36 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Mustafa Kemal
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Milli Mücadele Dönemi Türkiye-İslam Ülkeleri Münasebetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 901-938
Bilindiği üzere Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Anadolu topraklarının galip devletler tarafından işgali söz konusu olmuştur. Bu gelişme üzerine Mustafa Kemal Paşa liderliğinde Anadolu'da kurtuluş mücadelesine başlanmıştır.. Çeşitli araştırmacılar tarafından Anadolu'da başlatılmış olan Milli Mücadele hareketi askeri, iktisadi, sosyal ve sair yönlerden inceleme konusu yapılmıştır. Bu dönemde gerek Mustafa Kemal ve gerekse diğer Ortadoğu halkları ve hükümetlerinin zaman zaman birlikte hareket ettikleri görülür. Bu müşterek hareketin muayyen sebepleri mevcuttur. Türk - Arap halkları ve hükümetlerinin Birinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa devletlerinin işgaline maruz kalmaları; yine Avrupa devletleri tarafından savaş öncesinde Arap halklarına bağımsızlık vaatlerinde bulunulmasına rağmen savaş sonrası bu vaatlere tamamıyla muhalif bir politikanın takip edilmesi ve bağımsızlık yerine işgallerde bulunulması; özellikle Birinci Dünya Savaşı nihayetinde ve antlaşmalar arifesinde Müslümaan cemiyet ve temsilcilerinin İngiltere nezdinde Türkiye'nin istikbalini sorgulama girişimleri içerisinde olmaları Mustafa Kemal'i bu ülke veya bu ülkelerdeki gruplarla temas kurmaya, onlarla işbirliği içerisnde olmaya ve ittifak yapmaya veya yardımlarını elde etmeye itmiştir. Dolayısıyla da bu ve benzeri gelişmeler iki taraf arasında yakınlaşmayı artıran muayyen sebepler olmuştur. İslam aleminin içinde bulunduğu bu durum ve bağımsızlığa kavuşma arzusu, kaçınılmaz olarak kendilerini dayanışmayaa sevk etmiş, batı hakimiyet ve işgaline karşı îslam milletleri arasında haklı bir tesanüt ve it¬tihat doğmuştur.. Bu durum ise, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları kadar, onları da Milli Mücadele ileri gelenleri ile faal bir surette teşriki mesaide bulunmaları gereği ile karşı karşıya getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa bir konuşmasında buhususa işaret etmiş, Haziran 1920 tarihine kadar uzanan bir zaman dilimi içerisinde, kendilerine muayyen önerilerde bulunduğu bir çok Arap liderleriyle antlaşma akdettiğini belirtmiştir. Arap ve İslam dünyasının duygularını iyi bilen ve hilafet hareketinin, Müslüman ülkelerin ve Arap milletlerinin durum ve tutumlarının kendi mücadeleleri ve Yakın ve Ortadoğu politikaları açısmdaan büyük önem taşıdığının uzun bir süredir bilincinde olan Mustafa Kemal ve Türk milliyetçileri, bu ülkelerin maddi ve manevi desteğini elde etmek için bir takım tedbirler almışlar, hudutlarına yakın ülkelerden başlamak üzere, doğuda Kafkasya, İran, Afganistan ve Hindistan'a kadar, batıda Arnavutluk; güneyde Suriye, Filistin, Mısır ve Arabistan; güney batıda ise Cezayir ve Fas'a kadar tüm İslam ülkelerini kapsayacak biçimde siyasi nüfuzlarını genişletmeye çalışmışlar; illi Mücadele esnasında Erzurum ve Sivas'ta kongreler düzenlenmesini; Hindistan, Afganistan, Azerbaycan ve Arabistan gibi İslam ülkelerinde beyannameler dağıtılmasını yararlı görmüşlerdir. Bu girişimlerin tabii bir neticesi olarak İslam ülkeleri maddi ve manevi yönlerden Milli Mücadele liderlerine ve dolayısıyla da Kurtuluş Savaşı hareketine yardımda bulunmaktan çekinmemişlerdir. Ele alman bu çalışmada ise Milli Mücadele sırasında Irak, İran, Suriye, Libya, Hindistan, Yemen, Arnavutluk ve saire gibi Müslüman ülkeler ve Müslüman topluluklar ile olan münasebetler, yardımlaşma ve dayanışma çabalarına temas edilmek istenmiştir

Çanakkale Krizi ve Lloyd George’un İktidardan Düşmesi: Eylül-Ekim 1922

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 801-820
1922 yılının ortalarına gelindiğinde Ankara Hükümeti, Yunanlılar'ı kesin yenilgiye uğratmadıkça bağımsızlığa ve İtilaf Devletleriyle anlaşma yoluna ulaşamayacağını anlamıştı. Bu amaçla 1922 Ağustos'unun sonunda kesin hücumu başlattılar ve Yunanlılar'ı Anadolu'dan temizlediler. Türk ordusunun bu zaferden sonra Boğazlar'a doğru ilerlemesi Ingiliz Hükümetini telaşa düşürdü. îngilizler'e göre önemli olan Boğazlar'm kendi egemenlikleri altında olmasıydı. Gergin geçen bir dönem sonucunda nihayet Ekim'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Antlaşmanın en önemli sonucu İngilizler'in Türkler'i Avrupa'dan sepetleme ve bunun uzantısı olarak Batı Anadolu'yu Yunanistan'a terketme politikasının iflasıdır. Sonunda bu politikanın mimarı Ingiliz Başbakanı Lloyd George değişik kesimlerden gelen baskılar sonucu 19 Ekim 1922'de istifa etti.

