3775 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

The Development of Ottoman Libraries from the Conquest of Istanbul (1453) to the Emergence of the Independent Library

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 93-126
Tam Metin
As is known, the mediaeval Ottoman education system relied upon scholars committing vast areas of knowledge to memory. Books were often merely a physical record of knowledge which was firmly held in the mind of the scholar. Gradually cupboards in mosques and colleges acquired more and more volumes, but these were seen as adjuncts to education and not as its basic. As the Ottoman court moved from Bursa to Edirne the State could still be considered nomadic to a certain extent; essentially it lacked a sense of permanent occupation which would have encouraged the educational infrastructure which we associate with the later period.

Van/Karagündüz Erken Demir Çağı Nekropolü

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 1-20
Tam Metin
Van Gölü havzasındaki arkeolojik kazıların XIX. yüzyılın ortalarına değin uzanan köklü bir geçmişi olmasına ve son 30 yıldır yapılan birçok arkeolojik çalışmaya karşın Urartu Krallığı öncesi dönem hakkında bildiklerimiz hâlâ oldukça sınırlıdır. Assur kral yıllıkları, İ.Ö. XIII. yüzyıldan beri bu yörede Ur(u)atri ve Nairi adlarıyla bir takım halkların yaşadığından ve çok sayıda kral ve krallığın varlığından söz etmekle birlikte, bugüne değin bunlarla ilişkiye sokulabilecek yeterli sayıda arkeolojik kalıntıya rastlanabilmiş değildir.

Na'l-Baha ve Kullanılışına Dair Örnekler

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 21-32
Tam Metin
Selçuklular ve Ortaçağ'daki öteki Türk-İslam devletlerinde görülen müesseselerden biri de na'l-bahadır. Na'l-baha iki kelimeden oluşan bir terkipdir. Birincisi Arapça olup, ayakkabı, pabuç ve na'l anlamındadır. İkinci baha ise, kıymet, bedel ve değer manasında Farsça bir kelimedir.

Türk Tarih Kurumu Heyeti'nin Moskova-Petersburg Ziyareti ve İlmî İşbirliği Protokolleri

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 235-237
Tam Metin
Bilindiği üzere Rusya, gerek ilk dönem Türk tarihinden Osmanlı'ya, gerekse Osmanlı Devleti'nden günümüze kadar, Türklerle yakın bağlantısı olan bir devlettir. Bu sebeple Türk tarihinin eksiksiz yazılabilmesi için, bu ülke arşiv ve belgelerinin ülkemiz tarih araştırıcılarınca görülüp değerlendirilmesi şarttır. Ancak Sovyetler Birliği zamanında, ülkelerimiz arasındaki rejim farklılıkları nedeniyle, bu ülkedeki zengin arşiv ve kütüphanelerin kullanılması mümkün olamamıştır. Bu defa Soyvetler Birliği'nin parçalanması ile bugün bu imkân ortaya çıkmıştır. Bu sebeple Kurumumuz tarafından Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü mensuplarıyla kurulan temas sonucu, bu kurumu temsilen iki üye ülkemize davet edilmiş ve Türk Tarih Kurumu'nda "Rusya Arşivlerindeki Türk Tarihi ile ilgili Belgeler" konusunda bir konferans verdirilmiştir.

Kırım Hanlığı Kadı Sicilleri Bulundu

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 165-190
Tam Metin
Kırım'ı istilâ eden Rus ordularının Hanlık merkezi Bahçesaray'da Kırım Tatar Kültürüne ait eserleri, bu arada kütüphane ve arşivleri kasden yaktıkları biliniyor. Fakat yine de bazı arşiv koleksiyonlarının ve kitapların bu tahriplerden kurtulup günümüze kadar geldiği anlaşılıyor. Bu kalıntılardan, St. Petersburg'da Etnografya Müzesi Türk-Tatar bölümünde, Kırım kadı mahkeme sicillerininin saklandığı uzun zamandan beri biliniyorsa da, bu arşiv üzerinde şimdiye kadar esaslı bir araştırma yapılamamıştır. Bu belge koleksiyonunu St. Petersburg'da görmüş olan rahmetli Prof. Bekir Çobanzâde, Okuv İşleri dergisinin no. 4-5'de yayınladığı "Okuv İşlerinde Ameliyat ve Nazariyat: Leningrad'da Kırım Hazineleri" adlı yazısında bu arşivden kısaca haber vermiştir.

