10 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Demokrasi 9
- Democracy 6
- Atatürk 4
- Türkiye Cumhuriyeti 3
- Cumhuriyet 2
Tanin (1922-1925)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 1-38
Özet
Tam Metin
"Tanin", XX. yüzyıl Türk basın tarihinin önemli gazetelerinden biridir. Üç ayrı devrede yayımlanmıştır: 1908-1914, 1922-1925 ve 1943-1947. Gazetenin yayımlandığı yıllar tarihimizin önemli kilometre taşlarıdır. Tanin'in ikinci özgün yanı, her üç devrede aynı başyazar tarafından çıkarılmış olmasıdır. Bu başyazar, ünlü gazeteci ve siyasetçi Hüseyin Cahit'tir (Yalçın). 1908 yılından ölümüne kadar (1957) gazetecilik yapan Hüseyin Cahit (Yalçın), üretkenliği ve mücadeleci gazeteci kimliği ile adından çok söz ettirmiş, zaman zaman siyasal iktidar ile sorunlar yaşamış ve gazeteci kimliği ile İstiklal Mahkemelerinde bile yargılanmıştır. Hilafetin muhafazası konusundaki görüş ayrılığı bir yana bırakılacak olursa, Hüseyin Cahit'in geleceğe yönelik öngörüleri ile siyasal iktidarın öngörüleri ters düşmemektedir. Tanin ve İstanbul basınının bir bölümü, Cumhuriyet'in henüz yeni inşa edilmekte olduğu o yıllarda, durumun hassasiyetini yeterince dikkate almadan, siyasal iktidarı zaman zaman ölçüsü kaçan bir biçimde eleştirmişlerdir. Tanin ve diğer muhalif İstanbul basını, Mustafa Kemal Paşa'nın diktatörlüğe yönelmesinden endişe etmişlerdir. Hüseyin Cahit'in eski İttihatçıların önde gelenleri ile olan yakınlığı, siyasal iktidarın ona ve gazetesi Tanin'e mesafeli bakmasına, ondan kuşkulanmasına neden olmuştur. Bu makalede, ikinci devrede (1922-1925) yayımlanan Tanin gazetesi tanıtılmakta ve bu gazetenin dönemin siyasal olaylarına (özellikle de, Cumhuriyet'in ilanına ve Hilafet'in kaldırılmasına) yaklaşımı ve siyasal iktidarla ilişkileri ele alınmaktadır.
Ziya Gökalp’in 1924 Anayasası ile ilgili Çalışmaları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2013, Cilt XXIX, Sayı 85 · Sayfa: 47-71
Özet
Tam Metin
Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı ve nihayetinde Halifeliğin kaldırılması ile birlikte eski rejim tasfiye edilerek modern bir devlet kurulmaya çalışılmıştır. Mutlakıyet dönemine ait olan 1876 Anayasası ve oldukça dar kapsamda hazırlanmış olan 1921 Anayasası, modern Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap verecek durumda değildi. Bu nedenle çok daha modern ve demokratik bir anayasanın hazırlanması kaçınılmaz olmuştur. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, dönemin aydınları anayasa ile ilgili görüş ve düşüncelerini dile getirmişlerdir. Anayasa ile ilgili tartışmaların yoğun bir şekilde yapıldığı bu dönemde, ünlü sosyolog Ziya Gökalp'in de, konu ile alakalı tuttuğu notlarından bu tartışmaların içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Gökalp bu notlarında, Amerikan Başkanlık sistemi, Mesleki Temsil, Kanunların anayasaya uygun olması gerekliliği, kadın erkek eşitliği ve daha birçok konuda düşünceler ileri sürmüştür. Gökalp'in bu notları, onun 1924 Anayasası'nın hazırlanma sürecine yaptığı katkılara da ışık tutmaktadır.
