3775 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 3775
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 3775
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 270
- Osmanlı İmparatorluğu 172
- Türkiye 148
- Türkler 137
- Osmanlı Devleti 135
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 111
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 97
Tanzimat Döneminde Türkiye'de Yönetim (1839-1856)
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 601-626
Özet
Tam Metin
Bundan önce Belleten 201'de yer alan bir yazımızda "Tanzimat'ın İlanı Sıralarında Türkiye'de Yönetim (1826-1839)" başlığı altında Tanzimat Devri düzenlemeleri öncesinde Türkiye'de uygulanmakta olan idari teşkilatı genel çizgileriyle belirtmeye çalışmıştık. Bu makalemizde ise Tanzimat'ın ilanından 1864'te yayınlanan Tuna Vilayeti Nizamnamesi'nin yürürlüğe girdiği ana kadar geçen devrede ülke yönetiminde yapılan yeniliklerin bir kısmını ele alacağız.
XVIII. Yüzyılda Osmanlı Sanayi ve Ticaret Hayatına İlişkin Bazı Bilgiler
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 501-534
Özet
Tam Metin
Bu makalede, Osmanlı maliye kayıtlarına dayanarak, XVIII. yüzyılda Anadolu'nun sanayi ve ticaret hayatına ilişkin bazı değerlendirmeler yapılmaya çalışılacaktır. Hemen her şehirde klasik dönem uygulamalarının yeni şartların etkisinde de olsa sürdürüldüğü bu yüzyılda, genel durumu gösterecek belgeler, mukata'a kayıtlarıdır. Bu bakımdan mukata'a defterlerindeki veriler ışığında Anadolu'daki durum çeşitli açılardan incelenecektir.
Şehir Tarihi Araştırmaları Hakkında Bazı Düşünceler*
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 667-684
Özet
Tam Metin
Bu konuşmanın amacı, şimdiye değin yapı lan Osmanlı şehir tarihi araştırmalarından edinilen izlenimleri sıralamaktır. Diğer bir deyişle bu konuşma, konu üzerinde nelerin yapıldığını ve daha nelerin yapılabileceğini, ağırlıklı olarak da nelerin nasıl yapılabileceğini belirleme çabalarına katkı denemesidir.
Deliorman Türklerinin kökeni
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 697-716
Özet
Tam Metin
Proto-Bulgarların kökeni üzerindeki Türk-Tatar ya da Turan kuramı (teorisi) önemli bir ilerleme gösterdi. Bundan önceki kuramlardan Slav kuramını tutan Raiç, Venelin ve İ. D. İlovayskiy ile Fin kuramını tutan Şafarik, Drinov, Jreçek'in (İreçek okunur), tarih bakımından da daha esaslı gibi görünen en yeni Turan kuramının şiddetli baskısı önünde kesinlikle teslim oldukları görülmektedir. Gerçekte, tarih ve arkeoloji bilgilerinin güçlüce yardımlarını gören Turan kuramı da, bakış açısını bu alandan da inandırıcı bir biçimde açıklamak için etnografya ve dilbilm tanıtları (delil) kadar, yaşamakta olan etnik (kavmi) tanıtlarda pek çok başarılı olmuş sayılamaz. Hiç olmazsa, şimdiye kadar yapılan denemeler pek başarılı değildir; çünkü, kuram taraflılarının çevirdirleri Türk-Tatar kökenli sözlerin pek çoğunu bile göz önüne alsak, gene büyük ölçüde açık kalan bir soruya varmaktayız: Bu sözler, Bulgarcaya ne vakit, hangi kavimle girmiştir? Acaba, Asparuh'un alayı ile mi, yoksa Avarlar, Kumanlar, Tatarlar, Peçenekler vb. gibi daha sonraları gelip Slav-Bulgar öğesi (unsuru) ile ilişkiye giren kavimlerle mi?
Devlet Kurucusu Atatürk
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 777-794
Özet
Tam Metin
"Türk Tarih Kurumu"muzun Büyük Atatürk için tertiplediği konferans serilerinden birincisini benim konferansımla açmayı tensip etmesini alicenap bir teveccüh sayıyorum. Sayın Türk Tarih Kurumu Başkanımızın Genel Müdürle beraber lütfettikleri daveti eksiklerime bakmaksızın cesaretle kabul ettim, o vazife ile huzurunuzdayım. Sayın Başkanımıza teşekkür ödevimi yerine getirdikten sonra başlıyacağım. Atatürk'ün bütün hayatında askeri kudretini, kumandan olarak büyük değerini dikkatle takip etmişimdir ve büyük bir kumandanın bilgi olarak ve karakter olarak vasıflarını Atatürk'te daima bulmuşumdur. Muharebelerde ve harita başında Atatürk'ün büyük kumandan olarak müdahalelerini, icraatını muhtelif vesilelerle dile getirmişimdir; anladığım ve duyduğum gibi. Bunun gibi, Atatürk'ün büyük kumandan olarak vasıflarını takdir ettiğim gibi, siyasi kudretini, siyasi vasıflarını kumandanlığının da üstünde gördüğümü daima belirtmiştim. Bu kanaatle bu konferansa başlıyorum. Atatürk'ün bugün size kumandan olarak büyük vasıflarını, memlekete büyük tesirlerini ve hizmetlerini dile getirmiyeceğim, devlet kurucusu olarak siyasi vasıflarını anlatmağa çalışacağım.
