3787 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

1912 - 1962 Arası Batı'da Dinler Tarihi Çalışmaları

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 837-862
Tam Metin
1962'de "Journal of Bible Religion" (Din ve Kitab-ı Mukaddes Dergisi), yayıncıları "en çok yedi bin kelime" ile son elli yılda "Dinler Tarihi'nin Gelişiminin" bir özetini yazmaya beni davet etmişlerdi. Eski ve Yeni Ahid incelemelerini tartışmak başka yazarlara ait olduğu için, bu sahalar benim çalışmamın dışında kalmıştır. İşte, bu kitabı hazırlarken daha önce yazmış olduğum bu metni gözden geçirdim ve eksikleri tamamladım. Diğer sahalarda çalışan Dinler Tarihçileri tarafından yapılan keşiflere doğrudan bağlı olan Kitab-ı Mukaddes incelemelerinde görülen bazı temayüllere rağmen; yazının esas plânında hiç bir değişiklik yapmadım.

Olympos Dağı Eteklerindeki Prusa (Bursa) Sikkesindeki Therme ile İlişkili Olarak

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 583-584 · DOI: 10.37879/belleten.1995.583
Tam Metin
Iulia Mamae adına basılmış olan Olympos Dağı eteklerindeki Prusa (Bursa) sikkelerinden biri, üçgen alınlıklı kıvrık arşitravlı bir bina cephesi gösterir. Tetrasylos olan bu cephe, karşı karşıya duran uzanmış yatmış iki kadın figürünün arkasında yer almıştır. Kadınların dirseklerinden birinin altına yerleştirilmiş olan testilerden su akar. Çok benzediği halde bu cephe, bir tapınak cephesi değildir. Betimlemeyi yorumlayan Reinach, bina cephesini "tetrasylos portiko", kadın figürlerini de "dirseklerinin altındaki vazolardan su akan ırmak tanrıları" olarak tanıtır.

Küçük Asya Sikkeleri Üzerindeki Köprü Betimlemeleri

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 225 · Sayfa: 323-326 · DOI: 10.37879/belleten.1995.323
Tam Metin
Önem taşıyan ve varlıkları ile öğünülen yapılar, sikkeler üzerinde betimlenmişlerdir. Bunlar, genellikle bağımsız şehir devletleri, eyaletler veya imparatorlar tarafından finanse edilmiş olan yapılardır. Özel kişilerin yaptırtmış oldukları yapılar, resmi bir anlam taşımadıklarından, sikkeler üzerinde yer almamışlardır. Örneğin Kilikia bölgesinin hem Aigeai (Ayas) hem Mopsuestia (Misis) şehirlerinin sikkeleri üzerinde görülen Pyramos (Ceyhan) Irmağı köprüsü, İmparator Valerianus'un bölgeye armağanıdır.

Bahrî Memlûklerden Sultan Kalavun ve Hânedanı

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 605-620 · DOI: 10.37879/belleten.1995.605
Tam Metin
Eski Türk hâkimiyet anlayışı, hükümdarda Tanrı bağışı bazı vasıfların bulunduğunu ve idare etme hakkının kendisine Tanrı tarafından verilmiş bir hak olduğunu kabul eder. Başka bir deyişle hükümdar, Tanrı tarafından kendisine 'kut' ve 'ülüg' (kısmet) verildiği için hükümdardır. Buna göre hâkimiyetin kaynağı ilahî olup, Türk kağanı âdeta göğün yeryüzündeki temsilcisi gibidir. Öte yandan eski Türk hukukî kurallarına göre hükümdar olabilmek için hânedana mensup olmak şarttı. Asya Hun Devleti zamanından itibaren, bu anlayışın asırlarca Türk devlet idaresinin temel unsuru olarak kaldığı bilinmektedir.

Osmanlı Devleti'nde Ham Bakır İşleme Merkezleri Olarak Tokat ve Diyarbakır

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 643-660 · DOI: 10.37879/belleten.1995.643
Tam Metin
Kalhâne, Osmanlı döneminde maden ocaklarında ham hale getirilen altın, gümüş ve bakır madenlerinin saflaştırılarak külçe haline getirildiği tesislere verilen isimdir. Bu türden tesisler, imparatorluğun sahip olduğu maden ocaklarının yanında bulunabildiği gibi, yakınında bir maden ocağı bulunmayan veya herhangi bir şekilde maden üretim faaliyetine sahne olmayan yerlerde ve şehirlerde de bulunabilmekteydi. Burada bahsedilen türden tesislere sahip olan başlıca Osmanlı şehirlerinden birisi ve önceliklisi Tokat, diğeri de Diyarbakır idi.

