6 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Çanakkale Savaşları 6
- Gallipoli 2
- Gelibolu 2
- Addiction 1
- Basın 1
Gelibolu Yarımadası’nda İtilaf Blokuna Ait Harp Mezarlıklarının İnşası Ve Statüsü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2012, Cilt XXVIII, Sayı 84 · Sayfa: 57-101
Özet
Tam Metin
Boğazların hâkimiyetini ele geçirmek ve Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmak amacıyla Çanakkale Cephesi'ni açan İtilaf Bloku 250,000'e yakın kayıp vererek geri çekilmek zorunda kaldı. Çanakkale Savaşlarında hayatını kaybedenlerin çok azı için tek kişilik mezarlar yapılabildi. Savaş koşulları nedeniyle askerlerin büyük bir kısmı toplu ceset çukurlarına defnedildi. Bir kısmı da defnedilmeden arazi üzerinde kaldı. İtilaf Bloku geri çekildiğinden cesetlerini defnetme vazifesi de Osmanlı Devleti'ne düştü. Buna rağmen Çanakkale Savaşlarının ardından yabancılara ait mezar ve mezarlıkların kasten tahrip edildiğine dair söylentiler yayıldı. Papalık Temsilcisi tarafından yapılan tespitlerle söylentilerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Fakat Mondros Mütarekesi'nden sonra bu iddialar yeniden gündeme geldi. Mondros Mütarekesi'nin akabinde Çanakkale'yi işgal eden İngilizler mezarlıklarının bulunduğu mıntıkada kontrolü ele geçirmeye çalıştılar. İngiliz Mezar Tescil Birimi (MTB) yabancılara ait mezarlık ve kalıntıların yerlerini ve cesetlerin kimliklerinin bir kısmını tescil etti. MTB'den sonra bölgeye gönderilen İmparatorluk Harp Mezarları Komisyonu (İHMK) tescil işlemlerini tamamlayarak mezarlık ve anıt inşasına başladı. Bu sıralarda imzalan Sevr Antlaşması İtilaf Devletlerine yabancılara ait mezarlık ve anıtları inşa, düzenlenme, bakım ve muhafazasını sağlama hakkını verdi. İngilizler onaylanmasını beklemeden Sevr Antlaşması'nın mezarlıklarla ilgili maddelerinin büyük bir kısmını tatbikata geçirdiler. Millî Mücadele'nin başarıyla sonuçlanması üzerine Sevr Antlaşması ortadan kaldırıldı. Ancak Gelibolu'da inşa çalışmaları neredeyse tamamlanmak üzereydi. İtilaf Devletleri Lozan Konferansı'nda bu meseleyi gündeme getirdiler. Yapılan müzakerelerin ardından yabancı mezarlık ve anıtlarının yer aldığı mıntıka kendine has münhasır bir bölge haline getirildi. Bu bölgenin belirlenen amaçlar dışında kullanımı da yasaklandı. 1926 yılına kadar Gelibolu'da bulunan İtilaf mezarlık ve anıtların büyük bir kısmı tamamlandı.
Mehmet Vehip (Kaçi) Paşa’nın Çanakkale Muharebelerindeki Yeri ve Önemi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2012, Cilt XXVIII, Sayı 82 · Sayfa: 97-128
Özet
Tam Metin
Mehmet Vehip Paşa, Çanakkale Savaşları'nın önemli kumandanları arasında yer aldı. Seddülbahir saldırılarının en şiddetli olduğu dönemin sonlarında Çanakkale Savaşları'nda göreve başladı. Uyguladığı yeni ve etkili muharebe yöntemleriyle savaşın seyrini değiştiren kumandanlardan biri oldu. Bu yönüyle, birçok Alman komutanın da takdirini topladı. Profesyonel askeri kişiliği ve başarıları ile dikkat çekti. Çanakkale'den sonra Doğu Cephesi'ndeki başarıları, onun askeri becerisini ortaya koydu. İtalya-Habeşistan Savaşı'ndaki hizmetleri ve bu savaşta Habeş ordusunu yönetmesi, askeri dehasının bir sonucu olarak Türk ve dünya kamuoyuna yansıdı. Avrupa'da kalarak, Anadolu'daki Milli Mücadele'ye katılmaması, askeri bakımından olumlu bir davranış olarak kabul edilmedi. Ayrıca yurt dışındaki muhalefet gruplarıyla olan yakınlığı, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları tarafından hoş karşılanmadı ve vatandaşlıktan çıkarıldı. Ömrünün son 22 yılını Türkiye dışında geçirmek zorunda kaldı.