Dr. RİFAT ÖZDEMIR XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara (Fizikî, Demografik, İdarî ve Sosyo-Ekonomik Yapısı) 1785-1840, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları 694, Kültür Eserleri Dizisi 59, Ankara, 1986 (2 harita, 1 plan, 1 resim), 329 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 717-722
Özet
Tam Metin
Son yıllarda Osmanlı dönemi sosyo-ekonomik tarihi üzerinde yapılan araştırmaların yoğunluk kazandığı memnuniyetle müşahade edilmektedir. Gerçekten de tarih, sadece siyasi olaylardan meydana gelen bir disiplin olmayıp, bir "bütündür". Bu bütünlük içerisinde özelde insanın, genelde de, toplumun bütün fonksiyonlarının ele alınıp incelenmesi gerekir. Ancak o zaman tarih "faydacı" ve "ders alınabilir" bir nitelik kazanacaktır. Yakın zamanlardaki tarihçiliğimizde bu anlayışın hâkim olduğu görülmektedir. Hele bu tür araştırmalarda, birinci elden kaynakların, arşiv belgelerinin kullanılması olumlu bir gelişme olarak görülmeli ve her türlü taktirin üstündedir.
Atatürk ve Demokrasi
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 825-832
Özet
Tam Metin
4 Haziran 1933 tarihindeyiz. Atatürk'ün etrafında devlet ve fikir adamlarımızın toplandığı bir gece idi. Gündüz Genel Kurmay'da meşgul olan Atatürk, gece bazı arkadaşlariyle çeşitli konular üzerinde konuşuyordu ve bundan büyük haz duyuyordu. Hazır bulunanlardan Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Saffet Arıkan, Recep Peker, Necip Ali Küçüka, Fethi Okyar, Tevfik Rüştü Aras ve Şükrü Kaya beyleri hatırlıyorum. 1933 sonlarında Cumhuriyetin onuncu yılı tamam olacaktı. O gece on yılın tarihçesi üzerinde duruldu. Atatürk'ün sorduğu sualler üzerinde veyahut herkes kendi düşüncesine göre bir konu üzerinde konuşmuştu. Fakat en çok inkılâplar üzerinde duruluyordu. Uzun ve istifadeli konuşmalar arasında Atatürk bazen dinliyor bazen kendisi uzun uzun konuşuyordu. Fakat her zaman olduğu gibi mefhumların, tarifleri üzerinde formüller aramıştı ve ısrarla "inkılap" kelimesinin lûgat mânasından gayrı, Türk inkılâpları yönünden tarifini, izahını istemişti. İnkılâp kelimesinin diğer batı dillerindeki karşılığı aranmıştı.
Atatürk İlkeleri
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 807-824
Özet
Tam Metin
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ve yaptığı siyasal, sosyal ve kültürel inkılâplarla Türk ve Dünya tarihlerinin akışına yeni yön vermiş olan Büyük Kurtarıcımız Atatürk'ün, ölümününün 50. yıldönümünü milletçe anmaktayız. Bizce bu anma yılı gerçek anlamı ile Atatürkçülüğe dönüşe yeni bir başlangıçtır. Daha açık bir deyişle O'nun Türk toplumuna kazandırdığı değerlerle, ileri uygarlık anlayışı ve insanlığa yönelik fikir gücü ile, Türk toplumuna sunulan insanlık modeli olan Atatürkçülüğün anlamını tanımak ve tanıtmaktaki zorunluluğun belirtilmesi için fırsattır. İşte bu düşünce iledir ki, bu konuşmamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu, Türk milleti için tek yol gösterici Atatürk'ün ilkelerinin bütününden söz edeceğim. Ancak burada bir noktayı belirtmekte yarar görüyorum. O da kısıtlı zaman için her biri üzerinde uzun uzun durulabilecek nitelikteki ilkelerin, bu konuşmamda genel çizgileri ile sizlere aktarılmaya çalışılacağıdır.
İstiklal Savaşı ve Milli Birlik
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 795-806
Özet
Tam Metin
Birinci Cihan Savaşı'nda Osmanlılar dostlarıyla birlikte yenik düşmüştür. Bunun sonucu olarak 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kalmıştır. Mütarekeyi İngiliz Akdeniz Donanması Başkomutanı Koramiral Arthur Galthorpe ile Osmanlı Hükûmeti temsilcilerinden Denizcilik Bakanı Rauf Bey (Orbay) imzalamıştır. Yirmi beş şartı içeren bu ateşkesle Osmanlı Devleti'nin eli kolu iyice bağlanmış ve galip devletlerin arzularına boyun eğmek zorunda kalınmıştır. Ateşkesin bazı maddeleri Osmanlıların silahlarının alınmasını ve güçsüz halde bırakılmasını öngörmüştür.
Önsöz
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 775-776
Özet
Tam Metin
Ulusça varlığımızı, Türk Tarih Kurumu olarak da bilim dünyasındaki seçkin yerimizi Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'e borçluyuz. Ulusal ve çağdaş devletimizin her kurumu gibi Türk Tarih Kurumu da O'nun elleriyle dikilmiş, yeşermiş ve gelişmesi için çaba harcanmış bir fidandır. Bu çabanın bilinciyle görevini sürdürmekte olan Türk Tarih Kurumu, adını, 1937 yılında kendisinin verdiği Belleten dergisinin 204. sayısını O'nun ölümünün 50. yılı anısına ayırmıştır.