331 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Ataturk
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk İlkelerinin Sürekliliğini Sağlamak Görevi Ve Bu Görevde Gençliğin Rolü

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 52 · Sayfa: 235-247
Türk İnkılâbı'nı Atatürk gerçekleştirmiş olup, en büyük eseri "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Millî Mücadele'yi başlatan Atatürk genç idi. O, devleti kurarken olsun, inkılâpları gerçekleştirirken olsun, daima gençlik ile birlikte hareket etmiş, onlardan gelecek adına büyük işler bekleyerek, Cumhuriyeti onlara emanet etmiştir. Atatürk, "Milli kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma" hedefini de koymuştur. Bu hedefe ulaşmak için Türk gençlerinin sağlıklı, çalışkan ve Atatürkçü olarak yetiştirilmesi zorunludur. Atatürk pek çok konuşmasında gençliğe olan inancını ve ümidini dile getirmiştir. Türk gençliği "milli bir ideoloji" olan Atatürkçülüğü benimsemeli, böylelikle Atatürk'e, devletine ve milletine karşı görevlerini yerine getirmelidir. Bu arada devletin de, Anayasa'nın 58. maddesine göre; "gençliği koruma" görevi bulunmaktadır.

Atatürk’ün Eğitim Hedeflerinin Neresindeyiz?

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 51 · Sayfa: 562-583
Atatürk Eğitim ve öğretime' çok önem vermiştir. Örgün ve yaygın eğitim faaliyetlerinde yoğun olarak bulunmuştur. Eğitimde güttüğü politika ve koyduğu hedefler kalite ve kalkınmayı gerektirmektedir. Fakat bu hedeflere gereğince ulaşmış değiliz.

Büyük Nutuk’taki Yansımalarıyla Tokat

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 51 · Sayfa: 829-842
Türk Kurtuluş Savaşı'nı ve 20'Ekim 1927 tarihine kadar olan Cumhuriyet dönemini içeren bir belgesel eser olan Nutuk; Ankara'da CHP İkinci Kurultayı'nda , 15-20 Ekim tarihleri arasında ve bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından okunmuştur. Birinci elden kaynak olması nedeniyle kapsadığı dönemle ilgili olarak çok önemli bilgi ve belgeleri içermektedir. Bu yazıda toplam 6 kez Nutuk'ta yer alan Tokat'ın hangi olaylarla gündeme geldiğini ve bu olaylarla ilgili gelişmeleri ele aldık.

Atatürk’ün Sanatçı Kişiliğinin Sanata Ve Sanatçıya Bakışına Etkileri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 51 · Sayfa: 883-894
Atatürk'ün sanatçı kişiliği ve bu kişiliğin, sanat ve sanatçı kavramlarına nasıl bir anlam vermiş olabileceği, kendisine ait tanımları olmadığından, ancak onun söylem ve yaptıklarıyla açıklanabilir. Bu tanımlamaları yaparken, kendisinin düşünce ve davranışlarını yorumlayarak, sanat ve sanatçıya yaklaşımlarını ortaya çıkartabilmek ve bunlardan yola çıkarak, Atatürk'ün bu kavramlara yüklediği anlamları ortaya çıkartmak amaçlanmıştır.

Abolishment of The Caliphate And Turkey’s Transformation to Modern State

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 345-358
Caliphate had played a very important in both domestic and foreign poli- ties of Ottoman Empire, especially during the reıgn of Abdulhamid II, but It could not always refrain from serving to the interests of the foreign powers. We also see that Caliphate assumed important roles in the struggle for saving the Turkish nation whose land was almost completely invaded at the end of World War I. The fact that religious elements and the Caliphate have been stili dominant in the mind's of Turkish people. It is clear that with the Constitutıon on 20th January 1921. Sovereignty was unconditionally given to the nation and the Sultanate became null and void. The fact that Ankara was adopted as Capital city on 13th October 1923 and declaration of the Republic of Turkey on, 29th October 1923 oficially Sym¬bol ized the realization of a new State İn Turkey, which was then very dİferent from the former regime in every aspect. As a result of voting performed, in 3rd March 1924, in the Turkish Great National Assembly the Calphate was abolished, The abolishment of the Caliphate can be evaluated as the most meaninful sign that Republic of Turkey shall burn the ships and continue in this direction, Abolishment of the Caliphate, was the most important step in the efforts to dominate not religious post but will of the nation in the administratıon of the state. With this step, the most important legal bases of a national, secular, democratic and modern State has been completed.

Harf Devrimi ve Sağladığı Kolaylıklar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 429-450
Tarih içerisinde değişik yazı şekilleri kullanmış olan Türkler, Müslüman olduktan sonra da, uzun bir süre Arap harflerini kabul etmişler ve kullanmışlardır. Ama zaman içerisinde, özellikle Arap harfleri sessiz harflerden oluştuğundan ve Türkçe'de ise sekiz ya da dokuz sesli harf bulunduğundan, Türkçeyi, bu harfler ile okuyup yazmanın kolay olmadığı ve yetersiz kaldığı anlaşılmıştır. Son dönem Osmanlı Aydınları, Türkler için Arap harfleri ile okuma-yazma öğrenmenin ne kadar zor olduğunu ve bunun için altı yıl kadar zaman gerektiğini, genelde tartışmışlar; bu durumun aleyhimize olduğunu belirtmişler ve bu harflerin ıslah edilerek okuma ve yazmanın kolaylaştırılmasını istemişlerdir. Böylece ıslah çalışmaları başlamıştır. Ama Arap harflerinin ıslahı için yapılan çalışmalar, kolaylaştırmayı sağlayamamıştır. Tersine Arap harflerin¬den yararlanarak ortaya konulan yazım şekilleri, okuyup-yazmayı daha da zorlaştırmıştır. Bu arada Avram Galanti bu çalışmaların en güzelini ortaya koymuştur. Ama gerçek anlamda Türkçe'nin en kolay okunup yazılması Lâtin harfleri ile oluşturulan Yeni Türk Harfleri ile olmuştur ve bu harflerin kabul edilmesi de Atatürk sayesindedir