“Fikir Hareketleri” Dergisinde (1933-1940) Hüseyin Cahit’in (Yalçın) Türk Devrimi’ne Bakışı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2006, Cilt XXII, Sayı 64-65-66 · Sayfa: 347-378
Özet
Tam Metin
Hüseyin Cahit (Yalçın) (1875-1957), elli yılı aşkın meslek yaşamında üç ayrı devrede (1908-1914, 1922-1925 ve 1943-1947) Tanin gazetesini çıkaran ünlü gazeteci ve siyasetçidir. İttihat ve Terakki örgütünün önde gelen üyelerinden biridir. Henüz Kurtuluş Savaşı'nın sürdüğü sırada İstanbul'da çıkardığı Tanin gazetesinde, Savaş'a destek vermekle birlikte, Ankara Hükümeti ile zaman zaman belirli konularda ters düşmüş ve adı muhalif gazetecilerle birlikte anılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetin ilanı usulüne ve Hilafetin kaldırılmasına karşı takındığı tutum dolayısıyla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'nın ve Hükümetin tepkisini çekmiş, İstiklal Mahkemelerinde yargılanmış ve Nutuk'ta ağır bir dille suçlanmıştır. Bu makalenin amacı, Hüseyin Cahit'in (Yalçın) Türk Devrimini nasıl yorumladığını ve siyasal iktidarla ne tür ilişkisinin olduğunu, 1933-1940 devresinde yayımlanan haftalık Fikir Hareketleri dergisinden izlemektir. Başyazar, 1920'li yılların kötü izlenimlerini silme ve siyasal iktidarla uzlaşma arayışı içindedir. Dergide, orta sınıf söylemine dayalı bir demokrasi savunusu yapmıştır. Cumhuriyetin kuruluşu esnasında temsili demokrasinin gereklerinin yerine getirilmemesini (Cumhuriyet Halk Fırkası Liderliği ile Cumhurbaşkanlığı'nın aynı kişide birleşmesini) kıyasıya eleştiren Tanin Başyazarı'nın yerini, Fikir Hareketleri'nde, bu kez, iki savaş arası dönemin dünya koşullarını (diktatörlüklerin yaygınlaşması ve demokrasinin gözden düşmesi) dikkate alan, demokrasiyi korumak pahasına, gerektiğinde kısa süreli diktatörlükleri bile salık veren, iktisadi hürriyeti demokrasi için olmazsa olmaz koşul saymayan ve anti-komünist söylemi dergisinin ana söylemi yapan bir Hüseyin Cahit almıştır.
Türkiye’de Demokrasinin Gelişim Sürecine Genel Bir Bakış
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 52 · Sayfa: 187-234
Özet
Türkiye'de demokrasiyi kurma çabalarının yaklaşık 200 yıllık bir tarihi gelişim süreci vardır. 1808'de Sened-i İttifak ile başlayıp,1876'da Kanun-i Esasi'nin ilâm ile gelişen süreç Cumhuriyetin bir eseri olarak günümüze kadar devam etmiştir. Bu süreç içinde Cumhuriyetin kuruluş dönemi olan 1923-1938 arasında çok partili sistem denemeleri yapılmış ise de başarılı olunamamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nı demokratik ülkelerin kazanacağı belirmeye başlayınca iktidardaki parti, çok partili sistemi kurmak için iç ve dış gelişmelerin uygun olduğunu görerek bu kararı yürürlüğe koymuştur. Nitekim 4 yıl sonra da 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimler sonucunda demokratik yöntemlerle Türkiye'de iktidar değişimi gerçekleşmiştir. Zaman zaman zora düşmüş olsa da Demokrasi, günümüz Türk toplumu için kendisinden artık hiçbir şekilde vazgeçilemeyecek modern bir yaşam şekli haline gelmiştir. Bu çalışmada Türkiye'de demokrasi düşüncesi ve uygulamasının tarihsel gelişim süreci incelenecektir.
Ağaoğlu Ahmet Beyin Demokrasi Anlayışı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 195-222
Özet
XX. yüzyıl Türkiye'sinin rejimiyle birlikte kurulmasında hizmetlerine rağmen gölgede kalmış aydınlardan biri olan Ağaoğlu Ahmed özellikle Türk Demokrasi Tarihi'nin teorisyenlerinden biri olarak önemli roller oynamış; Atatürk'e İnkılaplar ve Cumhuriyet'in ilanı sırasında danışmanlık ve benzeri alanlarda yardımcılık yapmıştır. Biz onun bu hizmetlerinin bir kısmını anlatabilmek için, demokrasi ve ona yakın hususlardaki fikirlerini bir arada sunmak istiyoruz.
