108 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Milli Mücadele
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Millî Mücadele'de Mustafa Suphi Olayı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 171-193
Bilindiği gibi, Millî Mücadele yıllarında Anadolu özellikle 1919 yılından 1922 yılı ortalarına kadar, çok yoğun diyebileceğimiz bir şekilde "Sol faaliyetlere sahne olmuştur. Bu durumun en belli başlı sebebinin o yıllarda adeta kendiliğinden oluşan Türk-Sovyet yakınlaşmasından dolayı olduğu malumdur.

Çanakkale'deki Komutan ile Modern Türkiye Cumhuriyeti'ne

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 315-320
I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale'deki zafer, Türk askerinin maneviyatı sayesinde kazanılmıştır, doğrudur. Balkan Savaşlarını da yapan orada da savaşan aynı Türk askeri değil mi? O zaman bu askerler inançsız, imansız mıydılar, yoksa bunlar başka bir milletin askeri miydi? Çanakkale dışındaki Kafkasya hariç diğer cephelere ne demeli? Buradaki gerçek, savaşan askerdeki maneviyatı ve inancı ateşlemek çok önemlidir. Bunu da M. Kemal Çanakkale'de gerçekleştirmiştir. Millî Mücadele'de ateşlemiştir.

Milli Mücadele'de Türk Kadını

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 257-268
Türk milletinin var olma savaşı olan Millî Mücadele'de kadınlarımız da yerini almıştır. Bu dönemdeki kadın faaliyetlerini miting, basın, dernek ve cephe faaliyetleri olmak üzere dört ana başlık altında inceleyebiliriz.

Millî Mücadele Esnasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yapılan Millî Birlik ve Beraberlik Mitingleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 32 · Sayfa: 417-432
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Harbi'nin sonunda mağlup sayılmış, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekcsi'ni imzalamaya mecbur bırakılmıştı, itilâf Devletleri Mondros Mütarekesi benzeri anlaşmaları savaşın diğer mağlupları Almanya, Avusturya, Macaristan imparatorluğu ve Bulgaristan ile de yapmış olmasına rağmen uygulamada farklı muamelede bulunmuşlar. Osmanlı Devleti'nin topraklarını milletlerarası hiç bir kaideye ve hukuk sistemine riayet etmeksizin parçalama yönünde faaliyetlere başlamışlardır. Kural tanımaz bir şekilde bölgede amaçlarına ulaşmak için her yolu mübah kabul eden bir anlayışla mütarekenin bi-linen 7 ve 12 maddelerine istinâden, başta Güneydoğu Anadolu olmak üzere ülkenin hemen hemen her tarafına asker sevkederek işgale başlamışlardır.

Çanakkale Savaşı'nın Sonuçları Ve Milli Mücadele'ye Etkileri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 30 · Sayfa: 717-719
Türk tarihinin altın sayfalarından biri Çanakkale'de yazılmıştır. Burada gerçekleşen kara ve deniz muharebeleri ve Türk ordusunun kazandığı zafer, sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın geleceğini değiştirmiştir. Bu savaşta istiklâl ve vatan gibi yüce değerler uğruna mücadele veren Türkler, emperyalist emeller peşinde koşan İngilizler, Fransızlar ve bunların sürüklediği Avusturalya, Yeni Zelanda ve daha birçok sömürgeden gelen askerlerle boğuşmak zorunda kalmıştır.

Atatürk'ün Ankara'ya Gelişi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 333-346
Mondros Mütarekesi'nin imzalanması ile başlayan işgal hareketleri, Türk insanını kendi haklarını korumaya ve Türk vatanını kurtarmaya şevketmiş, 1918 yılı sonlarından itibaren bu amaca yönelik olan "Milli Cemiyetler"in kurulmasına sebep olmuştur. İşgale tepki olarak ortaya çıkan ve kurtuluş çareleri arayan Milli Cemiyetler başlangıçta zayıf, dağınık ve vatanının bütününü değil, sadece kendi bölgelerini korumayı düşünmüşlerdi. Sivas Kongresi'ne kadar bu cemiyetleri kademe kademe birleştirme çabaları milli hareketin bu dönümde en önemli hedeflerinden birini oluşturacaktır. Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919 tarihinde Anadolu'ya geçişi ile başlayan direniş hareketi, ilk ciddi adımını Haziran 1919'da Amasya Tamimi ile atmıştır. Amasya'da milletin istiklalinin tehlikede olduğu tespit edilmiş, istiklâli ancak milletin azim ve kararının kurtarabileceği öngörülmüştür. Âmili Mustafa Kemal Paşa olan Amasya Tamimi'nin en önemli özelliği toplayıcı bir ruh taşımasıdır.

