33 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Atatürkçülük
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk Ve Halkçılık

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VII, Sayı 20 · Sayfa: 181-188
Atatürkçülük iki temele dayanır: Birincisi, Türklerin millet olarak ileri hamleleri başaracağına olan inan, İkincisi de inkılâpçı metot dışında Türkler için millî, bağımsız ve medenî bir hayat olamayacağı kanısıdır. Atatürk'ün gerçek dehası, "Türkiye'nin ahalisi" yani halkı olarak tanımladığı Türk milletine inan olayı ile başlar. Atatürk Türk milletinin ruhunu ve halkın özlem ve kabiliyetini keşfetmiş bir insandır. O'nun inancına göre, Türkleri ancak ve yine Türkler kurtarabilirdi. Bu nedenle Atatürk birleştirici ve toplayıcı Anadolu Hareketi'nin lideri olmuştur.

Atatürkçü Laiklik Anlayışı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 473-478
Memleketimizde lâiklik konusunda fikir yürütenlerin genellikle düştükleri hata; lâikliği Türkiye gerçeklerinden soyutlamaları ve dogmatik (katı-değişmez) bir lâiklik kavramına körü körüne bağlı bulunmalarıdır. Oysa Türkiye'deki lâiklik, Cumhuriyetimizin milliyetçilik, halkçılık ve devletçilik nitelikleri gibi, ülkemiz tarih ve gerçeklerine göre oluşmuştur. Bu itibarla bu nitelikleri, Batı taklitçisi kavramlar olarak veya yalnız sözlük anlamları İle tanımlamak doğru değildir. Bunlar Atatürk tarafından hem söz, hem de uygulama ile belirlenmiş ve bunların sağladığı uyum ve bütünlük "Atatürkçülük" dediğimiz düşünce sistemini oluşturmuştur. Nitekim Atatürk "Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de uluslar tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır" demiş, lâiklik konusunda çıkarılan bütün inkılâp kanunları; bir yandan devletin üzerinden dinin vesayetini kaldırmak, diğer yandan kişilerin üzerinde mültecinin ve bağnaz kişilerin baskı unsuru olmasını önlemek amacını güden çağdaşlaşmaya yönelik atılımlar olmuştur.

Atatürkçülük Kültür Unsurlarımızdan Birisidir

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 459-472
Kültürün anlam ve alanının araştırıldığı, uygarlıkla arasındaki ilişkilerin ve sınırların belirlenmeye çalışıldığı ve henüz bir kavram olarak belirsizliğini koruduğu tarihlerde, Atatürk, kültürü bugün de kabul edilen en geniş anlamıyla benimsemiş ve kültürle ilgili değerlendirmelerini bu anlayışa göre yapmıştır. "Kültürü uygarlıktan ayırmak güçtür ve gereksizdir" diyen Atatürk, kültürü "a. devlet hayatında, b. fikir hayatında, c. ekonomik hayatta yapılabilen şeylerin toplamı" olarak görür. Günümüzde üzerinde büyük ölçüde birleşilen anlayışa göre kültür, biyolojik faaliyetlerimizin ve içgüdülerimizin dışında bulunup kuşaktan kuşağa intikal eden gelişme ve birikimlerin tümü olarak değerlendirilmektedir. Şüphesiz biyolojik faaliyetlerimizin ve içgüdülerimizin hayata yansıması ve uygulama şekilleri de farklı kültürlerde değişik şekillerde görülür. Kültürle ilgili bu değerlendirmede söz konusu olan biyolojik faaliyetin ve içgüdünün kendisidir.

Atatürkçü Düşüncenin Temeli: Laiklik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 17 · Sayfa: 245-300
Türkiye Cumhuriyeti'ne can veren siyasal felsefenin ana dayanaklarından biri hiç kuşkusuz laikliktir. Teokratik ve çok uluslu bir orta çağ imparatorluğundan modern bir ulusal devlet yaratma misyonunu üstlenmiş olan Cumhuriyetçi kadrolar, Osmanlı sistemini ayakta tutan geleneksel devlet felsefeni tabiî ki reddetmek dururumundaydılar. Bir toplumda hukuk sistemi, devlet ve toplum yönetimi felsefesi, dine, başka bir deyişle, İlahî emirlere ve kurallara dayandırılmışsa, ne siyasal ne de sosyal hayatta bu kural ve emirlerin dışına çıkmaya, onlar üzerinde değişiklik yapmaya imkân vardır. Her teokraside olduğu gibi, "İlahî nizam'în kurulmasını ve yaşatılmasını amaçlayan Osmanlı toplum ve devlet düzeninin dayandığı temel felsefe de tartışmaya, değiştirilmeye kapalı idi. Dolayısıyla din, durağan, değişmeye dirençli bir toplumun hem yaratıcısı hem güvencesi olmuştur.

