2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Mondros Ateşkes Antlaşması
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Milli Mücadele Yıllarında Türk Bahriyesinin Durumu ve Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 81 · Sayfa: 603-650
Tam Metin
Dünya tarihine bakıldığında görülecektir ki; denizlere hakim olan dünyaya da egemen olmuştur. Bu nedenle denizler hak ve çıkarların yoğun olarak tartışıldığı ve çatıştığı uluslararası bir politik arena özelliğine de sahiptir. Türklerin denizcilik tarihi çok eskilere dayanmakla birlikte, Osmanlı Devleti'nin son dönemleri irdelenecek olur ise; 1914'de başlayıp 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması ile son bulan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Donanması'nın gerçek durumunu göstermesi açısından oldukça yararlı olmuştur. Hali hazırda silahları ve cephaneleri alınmış, orduları terhis, donanması enterne edilmiş bir devletin mücadele gücü de bu sayede elinden alınmıştır. Milli Mücadele başladığında Anadolu ordusunun silah, cephane, mühimmat eksiği hangi yolla giderilecekti? Anadolu'da mücadelenin başında tüm ulaşım araçları İtilaf güçlerinin elindeydi veya yabancı şirketlerin himayesinde bulunuyordu. Bu durumda ulaşım için tek yol olarak denizler kalıyordu. Milli Mücadele kara cephelerinde yapılacaktı fakat bu cepheler denizlerden taşınacak savaş araçlarıyla desteklenebilirdi. İlk önceleri sivil denizcilerle yapılan taşımacılık, denizcilerin İstanbul'dan kaçarak Anadolu'ya geçmesiyle daha kuvvetlenmiş ve örgütlü taşımacılığa dönüştürülmüştür. Milli Mücadele boyunca, Anadolu donanması Karadeniz'de faaliyet göstererek, Sovyet limanlarından ve düşman tarafından el konulan İstanbul'daki liman ve depolardan her çeşit savaş aracını ve malzemesini Anadolu'ya taşımışlar, cephenin silah gereksinimini karşılamışlardır. Ayrıca Karadeniz kıyısındaki Pontusçu Rum çeteleri ile karada, İtilaf devriye gemileri ile denizde mücadele vermişler, hatta başarılar da sağlamışlardır.Bu çalışma aynı zaman da, Milli Mücadele sırasında Türk denizcilerinin çabalarını ve Karadeniz'de kurdukları "taşıma filosu" nun bölge denizindeki faaliyetlerini, Türk kıyılarının İtilaf devleti destekli Yunan Deniz Kuvvetleri tarafından nasıl bombardımana tutulduğunu anlatmaktadır. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kurulan taşıma filosuna sonradan dahil olan "Preveze" ve "Aydınreis" gambotunun Ankara Hükümeti'nin emrine girişleri, Anadolu deniz gücünün ilk gemileri oluşları, ardından Sovyetlerden satın alınan ve yine Türk karasularında enterne edilen "Batum" gibi gemilerle adı geçen bu deniz gücüne bunların yaptıkları katkıları anlatmaya çalıştım.

İstanbul’un İşgali̇ Ve İşgal Dönemi̇ndeki̇ Uygulamalar (13 Kasim 1918-16 Mart 1920)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 53 · Sayfa: 319-372
Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere merkez olmuş İstanbul, Türkler tarafından fethedildikten sonra, stratejik konumu dikkate alınarak başkent yapılmış; kısa sürede önemli bir yönetim ve kültür merkezi haline getirilmiştir. Şark Meselesi'nin çözümlenmesinde düğüm noktası olarak kabul edilen İstanbul şehri, emperyalist devletlerin her zaman ilgisini çeken bir kent olmuştur. 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Devleti'nin imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması, İstanbul'un işgaline uzanan süreci başlatmıştır. Müttefiklerin paylaşamadıkları bu şehri birlikte işgal etme planları, 13 Kasım 1918 tarihinde yürürlüğe konulmuş; İstanbul önlerine gelen İtilaf Devletleri donanması 465 yıllık Osmanlı başkentini askerî bir işgal ve abluka altına almıştır. 13 Kasım 1918'den 16 Mart 1920'ye uzanan süreçte İtilâf Devletleri işgal kuvvetleri İstanbul'da denetimi büyük ölçüde ellerine geçirmişlerdir. Bu zaman zarfında başkentteki uygulamaları ile bu işgalin geçici bir işgal olmadığını, burada kalıcı olduklarını göstermişlerdir. 5 Kasım 1919 tarihine gelindiğinde İtilâf Devletlerinin İstanbul'daki işgal kuvvetlerinin sayısı 50.000'i geçmiştir. İşgalciler, İstanbul'daki uygulamaları ile sömürü amaçlı olarak buraya geldiklerini de göstermekte idiler. Uzun bir işgal ve kontrol döneminden sonra İstanbul, Türk ordusunun denetimine geçmiş; başkenti bir oldu bitti ile işgal edenler; Türk bayrağını ve ordusunu selamlayarak şehri terk etmişlerdir.