13 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Kuva-yı Milliye
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kuva-yı Milliye'nin Askeri Açıdan Etüdü

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 980-1004
Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bu günlerde "Kuva-yı milliye", "kuva-yı milliye ruhu" terimleri daha çok anlam kazanmaktadır. Kuva-yı Milliye deyiminin sözlük anlamı "Milli Kuvvetler, Milli Güçler" veya başka bir ifade ile "Milis Kuvvetleri" demektir. Geniş kapsamlı özel bir tanım yapmak mümkündür. Bu durumda; "Kuva-yı Milliye, yurdumuzu parçalamak üzere harekete geçen İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan kuvvetlerine karşı açılan cephelerde çarpışmak üzere teşkilâtlanan bölge milis kuvvetleridir" *1 denilebilir. Hareketin özelliği sebebiyle, Milli mücadeleye katılan ve bu mücadeleye taraftar olan herkese de "Kuva-yı Milliyeci" denilmiştir.

Şehit Hamdi Beyin Son Günlerine Ait Orijinal İki Mektup

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 28 · Sayfa: 1-18
Gönen'de yapılan bu Sempozyumda,Şubat 1920'de Biga'da şehit edilen Kuvâ-yı Milliye Grup Komutanı Hamdi Bey'in son günlerine ait 2 mektubu sunacağız. Mektuplar bize aittir ve hiç bir yerde yayınlanmamıştır.

Kuva-yı Milliye

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 24 · Sayfa: 451-480
Kuvâ-yı milliye tabiri tarihimizde "millî" kuvvetler" düzenli olmayan silâhlı birlikler ve kuvvetler için kullanılan bir tabir olarak göze çarpmaktadır. Kuvâ-yı milliye adını verdiğimiz bu kuvvetler, düşmana karşı ülkenin korunması ve savunmasının pekiştirilmesi, birlik ve beraberliğin sağlanmasını hedeflemişlerdir. Bu yüzden de, vatanın işgali karşısında halkın malının, canının, dininin, ırz ve namusunun korunması, kısaca ülkeye karşı olabilecek her türlü saldırıya karşı eski askerî komutan ve askerler ile bunlara katılan askerlerin kendi aralarında oluşturdukları savunma birliklerine "kuvâ-yı milliye" denilmektedir. Mustafa Kemal Paşa'nın anlatımına göre, düşmanların çemberi altında olan hükümetin emirlerini ordu yerine getirecek durumda değildir. Bu yüzdendir ki vatanı savunma ve korumadan ibaret olan esas görev, doğrudan doğruya milletin kendisine yönelmiş bulunmaktadır. Millet, orduya kendi içinden teslim ettiği bireylerinin, düşman saldırısına uğrayan bölgelerinin savunmasına, düşman saldırısına uğrayan kardeşlerinin hayatlarının korunmasına görevli kılmayı mecbur kılmıştı. İşte buna "Kuvâ-yı Milliye" diyoruz. Bütün evren de böyle diyor. Ayrıca, silâhın söz konusu olmadığı ülkenin en ücra köşelerinde bile ortaya çıkmış, doğrudan doğruya yasal ve çağdaş, sosyal ve genel yaklaşımla siyasî bir dernek olarak da "Müdafaa-i Hukuk" Örgütü vardır.