3775 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 3775
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 3775
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 270
- Osmanlı İmparatorluğu 172
- Türkiye 148
- Türkler 137
- Osmanlı Devleti 135
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 111
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 97
I. Cihan Savaşında Kafkas Cephesinde Enver Paşa Tutsak Olmaktan Nasıl Kurtuldu?
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 215-226 · DOI: 10.37879/belleten.1979.215
Özet
Tam Metin
I inci Cihan savaşında Kafkas cephesinde (Sarıkamış) dolaylarında cereyan eden savaşlar sırasında Enver Paşa da ı o uncu Kolordu komutanı Ziya Paşa'nın yerine yeni atanan Albay İsmail Hakkı Bey'in (kısa bir süre sonra paşa olmuştur) yanında bizzat harekatı idare etmekte idiler. Ruslar'ın aniden üstün kuvvetlerle Osmanlı hatlarını kuşatarak saldırdıkları ve birçok tutsak alarak toprak kazandıkları bilinmektedir. İşte bu savaşlar sırasında Osmanlı orduları Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa bu kuşatma ve saldırı sonunda nasıl oldu da tutsak olmaktan kurtulabildi ? Bu olay şimdiye kadar tarih sayfalarına yansımamıştır. Olayın iç yüzünü aydınlığa kavuşturmak amacı ile bu yazıyı merhum büyük kardeşimin bazı notlarından ve bize anlattıklarından yararlanarak yazmağa karar verdim. I inci Cihan Savaşının başladığı yıllarda biz on kardeştik. Babam İstanbul'da Gureba Hastahanesi Başkâtibi İsmail Hakkı Efendi idi. Yukarıda adı geçen olayın kahramanı en büyük kardeşimiz (Doğumu 1888 - Ölümü 1971) Mülâzim-i evvel (Tahsin İsmail - Yenibahçe) idi. Kendisi 19 Ağustos 1908 (1324) de Harp okulunu birinciler arasında bitirmiş ve orduya Mülazim-i Sani olarak katılmıştır.
The Early Bronze Age at Maşat Höyük
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 21-48 · DOI: 10.37879/belleten.1979.21
Özet
Tam Metin
Maşat Höyük (ancient Tapigga) has been excavated since 1973 under the direction of Prof. Dr. Tahsin Özgüç. I have been a member of the expedition since 1975 and would like to express my thanks to Professor Özgüç for permitting me to study and publish the Early Bronze Age material which is well represented at Maşat Höyük with diverse remains. The primary aim of Tahsin Özgüç is to expose the complete layout of the Hittite palace discovered at Maşat Höyük; the Hittite and the Early Brone Age settlements in the lower city will be studied subsequently. The excavations revealed that on the ruins of the Hittite palace, built on the summit of the hill, there were two Hittite building levels and three Iron Age building levels, which were studied carefully in order to preserve the palace in its original state. As Tahsin Özgüç reported, in the process of laying the deep foundations of the palace which represents the third Hittite building level at the citadel, the Early Bronze Age buildings below had been demolished and destroyed. However, isolated fragments of Early Bronze Age buildings appear below the floor level of the courtyard and of the northern colonnade of this extensive building. In the north - western section of the mound, which is outside the palace com.plex, the latest building level of the Early Bronze Age appeared as the first `cultural' level. Apparently some areas on the citadel were left free of construction during the Hittite period and the Iron Age.
