34 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi
  • Mustafa Kemal Paşa
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk'ün Konya'yı Ziyaretleri Ve İlk Ziyareti İle İlgili Gözlemler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 148-157
Büyük Önder Atatürk; " Asırlardan beri tüten bir nurun ocağı ve Türk kültürünün esaslı kaynaklarından biri" olarak kabul ettiği Konya'ya bir çok defa ziyaretler yapmıştır. Konya, Büyük Atatürk'ün İstanbul ve İzmir'den sonra en çok geldiği ve ziyaret ettiği mutlu şehirlerden biridir. Büyük Atatürk, Milli Mücadele'nin başlangıcından ölümüne kadar olan süre içerisinde Konya'ya 13 defa gelmiş ve bu gelişlerinde toplam 33 gününü Konya'da geçirmiştir

Amasya Tamimi Ve Atatürk’ün Amasya’daki Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 70-83
Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından sonra Atatürk'ün Samsun'a çıktığı tarihe kadar Musul İngilizler, Antalya ve çevresi İtalyan1 ar, Adana, Antep, Maraş ve Urfa Önce İngilizler, daha sonra Fransızlar ve İzmir başta olmak üzere Batı Anadolu bölgesi, Yunanlılar tarafından işgal altına alınmıştır. Yine Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Amasya Tamiminin yayınlanmasına kadar İstanbul'da Ahmet İzzet Paşa, I. ve II. Tevfik Paşa, I ve II. Damat Ferit Paşa kabineleri olmak üzere toplam beş hükümet iş başına geçmiştir.

Atatürk'ün Manisa'yı Ziyaretleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 134-145
Atatürk'ün dikkate değer özelliklerinden birisi de; Milli Mücadele döneminde ve Cumhuriyet'in ilanından sonra Türk halkıyla olan yakın diyalogudur. Atatürk; önemli her olaydan inkılaptan önce veya sonra çıktığı yurt gezileriyle kamuoyunu aydınlatmayı prensip haline getirmiştir. Bu; halkın desteğini kazanmak olduğu kadar halkı bilgilendirmek bakımından da önemlidir.

Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin Milli Mücadele Ve Atatürk İnkılâpları Karşıtı Tutum Ve Davranışları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 39 · Sayfa: 788-812
I. Dünya Savaşı'na son veren Mondros Ateşkesi (30 Ekim 1918), emperyalist devletlerin asırlardan beri çözmeye çalıştıkları "Şark Meselesi"™ nihayete erdirmiş görünüyordu. I. Dünya savaşı sona erdiğinde Osmanlı İmparatorluğu artık tarihe karışıyordu. Hasta Adam'ın mirası İtilaf Bloku tarafından yağmalanıyordu*1. Bu korkunç tablo Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basması ile değişti. O, "Milli İntibah" diye tanımladığı Türk Milleti'ndeki uyanışı, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik hareketinin dinamik gücü yaptı. O'nun önderliğindeki bu milli uyanış çok din adamının da destek ve çabalarıyla kısa zamanda yurdun her köşesinde tezahür etmişti. Bununla birlikte kimi din adamları da Milli Mücadele ve onun lideri Mustafa Kemal aleyhinde davranmışlar hatta bu menfi tutumlarını Cumhuriyet sonrasında da sürdürmüşlerdir. tşte bu din adamlarından birisi de Mustafa Sabri Efendi'dir.

