3775 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 3775
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 3775
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 270
- Osmanlı İmparatorluğu 172
- Türkiye 148
- Türkler 137
- Osmanlı Devleti 135
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 111
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 97
Diyarbakır Tarihi Hakkında Kaynak ve Araştırmalar (Özet)
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 232-236
Özet
Tam Metin
Stratejik bir konumu olan Diyarbakır bölgesi tarih boyunca çeşitli kavimlerin istilasına uğramış ve hatta Artuklular ve Akkoyunlular gibi önemli devletlerin payitahtı olmuştur. Dolayısıyla bölgenin başşehri olan Diyarbakır eski adı ile Amid bir kültür merkezi idi. Şüphesiz bölgenin tarihi hakkında eski çağlardan beri eserler yazılmış ve çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu eserlerin hepsini gözden geçirmek ve ufak bir makaleye sığdırmak tabii ki mümkün değildir. Bu durumda bu makalede ancak orta çağa hitap eden bazı yazma ve basılı eserlerin incelenmesi ve derleme kitap ve makalelere yer verilmesi uygun görüldü. Tabii ki bu arada kitâbe, meskukât ve mühürlerin de önemi belirtildi.
Studies in the Medieval History of Diyarbekr Province: Some Notes on the Sources and Literature
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 199-231
Özet
Tam Metin
The sources and literature on the medial history of Diyarbekr region are limited as it is the general case with the medieval history of Anatolia on the whole. Apart from few sources which are, however, directly related to the area there are othere sources from which indirect infirmation can be derived to study the history of the area. Inorder to avoid confusion, however, no such classification will be made, rather they will be treated under original or primary sources, secondary literature and Armenian and Syriac sources. Before examining them, nevetheless, it would perhaps be better to briefly mention few works and bibliographies in which there can be found a good literature on the area.
Sallustius ve Yapıtları Üzerine
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 61-152
Özet
Tam Metin
Sallustius üzerine bilinenler pek azdır. Başlıca kaynak kendisi ve kimi Eski Çağ yazarlarıdır. Kendi yazılarından duygularının, düşüncelerinin yanı sıra kamu işleri denemesi ile yazına geçişi, öteki yazarlardan ise özel yaşamı konusunda bilgi edinilebilmektedir. Gaius Sallustius Crispus, Apenin dağları eteğindeki çok eski bir Sabin kenti olan Amiternum'da (yarımadanın kuzey kesiminde, Aquino yakınlarında, bugünkü San Vittorino) doğmuş, İ. ö. 87/86 - 36/35 yılları arasında yaşamıştır.
Turkish Involvement in Some International Disputes
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 259-360
Özet
Tam Metin
Turkey did contribute to the development of international law. "To a great extent, much of our modern intemational law originated and developed from the competition of the great powers and their desire to expand at the expense of other countries. Turkey was a great power. Its peculiar geographical position and the ideas it stood for involved Turkey in all major wars and all postwar settlements. In this way the Turks influenced the development of international law".