Some Interpretations Concerning the Relief Decoration of the Column-Capitals of the Kursi in the Mosque of Bozüyük
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 66-72 · DOI: 10.37879/belleten.1979.66
Özet
Tam Metin
The mosque of Kasım Pasha in Bozüyük has been mentioned in m.any travel books, and is famous because of its coloured - glaze fayance decorations. It has been constructed in 1528 as a part of a large building complex consisting of quest houses, kitchens and a kervansaray. A tile of the minber bearing an inscription that the bath was built in 1525 by Kasım Paşa indicates that there have been many changes in the mosque after a fire and it was re - built in the eighteenth - century, probably using the tiles of a bath, location of which is unknown. The most important part of the mosque is a kürsi on the left - hand corner of the mosque resting on four columns brought by Kasım Pasha from Hama, who was the governer (mutasarrıf) of that city during 1516 - 20. The most remarkable part of the columns is the carved decoration of the capitals containing vegetal, animal and human motifs. Its inscriptions bear the name and the titles of the Ayyubid ruler Sultan al - Malik al - Muzaffer Taqi al - Din Mahmûd, which indicates a date in the thirteenth century.
Amerikan Belgelerinde Türk Yazı Devrimi
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 107-214 · DOI: 10.37879/belleten.1979.107
Özet
Ellinci yılını andığımız Türk yazı devrimi, zamanında, dış dünyada yankılar yapmıştır. Bu arada Amerika'da da ilgi uyandırmıştır. Türkiye'deki Amerikan Büyükelçiliği bu konuya önemle eğilmiştir. Vaşington'daki Amerikan Diplomatik Arşivlerinde Türk yazı devrimi üzerine epeyce belge bulunmaktadır. Amerikan Diplomatik Arşivleri Müdürü Sayın Milton O. Gustafson aracılığıyla bu belgelerin örneklerini sağladık. Kendisine burada teşekkürü borç biliriz. 12 Ekim 1927 günü güven mektubunu Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'e sunarak Türkiye'de göreve başlayan Amerikan Büyükelçisi Joseph C. Grew, Arap harflerinden yeni Türk harflerine geçişimizi bir yıl boyunca yakından izlemiştir. 1928 yılı ortalarından 1929 ortalarına kadar Vaşington'a birçok rapor yollamıştır. Türk yazı devriminin nasıl hazırlandığını, nasıl başarıldığını, ne gibi sonuçlar verdiğini hükümetine anlatmıştır. Devrimin ellinci yılında bu belgeleri yayınlamak uygun görüldü.
Osmanlı Elçisi Ebubekir Ratip Efendinin Viyana Mektupları
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 73-106 · DOI: 10.37879/belleten.1979.73
Özet
Tam Metin
Ebubekir Ratip Efendi, Osmanlı Devleti'nin Avusturya nezdine gönderdiği son muvakkat (ad hoc) elçi olmuştur. Ebubekir Ratip'in görevinin bitiminde yazdığı sefaretname ve takrirler, Avrupa'nın o tarihlerdeki askeri, idari ve mali örgütlenmesi hakkında çok ayrıntılı bilgileri kapsamış ve Padişah III. Selim'in ıslahat hareketlerine önemli ölçüde ışık tutmuştur. Arapça ve Farsça dillerini bilen, şair ruhlu, bilgili ve yaratıcı bir kişiliğe sahipti Ebubekir Ratip Efendi. Ebubekir Ratip, ıslahatçı Padişahının gerçek bir temsilcisiydi ve yeni bir diplomat tipini simgelemekteydi. Başka bir deyişle, Ebubekir Ratip Efendi, kendinden önceki elçiler gibi öncelikle usûl ve teşrifat sorunları üzerinde durmamakta; onu daha çok değişik kurumların örgütlenmeleri, bu örgütlerin yapısal sorunları ilgilendirmekteydi. Örneğin, Ratip Efendi Avusturya'da Askeri Akademi'yi ziyaret etmiş ve sefaretnamesinde Avusturya'nın askeri örgütlenmesi konusunda çok ayrıntılı bilgiler yer almıştı.
