3787 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

New Developments About Anatolia's Social History According to the II. Level Documents in Kültepe

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 41-50 · DOI: 10.37879/belleten.1993.41
Tam Metin
It is known that, as a result of Anatolia's entrance to the written period, with the documents belonging to the Assyrians, new inforrnation about the eras political history has been obtained. The Assyrian merchants, who only deals with commerce, never mentioned about Anatolias political, historical and diplomatic events in their documents which doesn't interest and effect them. The correspandence between the Kanis and Mama kings, which have taken their historical place in the 2 nd Level, shows us Anatolia's Colony Period in a most clearly form. Only this document can also give us an idea about the agreements and the disputes between Anatolia's native kings from time to time.

Der Hl. Nikolaos von Patara und Sein Grab in Myra

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 219 · Sayfa: 401-412 · DOI: 10.37879/belleten.1993.401
Tam Metin
"Als Beispiel des Glaubens und der Milde, als Meister der Enthaltsamkeit hat Er dich deiner Herde vorangestellt. Er, der die Fülle der Wahrheit ist. So hast du durch deine Erniedrigung den Himmel erlangt, durch deine Armut den Reichtum. Hoher Vater Nikolaos, bitte bei Christus-Gott, daẞ Er unsere Seelen errette". So lautet die deutsche Übersetzung der im 19. Jahrhundert, wohl in der Zeit des russischen Zaren Nikolaus I., in kirchenslavisch verfaẞten Lobpreisung auf einer Platte, die heute einen auf der Vorderseite mit einer schlichten Schranke abgeschlossenen römischen Sarkophag im Rund der mittleren Apsis in der Ostwand der älteren Südost-Kapellen der Nikolaoskirche in Myra bedeckt.

Adana'da 1572 Yılında Kullanılan Türk Erkek Şahıs Adları

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 173-200 · DOI: 10.37879/belleten.1993.173
Tam Metin
Tarihte kullanılmış olan Türk şahıs adları üzerinde yapılacak çalışmalar tarih, dil, sosyoloji ve tarihî demografiyi ayrı ayrı ilgilendirmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Atalarımızın birinci Anayurt'tan Ebedî Anayurt'a gelinceye kadar geçirmiş olduğu bütün sosyal ve coğrafi çevrenin etkilerini onların almış olduğu şahıs adlarında izlememiz mümkündür.

Samsat'ta Bulunan Hiyeroglifli Bir Mühür Baskısı

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 1-2
Tam Metin
Aşağı Fırat havzasının en büyük yerleşim merkezi olan Samsat Höyük'te arkeolojik kurtarma projesi çerçevesinde Prof. Dr. Nimet Özgüç tarafından yapılan kazıların 1987 yılı kampanyası sırasında, şimdiye kadar elde edilen nisbeten az sayıdaki Hitit yazılı belgelerine bir yenisini ekleyen, hiyeroglifli bir mühür baskısı ele geçirilmiştir.

Ahmed Ârif Hikmet Beyefendi'nin Rumeli Tanzimat Müfettişliği ve Teftiş Defteri

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 69-166
Tanzimat Fermânı'nın 3 Kasım 1839 tarihinde ilânından kısa bir süre sonra, fermânda yer alan maddelerin lâyıkıyle tatbikini temin için, muhassıllık merkezi olan kazâlar ile bunlara bağlı bulunan kazâ, kasaba ve köylerin teftişine ihtiyaç duyulmuştur. Zirâ, vergilerin tahsili, mahalli meselelerin halli, memleket meclislerinin tertibi ya da, emlak ve nüfus tahriri gibi mühim meseleler üzerinde, türlü güçlüklerle karşılaşılmıştır. Halbuki bu konularla ilgili olarak, muhassıllara talimatlar verildiği ve müşirlere emirler gönderildiği halde, bazılarının, kendilerine havale olunan vazifeyi tam manasıyla anlayamadıkları, maiyyet memurlarıyla aralarında bir takım ihtilaflar meydana geldiği veya fermana aykırı hareket ettikleri görülmüştür. Bu yüzden, Tanzimat'tan beklenen neticenin temini için, Rumeli ve Anadolu'da fermânın tatbik olunduğu mahalleri teftiş etmek, gezdiği yerler hakkında lâyıkıyle mâlumat toplamak ve serî bir şekilde geri dönmek üzere, birer müfettişin gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Böylece, memleketin asayiş ve mamuriyyetini, tebaanın huzûr ve refahını temin etmek maksadıyla ilan edilen fermanın, kazalarda ne şekilde tatbikine çalışıldığının açığa çıkarılması ve bu meyanda, her bir mahalde karşılaşılan meselelerin, mümkün olduğu kadar halli düşünülmüştür. Buna mukabil ahâlinin de, haklarında gösterilen merhamet ve şefkatin kıymetini bilerek, hamiyyet ve insaniyyetin de emrettiği şekilde, memleketlerinin imârı için sadâkatle çalışılacakları ümid olunmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu'na Yapılan İlk Musevi Göçlerinin Beşyüzüncü Yıldönümü

