11 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
İtilaf Devletleri’nin Türk-Yunan Savaşı’nda Tarafsızlık İlanı (13 Mayıs 1921)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 76 · Sayfa: 27-54
Özet
Tam Metin
Mondros Ateşkes Antlaşması'nın akabinde İtilaf Devletleri akdettikleri antlaşmayı ihlal ederek Osmanlı topraklarını işgal etmişlerdi. İngiltere ve Fransa'nın desteğini arkasına alan Yunanlılar da Batı Anadolu ve Doğu Trakya'yı işgal etmişlerdi. Baskı altında kalan Osmanlı hükümetleri işgallere karşı gereken tepkiyi gösterememişlerdi. Bu şartlar altında Kuva-yı Milliye işgallere karşı mücadele etmeye başlamıştı. Bu mücadele, Türk tarihinde İstiklal Savaşı, Yunan tarihinde Küçük Asya Savaşı adı verilen Türk-Yunan Savaşı'na dönüşmüştü. Yunanlılar Osmanlı topraklarını işgal ederken Atina'da beklenmedik siyasi gelişmeler meydana gelmişti. Kral Alexander'in ölümünden sonra müttefikler tarafından desteklenen Venizelos hükümeti iktidardan düşmüş, Kral Konstantin tahtına dönmüştü. Bu gelişmelerin ardından İtilaf Devletleri Yunanistan'a verdikleri desteği kesmeye başlamışlardı. Bu arada İngiliz hükümeti yayınladığı bir talimat ile silah, cephane ve benzeri malzemelerin İngiltere'den ihracını yasaklayan yeni bir liste hazırlanmıştı. Önceki listede satışına izin verilen birçok malzemenin ihracına kısıtlama getirilmişti. Bundan sonra İngiltere'nin teklifi doğrultusunda İtilaf Devletleri, Türk-Yunan Savaşı'nda tarafsızlıklarını ilan etmişlerdi. Bu tarafsızlık yerli kaynaklarda sadece Boğazlar bölgesinin tarafsız hale getirilmesi olarak izah edilmiştir. Oysa söz konusu tarafsızlık İtilaf Devletleri'nin Türk-Yunan Savaşı'nda tarafsızlıklarını ilan etmelerini kapsamaktadır.
Çanakkale Muharebeleri Süresince Marmara’da Deniz Nakliyatı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 181-208
Özet
Tam Metin
18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı'nı denizden geçemeyen İtilâf Devletleri, 25 Nisan 1915 tarihinden 9 Ocak 1916 tarihine kadar sürecek olan Gelibolu üzerinden bir amfibi harekâtı ve müteakiben bir kara harekâtı ile harbin hedefini ele geçirmeye çalışmış, ancak bunda da başarılı olamamıştır. Bu kapsamda İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nin Marmara Denizi'nden Çanakkale Cephesi'ni takviyesini engellemek maksadıyla denizaltı harekâtı planlamış ve bu nedenle çok sayıda denizaltıyı gizli yollardan Marmara Denizi'ne nakletmiştir. Osmanlı Donanması, gerek Boğaz'ın dar geçitlerinde mevkilendirdiği ağ ve mayın maniaları, gerekse Marmara Denizi'ndeki su üstü gemileri ile İtilâf Devletleri'nin denizaltı harekâtını önemli ölçüde sekteye uğratmıştır. Bu dönemde Osmanlı Donanması tarafından İstanbul ve diğer Marmara Limanları'ndan Çanakkale Cephesi'ne yönelik deniz ulaştırması emniyete alınmıştır. Savaş süresince çıkan fırsatlardan istifade edilerek, İtilâf Devletleri donanma gemilerine ve İtilâf deniz ulaştırmasına taarruzlar tertiplenmiştir. Bu kapsamda 30 Nisan 1915 günü Osmanlı Donanması'ndan Sultanhisar torpidobotu, Avustralya'ya ait AE-2 denizaltısını torpillemiş, Muâvenet-i Milliye torpido muhribi 13 Mayıs 1915 gecesi İngiliz Goliath zırhlısını batırmıştır.