İngiliz Kaynaklarına Göre Atatürk

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 75-92
Atatürk, dünyada, özellikle Batı literatüründe, popüler nitelikte birçok biyografinin kahramanıdır. Bununla beraber; Atatürk ile ilgili eserler, sadece bu alanla sınırlı değildir. Denilebilir ki; modern Türkiye'yi kapsamına alan pek çok eser, dikkatini büyük ölçüde Atatürk ekseni çevresinde toplar. İngiltere, I. Dünya Savaşı'na (1914-1918) kadar, daha çok diplomatik yoldan, bazen de (1855-1856 Kırım Savaşı'nda olduğu gibi) askerî kuvvetlerle Türkleri desteklemiştir. Bu arada, XIX.Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılması için yapılan hareketlere katılmakla beraber, onun tüm olarak ortadan kalkmaması için (1878 Berlin Antlaşmasında olduğu gibi) gayret de sarfetmiştir. Ama, İngiltere'nin bu geleneksel siyasetinin I. Dünya Savaşı ile değiştiğini görüyoruz. Çünkü, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışını başlıca amaç olarak benimsemiş olan Çarlık Rusyası ile birlikte, Türkler de karşı artık aynı safta yer almıştır. Hele, I. Dünya Savaşı'nda, Çarlık Rusyasınm çökmesi ve OsmanlI İmparatorluğunun yenilmesi üzerine, İngiltere, Türklere karşı hareketin âdeta bayraktarı olmuştur. Tanınmış İngiliz yazarı Lord Kinross'un sözleri ile, "... Türklere karşı olan bütün bu (düzen), özellikle, çağın (İngiliz) Başbakanı Lloyd George'un başının altından çıkıyordu. Çok mükemmel (!) bir önder olmasına rağmen, Lloyd George, coğrafya ve tarihsel olaylar hakkında pek az bilgisi olan bir insandı.

Atatürk Biyografisinden Sayfalar II

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 507-538
Mustafa Kemal Paşa'nın eğitim ile ilgili konuşmaları, daha çok siyasî konuşmalarının İçinde ifade olunmuştur. O, Büyük Millet Meclisinde ve çeşitli öğretmen topluluklarının karşısında yaptığı konuşmalarda eğitime etraflıca değinmekteydi. Ancak, ulusal bağımsızlık savaşı sonuçlandıktan sonra, eğitime eğilmek durumunda kalmıştır. Askerî birliklerin eğitiminde aldığı görevler, okul hayatı sırasında edindiği bilgiler, özellikle yabancı kitapları okurken edindiği intibalar, O'nda, eğitim ile bilgilerin uyanmasına ve gelişmesine neden olmuştur.

Mustafa Kemal Paşa - General Harbord Görüşmesi Tanık ve Tercümanı: Prof Hulûsi Y. Hüseyin (Pektaş)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt IV, Sayı 10 · Sayfa: 197-208
Millî Mücadele başlangıcındaki en önemli dış ilişkilerden, diplomatik ve askerî müzakerelerden biri, 20 Eylül 1919 Cumartesi günü 1 Sivas'da yapılan ve üç saat kadar süren (Mustafa Kemal Paşa - General Harbord Görüşmesidir.

30 Ağustos Zaferi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 9 · Sayfa: 663-670
İşte her yıl kutladığımız 30 Ağustos Zaferi bu türden ve Türk Milleti'nin var veya yok oluşunu etkileyecek bir Meydan Muharebesi idi. Bu Muharebe Başkomutan olan Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat kendisi tarafından yönetildiği için de adına "Başkomutan Muharebesi" denilmiştir. Şimdi pek çok kimsenin zihninde şu soru canlanabilir: 30 Ağustos Meydan Muharebesi acaba neden bu derece önemlidir?

Çanakkale ve Mustafa Kemal

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 9 · Sayfa: 635-656
Türkiye harbe girince Atatürk, derhal memlekete dönmek, orduda fiili görev almak istedi.

Bitlis’in Kurtuluşu ve Mustafa Kemal Paşa

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 8 · Sayfa: 379-392
27 Mart 1916'da Diyarbakır'a varan Mustafa Kemal Paşa, Bitlis-Muş- Oğnut Cephesindeki 16'ncı Kolordunun emir ve komutasını ele aldı. 16'ncı Kolordunun amacı, taarruz hazırlıkları tamamlanıncaya kadar düşmanın ilerlemesini durdurmaktı. 5'nci Tümen, Bitlis'i geri almak için gereken hazırlıklar tamamlanıncaya kadar Bitlis doğusundaki Botan Vadisi ile Bitlis Boğazı arasındaki bölgeyi örtecek ve emniyete alacak, özellikle Bitlis Boğazı'nı koruyacaktı.