Kitaplardan Haber [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 170 · Sayfa: 517-522
Özet
Suriye'de 8 Mart 1963 darbesinin ardından iktidara gelen Baas Partisi'nin kurduğu yeni rejimin biçimlendiği 1963 - 1966 yıllarını kapsayan dönemde Suriye'de önemli toplumsal ve siyasal değişiklikler olurken, Baas Partisi'nin niteliği de büyük ölçüde değişime uğramıştır. Itamar Robinovich, Baas Partisi'nin özgün belgelerine, anılara, polemik kitaplarına, Arap basınına ve radyo yayınlarına dayanarak Suriye tarihinin bu fırtınalı ve önemli dönemini incelemektedir. Kitapta, sözkonusu dönemin kronolojisi saptanmakta, bu dönemi biçimlendiren sorunlar ve etkin güçler incelenmekte, bu değişiklik ve gelişmelerin önemi değerlendirilmektedir. Yazar, Suriye ordusunun önderleri ile Baas Partisi örgütü arasındaki kendine özgü bağıntı, Suriye ile Mısır ve Nasır arasındaki karmaşık ilişki ve Baas rejimi ile Suriye halkının arasındaki bölünmeye ağırlık vermektedir. Kitap, Suriye hükûmetlerinin listesi, Baas Partisi ve Suriye'nin önde gelen kişileri ile Baas Partisi'nin bellibaşlı ideolojik metninin ilk İngilizce çevirisinin yer aldığı ekleri de kapsamaktadır.
Türk Tarih Kurumu Genel Müdürü Uluğ İğdemir'in 80. Doğum Günü Töreninde Yapılan Konuşmalar
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 170 · Sayfa: 523-535
Özet
Türk Tarih Kurumu Genel Müdürü Uluğ İğdemir'in 80. doğum günü nedeni ile 31 Mart 1979 Cumartesi günü saat 18 de Türk Tarih Kurumu konferans salonunda düzenlenen törene üçyüze yakın davetli katılmıştır. Törende yapılan konuşmaları sırasıyla aşağıya alıyoruz:
PAOLO PRETO, Venezia e i Turchi (Venedik Cumhuriyeti ve Türkler), Firenze (Floransa) 1975, 554 Sayfa. Facoltâ di Magistero dell'Universitâ di Padova XX. Yayınlayan G. C. Sansoni, Firenze (Floransa) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 227-239
Özet
Tam Metin
Venedik Cumhuriyeti'nin yüzyıllar boyunca sürdürdüğü Şark ticareti esnasında XIII. yüzyıldan itibaren karşı karşıya geldiği Türk dünyasına hemen ilgi gösterdiği anlaşılıyor. Venedikliler karşılaştıkları bu yeni gücün ne olduğunu araştırmağa giriştiler. En eski Venedik belgelerinde, Türkler ile yapılacak ilişkilerin neler olması gerektiğine dair kayıtlar bulunmaktadır. Matbaanın geniş okur kitlelerine hitap etmeğe başlamasından sonra da Türkler hakkında basılan kitapların sayısı çoğalmaya başladı. C. Göllner'in sabırlı çalışmaları sonunda derli toplu bilgi sahibi olduğumuz bu yayınlar eski dünyada Türklerin nasıl görüldüğüne dair bilgiler vermektedir. Malzeme vermenin yanı sıra, bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve araştırma yapmak isteyenlere yeterli bilgi vermesini istediğimiz kitaplara da rastlamaktayız. Bunlar arasında şimdiye dek eksik kalan İtalyan gözlemcilerinin, bilhassa Venediklilerin nasıl izlenimler taşıdığına ve Türkler hakkında nasıl kanaatler taşıdığına ait bir boşluk şimdi giderilmiş bulunmaktadır. Padova Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Paolo Preto, daha önce müteveffa Tommaso Bertelé'nin İstanbul'daki Venedik elçilerinin oturdukları sarayı incelerken, Osmanlı devleti başkentinde meydana gelen olayları kronoloji sırasıyla bir araya getirdiği bilgilere ek olarak, şimdi yalnız İstanbul'da değil fakat aynı zamanda Venedik kentindeki Türkleri incelemekten başka bu arada Venedik yazın ve düşün dünyasında yapılmış belli başlı yapıtları taramak suretiyle çok değişik bir kitap meydana getirmiş bulunmaktadır.