II. İnönü Savaşı Sonrasında İç Siyasi Durum Ve Ankara’da Hükümet Değişikliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1082-1097
1921 yılı ilkbaharı hem askeri gelişmeler bakımından hem de siyasi durum açısından Türk Kurtuluş Savaşı'nın önemli bir evresini oluşturur. Askeri gelişmeler açısından II. İnönü Savaşı TBMM Hükümeti'nin yurt içinde ve dışında konumunu yakından etkilemiştir. Bu askeri başarıyla Türk Ordusu'nun gün geçtikçe kuvvetlendiği ve kolay kolay yenilemeyeceği anlaşılmıştır. Bunun yanısıra Türk Halkı'nın TBMM'ne ve O'nun ordusuna olan güven ve inancı da yükselmişti. Askeri başarıların etkisi yurt içinde ve dışında kendisini göstermiş; yerli ve yabancı kimselerce tebrik edilmiş, bu tebriklerin bazıları Mustafa Kemal Paşa'ca yanıtlanmıştı

Mustafa Kemal ve Cumhuriyet

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1122-1134
Kağnıdan otomotive; telgraftan Türsatlara; kol gücünden elektroniğe; biz cumhuriyetle daha büyük atılımları gerçekleştirdik; Cumhuriyetimiz 75'nci yılında 1 yaşındaki kadar genç ve dinamik; 1000 yaşında imiş gibi köklü ve güçlü.

Atatürk Biyografisine Katkı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 539-541
Herkesin hayatı mükemmel bir tarih parçasıdır. Tarih yapan büyük adamların biyografileri bu açıdan daha bir anlam kazanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili pek çok sayıda biyografi çalışması yapılmış ve yapılmaktadır. Bu eserler hem Atatürk'ü hem de Türkiye Cumhuriyeti'ni daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu Atatürk Biyografilerinde bir takım tereddütler görülmektedir. Türk Milleti'nin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk hakkında, yapılan biyografi çalışmalarına titizlik gösterilmelidir.

Bir Fotoğraf ve Anılar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 37 · Sayfa: 137-139
Geçen ay bir heyetle birlikte Almanya'ya gitmiştik. OYAK Bank Genel Müdürü, bizi Alman bir tanıdığının evine akşam yemeğine davet etti. Salona girdiğimizde masanın üstünde çerçeveli resmi bizlere gösterdiler. Meğerse ev sahibi Voıı der Goltz Paşa'nın yeğeni imiş. Resim 1905 yılında Selanik'te çekilmiş. O zaman Türk Ordusunda Talim ve Terbiye Müfettişliği yapan Almanya Von der Goltz ve arkasında Kolağası Mustafa Kemal. Bende aşağıdaki arzedeceğim konuyu kendilerine anlattım ve metni Almanca'ya çevirip çerçeveletip kendilerine gönderdim.

Mustafa Kemal (Atatürk)'İn Yemen'e Tayini ve Bununla İlgili Belgeler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 32 · Sayfa: 501-524
Arabistan yarımadasının güneyinde yer alan Yemen stratejik, jeopolitik ve ticarî bakımdan büyük bir ehemmiyet taşır. Babülmendep Boğazı, Perim Adası ve Cibuti bu coğrafyanın önemini bir kal dalıa arttırdığı gibi, Kızıldeniz'e geçişin kontrol altına alınmasını da sağlar . Mısır Valisi Hadim Süleyman Paşa zamanında H. 945/M.1538'de Osmanlı idaresine bağlanan Yemen, Uzakdoğu'ya uzanan yol güzergahında bulunması sebebiyle XX. yüzyıla gelinceye kadar çeşitli karışıklık ve mücadelelere sahne olmuştur.

Atatürk’ün Yaşamından; Falkenhayn - Mustafa Kemal Anlaşmazlığı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt V, Sayı 13 · Sayfa: 167-182
Türk Başkomutanlığı, Nisan ayı başlarında Bağdat'ı geri almak için bir taarruz plânı hazırlamaya başladı ve Alman Başkomutanlığından yardım rica etti. Mezapotamya'daki ekonomik çıkarlarına çok önem veren Alman Başkomutanlığı bu taarruz girişimiyle ilgilendi ve yardım isteğini kabul etti.

Mustafa Kemal’in Maraş’ın Kurtuluşu İçin Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 481-494
Güney cephesi Türk İstiklâl Harbi'nin ikinci derecede bir cephesi olarak görülmesine rağmen Mustafa Kemal Paşa bu cepheyle başından sonuna kadar çok yakından ilgilenmiş, aldığı raporlarla olayları günü gününe takip etmiş, gerekli direktifleri vermiş, burada yer yer kurulmuş bulunan millî direnme örgütlerini teşkilatlandırarak sistemli bir hale getirmiş ve bir disipline kavuşturmuştu.

Sesli Belgelerden K. Atatürk

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 459-470
Ulu Önder üzerine yapılan araştırma, inceleme ve yorumlar şüphesiz yıllarca devam edecektir. Başlı başına bir okul, bir ekol olan büyük dahinin, her yönüyle ortaya konulabilmesi zaman işidir. Hakkında; bizzat tanık olanlar tarafından veya tanık olanlardan naklen anlatılarak; pek çok anı yayınlandı. Ölümünün üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen, halen yeni anılar ortaya çıkmakta ve bunları, tarihe ışık tutacak değerde yenilerinin de takip edeceği anlaşılmaktadır. Bazı anılar, ya sadece sohbetlerde kullanıldı, kaleme alınmadı, ya da hafızalarda kalarak sahibiyle beraber mezara gömüldü.