3787 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Osmanlı Medrese Geleneğinin Doğuşu

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 849-904
Osmanlı medreseleri tarihi üzerine birinci el kaynaklara dayalı ilk ciddi çalışmayı -Osmanlı devlet teşkilatı konusunda olduğu gibi Osmanlı tarihinin geneli bakımından da- başlatan, rahmetli İsmail Hakkı Uzunçarşılı olmuştur. Onun 1965'te yayınlanan Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı adlı eseri bu konunun da öncüsü olmuştur. Uzunçarşılı bu eserinde Osmanlı medreselerini daha çok "teşkilat" açısından değerlendirmiştir. Eserinin medreselere ayrılan seksen sayfalık kısmında İstanbul'un fethinden önceki dönemi çok kısa şekilde (2.5 sayfa) ele almış, ardından Fatih'in Sahn-ı Seman medreseleri ile Kanûni'nin Külliyesi'ndeki medreseleri, vakfiye metinleri, kronikler, bazı arşiv belgeleri ve öğrencilerine daha önce yaptırmış olduğu akademik ödevlere dayalı olarak incelemiştir. Uzunçarşılı eserinde, medreselerin derecelerini, hiyerarşik düzenlerini ve müderrislerin tayin ve terfi usullerini ele alarak üzerinde uzun uzadıya durmuş ve bu konulan geniş arşiv malzemelerine dayalı olarak irdelemiştir. Uzunçarşılı ayrıca, medreselerde okutulan dersleri ve ilgili diğer konuları toplu şekilde incelemiş ve onlar hakkında önemli bilgiler ve referanslar sunmuştur.

Türkiye Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın İstanbul'u Ziyareti ve Türkler'in Tarihteki İlk Uçuş Denemesi (1162)

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 839-848
Tam Metin
Türkiye Selçuklu Sultanı I. Mesud'un 1155 yılında ölümü üzerine tahta oğlu II. Kılıç Arslan geçti. Bu olay, Türkiye Selçukluları karşısında kaybettiği toprakları geri almaya çalışan Dânişmendli Yağıbasan'ı harekete geçirdi. Yağıbasan, Bizans İmparatoru Manuel Komnenos'un Sultan II. Kılıç Arslan aleyhinde kurduğu ittifaka da katılarak imparatorun yardımını temin etti. Bizans imparatoru Manuel Komnenos, Musul Atabegi Nureddin Mahmud Zengi, Dânişmendli beyleri Yağıbasan, Zülkarneyn ve Zünnun, Sultan II. Kılıç Arslan'ın kardeşi Ankara ve Çankırı Meliki Şâhinşâh gibi Türkiye topraklarında hâkimiyet icra eden hükümdarların oluşturduğu ittifak karşısında, tahtını korumakta zorluk çeken Sultan II. Kılıç Arslan, bu birliği mutlaka dağıtmalıydı. Aksi takdirde bu ittifaka karşı başarı kazanması mümkün değildi.

1849-1851 Bosna Hersek İsyanı

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 905-930
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nde Tanzimat'ın ilânının ardından bir takım yeni düzenlemeler yapılmıştır. Bu durumdan en fazla yerel ayrıcalıklara sahip yöneticiler etkilenmiştir. Bunlar kendi ayrıcalıklarını korumak için merkezle kıyasıya bir mücadele içine girmişlerdir. Hıristiyan tebaaya tanınan haklar ise Hıristiyan güçlere verilen tavizler olarak algılanmıştır. Sonuçta Bosna Hersek, Bulgaristan ve Arnavutluk'ta şiddetli ayaklanmalar ortaya çıkmıştır. Bu kargaşa sadece devletin Balkan toprakları ile sınırlı kalmamıştır. Benzer çatışmalar devletin diğer bölgelerinde de meydana gelmiştir. Bosna Hersek bu düzenlemelerden derinden etkilenen bölgelerin başında yer almıştır. Bosna Hersek, Tanzimât'a kadar devletin nazarında korunması gereken ve çeşitli ayrıcalıklarına göz yumulan bir serhat eyaletiydi. Tanzimât'la birlikte orada da yeni değişikliklerin uygulanması gündeme geldi.