Hitit Çivi Yazılı Belgelerin Işığı Altında İlk Çağda Tuuanuua
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 477-486
Özet
Anadolu'muz bilindiği üzere, dağlarla kuşatılmış, yüksek yayla konumunda bir toprak parçasıdır ve Eskiçağ Tarihçileriyle, Filologlar tarafından "Küçük Asya" diye tanımlandırılmıştır. Asya'nın Avrupa'ya uzanan elidir ve iki kıt'a arasında uzanan bir köprüdür. Bu vasfı, onun tarih boyunca iki anakara arasındaki siyaset ve kültür alışverişi hususunda en önemli rolü üstlenmesini sağlamıştır. Bu köprü güneyde Toros'lardaki "Kilikya" kapıları ile Kafkas'lardaki "Demirkapı" geçitleriyle birbirlerine bağlanmışlardır. Bu kapılar hem giriş ve hem de çıkış kapıları şeklinde tarih boyunca kullanılmışlardır. Bu kapılar kullanılmadan Küçükasya'dan geçilemeyeceği anlaşılmıştır. Toroslar sistemi, Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu'yu ayırır ve bu iki bölge arasında ancak birkaç geçit vasıtasıyla bağlantı kurulabilir. Toroslar sistemini "Kilikya Kapıları" yoluyla aşmak mümkündür. Hatay ile İç Anadolu'nun irtibatını sağlayan bu geçitler tarihte Kuzey Suriye ile Anadolu'nun siyasal ilişkilerinin devamlılığını temin etmişlerdir. Konumuz gereği bu geçitler ve Akdeniz Bölgesiyle bilhassa ilgileniyoruz ve üzerinde biraz fazlaca duruyoruz. Bu geçitlerden ilki en doğudaki "Gülek Boğazı"dır, diğeri ise Orta Toroslarda Karaman ile Silifke arasındaki sarp "Yellibel Geçiti"dir. En batıdaki ise Batı Toroslardaki Burdur-Korkuteli-Elmalı hattının teşkil ettiği tabii yoldur. Bunlardan başka Göksu ve Köprüsu vadilerinin oluşturduğu tabii geçitler vardır. Bu yollardan herhangi biriyle yerleşmeye uygun, verimli Güney Anadolu sahil ovaları Kilikya ve Pamfilya'ya varılır. İşte Ereğli'miz, coğrafi konumu gereği, tarihin ilk devirlerinden beri bu geçitlerden geçmek isteyenlerce elde edilmesi, konaklanması veya uğranılması zorunlu, vazgeçilmez merkezlerden biri olmuştur. "Geç Hitit Beylikleri" dönemindeki "Tuvana Krallığı"nın varlığı da bu düşüncemizi ispat etmeye yarayan delillerden biridir.
Malazgirt Meydan Muharebesinin Diğer Meydan Muharebeleri Arasındaki Yeri ve Önemi
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 375-380
Özet
Malazgirt Meydan Muharebesinin 918. yıldönümü münasebetiyle sizlere hitap etmekten kıvanç duyuyorum. Türk milleti uzun tarihi boyunca birçok mutlu günler yaşamıştır. Türkler bu mutlu günlerini büyük bir coşkunlukla kutlarlar. Türkler'in mutlu günlerinin başında kazandıkları zaferler gelir. Kutlamalarda büyük şenlikler yapılır, şölenler verilir, sazlı-sözlü toplantılar düzenlenir. Buralarda ozanlar kahramanların yiğitliklerini dile getirirler. Bunlar sonradan destan haline gelir. Oğuz destanı, Manas destanı, Dede Korkut hikayeleri gibi. Buna Türk milletinin hüzünlü ve sevinçli zamanlarını destan dili ile anlatan Orhun Kitabelerini de ilave edebiliriz. Bu kutlamalar, Türk milletinin kendine olan güvenini artırır; onu gerektiği zaman yeni zaferler kazanmaya teşvik eder. İşte bu sebeple, Gazi Mustafa Kemal'in sevk ve idare ettiği Başkumandanlık Meydan Muharebesi her yıl kutlanmaktadır. Bu mutlu günlerden biri de Malazgirt zaferinden sonra yaşandı. Üstün düşman güçlerine karşı kazanılan bu zaferden dolayı yalnız Türk dünyası değil, bütün İslam dünyası sevince gark oldu. Çünkü bu zafer Türklüğün olduğu kadar, İslâmlığın da zafere idi. Nitekim Bağdad Abbasi Halifesi Alp Arslan'ın zaferi için dua etmelerini İslam dünyasına emretmişti. Malazgirt Meydan Muharebesi, İstanbul'un fethi gibi, tarihin dönüm noktalarından biridir, bu bakımdan son derece önemlidir. Malazgirt Meydan Muharebesi, bilhassa Türk tarihi bakımından bir dönüm noktasıdır. Çünkü, bu savaş sonunda asıl vatan Orta-Asya'dan binlerce kilometre uzakta, Asya'nın batı ucunda yeni bir Türk vatanı meydana gelmiştir. XX. asırda Türklerin Anadolu'dan hürriyet içinde yaşadıkları başka vatanlarının olmayışı burasının önemini bir kat daha artırmaktadır.
