3775 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Onaltıncı Yüzyıl Başlarında Amid Sancağı Yer ve Şahıs Adları Hakkında Bazı Notlar

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 213-222
Tam Metin
Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Akkoyunlu ve Osmanlı gibi çeşitli devletlerin yönetiminden geçen ve Müslümanlarla Hıristiyanların yanyana aynı köyde aynı mahallede yaşadığı Amid sancağı (bugünkü adıyla Diyarbakır vilayeti) asırlar boyunca bu devletlerin tesiri altında kalmıştır. Bu tesir bölge halkının sosyal yaşantılarında örf ve âdetlerinde ve burada konumuzu teşkil eden yer ve fertlere vermiş olduğu adlarda kendini apaçık gösterir. Konumuzun ana kaynağını Amid sancağının 924/1518 tarihli olan ilk tapu-tahrir defterinde ki yer ve önemli gördüğüm şahıs isimleri teşkil etmektedir.

Şeyhülislâm Ahmed Ârif Hikmet Beyefendi

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 245-260
Tam Metin
Ahmed Ârif Hikmet Beyefendi, Sultan III. Selim devri ricâlinden Rumeli Kadıaskeri İbrahim İsmet Bey'in oğludur. Belgrad Muhâfızı olan dedesi Râif İsmâil Paşa'dan dolayı 'bey' ve İlmiyye'ye mensûp olması sebebiyle de 'efendi' ile birlikte 'beyefendi' olarak anılan bir kaç şeyhülislâmdan biridir. Aslında merhûm, bilinmeyen bir şahsiyet değildir. Buna rağmen onu bahis mevzuu edişimiz, mevcûd literatürde kendisi hakkında yer alan perâkende mâlûmâtın ihtilâflı yönlerini telife çalışmak, mezar kitâbesi ve eserleri ile ilgili olarak bilgi vermek ve aile mezarlığında bulunan ecdâd ve ahfâdına âit mezârları zabtetmek, düşüncesinden ileri gelmektedir.

Some Notes on the Personal and Place Names Used in the Sancak of Amid During the First Half on the Sixteenth Century

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 223-232
Tam Metin
The sancak of Amid (today known as Diyarbakır) has been ruled by the Byzantines, Arabs, Selçukids, Artukids, Ayyubids, Akkoyunlus and Ottomans. Therefore the sancak has been exposed to the cultures of these states. Thus the province had undergone a great cultural impact which can clearly be traced in the personal and place names used in the sancak. The place and personal names recorded in the 1518 Ottoman cadastral survey of the sancak of Amid are the basis of some pointers made in this article.

Türkiye'de İlahiyat Biliminin Gelişimi

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 347-354
Tam Metin
M.Ö. V. y. yıldan beri türlü yerlerde, bölgelerde köklü devletler kurarak varlığını günümüze dek kesintisiz sürdüren Türk ulusu, sürekli olarak, kendi yapısına uygun bir dinin arayışı içinde olmuştur. Bu amaçla türlü Türk boyları, toplulukları, türlü bölgelerde animizm, şamanizm, budizm, maniheizm, hıristiyanlık, yahudilik vb. gibi dinlere girmişlerdir. Örneğin, adlarını verdikleri Hazar Denizi kıyılarında bir devlet kuran Hazar Türkleri 508 yılında hıristiyanlığı benimsediler. Arapların VII. y. yıl sonlarında Kafkas bölgesine saldırıları sırasında islamiyet de aralarında yayıldı. Başkentleri Belencer olan bu devlet IX.y.yılda yahudiliği resmi din olarak kabul ettiler. Bugün Romanya'da yaşayan Gagavuz Türkleri, ortodoks hıristiyandırlar. Kiliselerinde ibadetlerini türkçe yaparlar. Türkistan bölgesindeki Türk devletleri islamiyeti resmi din olarak X. y.yıl sonlarında kabul etmeye başlamışlardır. İlk müslüman Türk devleti olarak, 840-1212 yılları arasında hüküm sürmüş olan Karahanlıları görüyoruz. İlek Hanlar da denilen bu devleti oluşturan Türk halkı X.y.yıl sonlarında (940'da) toplu olarak müslüman oldular. Bu tarihten sonra kurulan Türk devletlerinin hepsi müslümandırlar.

The Development of Theological Studies in Turkey

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 355-364
Tam Metin
By establishing firmly-based states in various places and regions the Turkish nation, has continued to exist uninterrupted since the 7th century B.C. up to the present day always looking for a religion befitting its both national and individual character. On the strength of this various Turkish clans and groups in different regions, have embraced religions such as Animism, Shamanism, Buddhism, Christianity, Judaism etc. For example, Khazar (Caspian) Turks, who founded a state on the coast of the Caspian Sea, to which they gave their name, accepted Christianity in 508. Furthermore, Islam began to spread amongst them when the Arabs attacked the Caucasus at the end of the 7th century A.D. This state of which Balanjar was the capital accepted Judaism as the offical religion. The Gagauz Turks who live in Rumania today are Orthodox Chirtians. They conduct services in their church in Turkish. Turkish states of Turkestan, began accepting Islam as their official religion towards the end of the 10th century A.D. The first Turkish Muslim state (Which existed from 840-1212) was that of the Karahanlis. The Turkish people, who set up this state, which was also called Ilek Hanlar, became Muslims collectively at the end of the 10th century. (in 940 A.D.) Turkish states after this date were all Muslim.

