41 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Zeynep KORKMAZ
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

AĞIZ ARAŞTIRMALARINDAKİ ÇEVİRİ YAZI AYRILIKLARININ BİR SİSTEME BAĞLANMASI GEREĞİ ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 1 · Sayfa: 45-50
Dilciler tarafından yapılan derleme ve yayınlarda karşılaşılan en büyük güçlük, elde bütün araştırmacıları bağlayıcı ve bütünleştirici, bilimsel ölçülere göre hazırlanmış ayrıntılı ve yeterli bir çeviri yazı sisteminin bulunmamasıdır. Bu yüzden her araştırmacı, derlediği metinleri ve bunlara dayanan araştırmalarını eldeki olanaklara bağlı işaretlerle vermek zorunda kalmıştır. Herhangi bir özelliğin belirtilmesi için eserden esere değişen birden fazla şekil ve işaretler ortaya çıkmıştır.Bu makalede, ağız malzemelerinin dilcilik açısından gereken verime ulaşabilmesinin, hiç kuşkusuz öncelikle sağlıklı, yeterli, sistemleşmiş ve resmî nitelik kazanmış, her araştırmacıyı bağlayıcı bir çeviri yazı sisteminin oluşturulmasına bağlı olduğu hatırlatılmıştır. Ayrıca böyle bir sistemi oluşturma çalışmalarına girerken kulakla tespit edilemeyen ses ayrıntıları açısından bir fonetik laboratuvarının kurulmasına da gerek olduğu vurgulanmıştır. Bu hususlarda Türk Dil Kurumu öncü görev üstlenmelidir

BALKAN TÜRKÇESİ AĞIZLARI İLE TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARI ARASINDA SOSYO-LENGÜİSTİK AÇIDAN KISA BİR KARŞILAŞTIRMA

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 2 · Sayfa: 103-118
Türkçenin Anadolu'da yaşayan Oğuz lehçesi, Balkanlar'da konuşulan Türkçenin temelini oluşturur. Bu lehçe gerek Anadolu'da gerekse Balkanlar'da öteki yerel dillerden kelimeler almış, Türkçe, bunları kendi ses özelliklerine uydurmuştur. Öte yandan bölgesel dillerin ses ve şekil özellikleri Anadolu'da olduğu gibi özellikle Balkanlar'da Türkçe kelimeleri etkilemiştir. Ele alınan makalede söz konusu kelimeler ses bilgisi, yapı bilgisi ve cümle bilgisi açılarından işlenmiştir

LA” PEKİŞTİRME EK-EDATININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDAKİ UZANTILARI VE -AlA- TEKRARLAMA EKİNİN YAPISI ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 1 · Sayfa: 7-20
Birbiri ile bağlantılı iki farklı bölümden oluşan eldeki makalenin I. bölümünde, enklitik yapıdaki -lA pekiştirme ekinin ne gibi tarihî gelişme süreçlerinden ve ses değişmelerinden geçerek ve yine bir pekiştirme eki olan -ki ile kaynaşarak ek yığılması (pleonasmus) yoluyla nasıl Anadolu ağızlarındaki -oına/-kine -oana/-kene vb. şekilleri oluşturduğu üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise, isimden fiil türeten +A- ekinde kendini gösteren işlev zayıflaması ve körelmesi dolayısıyla, bu ekteki körelmiş işlevi tazelemek üzere yine ek yığılması olayına başvurularak ve +A- eki üzerine -lA pekiştirme eki getirilerek iki ekin kaynaşması yoluyla nasıl -A-lA->-AlA- tekrarlama fiillerinin oluştuğu konusu ele alınmıştır

ANADOLU’DA OĞUZ TÜRKÇESİ TEMELİNDE İLK YAZI DİLİNİN KURULUŞU

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2009, Cilt 57, Sayı 2 · Sayfa: 61-69
Eldeki makalede, Anadolu Türk yazı dilinin oluşmasını hazırlayan etkenler ve Oğuzcanın Eski Anadolu Türkçesi ile nasıl bağımsız bir yazı dili durumuna geldiği konusu ele alınmıştır. Ayrıca bu dönem yazı dilinin daha sonraki gelişmelere temel oluşturan etkileri üzerinde de durulmuştur

ANADOLU VE RUMELİ AĞIZLARININ DAYANDIĞI TEMELLER

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2007, Cilt 55, Sayı 1 · Sayfa: 87-110
Anadolu ve Rumeli Ağızları, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde Türkiye Türkçesiyazı dilinden ses, şekil bilgisi ve söz varlığı açısından birçok yönde ayrılıklar gösterenbir ağız topluluğudur. Tarihî gelişme sürecinde Oğuzcanın son halkasını oluşturur.Ağızlardaki bu dil zenginliği, 24 Oğuz boyuna özgü birbirinden farklı ağız özelliklerine,daha sonra Kıpçak vb. lehçelerden gelen bazı özelliklerin de eklenerek ta EskiTürkçeden başlayıp Eski Anadolu Türkçesi kanalı ile XV. yüzyıldan XXI. yüzyıla kadaruzanan değişme ve gelişmelerin ortaya koyduğu çeşitliliğin ürünüdür.Eldeki makalede bu şekillenme ile ilgili gelişmeler üzerinde durulmuştur

ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNİN DEĞERLİ BİR KAYNAK ESERİ VE YAYINI ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2005, Cilt 53 · Sayfa: 201-212
Bu Aşağıda künyesi verilen Ferec ba'd eş-şidde "Freud nach Leid" adlı iki ciltlik eser, Prof. Dr. György Hazai ve Prof. Dr. Andreas Tietze'nin ortaklaşa çalışmaları ileortaya konmuş bir Eski Anadolu Türkçesi metnidir. Bu eser birbirinden bağımsız 42 hikâyeyi içine alan bir koleksiyon niteliğindedir. Eserin yazar veya mütercimi bellideğildir. Muhtemelen XIV. yüzyıl ortalarında Farsçadan tercüme edilmiştir. Elde XV.ve daha sonraki yüzyıllara ait kopyaları vardır. En eski güvenilir bir nüshası Budapeşte Akademi Kitaplığındadır.Yazarlar bu nüshayı esas alarak ve İstanbul H (Hamidiye) ve L (Lâleli) nüshalarıile de karşılaştırarak transkripsiyonlu metin cildini (1. cilt) hazırlamışlardır. 2. cilt de yazma fotokopilerine ayrılmıştır.Eserin Almanca Ön Söz'ünde G. Hazai Giriş bölümünde de A. Tietze tarafından FBŞ hakkında araştırma sonuçlarına dayanan kapsamlı bilgi verilmiştir.Bu yayın Eski Anadolu Türkçesinin dil yapısını ortaya koyan değerli bir çalışmanın ürünüdür. Tarafımdan tanıtma ve değerlendirmesi yapılmıştır.

Eski Anadolu Türkçesinin Türk Dili Tarihindeki Yeri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 99-105
Oğuzlar, VI-XIII. yüzyıllar arasında Orta Asya'da kurulmuş bütün Türk devletleri içinde etnik varlığını ve ağırlığını duyurmuş bir Türk kavmidir. Ancak, bağımsız bir devletleri olmadığı içinn Oğuzcaya dayalı bir yazı dili de yoktu. Oğuzca ilk kez bağımsız bir yazı dili durumuna ancak XIII-XV. yüzyıllar arasında Eski Anadolu Türkçesinin kuruluşu ile geçebilmiştir. Bu nedenle Eski Anadolu Türkçesinin Türk dili tarihinde önemli bir yeri vardır. Eldeki makalede, Oğuzcanın VI-XIII. yüzyıllar arasındaki durumu ile, Eski Anadolu Türkçesinin kuruluşundan sonraki gelişmelerin ortaya koyduğu sonuçlar Türk dili tarihi açısından değerlendirilmiştir.

Eski Türklerdeki Ağaç Kültünün İslami Devirlerdeki Devamı

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2003, Cilt 51, Sayı 1 · Sayfa: 99-110
Çeşitli Türk kavim ve topluluklarının Budizm, Manihaizm, Brahmanizm, Nasturilik, Musevilik, Müslümanlık gibi dinleri kabulden önceki dönemde, Şamanizme bağlı oldukları bilinen bir gerçektir. Şamanizm, toplumların totemizm devrini temsil eden ve tabiat güçlerinin kutsallığına yer veren bir inanç sistemidir.

Trabzon Ağızları Üzerine Değerli Bir Araştırma ve Düşündürdükleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2002, Cilt 50, Sayı 2 · Sayfa: 66-104
Bu makale Norveçli Türkolog B. Brendemoen'un The Turkish Dialects of Trabzon adlı iki ciltlik eserinin önce ana çizgileri ile bir özetini veren, sonra da yazarın analiz cildinde yaptığı temel yanılgıları düzeltmek üzere tarihi kaynaklara, arşiv belgelerine ve bu konuda yapılan yazarın görmediği araştırmalara dayanarak Trabzon ve yöresi ağızlarının, yazarın savunduğu biçimde bir A Rum alt tabakası ile bir B Türkçe üst tabakanın iç içe karışıp kaynaşması ile değil, bir A Kuman-Kıpçak Türkçesi alt tabakası ile Eski Anadolu Türkçesine dayanan bir B üst tabakanın karışıp kaynaşması ve tarihi gelişmesi ile oluştuğunu ortaya koyan bir araştırma inceleme yazısıdır.