3787 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 3787
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 3787
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 338
- Osmanlı 271
- Osmanlı İmparatorluğu 172
- Türkiye 148
- Türkler 137
- Osmanlı Devleti 135
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 111
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 98
Göknur Göğebakan, XVI. Yüzyılda Malatya Kazası (1516-1560), Malatya Belediyesi Kültür Yayınları
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1001-1004
Özet
Osmanlı döneminden günümüze ulaşan arşiv belgeleri arasında Tapu-Tahrir ya da Nüfus ve arazi sayım defterleri (TT) oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu defterlerin çok büyük ölçüde XV-XVI. yüzyılları kapsadığını belirtmek gerekir. Aslında timar ve iltizam sisteminin işleyişine esas olan bu defterler, günümüz tarihçileri, iktisatçıları, coğrafyacıları vb. tarafından çok değişik açılardan incelenmekte ve değerlenditmektedir. Son yıllarda bu defterler bağlamında bir sancağın, bir kentin, bir kazanın belirli bir dönemdeki durumunu ele alıp işleyen araştırmaların sayısı oldukça artmıştır. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bu defterlerden bazılarını, harita ve dizin eklemek suretiyle tıpkıbasım halinde yayınlamış bulunmaktadır. Defterlerdeki nüfus ve vergi kayıtları günümüzde bilgisayar düzeni içinde çok önemli bir veri tabanı oluşturmaktadır. W. D. Hütteroth ve Nejat Goyünç'ün güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak'ın bir bölümünü içine alan bölge için yaptıkları çalışma, bu açıdan dikkate değer bir örnek olarak görülmektedir.
Kitap, matbaa, kitap tarihi, dergi, dergi tarihi, İtalya'da Şark âlemi için basılan eserler üzerine araştırmalar
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 987-990
Özet
Hümanizma ve Rönesans hareketlerinin kültür, mimari, sanat, müzik ve akademi çalışmalarının merkezi sayılan Floransa şehri, bu geleneği başarıyla devam ettiren hatta teknolojinin başdöndürücü gelişmesinin XX. yüzyılda kendisini hissettirmesine rağmen, geleneklerden vazgeçmeyip, asrileştiren bir yuvadır. Bu başarısı büyük ölçüde coğrafi yapısından ileri gelir ve bu yapıyı benzersiz bir insan potansiyeli tamamlar. Bu beceriye bir de matbaayı ilâve etmemiz kaçınılmazdır. Fakat evvelâ bazı konulara temas etmekte fayda vardır. Matbaa Almanya'da keşfedildikten kısa bir zaman sonra, Venedik şehrinde yetişen yatırımcılar sahip çıktılar ve sonra da komşu mahallere de öğrettiler, bu arada Floransa şehri de bu yenilikten istifade etmesini bildi. Yeni keşfin getirdiği özellikler: eğitim, kültür, sanat alanlarında kitabın tesiri artarken, bir de ekonomik hareket kendisini gösterdi.
LUKE TREADWELL, Buyid Coinage. A Die Corpus (322-445 A.H.), Ashmolean Museum
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 991-1000
Özet
İslâmi nümizmatik son yıllarda önemli uluslararası yayınlara konu olmuştur. Ashmolean Müzesi Oriental Nümizmatik kısmı başkanı, nümizmat ve sanat tarihçisi Luke Treadwell'in uzun bir süredir Buveyhî paraları üzerinde çalıştığı nümizmatik çevrelerinde iyi bilinmekte idi. Araştırmacının uzun ve yorucu mesaisinin bir neticesi olarak Buyid Coinage. A Die Corpus (322-445 A.H.) isimli eser 2001 yılında yayımlandı. Söz konusu eserin, alışılmış katalog çalışmaları yerine, bir kalıp kataloğu (die corpus) çalışması oluşu dikkat çekmektedir. Araştırmacının ifadesine göre, böyle bir kalıp kataloğu hazırlama fikrini kendisine Tübingen Üniversitesi'nden Dr. Lutz Ilisch tavsiye etmiştir.