Atatürk, Popülizm ve Demokrasi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 141-146
Özet
Atatürk'ün modern Türkiye'ye miras bıraktığı iki ana miras, güvenli bir ulusal kimlik duygusu ve popülizme bağlılıktır - Türk halkının geleneksel otokrasiden modern demokrasiye sadece iki kuşakta aşamalı ve barışçıl bir geçiş yapmalarına izin veren bir taahhüttür. Bu başarı, tarih ve coğrafyanın uygun perspektiflerinde görüldüğünde daha dikkat çekicidir. Mustafa Kemal Paşa 1919'da siyasi liderliğini üstlendiğinde, Osmanlı İmparatorluğu, Hohenzollerns Alman İmparatorluğu, Habsburgs Avusturya İmparatorluğu ve Çarların Rus İmparatorluğu ile birlikte son askeri çöküşünü yaşadı. Bunu izleyen karmaşık yeniden yapılanma sürecinde, Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya'nın birçok yerinde ulusal bağımsızlık ilan edildi. Ancak asıl netice tipik olarak ya açık bir sömürge kuralı (Kafkasya; Orta Asya; 1950'lere kadar Orta Doğu) ya da bir ya da daha fazla emperyal gücün (o zamandan beri Dünya Savaşları ve Orta Doğu arasındaki Balkanlar) ve Almanya'nın güvencesiz bağımsızlığıydı. Sadece Türkiye, Atatürk'ün Ulusal Paktı'nda (Misak-1 Millî) ilan edilen sınırlar içinde ulusal bağımsızlığını korumuş ve yabancı işgalinden veya savaşa karışmasından kaçınmıştır.
Atatürk ve Demokrasi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt V, Sayı 14 · Sayfa: 285-296
Özet
Atatürkçü düşünce sistemi, temel amaç olarak, Türkiye'de millî; lâik, güçlü ve çağdaş bir devlet kurmaya yönelmiştir. Atatürk'ün, çağdaş devleti aynı zamanda demokratik bir devlet olarak düşündüğünde kuşku yoktur. Demokrasi ilkesi, Atatürkçü düşünce sisteminin, Cumhuriyetçilik, millî egemenlik ve halkçılık gibi diğer temel ilkeleriyle de çok yakın ilişki içindedir.
Atatürk ve Seçim
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 645-650
Özet
1923 seçiminden sonraki seçimleri, gerçek bir seçim diye tanımlamak ne derece doğrudur? Aslında bu itiraz, eğer ülkemizin geçmişinde, 1923 sonrasındaki gelişmeler, hele 1961 ve sonrasındaki durum söz konusu edilmezse haklıdır. Ancak, seçimlerin iki dereceli oluşu, belirlenmiş adaylara rey verilmek mecburiyeti gibi hususlar, yine de Atatürk ile seçim arasında bağı yok ettirecek bir anlama gelmemeli idi.
Atatürk ve Demokrasi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 6 · Sayfa: 683-732
Özet
Türk Inkılâbı'nı şekillendiren ve ona yön veren Atatürk ilkelerinin en önemlisinin hangisi olduğu zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Şüphesiz bu ilkeler bir bütündür.
Atatürk ve Demokrasi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 401-440
Özet
Türk înkılâbı, Atatürk'ün önderliğinde yapılmış bir olaylar zinciridir. Türk İnkılâbı, dünyanın tarihsel, siyasal ve sosyal olaylarından biridir ve bütün dünyada tanınmış ve takdir görmüştür. Atatürk önce bir komutan, sonra devlet kurucusu ve inkılâpçı; bundan başka düşünce ve uygulamalarıyla, insanlığın hayranlıkla anılan bir evlâdıdır. Atatürk böylece, felsefesiyle, komutanlığıyla, devlet başkanlığıyla, inkılâpları ve evrensel nitelikteki uygulamalarıyla çok yönlü bir liderdir.