3775 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Re-examination of the Kültepe Tablet (Kt. g/t 42+z/t II) (Summary)

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 9-10 · DOI: 10.37879/belleten.1987.9
Tam Metin
The first fragment (g/t 42) of the tablet (Kt. g/t 42+z/t 11), which is to be the subject of study here was found in the palace of Warsama during the excavations of 1955 at Kültepe. This fragment together with the other two tablets (g/t 36, h/t 330), found also at the same place, was published by E. Bilgiç in the Anatolia VIII (1965) under the title "Kültepe Hüyüğünde Çıkan Üç Tablet".

Tahran Notları

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 981-1002 · DOI: 10.37879/belleten.1987.981
Tam Metin
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği İlimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü, albay V.A. KOSOGOVSKİ'nin "TAHRAN NOTLARI"nı yayımladı. Eser, 1960 yılında, Moskova'da, Doğu Edebiyatı Yayınevi tarafından 3000 nüsha olarak basıldı ve satışa çıkarıldı.

1527 Anadolu İsyanı Hakkında yayınlanmamış Bir Rapor

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 107-118 · DOI: 10.37879/belleten.1987.107
Tam Metin
Celali isyanlarıyla doruk noktasına varan, Osmanlılar döneminden önceki Anadolu'yu karıştıran, kültürel, dinsel, etnik, ekonomik ve toplumsal belli bir dengenin bozulduğunu gösteren ve toplumun bundan dolayı kabul ya da reddettiği isyanlar, araştırmacılar için oldukça verimli bir alandır. Bu konuda çalışan araştırmacıların incelemeleri, analizleri ve sonuçları birbirinden farklı çok sayıda eserin ortaya çıkmasını sağlamıştır. XVI. yy'ın ilk çeyreğindeki Osmanlı-Safevî ilişkilerini incelerken bir yandan aralarındaki ortak noktaları, öte yandan ise önceki ve sonraki olayları araştırarak, isyanları oluşturan nedenleri anlamaya çalıştık. Bu arada yine, aynı dönemde yer alan üç büyük isyanı da incelememize katmış olduk. Ancak çalışmanın henüz varsayımlar safhasında bulunduğunu da hemen belirtelim. İsyanların yerel bir çerçevede kalması, olayların gelişimi ile ilgili belgelerin bolluğuna rağmen henüz yayınlanmamış olmaları ve düzenli olarak bu belgelere başvurmanın gerekli olması, konu hakkında aslında pek az bilgimizin bulunduğunu çabucak fark etmemizi sağladı. Bu koşullarda, elimizdeki bölük pörçük verilerle, varsayılan nedenlere dayalı ve gözlemlediğimiz dört etkenden birini ön plana çıkarabilecek, herhangi bir yorum yapmaktan şimdilik kaçındık. Yukarıda açıkladığımız duruma göre, isyanlar arasında bir kıyaslama yapmak çok erken gibi geldi. Bizce, Celali isyanlarının detaylı olarak incelenmesi, şimdiki konumuzu oluşturan bu üç isyanı araştırmadan imkânsız gibi görünmektedir.

Altan Topçi III.

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 19-66 · DOI: 10.37879/belleten.1987.19
Tam Metin
"Moğolların Gizli Tarihi" adlı eserden sonra en önemli Moğol tarihi olan Altan Topçi, XIII. yüzyıl Moğol tarihini ve Moğollar hakkında efsanevî şecereden başlayarak Ögedei zamanına kadarki en eski bilgileri içine almaktadır. Altan Topçi, Türkiye'de ilk defa tarafımızdan ele alınmış, Moğolca aslı ve R.C. Bowden'in İngilizce tercümesi karşılaştırılarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Eserin 1-21. paragrafları, "BELLETEN"in 152. sayısında; 22-96. paragrafları da yine "BELLETEN"in 196. sayısında yayınlanmıştır. 152. sayıda Altan Topçi ve nüshaları hakkında geniş bilgi verilmiş; ayrıca, eserin Moğol yazısıyla yazılmış ilk 8 sayfası ile metnin transkripsiyonu yapılmış ilk 5 paragrafı örnek olarak gösterilmiştir. Bu bölümde ele alınan 97-126 paragraflar, Moğolların biribirleriyle yaptıkları mücâdeleleri kronolojik olarak nakletmektedir. Bu bölümün sonunda, ayrıca, eserin tamamında (1-126. paragraflarda) geçen şahıs, kavim, kabile, boy, soy, oymak, yer ve madde adları, paragraflara göre verilmiş ve gerektiğinde açıklamalar yapılmıştır. Eser bu bölümle tamamlanmış olmaktadır.

Selânik ve Yanya'da Osmanlı Egemenliğinin Kurulması

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 75-101 · DOI: 10.37879/belleten.1987.75
Tam Metin
Bu yazımızda, Sultan II. Murad tarafından yedi ay ara ile zaptedilen Selânik (Thessaloniki) ve Yanya (Ioannina) kentlerinin hangi şartlar altında Osmanlı egemenliğine geçtikleri Bizans, Osmanlı ve Lâtin kaynaklarından yararlanılarak incelenmeye çalışılacak ve ayrıca, Bizans kaynaklarında yer alan Osmanlıların fetih politikalarına ilişkin bilgiler üzerinde de durulacaktır. Selânik savaş yoluyla, Yanya ise, Sultan'ın teslim çağrısına uyarak Osmanlı egemenliği altına geçmiş olduklarından, bu kentlere karşı farklı politikalar izlenmiştir. Sultan II. Murad'ın fetihleri bugünün değer yargılarıyla değil, o devrin şartları ve zaruretleri gözönünde tutularak Islâm Hukuku'na dayanan Osmanlıların fetih politikaları açısından incelenecektir.