Kronolojik Çanakkale Savaşları Tarihi (3 Kasım 1914 - 9 Ocak 1916)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 107-164
Özet
Tam Metin
Çanakkale Cephesi, I. Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerinden birisidir. Bu cephedeki mücadeleler ondört aydan biraz fazla sürmüş ve her iki tarafta da çok fazla miktarda insan kaybına sebep olmuştur. Deniz savaşlarını müteakiben karada yapılan mücadelelerde, dünya savaş tarihine geçecek pek çok önemli hadise cereyan etmiş, Türkler, vatan savunmasının en anlamlı sahnelerini bu cephede sergilemişlerdir. Sonuçları itibariyle değerlendirildiğinde, Osmanlı Devleti'nin savaş dışı kalması ve parçalanmasının birkaç yıl ertelendiği de kesindir. Bunların ötesinde savaştan sonra İtilaf Devletleri'ne karşı gerçekleştirilen Türk Millî Mücadelesi'nin millî bilinç, motivasyon ve kendine güven konusundaki en önemli yapıtaşlarından birisi, yine Çanakkale Cephesi'ndeki eşsiz Türk mukavemeti ve başarısı olmuştur. Bu çalışmada, 433 gün devam eden ve çok kanlı çarpışmalara sahne olan Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası'ndaki mücadelelerin günlük kronolojik envanteri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Çanakkale Savaşları Sırasında Osmanlı Hükümeti’ni ve Padişahı İstanbul’dan Taşıma Planları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 70 · Sayfa: 195-212
Özet
Tam Metin
İtilâf Devletleri, Çanakkale savaşlarında Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmak ve İstanbul'u ele geçirmek için Donanma ve Hava Kuvvetleri'nden oluşan filolarıyla İstanbul'u tehdit etmiş ve bombalamışlardır. Savaş süresince meydana gelen tahribatlar ve Osmanlı Devleti'nin aldığı önlemler bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Savaş esnasında Başkent İstanbul'un maruz kaldığı tehlikeleri ortaya koymak için arşiv belgelerini ve dönemin gazetelerini ana malzeme olarak kullanmak suretiyle özgün bir çalışma yapmayı amaç edindik.
İtilâf Devletleri'nin İstanbul'u Resmen İşgali ve Faaliyetleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 677-694
Özet
Tam Metin
İstanbul'un 16 Mart 1920'de resmen işgal edilmesi asayiş problemine yol açtı. Özellikle müttefik askerleriyle azınlıkların davranışları bu sorunu körükledi; Meskenlere el koyuyorlar, Türklere hakaret ediyorlar, değerli eşyalarını gasp ediyorlardı. Ayrıca halkın, bayrak, ezan gibi kutsal değerlerine de saldırıyorlardı. Posta paketleriyle yurtdışına 'sikke' ve külçeler halinde altın da kaçırıyorlardı. Bu makale, işgalcilerin İstanbul'un asayişini bozan faaliyetlerini, Osmanlı arşiv belgelerini kullanarak ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Mütareke Döneminde İtilâf devletlerinin Hapishanelere Müdahaleleri ve Gayrimüslim Mahkûmları Tahliye Etmeleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 60 · Sayfa: 727-744 · DOI: 10.33419/aamd.702699
Özet
I. Dünya Savaşı'nın sona erip, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından (30 Ekim 1918) kısa bir süre sonra İstanbul'u işgal eden İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti'nin neredeyse tüm kurum ve kuruluşlarını ele geçirerek her şeye müdahalede bulunmuşlardır. İtilâf Devletlerinin müdahalede bulunduğu kurumlardan birisi de hapishanelerdir. Adlî bir kurum olarak hapishanelere karşı yapılan bu müdahaleler, Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığını kaybettiğinin bir bakıma tescili idi. Bu çalışmada, İtilâf Devletlerinin, işgal ortamının da etkisiyle, hapishanelere gelerek cinayet, hırsızlık, gasp gibi sebeplerden dolayı mahkûmiyetleri çok önceden kesinleşmiş olan gayrimüslim mahkûmları, hükümet ve hapishâne yetkililerinin itirazlarına rağmen hapishâneden zorla ve tehditle alıp götürmeleri ele alınmıştır.