Mısır Basınında Atatürk ve İnkılâpları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 385-408
Bu çalışmada, Atatürk ve inkılaplarının Mısır basınındaki yansımaları üzerinde durulmuştur. 1920'li ve 1930'lu yıllarda Türkiye'de yaşanan değişim sürecinin bazı gazete haberlerine dayanılarak Mısırlılar üzerindeki etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. İncelenen gazetelerde Atatürk'ün yaptığı inkılaplar genelde olumlu bulunmakla beraber, bazı konularda eleştirilere de rastlanmaktadır. Bu yazıda ayrıca Türkiye'de gerçekleşen batılılaşma ve laikleşmeye yönelik hareketlere Müslümanların tepkisinin ne olduğu ve bu değişimin sonuçlarının onlara ne gibi bir örnek oluşturduğu konusu da açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır

Atatürk’ün Bilinmeyen Bir Mektubu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 81-89
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gerek Kurtuluş Savaşı gerekse Cumhuriyet kurulduktan sonra bir çok defa yurt gezilerine çıkmış ve önemli hizmetlerde bulunmuştur. Amaçları ve gerçekleştikleri tarihlerine göre bu geziler iki başlık altında incelenebilir. Kurtuluş Savaş yıllarında gerçekleştirilen gezilerin amacı, Türk ulusunu içinde bulunduğu kötü durumdan haberdar etmek ve kurtuluş çarelerini ortaya koyarak gerekli olan ulusal direnişi bir an önce örgütlemektir. Cumhuriyet kurulduktan sonra gerçekleştirilen gezilerin amacı ise, kurduğu yeni* cumhuriyetin işleyişini görmek, bire bir görüşmelerde bulunarak ülkenin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek ve devrimlerin bir an önce benimsenmesini sağlayarak çağdaşlaşma sürecini hızlandırmak olarak özetlenebilir. Bu yazıda, örnek devlet adamı olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün bir yurt gezisinde yaptığı inceleme ve denetlemeler sonunda Ankara'da Başvekil İsmet Paşa'ya göndermiş olduğu bir mektubu ele alacağız. İlk defa yayımla¬nacak bu mektup ve İsmet Paşa'nın bu mektuba verdiği yanıt, Atatürk'ün örnek devlet adamlığını ve kurumlar arası uyumu ortaya koymak bakımın¬dan önemli belgelerdir

Saltanat’tan Cumhuriyet’e İmparatorluk’tan Millî Devlet’e

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 1-22
Bu konu, Osmanlı İmparatorluğu' ndan mîllî Türk Devleti'ne ve saltanat rejiminden Cumhuriyet idaresine geçişin ifadesidir. Başka bir deyişle, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ve Osmanlı İmparatorluğu' ndan millî bir devletin çıkış sürecidir. Bu süreç, belki yanlış değil, ama eksik olarak, genelde Millî Mücadele ile sınırlandırılır. Millî Mücadele dönemiyle birlikte, bu konuda kesin sonucun elde edildiği doğrudur. Ancak bu sürecin Millî Mücadele öncesine dayanan bir geçmişi de vardır. XVIII. yüzyıldaki "meşveret" uygulamaları ve 1808 Sened-İ İttifak'ı, sultanların yetkilerini kısıtlamaya ve halka veya temsilcilerine bazı söz hakları vermeye yönelik adımlar olarak değerlendirilebilir. Sened-i İttifak Tanzimatçıları, Tanzimat ve Tanzimatçılar da meşrutiyetçileri etkilemiştir. Bu çizgide Fransız İhtilâli ile başlayan, hakimiyetin millete verilmesi uygulaması, Atatürk kuşağına kadar uzanmıştır.

Yeni Doğuş: Manisa Halkevi Dergisi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 131-157
Manisa Halkevi'nin ilk dergisi, Cumhuriyet'in Onuncu yıldönümünde yayın hayatına giren ve 17 sayı çıkarılan Yeni Doğuştur. Yeni Doğuş 1926 yılından sonra Manisa'da yayın hayatına giren ve yeni harflerle çıkarılan ilk süreli yayındır. Dergi Türkiye'nin yeniden doğuşunu gerçekleştiren Atatürk'ün fikirlerini yaymak ve Manisa'nın kültür hayatına bir canlılık kazandırmak amacıyla çıkarılmıştır. Atatürk, cumhuriyet ve inkılaplardan sıkça ve övgüyle söz edilmiştir. Son sayısı 1935 yılı ortalarında yayınlanan Yeni Doğuş, yeni rejimin anlayışını yaymakla beraber, mahallî kültürün ortaya konması çabalarına ağırlık verememiştir. Yeni Doğuş istenilen seviyede olma¬makla beraber, Manisa basın, kültür ve sosyal hayatındaki ilkler arasında yer almaktadır