DR. SEYYİD EBU'L-KASIM FURUZANÎ, Sîmcûrîyân, Nuhustîn Dudmân-ı Kudretmend-i Türk der İrân, Tehran hş. 1381 (m.2002), XII+121 s. (İran'da Kudretli İlk Türk Ailesi, Sîmcûrîler) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1013-1020
Özet
Adı geçen eserde Fihrist/İçindekiler ve Mukaddime, s.IX-XI/Önsöz'den sonra Birinci bölüm, Türkan der Fırâz ve Furûd-ı Rüzgâr, s. 1-14/Türkler zamanın zirvesinde ve dibinde başlığı altındadır. Bu bölümde Sasaniyân ve Türkân, s. 3-7/Sasanîler ve Türkler ile Müslümanân ve Türkân, s. 7-12/Müslümanlar ve Türkler, Türkân der Sipâh-ı Samaniyân, s. 12-14/ Samanîler ordusunda Türkler konuları işlenmektedir. Bu bölümün Müslümanlar ve Türklerle ilgili ilk bilgilerin zikri; Buhara hâkimi Hatun unvanlı bir kadınla Araplar'ın işbirliği yapmasıyla başlıyor. Daha sonra Emevî ve Abbasî dönemlerinde Halife Mu'tasım (833-842)'a kadar Türk-Arap münasebetleri anlatılıyor.
The Economic History of Byzantium. From the Seventh through the Fifteenth Century (VII. yüzyıldan XV. yüzyıla kadar Bizans iktisat Tarihi), ed. Angeliki E. Laiou, Washington
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1005-1012
Özet
Baş editörlüğünü Harvard Üniversitesi Bizans tarihi profesörü, Dumbarton Oaks'ın eski müdürü, Atina Akademisi üyesi Angeliki E. Laiou'nun, bilim heyetini Charalambos Bouras, Cecile Morrisson, Constantine Pitsakis ve eserin yayınlamasından önce vefat etmiş olan Nicolas Oikonomides'in yaptığı çalışma Yunan Merkez Bankası, Yunan Bankalar Birliği'nin sponsorluğunda ve Yunan Ulusal Bankası Kültür Kurumu'nun desteği ile Atina'da Yunanca, Washington'da da İngilizce olarak aynı anda basılmış. Eserin yazılmasındaki amaç, VII. yüzyıldan XV. yüzyılın ortasına kadar Bizans ekonomisini bir bütün olarak çalışmaktır.
Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihi. Istanbul'un Uzun Dört Yılı (1785-1789)
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1021-1022
Özet
Osmanlı Tarihi'nin ana kaynaklarından bir eser daha okuyucunun istifadesine sunulmuş bulunuyor. Tarih-i Lebiba olarak tanınan eserin tek nüsha olması yüzünden araştırıcıların ulaşması çok zordu. Bugün talep karşılanmış oluyor. Prof. Emecen'in bu eser ile olan ünsiyeti, eserin bir kısmını mezuniyet tezi olarak hazırlamasıyla başlamıştır (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, 1979). Bilahire Prof. Emecen akademik hayatının başlarında bir de yayın ("Tarih-i Lebiba'ya Dair", Tarih Dergisi, sayı 33, İstanbul 1982, 237-257) yaparak eserin önemini ortaya koymuştur. Bu makale ile ilim alemince daha da tanınan eserin tamamının neşri zaruri hale gelmişti.
Ioannes Chrysostomus’un Düşüşü: Doğu Roma Başkentinde Din ve Politika
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 745-770 · DOI: 10.37879/belleten.2003.745
Özet
Tam Metin
Geç Roma İmparatorluğu'nda, din ve politika ayrılmaz bir ikili oluşturmuşlardır. Bu, sadece İmparatorluğun Hıristiyanlaşmaya başladığı IV. yüzyılın ilk çeyreği ve sonrasındaki bir faktör değil, esas kökleri Hıristiyanlaşma öncesinde bulunan bir olgudur. Esasen, pagan Roma'da, imparatorun Pontifex Maximus (=baş rahip) statüsüne sahip olması, (ve ayrıca kişiliğinin tanrısal bir niteliğe sahip olması), imparatorun, Hıristiyanlaşma süreci içerisinde, kilise işlerine müdahale etmesinin yasal çerçevesini oluşturmaktadır. İmparatorluk ile kilise arasındaki bu tür ilişkiler, aslında Constantinus'tan (306-337) önce başlar1. Ancak, hem doğrudan imparatorun, hem de saray yetkililerinin kilise işlerinde aktif olarak yer almaya başlamaları Constantinus ve sonrası dönemde ortaya çıkan bir faktördür. Bununla birlikte, IV. yüzyılda iktidarda bulunan Constantinus, oğlu II. Constantius (337-61) ve I. Theodosius (379-95) gibi güçlü imparatorlar, saray yetkililerinin kilise politikalarında belirgin bir şekilde görünür hale gelmelerini gölgelemişlerdir. 395'de Theodosius'un ölümü üzerine yerine geçen genç oğullarının (Doğu'da Arcadius, Batı'da Honorius) döneminde, onların gençliği ve tecrübesizliğinden dolayı, özellikle Doğu'da bürokrasi hem devletin iç ve dış politikalarında, hem de kilise ile ilişkilerinde çok daha fazla ön plana çıkmıştır.