Hititçe Ḫuḫurtalla Ve Onun Sümerce Karşılığı Hakkında

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 11-14 · DOI: 10.37879/belleten.1987.11
Tam Metin
Çiviyazılı Boğazköy belgelerinde geçen, bir vücut uzvu olan UZUḫuḫurti- için ilk olarak Sayce, RA 24 (1927), s. 123-126'da yayınlanan "The Names of the Parts of the Body in Hittite" adlı makalesinde soru işaretiyle "throat" (=boğaz, gırtlak) anlamını vermiştir. Friedrich sözlüğünde aynı şekilde göstermiştir. 1957'de Alp tarafından Anatolia II'de yayınlanan "Zu den Körperteilnamen im Hethitischen" adlı geniş çalışmada Sayce'ın fikrine karşı bu kelime için "Lufthröhre" (=soluk borusu) anlamını haklı nedenlere dayanarak vermektedir. Friedrich bunu bir soru işaretiyle sözlüğünün 2. ekinde vermiştir. Daha sonra yine Friedrich sözlüğünün 3. ekinde Otten'dan aldığını belirterek ḫuḫurti- için kesin olarak "Kehle" (=boğaz, gırtlak) anlamını vermiştir.

1056/1646 Tarihli Avârız Defterine Göre 17. Yüzyıl Ortalarında Harput

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 119-130 · DOI: 10.37879/belleten.1987.119
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'a kadar tahakkuk ve tarh usûlleri farklı şekillerde belirlenerek halktan nakid veya hizmet olarak alınan "Avârız" veya "Avârız-ı Divâniye", fevkalâde durumlarda ve özellikle sefer masraflarını karşılamak için, Divân'ın teklif ve kararı ile padişahın emri üzerine toplanabilen bir vergi türü olarak dikkati çeker. Avârız vergisinin halka tevzii ve taksimi için kazâ merkezleri ve merkezlere bağlı olan nâhiye ve köylerde herhangi bir gayri menkulü tasarruf eden şahıslar tahrir edilerek "Avârız Hânesi" tesbiti yapılırdı. Çünkü şahısların "Avârız" vergilerini ödemeye katılmalarında aranan şart, mülk sahibi olmalarıdır.

Abstract

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 102-106 · DOI: 10.37879/belleten.1987.102
Tam Metin
In the present study we dwell upon the circumstances under which Thessaloniki and Ioannina came under Ottoman sovereignty. These two towns were conquered by Murad II within an interval of seven months. This study is based upon Byzantine, Ottoman and Latin sources; we have also studied the information gleaned from Byzantine sources about Ottoman policies of conquest. As Thessaloniki became part of the Ottoman realm by conquest, while Ioannina did so by conforming to the Sultan to surrender, different policies were applied to the two cities. The conquests of Murad II have been studied not with the present value judgements in mind, but considering the conditions and necessities of the fifteenh century. The conquest is viewed within the framework of Ottoman conquest policies based upon on Fıkıh (the Muslim religious and legal Code).

Contributions of Muslim Turks to Geography

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 67-74 · DOI: 10.37879/belleten.1987.67
Tam Metin
Islam gave a new civilization to the Turks who were always great admirers of sciences. The last words of Sultan Osman to his son Orhan -"Be the supporter of the faith and the protector of the sciences"- was religiously observed. Turks also became faithful of those nations who had contributed in various fields of sciences and like the Arabs they have distinguished themselves in the science of geography. They have a definite stage in the history of this branch of knowledge and their contents are amazingly vast. Their effects are also far-reaching but their contributions are not well known to scholars as it should be.

Gelibolu'da Ruslar

Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 315-356 · DOI: 10.37879/belleten.1987.315
Tam Metin
"Gelibolu'da Ruslar" kitabı, 1923 yılında Berlin'de basılmıştır. 1920 Ekiminde, iç savaş sonunda Bolşeviklere yenik düşen ve Kırım'ı terketmek zorunda kalan Çar ordusunun bir bölümünü oluşturan 1. Kolordu'nun, Fransızlarca yerleştirildikleri Gelibolu'daki yaşamlarını konu alan bu kitap, burada bizzat yaşayanlar tarafından hazırlanmıştır. Kitapta, bir yıllık Gelibolu yaşamı tüm yönleriyle, ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Rusların Gelibolu'ya nasıl ve kimlerce yerleştirildiği, iaşelerinin nasıl temin edildiği, nasıl bir yaşam düzeni kurdukları bölümler halinde anlatılmıştır. Türklerle olan karşılıklı toplumsal ve dinsel ilişkilerin yanı sıra, Rus ordusunun Kemalist güçlerle ilişkileri de Türk tarihi açısından ilgi çekicidir. Özellikle Rusların Rum, Ermeni, Fransız gibi, o dönemde Gelibolu'da sayıca fazla olan ve kentin yaşamında etkin rol oynayan azınlıklara bakış açılarına ilişkin bazı izlenimler de edinilmektedir. Bunların yanı sıra, Rus kolordusunun yönetim, eğitim, spor, kültür, din, sağlık alanında yaptıkları etkinlikler de ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Kitabın son bölümünde ise Rusların Gelibolu'dan nasıl ve hangi koşullar altında ayrıldıkları anlatılmaktadır. Kitapta ayrıca, haritalar, komutanlıklar arasında geçen önemli yazışmaların ve bazı bildirilerin metinleri ve fotoğraflar yer almaktadır. Bu yazıda, kitap, ayrıntılı ve yakın tarihimizin bilinmeyen veya çok az bilinen bir olayına ışık tutacak bir biçimde, yorum katılmadan, yazarların görüşlerine bağlı kalınarak özetlenmiştir.