EVLİYA ÇELEBİ BİBLİYOGRAFYASINA HAZIRLIK [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 381-400
Özet
Kültür tarihimiz, onyedinci yüzyıldaki coğrafyamız üzerinde çalışanlar için Evliya Çelebi Seyahatnamesi hemen daima ilk baş vurulan ve vaz geçilemez bir bilgi kaynağı olmuştur. Nitekim bazı çalışmalarımda yararlanma ihtiyacını duyarak ben de Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nin basma ve gerektikçe yazma nüshalarına müracaat ettim. Evliya Çelebi ve eseriyle ilgili olarak tesbit edebildiğim kitap ve makale künyelerinin toplanmasıyla bir küçük bibliyografik birikim meydana gelmişti. Sonradan Index Islamicus'tan tarayıp çıkardığım künyelerle Prof. M. Cavid Baysun'un İslâm Ansiklopedisi'ndeki "Evliya Çelebi" maddesinin bibliyografyası karıştırılarak Evliya Çelebi Bibliyografyasına bir ön hazırlık olarak bu küçük birikim ilgililerin istifadesine sunulmuştur. Ancak pek çok eksikleri bulunduğunu tahmin ettiğim bu bibliyografik deneme, hiç bir zaman sistematik bir taramanın sonucu olarak kabul olunmamalıdır.
Köşk Höyük'te Bulunan Kabartma İnsan ve Hayvan Figürleriyle Bezeli Vazolar
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 361-374
Özet
Tam Metin
Niğde ili Bahçeli kasabasında yer alan Köşk Höyük, il merkezinin 17 km. güneyindedir. 1981 yılında kazılara başlanılan Höyük'te, üç yapı katı saptanmıştır. Bu katlar arasında, mimari, seramik ve diğer buluntular bakımından büyük bir değişiklik görülmemektedir. Açığa çıkarılan yapıların duvarları taş temel üzerine kerpiç olarak yükselmektedir. sert iyi sıvalı tabanlar üzerinde in situ olarak, fırın tabanları, ocaklar, tandırlar, öğütme taşları, erzak küpleri, kap kacak ve başta obsidiyenden olmak üzere çakmaktaşı, taş, kemikten alet ve silahlar gün ışığına çıkarılmıştır. Madeni bir buluntuya rastlanmamıştır.
Les Signes homophones existent-ils vèritablement dans l'Ecriture "hittite hièroglyphique"?
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 487-496
Özet
L'article de J.D. HAWKINS, A. MORPURGO-DAVIES et G. NEUMANN publie en 1974 (cf [4] de la bibliographie in fine) a mis en evidence la necessite d'un profond re-examen du dechiffrement de l'ecriture hittite hieroglyphique. Comme le soulignent en particulier les auteurs de cet article, "it is apparent that the process of decipherment cannot yet be considered as completed... Often there is no agreement about the vocalic value of the consonantal signs; is it possible to attribute to some signs a double or even triple vocalization or should we assume that normally each sign has only one vocalization?... All to often it remains unclear whether the uneveness depends on a lack of systematic organization in the script itself or on the inadequacy of the modern decipherment..".
Aiolya'da Kyme Antik Kentinde Yapılan Yeni Kazılar
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 505-524
Özet
Tam Metin
Antik Kyme kentinin kalıntıları, doğudan batıya doğru uzanan ve Kuzey ve Güney tepe olarak adlandırılan birbirine paralel iki tepe ile bunların arasında denize açılan küçük bir düzlükte bulunmaktadır. Kentin kuzeydeki yerleşme sınırını Xanthos çayı, güneydeki yerleşme sınırını ise buradaki tepenin güneyindeki küçük bir ırmak oluşturmaktadır. Kyme antik kentinin bu yerleşme alanının dışında, kuzey ve güneyde kentin nekropolleri yer almaktadır. Bunlardan birincisi, Xanthos'un kuzeyindeki tepenin güney eteklerinde bulunmaktadır. İkinci nekropol ise güneydeki tepenin güneyinde, Yeni Foça yolunun sağındaki yamaçlarda yer almaktadır ve bugün Ege Gübre Fabrikasının arazisi içinde kalmıştır.