XVI. Yüzyılda Ayaş Kazası Vakıfları
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 801-852 · DOI: 10.37879/belleten.2003.801
Özet
Tam Metin
Osmanlı devletinde genel olarak mâlî kaynaklar avârız, cizye ve mukataalar ile havâss-ı hümâyûn olarak adlandırılan pâdişah hâslarının oluşturduğu iç ve dış hazîne; eyâletler mâliyesi olarak tanımlanan timar sistemi ve büyük ölçüde eğitim, sağlık ve bayındırlık gibi hizmetlerin finansmanını sağlayan vakıflar olarak kategorize edilebilir. İmâret, câmi, zâviye, medrese, çarşı gibi çeşitli hayrî, içtimâî ve iktisâdî unsurların vakıf eserler olarak vücut bulduğu ve varlıklarını sürdürebilmeleri için emlâk, akar veya nakit para tahsis edildiği (vakfedildiği) bilinen bir keyfiyettir. Tarihi vakıflarla ilgili çalışmalar arttıkça bir yandan içtimâî ve iktisadi amaçlı müesseseler gün yüzüne çıkacak diğer yandan bu amaç için ayrılan fakat devlet bütçesi dışında kalan kaynakların kabaca da olsa miktarı belirlenebilecektir. Böylelikle toplumun varlıklı kesiminden yoksul kesimine yönelik kaynak transferi ve sosyal ihtiyaçlar için yapılan harcamalar, diğer bir ifade ile toplumun sosyal adalet mekanizmaları daha sağlıklı olarak değerlendirilebilecektir.
Batı Anadolu Bölgesi Tarihöncesi Dönemlerine Yeni Katkılar
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 719-738 · DOI: 10.37879/belleten.2003.719
Özet
Tam Metin
İç Anadolu platosuyla Ege kıyı şeridi arasında uzanan Batı Anadolu Bölgesi, sıra dağları ve geniş ovaların oluşturduğu coğrafi yapısıyla genel olarak Akdeniz iklim kuşağının hakim olduğu bir konumdadır (Harita 1)(1). Batı Anadolu'da Küçük Menderes vadisinin (Cayster) güneyi, farklı jeomorfolojik yapıları bir arada sergileyen ve Ege'nin tüm karakteristik özelliklerini yansıtan bir bölge olarak dikkati çekmektedir(2). Küçük Menderes'in güneyinde doğu-batı doğrultusunda uzanan Aydın dağları (Messogis), bölgenin en yüksek dağ sıralarından biridir(3). Aydın dağlarının batısı Samsun dağlarıyla takip edilerek Ege kıyı şeridine uzanmakta doğusu, İç Anadolu Bölgesi'nin yüksek platosuyla birleşmekte güneyi ise, Anadolu'nun en önemli nehirlerinden biri olma özelliği taşıyan Büyük Menderes'in (Maeander) oluşturduğu ovaya bağlanmaktadır(4).
Erken Sinop Yerleşmeleri
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 697-718 · DOI: 10.37879/belleten.2003.697
Özet
Tam Metin
Sinop, Karadeniz Bölgesi'nin önemli liman kentlerinden birisidir. Burası Kuzey Anadolu Dağları tarafından ikiye bölünen ve farklı coğrafi özellikler gösteren bir bölgedir (Harita 1). Bu çalışmamızda, Sinop'un en eski dönemlerinden başlayarak Roma egemenliği sonuna kadar olan yerleşmelerini ele almaktayız. Burada, Sinop'da yapılan birkaç bilimsel araştırma ve kazının yanısıra bölgede sürdürdüğümüz araştırmalar ve müze çalışmaları sırasında edindiğimiz bilgiler de değerlendirmelerimizde önemli bir katkı sağladı(1). Bu bölgede yapılan çalışmaların başlıcaları: Ch. Burney(2), M. A. Işın(3) ve Ş. Dönmez(4) gibi araştırmacıların bilimsel nitelikli yüzey araştırmaları ve buradaki malzemelerle ilgili değerlendirmeleri ile, E. Akurgal'ın Sinop'da yaptığı kazılardır(5). Bunun yanında Karadeniz Ticari Projesi çerçevesinde bölgede çalışan bir ekibin değerlendirmeleri de gözönüne alınmıştır(6).