4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • VÜGAR Sultanzade
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Garib-Nâme’de Cinaslar

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 71 · Sayfa: 165-192 · DOI: 10.32925/tday.2021.58
Makalede Eski Anadolu Türkçesinin hacimli eserlerinden olan Garib-nâme'de (XIV. yy.), yazarı Âşık Paşa'nın en çok başvurduğu söz sanatlarından cinaslar incelemeye tabi tutulmuştur. Belagat kitaplarında cinaslar tam ve tam olmayan üzere iki genel türe ayrılmaktadır. Bu araştırmada Garib-nâme'den sadece tam cinaslar derlenmiştir. Kelimelerin miktarına göre cinaslar basit ve mürekkeb olarak ikiye ayrılır. Bunların alt türleri belagat kitaplarındakilerden biraz farklı şekilde belirlenmiştir. Basit cinaslar kelime türleri açısından mümâsil ve müstevfâ değil, isim cinasları, fiil cinasları ve karışık cinaslar olarak üç kategoriye ayrılmış; ayrıca, unsurlar arasında sesteşlik ve çok anlamlılığın kelime yapısında tezahürünü temel alan ölçüte göre sınıflandırılmıştır. Mürekkeb cinaslar müteşabih, mefruk ve merfû olarak değil, unsurlarının arasında ortak kelimelerin iştirakine göre üç alt türe ayrılmıştır. Yazı ve ses uygunluğu ölçütüne dayanan başka bir sınıflandırmada unsurlarının telaffuzu ve yazılışı aynı olan cinaslar, unsurlarının yazı veya ses biçiminde belli farklar olan cinaslar üç grupta değerlendirilmiştir. Garib-nâme'de cinaslar oldukça çoktur. Makalede onların her türüne ve alt türüne en az dört olmak üzere bol örnek verilmiştir. Söz konusu cinasların geçtiği mısraların anlamı açıklanmış ve özellikle, önceleri redif olarak değerlendirilenlerin durumu netleştirilmiştir.

Aldanmış Kevakib’in Arketipleri

Erdem · 2015, Sayı 68 · Sayfa: 99-107 · DOI: 10.32704/erdem.537427
Tam Metin
Modern hikâye türünün Türk-İslam ülkeleri edebiyatlarında ilk örneklerinden olan Aldanmış Kevakib (1857) eserinin yazarı Mirza Fethali Ahundzade, hikâyenin konusunu İskender Bey Münşi'nin Tarih-i Âlemârâ-yi Abbasi adlı eserinde bahsedilen bir olaydan aldığını yazar. Ancak tarihi bilgiler Münşi'nin bahsettiği hikâyedeki motifin orijinal olmadığını, Mezopotamya ve Hitit kaynaklarına dayandığını; dolayısıyla Aldanmış Kevakib'in çok daha eski arketiplere sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bunlar, gök cisimlerinin belli biçimlerinin, özellikle ay ve güneş tutulmalarının, müneccimlerce felaket simgesi olarak görüldüğü ve hükümdar için tehlikeli sayıldığı dönemlerde ülkenin başına geçici olarak "şar pûhi" (hükümdar naibi, yedek hükümdar) şeklinde adlandırılan birisinin getirilerek feda edilmesi motifinin yansıtıldığı kaynaklardır. Ahundzade'nin söz konusu kaynaklardan doğal olarak haberi olmamıştır, çünkü onun döneminde bunlar henüz bilim dünyasınca bilinmiyordu. Aldanmış Kevakib üzerine çok sayıdaki çalışmada bu kaynaklara şimdiye kadar dikkat çekilmemiştir. Bu araştırmada tasvir ve kıyaslama yöntemleri kullanılarak,Ahundzade'nin ele aldığı konunun Eski Çağ'daki arketipleri hakkında bilgi verilmiş, onlarla Tarih-i Âlemârâ-yi Abbasi ve Aldanmış Kevakib arasındaki koşutluklar gösterilmiştir

Yalancı Eşdeğerlerin Azizliği: Bahtiyar Vahapzade’nin Eserlerinin Türkiye Türkçesine Aktarımı Üzerine

Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 165-172
Tam Metin
Büyük Azerbaycan şairi Bahtiyar Vahapzade'nin eserlerinin Türkiye Türkçesine çevirisinde yapılan hataların başında "çevirmenin sahte dostları" olarak bilinen yalancı eşdeğerlerin yanlış aktarılması gelmektedir. Bu yazıda Yasin Aslan ve Yusuf Gedikli tarafından aktarılan iki kitap incelemeye tabi tutulmaktadır. Söz konusu kitaplardaki aktarımların genel özellikleri, sorunları ve kalitesine değinilmeden, sadece yalancı eşdeğerlerden kaynaklanan hatalar çözümlenmektedir.