3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
Amasya Genelgesi İhtilâl Bildirisi Mi? (Analitik Değerlendirme)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 961-975
Özet
Bu makale, Amasya Genelgesi'nin bir ihtilâl bildirisi olup olmadığını analiz etmeye çalışmaktadır. İlk önce söz konusu yazıda, Amasya Genelgesi'nin I.Dünya Savaşı'ndan sonra hangi iç ve dış siyasî şartlarda yayınlandığı üzerinde durulduktan sonra genelgenin Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilâf Devletleri'ne karşı başlatılan Türk Millî Mücadele hareketi içinde, sanılanın aksine bir başlangıç değil vatan savunması için merkezî örgütlenme konusunda önemli bir dönüm noktası olduğu savunulmuştur. Makalenin ikinci kısmı ise Amasya genelgesinin niteliği hakkındadır. Bu bağlamda ihtilâl, inkılâp ve devrim kat ramlarının analizinden sonra Amasya Genelgesi'nin tanımlanması konusunda Atatürk ile genelgeye ihtilâl tanımlaması yapan yazarların görüşleri değerlendirilmiştir. Kanaatimce, Amasya genelgesi, ne kavram, ne de Atatürk'ün sözleri açısından bir ihtilâl bildirisidir. Çünkü Atatürk, Amasya Genelgesi'ne "ihtilal bildirisi'' adını vermediği gibi kendi eylemleri için de hiçbir zaman ihtilâl nitelemesinde bulunmamıştır.
Mondros Mütarekesinden Sonra Osmanlı 9.Ordusunun Kuzeybatı İran’ı (Güney Azerbaycan’ı) Tahliyesi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 51 · Sayfa: 603-631
Özet
Mondros Mütarekesi'nin 11. Maddesi Kuzeybatı İran'dan Osmanlf askerlerinin 1914 öncesi sınırlara çekilmesini öngörmektedir. Bu çalışmada gerek Mondros Mütarekesi öncesinde, gerekse sonrasında 9. Ordunun Kuzeybatı İran'daki durumu ve bu bölgenin boşaltılması İncelenmektedir.
Ankara İtilafnamesi Sürecinde Suriye Sınırı Üzerindeki Tartışmalar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 397-425
Özet
20 Kasım 1922'de başlayan Lozan Konferansı ya da resmî adıyla "Yakın Şark İşleri Hakkında Lozan Konferansı" *1 sonunda imzalanan barış antlaşması, sadece yeni Türk devletinin AvrupalI devletler tarafından resmen ve hukuken tanınmasını sağlamakla kalmamış; altı yüzyıllık Osmanlı Devleti'nin tasfiyesini de gerçekleştirmişti.2 Oysa Lozan'a giden T.B.M.M. heyeti son derece iddialı bir talimat3 çerçevesinde barış görüşmelerine başlamıştı. Ancak, İngiltere adına konferansa katılan Lord Curzon'un "mütekebbir" tavrı ve özellikle toprak meselelerinde İtilâf devletlerinin "ya hep ya hiç" mantığıyla hareket etmeleri, İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyetini ihtilaflı toprak konularında -Adalar, Musul ve Suriye sınırı- kazanılmış hakları kaybetmemek endişesiyle müzakere etmekten alıkoymuştu. Artık, Lozan'daki Türk heyeti için önemli olan ihtilaflı toprak meselelerini daha sonraki bir döneme bırakarak nihaî barışı sağlamak düşüncesiydi.