Çanakkale Savaşları’nda Sıhhiye ve Tahliye Hizmetleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 77 · Sayfa: 385-404
Özet
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşı sırasında boğazın, müttefik devletlerin oluşturacağı bir donanmayla zorlanıp, İstanbul'un ele geçirilmesini amaçlayan Çanakkale Boğazı harekatının planlanıp uygulanmasına varan gelişmeler içinde, Sıhhiye ve Tahliye işleri savaş içi faaliyetlerinin ilginç bir boyutunu oluşturur. Çanakkale Savaşları sırasında gerek sağlık işleri, gerekse hastalık konusu, hem Türkiye'ye, hem de müttefik ülkelerin çarpıcı örneklerinin sergilenmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, konuyu başta ATASE, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Türk Askeri Hekimliği Tarihi ve Askeri Hastaneleri, Umumi Harpte Çanakkale Müdafaası Esnasında Türk Ordusu Sıhhi Hizmetleri, Askeri Sıhhiye Mecmuası, ayrıca Alman ve İngiliz belgeleri ve özellikle de bu dönemde doktorluk yapan şahısların konuyla ilgili olarak yaptıkları çalışmalar ve değerlendirmeler olmak üzere, ilgili diğer temel eserlerden de yararlanarak, inceleyip tartışmak ve Çanakkale'nin görünmeyen boyutunu ortaya koymaktır.
Türk Tarihinin Seyrine Bir İşaret Levhası: Çanakkale Savaşları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 76 · Sayfa: 133-154
Özet
Tam Metin
Bu makalede, Birinci Dünya Savaşı cephelerinden biri olan Çanakkale Cephesi'nin Türk tarihinin seyrine olan etkisi üzerinde durulmaktadır. Yöntem olarak, Çanakkale Cephesi'nin askerî gelişimi üzerinde kısaca durulduktan sonra cephenin açılma nedenleri ve ulaşılacak hedefler irdelenmiş, bunların etkileri değerlendirilmiştir. Savaş sonuçlarının doğurduğu özellikler üzerinde durulmuş; böylece Türk tarihi üzerine ne gibi etkileri olduğu saptanmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmada, Çanakkale Savaşları'nın dolaylı ve dolaysız etkilerle Türk tarihine yön verici işlevinin olduğu anlatılmaktadır. Özellikle Türk tarihinde bir dönüm noktası niteliğinde olan Ulusal Kurtuluş Savaşı üzerindeki etki ve katkıları açıklanmaya çalışılmıştır.
Çanakkale Savaşında Hukuk İhlalleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 83-106
Özet
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşı cepheleri içerisinde Çanakkale Cephesi'nin, Boğazların askerî ve stratejik konumu nedeni ile Rusya başta olmak üzere, İtilaf Devletleri ve özellikle İngiltere tarafından ne kadar önemsendiği bilinmektedir. Çanakkale'nin geçilmesi Boğazların deniz trafiğine açılmasını sağlayacak, bu da İngiltere ve Fransa'nın Rusları desteklemesini olanaklı hale getirecekti. İngiliz ve Fransızların Osmanlı İmparatorluğu'nu savaş dışı bırakarak Almanya'nın güneydoğudan kuşatılmasını amaçlayan stratejisi, Çanakkale Deniz ve Kara Muharebelerindeki başarısızlık sonucunda boşa çıkmıştır. Bu makale, gerek Türkiye ve gerekse dünya tarihi açısından yeri tartışmasız olan Çanakkale Savaşları'nda İtilaf Devletleri'nin uluslararası hukuk dışı uygulamalarını örneklemeyi amaçlamaktadır.
Türk ve Dünya Basınında Çanakkale Savaşları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 295-313
Özet
Çanakkale'de savaş hakkmdaki ilk düşünce daha Osmanlı Devleti yansız iken, 1 Eylül 1914'de İngiliz Deniz Bakanı Churchill tarafından ortaya atılmıştı. Churchill, İmparatorluk Genel Kurmayı Sir Çarl Douglas'a gönderdiği gizli mektupta, Savunma Bakanı ile anlaşma sağlandığını, bu iş için yeterli derecede bir Yunan Ordusu'nun Gelibolu Yarımadası'nı ele geçirebileceğini ve böylece bir İngiliz donanmasının Marmara Denizi'ne girmesinin sağlanabileceğini belirtmişti. Ayrıca, bu işte çabuk olmak gerektiğini "Çünkü Türkiye her an bize savaş ilân edebilir" diye açıklamıştı. Ancak, Çanakkale Savaşı'nı itilaf devletleri tarafından başlatılmasının nedenleri daha başka nedenlere dayanmaktadır. Çanakkale savaşlarının niye başladığını 16 Nisan 1915 tarihli Sunday Times Gazetesi etraflı olarak açıklamaktadır. Amiral Marker'in mektubuna göre, 3 Kasım 1914'de başlayan Çanakkale Savaşı, Türkiye'ye galip gelmek, Rusya'ya deniz yolunu açmak, Rusya'ya olacak hücumları Önlemek ve O'nu himaye ederek ittifak devletlerinin kanadını çökertmek için açılmıştı. Amiral Fisher'in 3 Ocak 1915'te Churchill'e gönderdiği mektuba göre, Yunanlılar Çanakkale hareketini destekleyecek Rus, Sırp, Romen askerleri Avusturya'nın Türkiye'ye yardımını önleyecekti. Ancak, bütün bu hareketleri yapabilmek için çok büyük paralara ihtiyaç duyulmaktaydı.