The Ottoman Emirate (1300-1389), Institute for Mediterranean Studies, Halcyon Days in Crete I. A symposium held in Rethymnon 11-13 January 1991 (edited by Elizabeth Zachariadou), Crete University Press Rethymnon 1993, IX-XV+242 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 233-234
Tam Metin
Elimizdeki eser 11-13 Ocak 1991 günleri arasında Girit Adası'nın Rethymnon (Resmo) şehrinde toplanmış olan sempozyumdaki konuşmaları yayımlayan E.A. Zachariadou'nun bir önsözü (IX-X) ile başlamaktadır. Yazar, bu kitapta, Bizans'ın güneydoğu sınıflarında ortaya çıkan küçük Osmanlı Beyliği'nin, Bizans'ı bertaraf ettikten sonra kudretli bir imparatorluk haline gelmesi ile Hıristiyan dünyasında yüzyıllarca etkili olmasını çeşitli bakımlardan ele alan değişik yazarlara ait görüşleri, ayrı ayrı makaleler halinde bilim dünyasına sunmaktadır.

Amerikan Belgelerinde 27 Mayıs Olayı

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 203-226
Tam Metin
27 Mayıs askerî darbesinin, Cumhuriyet tarihimizde önemli ve ilginç bir yeri vardır. Olay, 1950'de gerçek anlamı ile işlemeye başlayan genç demokrasimizin ilk "kesintisi" olduğu kadar, Büyük Atatürk'ün, Ordu ile Politika'yı birbirinden ayırdığı 1924 sonundan beri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ilk defa olarak, bir siyasal olayın aktif unsuru haline gelmesidir. Ordunun, siyasal bir süreç içinde yer alması, 1961 Ekim seçimleriyle sona ermemiş, 1980 Eylülüne kadar devam eden dönemde, "Ordu faktörü", Türk iç politikasında bazan "silik", bazan da ön plâna çıkan bir nitelikte, yaklaşık 20 yıl kadar devam etmiştir.

XX. Yüzyılda Tatarlarda Millî Kimlik Sorunu

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 191-202
Tam Metin
"Tatar" adı: VIII. y.y.'a ait Orhun-Yenisey yazıtlarında "Türk" (kuvvet, güç) adının dışında "Tokuz Tatar" ve "Otuz Tatar" tamlamalarında "Tatar" adına da rastlamaktayız. Buna göre, 9 veya 30 kabileden müteşekkil bu halk, Radloff ile Thomsen'in ifadelerince "Moğol", Barthold'un fikrince "muhtemelen gayr-ı Türk" idi. Avrupalılar ve bilhassa Ruslar, Çıngız devrinden itibaren Türk-Moğol devletine "Tatar" İmparatorluğu ve halkına da (Türk ve Moğolları birbirinden ayırma gereğini duymadan) "Tatar" demişlerdir. Sonraları Ruslar, zaptettikleri Kazan, Astırahan, Kırım, Sibir, Türkistan ve Kafkasya gibi ülkelerde karşılaştıkları Türk boylarını da umumiyetle "Tatar" tesmiye etmişler, fakat bu adı hiçbir zaman "Moğol" anlamında kullanmamışlardır.

The Evaluation of the Words Türk-Etrak, Kürd-Ekrad as the Appear in the Ottoman Documents

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 147-154
Tam Metin
The various words and terms used in the Ottoman archival documents most of the times have connotations that differ from their actual meaning. One, therefore, should use such words and terms that are vital for making research on the social life in the Ottoman Empire carefully. Otherwise grave mistakes can not be avoided in carrying out such researches. The words of this type such as Türk and its plural Etrak and Kürd and its plural Ekrad used in various figurative meanings in the Ottoman documents. One often comes across the words mentioned above in the Ottoman archival documents, in particular in the Tahrir Defters that have very important statistical information, and in the kanunnames.

Die Urformen Der Börse Und Inflation In Anatolien Und Ein Gestein, Dessen Ausfuhr In Der Zeit Der Kolonie Aus Anatolien Verboten Ist (1970-1750 v. Chr.)

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 228 · Sayfa: 237-242
Tam Metin
In Anatolien, wo die Metalle wie Gold, Silber und Kupfer reichlich zur Verfügung stand, gab es im 3. Jahrtausend Betriebe, die sich mit genannten Metallen beschaftigten und man war auf dem Gebiet der Landwirtschaft technisch sehr fortgeschritten; das alles lenkte die Aüfmerksamkeit der in südöstlichen Anatolien und Nordmesopotamien ansassigen assyrischen Kaufleute auf sich. Aus diesem Grunde kamen zwischen 1970 und 1750 v. Chr., also in einem Zeitraum von etwa 200 Jahren, die assyrischen Kaufleute nach Anatolien und liessen eine Epoche, die man als Zeitalter der Handelskolonien der Assyrier nennt, anfangen.