Şâir Hatîbî ve Tezkire-i Şu'ara-yı Bağdad'ı

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 621-642 · DOI: 10.37879/belleten.1995.621
Tam Metin
Edebiyat tarihimizin önemli kaynaklarından biri de şuarâ tezkireleridir. Bu eserler genelde hiç ayrım gözetmeksizin şairleri ele alıp, hayatları hakkında az veya çok bilgi verdikten sonra şiirlerinden de örnekler kaydederler. Edebiyatımızda bu sahada yazılan ilk tezkire olarak Ali Şîr Nevâî (ö. 1501) 'nin Mecâlisü'n-Nefâis'i, sonuncu olarak da Fatin Davud (ö. 1866)'un Hâtimetü'l'Eş'âr'ı kabul edilmektedir.

İmparatorluk Tanrısı Amon

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 449-582 · DOI: 10.37879/belleten.1995.449
Tam Metin
Tanrı Amon, Ptah ve Rê'den sonra imparatorluk tanrılarının üçüncüsü ve sonuncusudur. Amon, Eski İmparatorluk devrinde ülke çapında fazla tanınmayan bir tanrıydı. V. Hanedandan firavun Unas'ın (M.Ö. 2550-2500) mezarındaki Piramit Metinleri'nde tanrı Amon veya Amen ve eşi tanrıça Amonet'in isimleri Başlangıç tanrıları olarak geçmekle birlikte, konumu itibariyle ikinci derecede öneme haiz bir tanrı görünümündedir. VI. Hanedan firavunlarından I. Pepi (M.Ö. 2292-2260) devrinde ise Amon "Teb senyörü" olarak anılmaktadır.

Churchill Vak'ası (1836)

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 661-714 · DOI: 10.37879/belleten.1995.661
Tam Metin
Osmanlı Devleti, XIX. yüzyılın başlarında üç kıtadaki geniş toprakları ile Avrupa'da hesaba katılması gereken bir kudreti temsil ediyordu. Buna rağmen devletin askerî gücü, iktisadî ve malî durumu eski devirlerle kıyaslanmayacak derecede zayıflamıştı. Bu zayıflığı, iç isyanlar, sürekli ve uzun savaşlar, merkezî idarenin otoritesini kaybetmesi, çağın teknik gelişmelerinden uzak kalma, dış müdâhaleler ve kapitülasyonlar gibi sebepler artırmış ve hızlandırmıştı.

Brockage Sikkeler

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 585-592 · DOI: 10.37879/belleten.1995.585
Tam Metin
Brockage sikke deyimi Nümismatik Bilim dünyasında çok eskiden beri biliniyor ve tanınıyor olmasına karşın Türkiye nümizmatik çevrelerinde bilinmemektedir. Sikke darbı sırasında oluşmuş bu hatalı basımlar Brockage diye isimlendirilmektedirler.

Tuna Vilâyetinin Teşkîline, Karadağ ve Hersek Vukuâtına (1861) Dâir Cevdet Paşa Tarafından Kaleme Alınan Lâyiha

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 715-738 · DOI: 10.37879/belleten.1995.715
Tam Metin
Cevdet Paşa, devletin birçok kademesinde görev yapmış ve bu arada her fırsatta, devlet idaresinin çürük taraflarını ve devlet ricâlinin suiistimallerini çekinmeden tenkîd etmiş, çeşitli meselelerde isabetli kararlar vermiş ileri görüşlü bir devlet adamı oldugu gibi, birçok konuda yazmış olduğu kıymetli eserleri ile de ilim dünyasında mümtaz yeri olan büyük bir âlimdir. Devlet idaresine dair fikirleri ve bu hususta kaleme aldığı lâyiha ve arîzalarla Osmanlı Devleti'nde XIX. yüzyılın ikinci yarısında meydana getirilen birçok yeniliklere damgasını vurmuştur. Onun ilim ve devlet adamlığı hususunda yazılmış birçok eser ve makale bulunduğundan; burada, metnini verdiğimiz lâyihasının etrafında dolaşarak, başlık konumuzla ilgili bazı çerçeve bilgiler vermekle yetineceğiz.