Arşiv Belgeleri Işığında Zeytun Ermeni Meselesinin Halli

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 435-462
Tam Metin
Ermeni konusu XIX ve XX. yüzyıllarda gerek iç gerekse dış politikada Türk komuoyunu meşgul eden meselelerden birisidir. Türklerin Anadolu'ya ayakbasmaları ile başlayan Türk-Ermeni münasebetleri XIX. yüzyıla kadar iyi bir seyir takip ederken, bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ermeniler tarafından tek taraflı olarak bozulmasını, Osmanlı İmparatorluğu'nu bölme ve paylaşma faaliyetlerinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Batılı devletler Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkma faaliyetlerini Ermenileri kullanmak suretiyle ülke içine yaymışlar ve gayelerini gerçekleştirme yolunda onları maşa olarak kullanmışlardır. Ermeniler ise olayları gerçekci bir değerlendirmeye tâbi tutmadan kışkırtmalara alet olmuşlar ve yüzyıllarca bütün nimetlerinden istifade ettikleri Türk devletini yıkma yolunda Batılı devletlerin saflarında yer almışlardır.

Kurtuluş Savaşı Günlerinde Mustafa Kemal-Enver Çatışması

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 381-402
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşında yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu'nu ve yenen İtilaf Devletleri adına İngiltere'yi temsil eden murahhaslar arasında, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Bırakışması'nın aktinden dokuz gün sonra, yani 8/9 Kasım gecesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu savaşa sürüklemekten sorumlu İttihat ve Terakki Derneği'nin üç önderi -Talat, Enver ve Cemal Paşalar- kimi yandaşlarıyla birlikte, U-67 sayılı Alman denizaltısıyla İstanbul'dan gizlice kaçıyorlardı. Kaçakların hedefi, İngiliz gizli belgelerine bakılacak olursa, Köstence, Türk kaynaklarına göre ise, Kırım kıyılarında, Sivastopol yakınlarında bir sahil kenti olan Gözleve (Evpatorya)'ydı.

Bulgarlar Yine "Türk Himayesi" İstiyor

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 331-346
Tam Metin
Yahya Kemal Beyatlı'nın naklettiğine göre, 93 Savaşı denilen 1877-78 Türk-Rus savaşında bir Bulgar papazı, işgalci ve istilâcı Ruslara: "Siz bizi Türklerden kurtardınız, ama bizi sizden kim kurtaracak?" diye sormuştu. Başka bir olay: Bulgaristan'ın Tuna Alayı Komutanı Yüzbaşı Vılkov, 1886 yılında Bükreş'teki Bulgar İhtilal Komitesi üyelerini ziyarete gider. Üs olarak kullanılan "Simon" Hoteli'nde birkaç isyancıyla karşılaşır. Yüzbaşının da kendilerine katılmasını isterler. "Nasıl olsa, Ruslar Bulgaristan'ı işgal edecek, bari arada acı olaylar olmasın" derler. Vılkov'un cevabı şu olur: Rusya bizi Türklerden kurtarmıştır, ama kendisi için değil, bizim için. Yurdumuzu savunmak üzere bize silah verdi. General Skobelev, İslimye'deki söylevinde: "Her şeyden önce Bulgar yurtseveri olunuz" demiştir.

Sultan Salâhaddin Eyyûbî'nin Anadolu'daki Türk Devletleriyle Münasebetleri

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 417-426
Tam Metin
Bir Türk devleti olan Zengîler'in hükümdarı Atabey Nureddin Mahmûd öldükten sonra (1174), kumandanlarında Salâhaddîn Eyyûbî Eyyûbîler Devleti'ni kurdu. Daha sonra Abbasî halifesi el-Mustazî (1170-1180), Salâhaddîn'in Suriye ve Elcezire hâkimiyetini tanıdı. Salâhaddîn bununla ilgili haberi 12 Şevval 570/6 Mayıs 1175'de aldı ve böylece bağımsızlığını ilan etti.

Selçuklular'da Devlet: III. Tarihi ve Siyasi Bakımlardan

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 403-416
Tam Metin
Konuşmama başlamadan önce, çok önem verdiğim bir noktaya, müsaadenizle, temas etmek istiyorum. Babam, Mustafa Kemal'in komutası altında memleketini kılıcı ile savunurken, 4 kardeşi ile birlikte, ben henüz 6 aylık iken, Çanakkale'de şehit düştü. Ben de Türk tarih ve medeniyetine dair yazdığım kitaplarla hem ilim yapmaya çalıştım, hem de kalemimle tek Türk devletinin manevi müdafaasını yaptım ve ömrüm oldukça yapmaya devam edeceğim.