Çukurova'da Fransız-Ermeni İşbirliği (1918-1921)

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 943-966
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi'ni takip eden günlerde Türk yurdu yer yer işgallere uğrarken Çukurova yöresi de 1918 yılının Kasım ve Aralık aylarında Fransız ve İngiliz ortak işgaline uğramıştı. Çukurova bölgesi, ortak bir işgale uğramasına rağmen, bu bölgede İngilizlerle Fransızlar arasında nüfuz yönünden siyasi bir çekişme kendini gösteriyordu. Fransa, İngiltere üzerinde yaptığı baskıdan başarıyla çıkacak, Suriye ve Kilikya bölgesini kendi nüfuzu altına alacaktı.

Paphlagonia'daki Pompeiopolis Antik Kenti

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 819-838
Tam Metin
Pek çok kez değişikliğe uğramış olmakla birlikte ; doğuda Vezirköprü çevresi, güneyde Çankırı il merkezindeki antik Gangra kenti dolayları ve batıda da Gerede civarına değin uzanan antik Paphlagonia bölgesi kuzeyde ise Karadeniz tarafından sınırlandırılmaktadır. Paleolitik dönemden itibaren yerleşime sahne olduğu bilinen bölge, özellikle Hititler döneminde Gasga ve Pala kavimleri dolayısıyla kaynaklarda da tanınmaya başlamıştır. Öncüllerinin kimler olduğu net olarak bilinemeyen Paphlagonların, M.Ö.1200 dolaylarındaki kavimler göçü esnasında Anadolu'ya gelmiş Trakya kökenli halklardan oldukları görüşü genelde kabul edilmekle birlikte Anadolu'nun yerel toplumlarıyla bağlantılarının olduğu muhtemeldir.

Esnâdî ez revâbıt-ı İran bâ-menâtıkî ez Asya-yi Merkezî (İran'ın Orta Asya Ülkeleriyle İlişkilerine Dâir Belgeler), Vezâret-i Umur-i Harice, Defter-i Mütalâât-ı Siyasî ve Beynelmilelî, İdare-i İntişâr-ı Esnâd, Tahran 1372 h.ş. 505 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 991-1000
Eser, zamanın Dışişleri Bakanı Ali Ekber-i Velayeti'nin Önsöz'ü (s. 1-3) ve Belgeler Yayın Dairesi Başkanı Muhammed Hasan Kavusî-i Iraki'nin özet olarak yazdığı bölgenin tarihi ile ilgili Girişle (s. 5-20) devam etmektedir. I. Bölüm bölgenin genel olarak coğrafyası ve Orta Asya ülkelerinin tanıtılmasına ayrılmış olup, Özbekistan (s. 35), Tacikistan (s. 43), Türkmenistan (s. 47), Kazakistan (s. 52) ve Kırgızistan (s. 58) hakkında kısa bilgi verilmektedir.

Esnâdî ez revâbıt-ı İran bâ-mıntıka-i Kafkas (İran'ın Kafkasya Bölgesi ile İlişkilerine Dâir Belgeler), Vezâret-i Umur-i Harice, Defter-i Mûtalâât-ı Siyasî ve Beynelmilelî, İdâre-i İntişâr-ı Esnâd, Tahran 1372 h.ş., 490 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 985-990
Eser, devrin Dışişleri Bakanı Ali Ekber-i Velâyeti'nin Önsöz'ü (s. 1-3) ve Belgeler Yayın Dairesi Başkanı Muhammed Hasan Kavusi-i Iraki'nin özet olarak yazdığı bölgenin tarihiyle ilgili Giriş ile (s. 5-35) devam etmektedir. Burada Çarlık Rusyası'nın Gürcistan siyaseti, İran topraklarının Rusya tarafından işgali, Gülistan ve Türkmençay andlaşmaları, 1917 İhtilali ve Bolşeviklerin Kafkasya'ya hakim olmaları; II. Dünya Savaşı'ndan sonraki gelişmeler anlatılmaktadır.