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hereke’de
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 58 · Sayfa: 169-202
Özet
Hereke, Mondros Mütarekesi ile Mudanya Mütarekesi arasındaki dönemde İtilâf Devletleri'nin (İngiltere) işgalinde kalmıştır. Bu işgal süreci ancak Mudanya Mütarekesi görüşmelerinin sürdüğü 3-12 Ekim 1922'de son bulmuştur. Mütarekenin yürürlüğe girmesiyle birlikte III. Kolordu Hereke'ye konuşlanmıştı. Büyük önder Mustafa Kemal Paşa bu bölgeye iki kez gelmiştir. Her iki gelişinde de onun özel yaşamında önemli olaylar meydana gelmişti. Bu çalışmada Hereke'nin işgali, işgalden kurtarılışı ve Mustafa Kemal'in bu bölgeye yaptığı ziyaretler İncelenmektedir.
I. Dünya Savaşı’nda “Kop Savunması” ve Ulusal Birliğimiz Açısından Önemi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1191-1210
Özet
Zaman bakımından çok uzun bir süreyi, mekan bakımından ise çok geniş bir coğrafyayı etkisi altına alan Birinci Dünya Savaşı, askerî, siyasî ve sosyal açıdan büyük bir hadisedir. Bu savaşta yer alan Osmanlı Devleti'nin Kafkasya Cephesi'nde gerçekleştirdiği Kop Savunması bu cephede gerçekleşen Osmanlı-Rus Savaşının seyrini değiştirecek kadar önemli bir savunma olmuştur.
Mudanya Mütarekesi (3-11 Ekim 1922)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 39 · Sayfa: 759-785
Özet
Sakarya meydan muharebesinden sonra Türk ordusunun üstünlüğünü gören İtilaf Devletleri, Yunan ordusu kesin bir yenilgiye uğramadan önce, mümkün olduğu kadar kendi lehlerine çözülebilecek bir barış için çareler aramaya başladılar ve 22 Mart 1922'de mütareke, 26 Mart 1922'de de "Paris Mukarrerâtı*1" adını verdikleri barış tekliflerini İstanbul, Ankara ve Atina'ya göndererek üç hafta içinde bir konferans toplanmasını istediler. Toplantının amacı Doğu Trakya'da Yunan kuvvetlerinin geri çekilmeye davet edilecekleri hattın belli edilmesini, başlatma düzenini ve o bölgede çıkabilecek karışıklık ve tahriplerin Önlenmesini ve genel olarak güvenlik ve düzenin devamını ve genel dirliğin sağlanmasını hazırlamaktır.
İtilaf Devletleri Son Birliklerinin 2 Ekim 1923 Tarihinde Türk Bayrağını Selamlayarak İstanbul'dan Ayrılışları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 627-652
Özet
Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı son bulunca dünyada mağlup ve galip devletler olmak üzere iki ayn devletlerin oluşturduğu iki yeni grup oluşmuştu. Daha sonra galip devletlerin üstünlüğünde ve yeni toprak düzenlemeleri şeklinde yeni bir dünya dengesi için barış antlaşmaları yapılmıştı. Bu barış antlaşmalarının temelleri Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı Woodrow Wilson'un barışın temel ilkeleri şeklinde yayınladığı 14 notaya dayanıyordu. Bu barış antlaşmalarından bir tanesi de Birinci Dünya Savaşı'nda yer alan ve bu savaşta en son yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu ile yapılmıştı. Mondros Ateşkes Antlaşması adını alan bu barışı Osmanlı İmparatorluğu temsilcilerinin imzalamasında 8 Ocak 1918 tarihli Wilson İlkelerinin Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili 12. maddesinin de tesiri olmuştur. Daha sonralan Galip Devletler bu ilkelere pek aldırmayarak ve çeşitli bahaneler ileri sürerek Türk ülkesini yer yer işgallere başlamışlardı. Bu işgallerden bir tanesi de İstanbul ve bölgesini kapsıyordu. Nihayet Anadolu'daki işgallerin bir devamı olarak 13 Kasım 1918 tarihinde İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinin oluşturduğu bir filo Boğaziçi'ne gelerek İstanbul'a tam 35 bin kadar kuvvet çıkardı. İstanbul'un işgali böylece başlamış oldu.