Atatürk’ün Kazandırdığı Değerler ve Atatürkçülükten Beklentilerimiz

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt V, Sayı 14 · Sayfa: 267-276
Atatürk'ün kazandırdığı değerler, bağımsız millî devletimiz, millî egemenliğimiz, lâik zihniyet yapımız, Atatürk düşünce sistemimiz ve Atatürkçülükten beklentilerimiz olan bunların korunması, geliştirilmesi ile her çağda çağdaş olabilme amacı, millet olarak varlığımızın kişi olarak yaşamımızın vazgeçilmezleridir.

The Superiority of Kemalism Ideology to Dogmatic Ideologies

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt VI, Sayı 16 · Sayfa: 27-38
Nowadays, when we left behind the 51st year of the great Atatürk's transition to eternity, the "idea Atatürk", namely the "Atatürkist thought system", is gaining weight. As it is known, the first form of the phrase "Kemalism" was "Kemalism" used by the Westerners, and in 1929 when the language specialist Ahmet Cevat used the term "Kemalism" in the magazine "Muhit", this phrase was quickly held and spread in our country. Universities are taught at the state level through "Atatürk's Institutional Culture, Language and History Higher Institution" created by the 134th article of the Constitution and the "ideological gap" that emerged as a result of looseness and neglect of years and reached dangerous dimensions before September 12, 1980. While trying to be filled with "Atatürkist ideology", the General Staff prepared and published a valuable work titled "Kemalism" consisting of three books to be used as a "sourcebook" in the course of "Kemalism and Revolution History".

Atatürkçülükte Millileşme, Lâikleşme, Çağdaşlaşma (Medeniyetçilik)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 521-526
Atatürkçü düşünce sisteminin değişmez prensipleri, özetle milliyetçilik ve medeniyetçiliğe dayanır. Millî Mücadele ve sonrasında girişilen devrimlere, milliyetçilik ve medeniyetçilik ilkeleri, başlıca kaynak olmuştur. Bu kaynaklan dikkate alarak, Atatürkçü düşünce sisteminde üç düşünce akımının Önemli yerleri bulunduğunu görmekteyiz. Bu akımlar, millileşme, lâikleşme ve çağdaşlaşma (medeniyetçilik) dır.

Türk Milletinin En Medenî, Refah Seviyesi Yüksek Bir Millet Olarak Varlığını Yükseltmede Atatürkçülük (Bir Sistem Yaklaşımı)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 527-550
Atatürkçülük, ideolojisi olarak ve devlet idaresinde devlet hayatına, fikir hayatına ekonomik hayata ilişkin, birbirine bağlı birbirini etkileyen; bütün maddî ve manevî millî girdileri hasılaya çevirecek bir sürecin ve ortaya konacak hasılanın esaslarını, ilkelerini kapsadığı dikkate alınırsa bir sistemdir.

Modernleşme İdeolojisi Olarak Atatürkçülük

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 289-296
Kanaatimizce bu husus, bizim neden öteden beri Kemalist dünya görüşünü bir "İdeoloji" olarak sunduğumuzu ortaya koymakta ve Kemalizmin bir "Ulusal Modernleşme İdeolojisi" olarak saptanması ve ele alınması halinde, Türk siyasal hayatında mevcut bulunan tehlikeli "İdeolojik Boşluk"un Kemalizm ile doldurulabileceğini göstermektedir.

Atatürkçü İdeoloji ve Çağdaş İdeolojiler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 311-344
Atatürk'ü ve Atatürkçü ideolojiyi yeni nesillere anlatmak her şeyden önce Atatürk'ün neden "en büyük" ve neden "vazgeçilmez" bir lider olduğunu açıklamak için gereklidir. Genç nesillere, Atatürk'ün her geçen gün fikri içerikten uzaklaşan, anlamını yitiren anma törenlerinin bir "fetiş"i olmadığını anlatmak gerekir. Atatürk'ü anlatmanın en güvenilir yolu; onun Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken izlediği temel ilkeleri, sahip olduğu değer yargılarını ve amaçlarını açıklamaktır. Bu temel ilkelere, değer yargılarına ve amaçlara "Atatürkçü ideoloji" adını veriyoruz.