3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Veysel ŞAHİN
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Halide Edip Adıvar’ın ‘Yeni Turan’ Romanını Yeniden Anlam(landırm)a

Erdem · 2013, Sayı 64 · Sayfa: 103-122
Halide Edip Adıvar, 'Yeni Turan' romanında Türk milletinin yeniden ku ruluş ve kurtuluşu için çareler arar. Bu nedenle yazar, bireysel duygu ve fikirlerinin yanında memleketin sorunlarını da işler. Bu romanında, bireysellikten millî olana yönelen Adıvar, yabancılaşma, yozlaşma, eğitim ve sağlık problemlerinin yanında maksat aşkı, millî benlik, gibi izlekleri ele alarak ülkenin yeniden kuruluş ve kurtuluşu için yeni fikir ler ortaya koyar. Böylece yazar, Türk milletinin varoluş mücadelesini bütün yönleriyle metinleştirir.

DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDE İYİLİK İMGESİNİN GÖRÜNTÜ SEVİYELERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2010, Sayı 29 · Sayfa: 43-54
Türk milletinin en büyük kültür varlıklarından biri olan Dede Korkut hikâyeleri, Türk kültürünün söze ve yazıya dönüşen yüzüdür. Bu yönüyle Dede Korkut hikâyeleri, dil ve edebiyat sahasında arketipsel sembollerin diliyle insanlığa, Türk milletine iyiliği ve iyi olmayı öğütler. Böylece dünyanın yegâne açılımı ve bilinci olan insan, iyilik, yardımseverlik ve cömertlik yaparak dünyayı cennet hâline getirir. Hikâyelerde mitik bir iyilik imgesi olarak yer alan anne, baba, din, gelenek ve Dede Korkutvari kişiler, yücelik algılamalarının merkezi olarak iyilik yapmayı, iyi olmayı imler.Türk kültürünün en önemli bellek mekânlarından biri olan Dede Korkut Hikâyeleri, varoluşun en erdemli koşullarından biri olan iyilik imgesini yücelterek dünyaya gerçek anlamda insan olmayı muştular

Necip Fazıl Kısakürek’in Şiirlerinde “Hayat ve Ölüm” Trajedisi

Erdem · 2009, Sayı 53 · Sayfa: 207-220
Tam Metin

Necip Fazıl, Türk edebiyatının önemli şairlerindendir. Edebî hayatında derin kırılmalar yaşayan sanatçı, varlığını şiir iklimine derin izler bırakacak şekilde örgütler. Şiir, onun iç dünyasının bir aynasıdır.

Şiirlerini modern ve mistik temellerle oluşturan şair, toplumsal sorunlardan olabildiğince uzaklaşır ve insanın bireysel varoluşunu sorgulayarak iç benliğine yönelir. Böylece sanatçı, hayatın kabalaşan ve sömürücü yönlerini şiirin içine sıkıştırır. Şaire göre insanın yaşam içinde oturduğu yer, bir trajedinin oynandığı sahnedir. Bu trajik sahnenin başoyuncuları ise hayat ve ölümdür. Şaire göre hayat, insana emanet edilmiş kutsal bir süreç ve insanı kaçınılmaz olana taşıyan tek gerçektir. Ölüm ise Necip Fazıl için hayatın karşısında çekilmiş karanlık bir settir.

Çalışmamızda Necip Fazıl'ın şiirlerinde sık sık vurguladığı "hayat ve ölüm" trajedisi üzerinde durduk.