Atatürk İnkılâpları ve Sivas

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 459-470
Milli Mücadele'nin başlangıç tarihi olarak kabul edilen Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasından önce adından fazla söz edilmeyen Sivas, Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya geçip Millî Mücadele'yi başlatmasından sonra her Anadolu vilâyeti gibi kısa sürede ona katılmakta gecikmedi ve bir anda kendini Millî Mücadele'nin merkezi olarak buldu. Sivas, Anadolu'nun o günkü ortamı içinde Amasya Genelgesi'nde de belirtildiği gibi "Anadolu'nun her bakımdan en güvenli yeri" idi . Erzurum Kongresi ile başlayan Anadolu hareketi, Sivas Kongresi ile devam etti. 4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi pek çok zorluğa rağmen 11 Eylül'de çalışmalarını bitirmiş, İstanbul'la bağlantısını kesmiş, Anadolu'daki yönetimi ele almıştı. Basınıyla (İrade-i Milliye) , erkeğiyle özellikle kadınıyla , Millî Mücadele'nin ilk hareketleri burada başlamış, bunlar Heyet-i Temsiliye'nin buradan ayrılmasından sonra da devam etmişti.

Milli Mücadele Yıllarında Ankara

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 485-492
Milli Mücadele yıllarında Ankara'yı anlatmak bir büyük milli destanın kaynağını canlandırmak demektir. Bunu da belki bir kitaba sığdırabilmek ancak mümkün olabilir. Bir bakıma Atatürk'ün büyük NUTUK'u işte bu Milli Mücadele ve Ankarasının bir öyküsüdür. Çünkü, Milli Mücadele bir Kurtuluş Savaşı mucizesidir. Türk milleti bunu bir idealin ve bir Önderin izlerinden gerçekleştirmiştir. Ve çünkü o dönemde Ankara Türkiye'nin kalbidir. Benim bu konuşmamla anlatabileceğim, bu destanın oraya ait küçük bir bölümünün bazı Özellikleri olan ayrıntılarından bir anılar demetidir.

Milli Mücadelede İtalyan İşgalleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 26 · Sayfa: 395-416
I. Dünya Savaşı'nın başlarında tarafsızlığını ilân eden İtalya savaşın gelişimini yakından izledi. İtalya için savaşa girmede amaç, ekonomik ve siyasal beklentilerini mümkün olduğunca fazla tatmin etmektir. Bu bakımdan İtalya savaşa, hangi taraf beklentilerini daha fazla karşılarsa o blokla birlikte girecektir. Fakat savaşın başlamasından bir yıl sonra başlayan kamuoyu baskısı ve Çanakkale Savaşlarının İtilâf Devletleri tarafından kazanılacağı endişesi ile İtalya savaşa Fransa ve İngiltere yanında girmeye karar vermiştir. İtalya, İngiltere ve Fransa ile yaptığı andlaşmalarla savaştan sonraki beklentilerini garanti altına almıştır. 1915 Londra ve 1917 St.Jean de Maurienne gizli andlaşmalarıyla İtalya'ya Anadolu'da, İzmir'den Antalya'ya kadar geniş bir bölge vaat edildi. Savaş, İtalya'nın da yer aldığı İtilâf Devletleri tarafından kazanılmışsa da, İtalya'nın kendisine vaad edilmiş bölgelere yerleşmesinde bir takım zorluklar vardır. Her şeyden önce İtalya'ya vaad edilmiş olan İzmir, daha sonra, savaşa kendi yanlarında girmesi şartıyla Yunanistan'a da vaat edildi. Savaştan sonra toplanan Paris Barış Konferansı'nda İtalya ile Yunanistan arasında İzmir'e sahip olma konusunda büyük bir mücadele başladı. Bu mücadelede İngiltere, güçlü İtalya'ya karşı Yunanistan'ı destekledi. Konferansda, İzmir konusunda İngiltere'yi, Fiume meselesinde Amerika'yı karşısına alan İtalya, müttefiklerinden bağımsız bir Türkiye politikası izlemeye başladı.

Zonguldak ve Havalisinde Milli Mücadele'ye Zarar Verici Faaliyetler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 23 · Sayfa: 331-356
İstanbul Hükümetleri, özellikle Damat Ferit Paşa Hükümeti Anadolu'daki, millî hareketin gelişmesini Önlemek İçin çeşitli yollan denemekten kaçınmamaktaydı. Nitekim Damat Ferit Paşa Hükümeti daha Sivas Kongresinden önce böyle bir mücadeleye girişmişti. Ferit Paşa Haziran 1919'da vali ve mutasarrıflara gönderdiği telgrafta millî ordu teşkilinin yasaklandığını bildirerek, buna uymayanlara pek insafsız davranılması gerekirse İstanbul Divan-ı örfi'ye gönderilmesini emretti. Ayrıca, Damat Ferit Paşa Hükümeti, her ne suretle olursa olsun Sivas Kongresinin toplanmasına engel olmak istemişti. Bunun için Ali Galip adında birisi Harput Valiliğine tayin edilerek Sivas Kongresini basmaya ve üyelerini tevkif etmeye memur edilmişti. Diğer taraftan Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa Önderliğinde gelişen millî hareket sebebiyle, çaresizliğe düşen İstanbul Hükümeti, bazı şehzadeler başkanlığında taşraya "Heyet-i Nasihalar" göndermişti .