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 201-206
Tam Metin
XV. yüzyılın ilk döneminde, Bohemya, Avusturya ve Polonya'daki Musevi'ler, sistemli biçimde zulme tabi tutuluyorlardı; ancak, Portekiz ve İspanya'daki kimi Musevi'lerin ölümle tehdit edilerek Hıristiyan olmaya zorlanmaları ve 1492 yılında bu ülkelerden kovulmaları, onların toplu olarak göçlerine yol açıyordu. İspanya'yı Müslüman'lardan geri alan Katolik kırallar, İspanya yarımadasındaki Kuzey Afrika'lı Müslüman'lara büyük bir darbe indirmekle kalmıyor; aynı zamanda, kendi Musevi uyruklarını da ortadan kaldırmaya niyetleniyorlardı. Musevi'ler, 1412 yılından beri giysilerinde aşağılayıcı işaretler taşımaya zorlanıyor; 1480 yılında Enkizisyon, onlara zulüm yapmaya başlıyor ve sonuçta 300.000'e yaklaşık Musevi'nin mallarına el koyarak onları ülkeden çıkarıyordu. Yurtlarından kovulan Musevi'lerin kimileri Fas'a kaçıyor; ama birçoğu Osmanlı İmparatorluğu'na sığınarak coşkuyla karşılanıyordu.

XVI. Yüzyıl İran Şairlerinden Ada'iyi Şirazi'nin Selim-Namesi

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 13-30
Bu yazımızda, Osmanlılar döneminde Anadolu'da yazılmış şeh-name tarzındaki manzum eserlerin tipik bir örneğini oluşturan, XVI. yüzyıl İran şairlerinden Ada'i-yi Şirazi'nin (öl.928/1521) Selim-namesini bazı yönleri ile tanıtmaya çalışacağız. Yavuz Sultan Selim'in saltanatı döneminde İran'dan Anadolu'ya gelen Ada'i, bu padişah adına yazdığı adı geçen eserinde, bir taraftan padişaha son derece süslü ve zaman zaman da aşırı derecede abartılmış ifadelerle övgüde bulunurken, diğer taraftan da içinde yaşadığı çevre ve toplum hakkındaki gözlemlerine önemli bir yer vermiştir. Bu nedenle eser hem yazıldığı devrin siyasal olaylarına hem de toplumsal ve kültürel yapısına ışık tutacak niteliktedir.

The Fifth Centenary of The First Jewish Migrations to The Ottoman Empire

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 207-212
Tam Metin
During the first part of the fifteenth century Jews were subjected to systematic persecution in Bohemia, Austria, and Poland; but it was their oppression in Portugal and Spain, where some of them had submitted, under pain of death, to enforced Christianization, culminating, in 1492, in their expulsion, that gave the greatest impetus to their mass exodus. The Catholic kings, at the end of their reconquista of Spain, had not only cracked down radically on the Moriscoes (Moors), and on all the other Muslims of the Iberian peninsula, they had also envisaged a final solution for their Jewish subjects.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu ile Ekonomik İlişkileri : XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısında Osmanlı - Hint Ticareti İle İlgili Bir Araştırma

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 31-68
Tam Metin
XVIII. yüzyıl Osmanlı tarih araştırmalarında İmparatorluğun Batı ile olan ekonomik ilişkileri yeterli denebilecek kadar aydınlatılmış olmasına karşın, Doğu ile ilişkileri örneğin İran ve Hindistan ile ticareti ihmal edilmiştir. Bu araştırmada Fransız arşivlerinden bir belgeye dayanarak XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı-Hint ticaretinin yapısı incelenecek, Doğu ile ilişkiler konusunda ipuçları yakalanmağa çalışılacaktır.

Hittitologues Et Byzantinistes A La Decouverte de L'Asie Mineure

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 243-260
Tam Metin
C'etait en 1951, en compagnie de M.Eugene Dalleggio je faisais un voyage d'etude dans la region d'Ereğli. Lorsque nous avons penetre dans l'etroite gorge d'Ambarderesi deux choses nous preoccupaient: visiter et etudier les ruines byzantines dites Kızlarsarayı et denicher au bas du ravin le relief hittite qui, selon les specialistes doit etre une replique de celui qui orne la source d'İvrizsuyu. Il etait fort passionnant de trouver dans un endroit si difficilement accessible, dans ce ravin sombre et oublie, cote a cote, les souvenirs de deux civilisations anatoliennes disparues. Ici aussi comme ailleurs sur la fameuse stele d'Egrek (Agrak) Byzance s'etait greffe a l'Hittite.