü kaçınılmaz bir borç bilirim.

Salaville Sévérien ve Eugène Daleggio, Karamanlidika, Bibliographie analytique d'ouvrages en langue turque imprimés en caractéres grecs III, 1866-1900 (Karamanlidika, Yunan harfleri ile basılı Türkçe kitapların açıklamalı Bibliyografyası III. cilt 1866-1900) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1974, Cilt 38, Sayı 152 · Sayfa: 757-766
Tam Metin
Türkçe konuşan fakat uzun süre yunan harflerini kullanmış "Karamanlı"ların yayınladıkları kitaplar üzerinde senelerden beri çalışmakta olan E. Dalleggio beklenen üçüncü cildi de yayınlamış bulunuyor. Bu araştırmaya beraber başladıkları S. Salaville bu arada ölmüş ise de, müellif mesai arkadaşının ismini ihmal etmemek kadirşinasliğını göstermiştir. İlk cildleri Atina'da ki Fransız Enstitüsü'ne bağlı Küçük Asya Cemiyeti tarafından yayınlanan bu kitabın, bu kez başka bir sende çıkmasına neden, müellifin adı geçen cemiyetden bir kaç sene evvel ayrılmasıdır. Yayınladığı zamandan beri bilim çevrelerince olumlu karşılanan bu çaba, hristiyan ortodoks mezhebinde olmakla beraber türkçeyi ayrı bir Anadolu şivesi ile konuşan, Anadolu'da Selçuklular devrinden beri varlığı bilinen ve İstanbul'un Fatih Sultan Mehmed II. tarafından yeniden imarı sırasında bir bölümü İstanbul ve Galata'da yerleştirilen bu zümrenin menşei hakkındaki sorunla, ayrıca Osmanlı arşiv belgelerinde "zimmiyan-ı karaman" veya yalnız "karamaniyan" tarzında geçen cemaatin Türk toplumundaki yeri hakkındaki görüşlere rehber olmaktadır.

Gli Studi sul Vicino Oriente in Italia dal 1921 al 1970 = İtalya'da 1921 senesinden 1970'e kadar Orta Doğu'ya dair yapılan araştırmalar

Belleten · 1974, Cilt 38, Sayı 150 · Sayfa: 317-334
Tam Metin
Elimizdeki bu iki ciltlik eser Roma'daki meşhur Şark Enstitüsü (Istituto per L'Oriente)'nün kuruluşunun 50. yıldönümü vesilesiyle yayınlanmıştır. Her ne kadar başlıkta İtalya'da denilmişse de, bu ülke dışında basılanlar da sırası gelince işaret edilmiştir. Bu eser şimdiye kadar alıştığımız bibliografya çalışmaları gibi alfabe sırasına göre yapılmış bir kataloglama değildir. Sahalarında mütehassıs olanlar, ilgilendikleri konuların 1921 senesinden sonra elli yıl içinde nasıl işlendiğini aydınlatmakta ve meydana gelen fikir mahsullerinin de tam künyelerini vermektedirler. Şark dünyasına dair sorunların canlandığı anlarda, yayınların da çoğaldığını görüyoruz. Buna da Libya sorununu Türk tarihi açısından bir örnek olarak gösterebiliriz. Bu asrın başında bizim elimizde olan Libya, İtalyanların hücumuna uğrayınca kaybedilmiş ve aynı yıllarda İtalya'da bu ülke hakkında muhtelif yayınlar yapılmıştır. İkinci Cihan Harbi sıralarında da bu topraklara ait yayınlar çoğaldığı gibi, günümüz tarihçileri tarafından da çeşitli zamanlarda işlenmektedir.

MICHELE MEMBRÈ: Relazione di Persia 1542. Ms. inedito dell'Archivio di Stato di Venezia pubblicato da GIORGIO R. CORDONA. Con una appendice di documenti coevi, corcernenti il primo quindicennio di regno dello Scia Tahmasp 1525-40, a cura di Francesco CASTRO. Indici di ANGELO M. PIEMONTESE. Presentazione di GIANROBERTO SCARCIA. Napoli, 1969 LXX + 255 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 141 · Sayfa: 107-116
Tam Metin
Osmanlı tarihi üzerinde çalışanlar Venedik Bailo ve Ambasciatore'lerinin görev süreleri sonunda, Venedik Senato'suna sundukları Relazione'leri birinci derecede kaynaklar arasında saymağa devam etmektedirler. Geçen asırda Alberi'nin önderliğinde bunların XVI. asra ait olanları basılı hale geldikten sonra, XVII. asra ait olanlar da Barozzi-Berchet ikilisi tarafından yayınlandı. Bununla beraber Venedik Devlet Arşivinde (Archivio di Stato di Venezia) ve kütüphanelerinde (Biblioteca Marciana, Museo Civico Correr, Querini Stampalia) yayınlanmağa layık relazione'ler vardır. Şimdi tanıtmağa çalışacağım kitap da, bilinmesine rağmen yayınlanma fırsatını yeni bulan bir tanesini içine almaktadı r. Her ne kadar Iran Relazione'si başlığını taşıyorsa da, Türk tarihinin en mühim devirlerinden birini kapsadığı için tanıtılmasını yararlı gördük.