DIANA GRIMWOOD - JONES DEREK HOPWOOD and J. D. PEARSON, Arab Islamic Bibliography. The Middle East Library Committee Guide, Susse 1977, XVII - 292 Sayfa. İç kapakta ek olarak: Based on Giuseppe Gabrieli's `Manuale di Bibliografia Musulmana'. With the assistance of J. P. C. Auchterloine, J. D. Latham, Yasin Safadi. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 240-246
Özet
Tam Metin
İslam dünyası için yaptığı kaynakça yayınları ile tanınan J. D. Pearson', iki meslekdaşı ile birlikte büyük bir gereksinmeyi gideren yeni bir yapıt hazırlatmıştır. Eski kuşağın tanınmış İtalyan doğubilimcilerinden Giuseppe Gabrieli'nin bugün için eskimiş olmakla beraber yenisi yazılmayan Manuale di Bibliografia Musulmana (İslam Kaynakçısı Elkitabı) adlı yaptırım yeni yöntemlerle ve birçok eksiğini tamamlayan yayını yapılmış bulunuyor. Aynı tarzda Türk araştırmaları için bir kaynakça beklemekte olduğumuz için, bu güzel yayından yararlanarak düşüncülerimizi ortaya koymak istedik. Kitap bir kişi tarafından değil, çeşitli konuları ele alan araştırıcılar katkısıyla hazırlanmıştır. Böylece bir kişi için kaçınılmaz olan eksiklikler en az sayıya indirilmiştir. Sonuna konulan dizinler, kişi adları ile başlıklar ve anonim yapıtları da içermektedir. Başlangıç sayfalarında (VIII-XII) J. D. Pearson, bu kitaba esas olan G. Gabrieli'nin yaşamı ve yapıtları hakkında bilgi verdikten sonra kitabın amaçlarını açıklamaktadır. Kullanılan kısaltmalar (XIII-XVII) taranan dergilerin sayısına dair bilgi vermektedir. Kısaltması yapılmayanların sayısı kitap içinde bir hayli fazladır.
Arkadaşımız İbrahim Olgun'u Yitirdik
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 247-249
Özet
Kurumumuzun Osmanlıca uzmanı yazar ve öğretmen arkadaşımız İbrahim Olgun'u 9 Aralık 1978 günü en verimli çağında yitirmenin acısı içindeyiz. Arkadaşımız Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği bir toplantıda geçirdiği bir kalp krizi sonunda aramızdan ayrıldı ve 12 Aralık 1978 Salı günü Kurumumuzun giriş holünde düzenlenen bir törenden ve Hacı Bayram Camiinde kılınan cenaze namazından sonra toprağa verildi. Kurumdaki törende Başkanımız Ord. Prof. Enver Ziya Karal şu konuşmayı yaptı : Geçen Cuma günü idi. Sayın Genel Müdür Uluğ iğdemir ile Kurumdan çıkmak üzere idik. Holde İbrahim Olgun'a rastladık. O da çıkmak üzere idi. Yüzünde her zamanki tatlı tebessümü vardı. Bir süre kapının önünde konuştuk. Sonra birbirimize iyi tatiller dileyerek ayrıldık. Kim derdi ki, onunla bu görüşmemiz son olacakmış. Kim düşünebilirdi ki, onun kurumdan o günkü çıkışı son çıkışı imiş. insanoğlu nereye giderse gitsin, nerede bulunursa bulunsun, kaderi peşini bırakmaz, onunla beraber olurmuş. İbrahim'i bu beklemediğimiz sonsuzluk yolculuğuna çıkartan kaderinden başka ne olabilir ki? Öyle sanıyorum ki onun üzerimizde bıraktığı ve daima hatırlayacağımız yüzünü süsleyen o tatlı tebessümü idi. Bu tebessümün arkasında saklı nezaketini ve arkadaşlığını daima hatırlayacağız.