UDO STEINBACH, Geschichte Der Türkei [Türkiye Tarihi], C.H. Beck Wissen in der Beck'schen Reihe; 2143, Münich, 2000. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 1005-1006
Türkiye, Avrupa'nın doğu kültürüne ait bir parçası olmakla birlikte, batılılaşmış karakteri ile sık sık Avrupa bilimsel çalışmalarına konu olmuştur. Asırlar süren Türk-Avrupa ilişkileri, Türklerin 11. asırda Anadolu'ya girişleri, ya da 14. asrın ikinci yarısından itibaren Avrupa'ya siyaseten ayak basmalarından bu yana, ana hatlarıyla iki kategoriye ayrılabilir: İkinci Viyana Kuşatması'na kadar Türkler, Avrupa için bir tehlike arzetmekteydiler. Viyana önlerindeki bu dönüm noktasından sonra Avrupalıların, Türklerin onlar için artık bir tehlike arzetmediklerini farketmeleri için biraz zaman geçmesi gerekecekti. Bu vakitten sonra Türkler, onlar için ilginç bir zengin yabancı kültür olmaya başlamıştı ki, bunun devamında Osmanlı Devleti, Avrupa politikasının vazgeçilmez aktörleri arasına tekrar katılmış, Avrupalı "süper güçler" tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda en azından "problemli taraf" olarak Avrupa kıtasının yeniden şekillenmesine alet edilmişti.

JERZY S. LATKA, Odaliski, poturczency i uchodzcy. Z dziejow Polakow w Turcji. Universitas, Krakow 2001. 209 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 1011-1016
Krakov Yagellon Üniversitesi'nin Etnografya ve Türkoloji olmak üzere iki bölümünden mezun olan Jerzy S. Latka yirmi beş yıldır tarihte Polonya - Türkiye arasındaki ilişkileri araştırıp anlatmaktadır. Bugüne kadar 23 kitap ve birçok makale yazmış olan Latka her şeyden önce 19. yüzyılda Rus İmparatorluğu'na karşı direnmesi yüzünden Polonya'yı terketmek zorunda kalan ve Türkiye'ye sığınan Polonyalıların izlerini araştırmaktadır ve eserlerinin çoğu bu devire aittir. Latka'nın anlattığı zatlar modern Avrupa öğretimi görmüş insanlar olarak Osmanlı Devleti'ni yeni bir vatan kabul ettikten sonra ona askeri ve ilmi başta olmak üzere çeşitli hizmetlerde bulunarak Osmanlıların minnettarlığını kazandılar. Geçmişte birçok kitapta Türkiye'ye sığınan ve orada kabul gören Polonyalıları tek tek anlatan veya bir konu açısından problemi çizen Latka bu sefer bize sunduğu kitapta Polonya - Türkiye arasındaki bağları her yönüyle ortaya koyarak Ortaçağ'dan son yıllara kadar anlatmaktadır.

AYNUR ÖZFIRAT, Doğu Anadolu Yayla Kültürleri, M.Ö. 2000. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2001. 239 sayfa metin, 5 siyah-beyaz ve iki renkli harita, 6 çanak-çömlek çizim resmi, 7 kurgan çizim resmi, 14 topografik plan resmi, 1 plan resmi,1 kesit çizim resmi, 113 çanak-çömlek çizim levhası, 8 motif çizim levhası, 7 istatistik tablosu, 8 motif dağılım tablosu, 1 kronoloji tablosu, 16 siyah-beyaz ve 52 renkli fotoğraf. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 1017-1020
Yazarın Önsöz'de belirttiği üzere bu kitap "Kuzeydoğu Anadolu M.Ö. II. Binyıl Boyalı Çanak Çömlek Kültürü başlıklı doktora tezinin yeni bibliyografya ve bazı eklerle tamamlanmış şeklidir". Kitap, Birinci Bölüm: Giriş, İkinci Bölüm: Yöntem, Üçüncü Bölüm: Coğrafya, Dördüncü Bölüm: Transkafkasya-İran Azerbaycan'ı Kültür Bölgeleri ve Merkezleri, Beşinci Bölüm: Türkiye'deki Merkezler, Müzelerdeki Çanak Çömlekler ve Genel Değerlendirme, Altıncı Bölüm: Sonuç, olmak üzere 6 bölümde halinde düzenlenmiştir.